9. Bölüm part 2

"Hayır."

Arkasını hızla döndü Berin. Vücudundaki her hücre ona kaçması için sinyal veriyor gibiydi.

"Ama öyle gözüküyor."

Ürkütücü bir yüz ifadesi ile ona doğru ilerledi adam. Berin ise aynı hızla geri geri gitmeye başlamıştı. Adam genç kızın ürkekçe kaçmaya çalışmasına şeytani bir gülümseme ile karşılık verdi.

"Bence burada olmanın bir sebebi var." Dedi tok bir sesle. "O yüzden gitmek için aceleci davranma."

"Ne demek istediğini anlamıyorum."

"Bence anlaşılıyorum."

Adam bir şeyler daha söyleyecek gibi oldu. Aralanan dudakları Berin'in arkasındaki bir noktaya kilitlenen gözleri ile mühürlendi. Berin ne olduğunu anlamak için arkasına doğru omzunun üzerinden bir bakış attı.

"Ne demek istediğini bir de ben buradayken açıkla."

Berin arkasında beliren Atakan'ın varlığına şaşırsa da sanki bir kaçış yolu bulmuş gibi hızlıca ona doğru yöneldi. Atakan'ı da çok fazla tanıdığı söylenemezdi. Fakat şu noktada karşısındaki psikopat görünümlü adamdan daha güvenilir duruyor gibiydi. Adam sanki bu anın gelmesini bekliyormuş gibi ani bir hareketle arkasına döndü. Saniyeler içinde hızlı adımlarla oradan uzaklaşırken Berin hala olup bitene anlam vermeye çalışıyordu.

"Ne yapıyorsun?"

Nefes almayı yeni öğrenmiş gibi uzun bir soluk çekti içine Berin. Atakan'ın ona yanaşıp sert bir tavırla hesap sormasıyla sanki tekrar kendine gelmişti.

"Nasıl ne yapıyorum? Hiçbir şey yapmıyorum." Dedi şaşkın bir tavırla. Atakan sinirlenmemek için kendini zorlar gibi derin bir nefes alıp verdi.

"Benimle gel. Aybars seni bekliyor."

"Ne?" Berin ikinci kez şaşkınlığa uğrarken Atakan onu kolundan tutup çekiştirmeye başlamıştı bile.

"Benim okula gitmem gerekiyor. Aybars'ın yanına gitmek falan istemiyorum."

"Sana gelir misin diye sormadım farkındaysan. Gelmen gerekiyor ki seni götürüyorum. Ayak diremeyi bırak ve hızlan."

"Dediğim şeyleri duymadın galiba?" Diyerek kendini geriye çekmeye çalıştı Berin. Kolunu onun elinden kurtarmayı başararak yolun ortasında durdu. "Okula gitmem gerekiyor. Aybars beni bekliyorsa boşuna beklemesin. Benim onunla hiçbir işim yok."

Atakan sabrının sonuna gelmiş gibiydi. Çenesini yukarıya doğru kaldırıp sabır dilercesine gökyüzüne baktı. Ardından sinirli bir şekilde kafasını Berin'e doğru çevirdi.

"Zaten okula gidiyoruz. Ayrıca çoktan bu işin içine girdin. Öylece istediğin gibi davranamazsın. Artık olmaz. Şimdi ne diyorsam yap. Seninle uğraşmaya hiç istekli değilim."

Berin birkaç saniye durup düşündükten sonra belki de kafasındaki şeylerin netleşeceğini düşünerek, dahil olduğu bu işin aslında ne olduğunu anlayabilmek için Atakan ile gitmeyi kabul etti. Kollarını göğsünün altında kenetleyerek hızlı adımlarla onun önüne geçti ve tek kelime daha etmeden ilerledi.

~•~

"Benim eve dönmem gerekiyor."

