6
chaeyoung:
böyle hayal etmemiştim
lisa:
neyi?
chaeyoung:
bu sabahı
böyle hayal etmemiştim
lisa:
nasıldı hayalindeki bu sabah?
chaeyoung:
uyanınca senin yüzünü görür ve sen uyanana kadar sessizce dudaklarını izlerim diye düşünmüştüm
ardından uyanırsın ve gözlerini dikersin gözlerime
sonrası da yine dudaklarımızda başlar
boyun girintinde biterdi
lisa:
vay canına
hayal gücü denen şey cidden çok güçlü
chaeyoung:
hayal dünyam işte
bir türlü çıkamıyorum oradan
lisa:
çık demeyeceğim
çünkü zaten benim sözümü dinleme konusunda da pek iyi değilsin
chaeyoung:
bütün sözlerini dinlerim ben senin
lisa:
iyi bakalım
sen öyle diyorsan
chaeyoung:
onu bunu bırak da
cidden yaptın mı bunu?
lisa:
neyi yaptım mı chae?
chaeyoung:
sabahın köründe
beni bu koca yatakta bırakıp gittin mi?
oysaki dün gece aynı yatakta yatabileceğimizi söylediğinde nasıl da heyecanlanmıştım
gece bir şey olmadı lakin sabahtan bayağı umutluydum
lisa:
dün gece aklın yerinde değil gibiydi
o yüzden yanımda yatırdım seni
geceden de sabahtan da umutlanma
olmayacak
chaeyoung:
doğru söylüyorsun
seni öpmek hayalden fazlası değil benim için
lisa:
bunu bilmen güzel
chaeyoung:
hâlâ neden sabahın köründe gittiğini söylemeyecek misin?
lisa:
acilen şirkete uğramam gerekiyordu
senin için tost yapmıştım
mutfakta tezgahın üstünde duruyor
onu yiyebilirsin
yanına portakal da sık istersen
chaeyoung:
sadece senin sıktığın portakal suyunu içmeyi seviyorum
lisa:
peki
sıkma o zaman
chaeyoung:
şu an şirkettesin yani
lisa:
evet
chaeyoung:
çok işin var mı?
lisa:
aslında on dakika öncesine kadar oldukça stresli bir toplantıdaydım
ama şu an o toplantıdan canlı çıkışımı kutlamak adına odamda kahvemi yudumluyorum
chaeyoung:
anladım
ne zaman döneceksin?
lisa:
bugün yapmam gereken bazı işlerim var ama uzun sürmez
iki veya üç saate dönerim
gelirken markete de uğrayacağım
istediğin bir şey var mı?
chaeyoung:
yok ama bunu sorman hoşuma gitti
lisa:
chae annen seni bana emanet etti
sana iyi bakmam lazım
chaeyoung:
sırf bu yüzden benimle ilgileniyorsun yani
lisa:
evet
chaeyoung:
pekala
inandım
lisa:
inanmalısın
doğruları söylüyorum
chaeyoung:
dün için özür dilerim
lisa:
özür dilemene gerek yok
chaeyoung:
hayır var
aptal bir çocuk gibi davrandığımı biliyorum
ama öyle öfke doluydum ki
öfkemi daha fazla tutamadım içimde
lisa:
neden birikti öfken?
chaeyoung:
her şeye çok öfkeliyim
doğduğum yıla
doğduğun yıla
sensiz geçirdiğim günlerime
ve hoseok'a
ama en çok hoseok'a
lisa:
bak chae
bir noktada seni de anlıyorum
yaşadıkların kolay şeyler değil
ama kendini bu kadar hırpalama
dün seni o soğukta dışarda beklerken gördüğümde kan beynime sıçradı
kendine bunu yaptığın için o kadar sinirlendim ki sana
bir daha yaşamayalım böyle bir şey
chaeyoung:
dün bir gram bile üşümedim biliyor musun?
