Bölüm 70
Bazı şeylerin anlamı yoktur. Adını koymazsınız o yüzden. Ve belki de tüm olanlar elinizdekilerin değerini daha iyi anlamanız için bir ödüldür aslında.
Kolay değildi. Hem de hiç. Başkalarına basit bir aşk acısı gibi görünen yaşadıklarım, bana şimdilerde unutmak istediğim nefessizlik gibi gelmişti.
İşte bu yüzden kimseyi istemedim. Ben, Ali Ömer ve kızımız yeterdi. Fakat ikide şahit gerekli olduğu için istemeyerek de olsa Rıfat ve Cerene tamam dedim. Daha fazlasını görmeye de, duymaya da tahammülüm yoktu.
Şu an aynanın karşısında durmuş bana bakan kadına bakıyorum. Bu sefer etrafımda koşturan kimseler yok. Ne saçlarım bir kuaför elinde ne yüzüm bir makyajla ben olmaktan çıkarılmış. O benim. Aynadaki kadın benim. Her ne kadar sade beyaz bir elbise yeterli desem de, Ali Ömer bunu kabul etmedi. Üzerimdeki kayık yaka, belimi saran ve sonra bulut misali akan gelinlik bu yüzdendi. " Gördüğümde aklıma sen geldin. " demişti. Bana kalsa ne giydiğimin önemi yoktu. Elbette önemsemediğimden değil, ama insan sevdiğiyle evlenecek olunca başka şeyler o kadar da önemli gelmiyordu gözüne. Hele ki bizim yaşadıklarımızdan sonra.
Şirinin göz yaşları da Zeliş'in yalvarmaları da bir yere kadardı. Beni sevdiğim adamdan uzak tutan kimse yanımda olamazdı artık. Önceleri Yonca dan nefret etse de para karşılığı onun tarafına geçen bir Zeliş pişman olsa da bana yeterince acı vermişti. Ona ve Yoncaya inan Şirin dahil herkes mutluluğumuzu görmeyi hak etmiyordu. Ali Ömer de Bu konuda bana katılıyordu.
Belime sarılan kollar ile geçmişten çıkıp ana döndüm. Artık iki kişiydik. Aslında üç. Bir de kızımız vardı. Koltukta oyuncaklarıyla oynuyordu. Aynadaki görüntümüze baktım. Bana sarılan kollarına sarıldım. Çok güzeldik. Ve artık birlikteydik. Sonuna kadar. Sonsuza kadar.
" Bana bir melekle evleneceğimi söylememişlerdi. "
" Bana da dünyanın en yakışıklı adamıyla evleneceğimi söylememişlerdi. "
" Desene ikimizi de kandırmışlar. Ne yapsak? Vaz mı geçsek? "
" İstersen sen vaz geçebilirsin aşkım. Fakat ben evleniyorum. "
" Ben olmadan nasıl olacak o? Bak sakın bana Selim felan deme. "
Kollarının arasında dönüp yüzüne baktım. Çok sevimli bir endişesi vardı. Birazcık şakadan bir şey olmazdı.
" Nesi varmış Selim'in? Gayette düzgün ve iyi bir adam. Üstelik yakışıklı da. "
Son kelimeyi söylerken sesim iyice kısılmış hatta içime kaçmıştı. Ali Ömer beni kolları arasında daha çok sıktı. Yüzü kızarmıştı ve öfkeli gibiydi ama nedenini anlamamıştım. Ya da anlamamazlık şu an işime geliyordu.
" Az önce ne dedin sen? "
" Düzgün dedim. "
" O değil sonra? "
" İyi dedim. "
" Seraaaaa. "
" Aşkım ben yani şeyyy. "
" Ney Seram ney? "
" Ya ben onu şakacıktan söyledim yoksa onu yakışıklı bulduğumdan değil. "
" Bir daha sakın Seram. Senin ağzından başka bir adam için övgü sözcükleri duymak istemiyorum. Ben sana başka bir kadın için güzel diyor muyum? Ben seninle ilk tanıştığım gün sildim hepsini.. "
" Ali Ömer lütfen sana olan aşkımdan şüphe duyma. Ben sadece..... "
Sözlerimi bölen Ali Ömer'in öpücüğü oldu. Bu adam benim her şeyimdi.
" Ne senden ne bana olan aşkından şüphem yok sevgilim. Sadece o güzel ağzından başka bir adamın adı çıkmasın. "
" Ali Ömer seni çok seviyorum. "
" Ben de seni çok seviyorum. Ama bu yaptığınız şaka cezasız kalacak demek değil Sera hanım. Hele bir evlenelim. Sonra kim yakışıklı görürsün sen. "
" Ben anlamadım. O ne demek ? "
Ali Ömer kocaman bir kahkaha atarak başımın tepesini öptü.
" Gel buraya şaşkın sevgilim gel. Bir şey demek değil. " diyerek sıkıca sarıldı.
Tek bildiğim ben bu adamı çok seviyordum. Hem de çok. Ondan öncesi yoktu hayatımda. Bazıları bir adama böylesine bağlı olmanın delilik olduğunu söylese de iki tarafta birbirini çok sevince delilik bile olsa ki katılmıyorum güzeldi. Başımı yasladığım göğsünden kaldırıp gözlerinin içine baktım. O benimdi. Bunu hiç bir şey ve hiç kimse değiştiremezdi.
" Evet güzel bayan. Artık gidip evlenelim mi? "
" Bence de aşkım. "
" Babbbaaa "
" Kizimmm. "
Dennise koltuktan yavaşça inip paytak adımlarıyla Ali Ömer' e doğru koştu. Onları böyle görmek içimde sımsıcak bir şeylerin var olmasına neden olmuştu.
"Kızımmm şimdi anneyle baba gidip evlenecek. Neden biliyor musun? Ama bu ikimizin sırrı tamam mı? Kimseye söylemek yok. Senin bir sürü kardeşin olsun diye."
"Ali Ömerrr çocuğa neler söylüyorsun?"
"E öyle ama aşkım. Toprak, Çınar, Gül, Lale, Yonca, Güneş, Çiçek, Menekşe, Nilüfer...."
"Dur dur dur. Dokuz tane mi?"
"Ama onuncuyu söyleyecekken sen durdurdun sevgilim. Rüzgar ve Nergis."
"On bir etti ama ."
"Rüzgar ve Nergis ikiz. E bir de ablaları var hayatım. Dennise. Onunla on iki. Bir düzine çocuğumuz olsun ."
"Ali Ömerrrr"
"Aşkımmm. Ne güzel olur diyeceksin değil mi? Böyle bir ikisi omuzumda. İkisi kucağımda. Ayaklarımın dibinde diğerleri. Her taraf çocuk sesiyle dolu. Zaten evimiz kocaman. "
"O....Olur tabi neden olmasın. Yani on bir çocuk dediğin nedir ama değil mi? "
"İşte benim aşkım. Bak gör çok mutlu bir aile olacağız. Değil mi kızım? Değil mi babacım?"
"Babbaaa. Kardeşşşş."
"Babasının kızı. Kızım benim."
Ali Ömer, Dennise'in cevabına kahkahalarla gülerken bir şeyden ben de çok emindim. Ali Ömer'in de dediği gibi biz çok mutlu bir aile olacaktık.
***********************************
Merhaba,
Gelecek bölüm belki final belki değil.
Nasılsa okumuyorsunuz.
Oy ve yorum da yok.
Ben de belki final yaparım belki devam ederim.
Ha çok da umurunuzda değil onu da biliyorum.
Her şeye rağmen iyi okumalar.
******************************
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top