Berin okulun boş spor salonunda ayakta dikilirken sıkıntıyla nefes alıp verdi. Yaklaşık yirmi dakikadır bu salonda Aybars'ın gelmesini bekliyordu. Annesi şu an çoktan meraktan delirmiş bir durumda olmalıydı.

"Gelmeyecek anlaşılan. Daha fazla beklemek istemiyorum Atakan."

Atakan sanki hiç oralı olmamış gibi, çöktüğü duvar köşesinde elindeki telefona gömülü bir vaziyetteydi. Berin sinirden bir ayağını yere sertçe çarptı. Onu görmezden geliyor olması daha çok sabrını taşırmıştı.

"Güzel. Ben gidiyorum."

Asabi sesi boş salonda yankılandı. Atakan'ı beklemeden hareketlenerek spor salonunun çıkışına doğru ilerledi. O esnada çift taraflı kapı açıldı ve Berin içeriye giren Aybars'ı görerek tekrar duraksamak zorunda kaldı. Onun mavi gözleri ile karşılaştığı an vücudunda hafif bir kıpırtı oluştu. O kıpırtı hemen yerini endişeye saniyeler sonrasında bıraktı.

"Bir yere mi gidiyorsun?" Dedi Aybars tok bir sesle. Gözlerini bir iki saniye bitkin gözüken Berin'in tedirgin yüz ifadesinde gezdirdi.

"Geç kaldın." Diyerek ona karşılık verdi Berin. Her ne kadar sesi onun gibi tok çıkmasa da dik bir şekilde durdu.

"Ne oldu?"

Aybars gözlerini Berin'in üzerinden çekmeden konuşsa da soruyu Atakan'a sorduğunu anlamıştı Berin.

"Tahmin ettiğin gibi, takip ediliyordu."

Atakan nihayetinde telefonu ile ilgilenmeyi bırakmış ve oturduğu yerden ayağa kalkmıştı.

"Kim tarafından? Senin tarafından mı takip ediliyordum?"

Berin'i yoksayarak direkt Aybars'a odaklandı Atakan.

"Bunu saklamandaki amaç neydi?" Aybara bu defa onunla konuşuyordu. Sesi her ne kadar sakin çıkmış olsa da gözlerinde sert bakışlar hakimdi. Elindeki küçük usb Berin'e tanıdıktı.

"Bunu zaten konuştuk. Neler oluyor? Artık daha net konuşabilir miyiz?"

"Daha net olmamızı istiyorsan bir bokun içine battın. Senin yüzünden biz de onu temizlemekle uğraşacağız."

Atakan'ın sinirli bir yanıtla ona karşılık vermesiyle bir an ne diyeceğini bilemedi Berin. Gözleri ikisinin arasında gidip geldi.

"Ne yani? Artık sahip olmadığım bir şey için biri tarafından takip mi ediliyorum?"

"Artık sende olsun ya da olmasın. Bir kez eline geçmişti. Ve içeriği hakkında da bir fikrin olduğunu düşünüyorum. Bu şekilde düşünülüyor diyelim ya da. Daha net anlaman için."

Aybars her kelimesinde daha sert konuşup onun üzerine doğru gelmeye başladığında Berin istemsizce geriledi. Olup bitenler ona anlamlı gelmiyordu. Saat hızlıca ilerliyordu ve artık gerçekten evine dönmek istiyordu.

"Eve gitmem gerekiyor."

Sesi yutkunur gibi çıkmış kocaman açtığı gözleri ile ona birkaç santim uzak kalan Aybars'ın gözlerine odaklanmıştı. Aybars'ın sinirden kasılan çenesine aldırmamaya çalıştı.

"Artık kaçabilecek bir konumda değilsin. Senin yüzünden diğerlerini tehlikeye atamam."

"Diğerleri?"

"Motorcular grubunun üyelerinden bahsediyor."

Atakan ona tekrar bir açıklamada bulundu.

"Eve gitmek istiyorum."