kalbim yanıyordu çünkü
cayır cayır
lisa:
yalan söyleme
titriyordun resmen
chaeyoung:
hiç farkında değildim
lisa:
her neyse
şu an iyiysen sorun yok demektir
chaeyoung:
iyiyim
ama şu an bir yerlerde hoseok'un da nefes aldığını bilmek canımı sıkıyor
nefes bile alsın istemiyorum o adam
lisa:
abartma
chaeyoung:
abartmıyorum
ilk başta onu çok ciddiye almamıştım çünkü onun aşkına karşılık vermeyeceğini biliyordum
ama o fotoğrafları görünce
seni hiç tanıyamadığımı anladım
karşılık verirmişsin demek ki
lisa:
hiçbir şeye karşılık verdiğim yok
özel hayatıma burnunu sokmayı kes
chaeyoung:
doğru söyle lisa
neden gittin o yemeğe?
lisa:
acıkmıştım ve yemek yemeyi teklif edince kabul ettim
lütfen susar mısın artık
işlerim var
chaeyoung:
hoseok sadece seninle yatmak istiyor
lisa:
chaeyoung
haddini aşma
sus dedim
chaeyoung:
susamam
söylüyorum işte sana
seni altına alacak ve bitecek her şey
tek istediği bu
lisa:
yeter tamam mı
yeter
kendinden on yaş büyük biriyle konuştuğunu unutma
laflarına dikkat et artık
seni sürekli uyarmaktan sıkıldım
chaeyoung:
eğer seni üzecek tek bir şey yaparsa
onu cidden öldürürüm
gerçekten yaparım bunu
lisa:
sen kafayı yemişsin
delisin resmen
beni de delirteceksin sonunda
ilk başta hoseok sana aşık diyordun
şimdi ise tek istediği seninle yatmak diyorsun
sıkıldım artık
senden de benim hakkımda yaptığın çıkarımlarından da
chaeyoung:
yine yapıyorsun
yine kırıyorsun bütün duygularımı
lisa:
kırdım, evet seni
ama kırmıştın beni
chaeyoung:
sadece seni
sırf seni düşündüğümün farkında değilsin
ya da görmezden geliyorsun bu gerçeği
lisa:
düşünme beni
derslerini düşün
yıl sonu balonu düşün
liseli arkadaşlarını düşün
ama beni düşünme
chaeyoung:
nasıl?
söyle bana nasıl düşünmeyeyim seni?
kafamı sağa çevirince burnuma denk gelen yastığını koklarken,
iki kişilik yatağının bir köşesinde yatarken
ve gözlerim önünde sürekli seni görürken
nasıl düşünmeyeyim seni?
lisa:
annenle tanıştığım güne lanet olsun
hayatını öyle mahvettim ki
benim yüzümden şu gençlik çağında yaptıklarına bak
seni bu hale getirmeye hakkım yoktu ki benim
neden bu hakkı tanıyorsun bana?
chaeyoung:
keşke elimden gelen bir şey olsa
lisa:
keşke
chaeyoung:
eve gel
lisa:
gelemem
işlerim bitmedi
ve sanırım bu gece kendi evine gitmen en iyisi
bir süre uzak kalalım
belki böylece unutabilirsin beni
chaeyoung:
seni unutamam
lisa:
unutmalısın
bak eğer yararı olacaksa
annenle iletişimimi de keserim
tamamen çıkarım hayatından
yeter ki unut beni
chaeyoung:
seni ezberledim ben lisa
her hareketini
her kelimeni
vücudunun her kıvrımını
öyle ezberledim ki bin yıl çıkmaz aklımdan
lisa:
ben cidden
ne yapmam gerektiğini bilmiyorum
seninle nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum
chaeyoung:
sadece eve gel
bakışalım
uyuyalım
ya da sarılalım
ama susalım
konuştukça batıyoruz
lisa:
susarak hiçbir şeyi çözemeyiz
chaeyoung:
bırak çözülmesin sorunlar
bir kez sarılsak uçup gidecek hepsi
lakin izin vermezsin kolların arasına girmeme
çok iyi biliyorum bunu
lisa:
geliyorum
chaeyoung:
sarılacak mıyız?
lisa:
kapat konuyu chae
chaeyoung:
sarılacağız
-
Gülüşlerimiz nasıl da söndü galadan sonra sokağa atılan çiçekler gibi
Ve şimdi, iki kere iki.
Kırdım, evet seni. Ama kırmıştın beni.
Hadi sadece kırılmıştım diyerek önleyeyim herhangi bir eleştiriyi.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top