Aybars, Berin'in tavrı ile gözlerini devirdi. Bu kıza karşı olan sabrı giderek azalıyordu.

"Hadi seni evine götürelim."

Sesindeki tını hiç yardımsever birinin teklifi gibi durmuyordu.

"Tek başıma dönerim."

"Muhtemelen şu köşeyi dönmeden ya ölür ya da tekrar peşine birini takarsın."

"Polisi aramam gerektiğini düşünüyorum artık..."

Berin onun etkisinden kurtulmak istercesine hızlıca geri adım attı.

"Ne demeyi planlıyorsun? 'Yapmamam gereken bir şeyi yaptım ve kimliğini bile bilmediğim insanların oklarını üzerime çevirdim. Beni koruyun.' Mu? Ya da..." elindeki belleği tekrar ona doğru kaldırıp gösterdi. "Bunu çaldığım kişiler tarafından takip edildiğinden mi bahsedeceksin?"

"Atakan beni eve bırakabilir."

Aybars elini bir yumruk haline getirirken burnundan solurcasına konuştu.

"Seni daha önce de evine bıraktım. Yolu bildiğime eminim. Ya benimle çıkarsın ya da burada dikilmeye devam eder daha çok sohbet ederiz."

Berin ters tepkilerinin aslında tam olarak istediği gibi ilerlemesi ile dediğini kabul ederek onunla birlikte ilerledi.

"Sonra haberleşelim o zaman."

Atakan hızlıca veda edip yanlarından ayrılırken Berin ve Aybars da peşinden dışarıya çıktı. Okuldan çıkıp hızlıca arka tarafa bıraktığı motoruna doğru ilerlediler. Arka kapıdan geçip yola çıktıkları anda kuru havanın esintisi ile bir anlığına ürperdi Berin. Kollarını bedenine sarma hissini geri çevirirken yolun karşısında artık ona tanıdık olan motora ilerlemek için bir adım attı. Fakat ne olduğunu bile idrak edemeden Aybars'ın onu kolundan tutup geriye çekmesi bir oldu.

Kulağında çınlayan bir korna sesi, gözüne alan parlak bir ışığın saniyelik varlıklarının ardından kendini Aybars'ın kollarında buldu Berin. Tamamen vücuduna yapışmış vücudu ile neredeyse burun buruna gelmiş haldelerdi.

"Dikkat et." Dedi Aybars fazla sert ve yüksek çıkan bir sesle. "Ölmek için iyi bir gün değil. Henüz işimiz bitmedi."

Berin sanki onun yörüngesine girmişti. Ne olduğunu anlamaz bakışlarla bir süre daha ona bakakaldı. Aşina olduğu parfüm kokusu ve koyu renk mavi gözleri arasında gidip geldi. Ardından gözlerini kırpıştırarak sanki gerçek dünyaya dönmeyi başarmış gibi neler olduğunu idrak etti. Bakmadan atıldığı yoldan geçen bir arabanın neredeyse ona çarpacak olduğunu ve bu yüzden şu an Aybars ile dipdibe olduğunu anladığı an toparlandı. Aybars şoka girmiş olduğunu düşündüğü kıza kaşlarını çatarak baktı ve tuttuğu kolu gevşeterek onu serbest bıraktı.

"Ben..." diye kuru bir sesle konuştu Berin. Gözünün önüne düşen saçları geriye atarak. "Fark etmedim. Teşekkür ederim."

Aybars bir tepki vermeden gözlerini ondan geri çevirdi ve boş yola adımını attı. Berin ise tamamen kendine gelerek etrafına dikkatlice göz attı ve motoruna ilerleyen Aybars'ın peşinden gitti. Aybars ona kaskı uzattığında rahat ve alışık bir tavırla onu alıp kafasına geçirdi Berin. O sırada Aybars'ın onu izlediğini fark etmemişti. Motora binmek için hazır olduğunda kaskın içinden konuştu.

"Hadi. Gidelim."

💫

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top