13
chaeyoung:
bu kadarı fazlaydı
lisa:
neden?
chaeyoung:
gerçekten bu kadar acımasız olacağını düşünmemiştim
lisa:
beni de bu hale sen getirdin o zaman
chaeyoung:
komik değildi
hiç değildi
lisa:
biliyorum
amacım komik olmak değildi
sana bir ders vermek istedim
böylece artık benim işlerime karışmayı ve sürekli hesap sormayı bırakırsın belki
chaeyoung:
eski günleri anımsatıyor bu söylediklerin
lakin eski lisa bile yapmazdı bunu bana
bambaşka bir lisa oldun sen
lisa:
küçük bir hayal kırıklığından kimse ölmedi bugüne kadar
sen de ölmezsin, merak etme
chaeyoung:
hayal kırıklığı değil bana çektirdiğin
kalp kırıklığı
lisa:
üzgünüm
fazla ileri gitmeye başlamıştın
seni kendimden uzaklaştırmam gerekiyordu|
chaeyoung:
yine de bunu yapman gerekmezdi
geleceğim dedin
dışarı çıktım koşa koşa
öyle heyecanlandım ki
hoseok'u bırakıp benim yanıma geleceksin diye kalbim yerinden fırlayacak gibiydi
ama gelmedin
ne kadar aptalmışım
lisa:
geleceğimi düşünmen hataydı
chaeyoung:
sana güvendim
bugüne kadar ne desen inandım sana
çünkü bana yalan söylemezdin asla
lisa:
böyle sanman ne gülünç
ben en büyük yalanımı sana söyledim|
chaeyoung:
neden kabasın?
lisa:
senin bu dilden anladığını öğrendim
chaeyoung:
nerede hata yaptığımı anlayamıyorum
lisa:
tek istediğim beni rahat bırakman chaeyoung
sürekli mesaj atmaman
evime gelmemen
ve hayatımı yakından takip etmemen
lütfen bu söylediklerimi dikkate al
chaeyoung:
hoseok yüzünden böyle oldu değil mi?
her boku o başlattı
şimdi de onun yüzünden senden uzaklaşmamı istiyorsun
lisa:
şu siktiğimin hoseokunu unut artık
her fırsatta karşıma hoseok lafıyla çıkma
sıkıldım
yeter
chaeyoung:
bunları kendine söylesen keşke lisa
keşke hoseok'u sen unutsan
çıkarsan hayatından
beni alsan onun yerine
hayatının en güzel köşesine
lisa:
chaeyoung
kırmamak dökmemek istiyorum ama
zorluyorsun beni
böyle bir şey olmayacak
biz beraber olmayacağız
olamayız
anla artık
chaeyoung:
sıkıldın mı benden?
sıktım mı seni?
özür dilerim
lisa:
özür dileme
senin suçun değil
chaeyoung:
onun için özür dilemedim
hayatından çıkmayacağım ve isteklerini yerine getirmeyeceğim için özür diledim senden
özrümü kabul edip etmemek sana kalmış
lisa:
şaka gibisin
chaeyoung:
seni bırakmayacağımı kabullendiğini düşünmüştüm
ama yanılmışım
yeniden en başa döndük gibi hissediyorum
lisa:
hep en baştaydık
chaeyoung:
hiç yol katetmediğimizi mi düşünüyorsun yani?
lisa:
evet
chaeyoung:
daha dün bana değişmeye çalıştığını söylüyordun
lisa:
sen de bunu reddediyordun
chaeyoung:
son zamanlarda bana davranışlarındaki değişimi görmüştüm
fark etmiştim
ama senin fark etmeni istemedim
çünkü ettiğin an kendine gelecek
ve yine kalbinin senini dinlemeyecektin
lisa:
ben hiçbir zaman kalbimin sesini dinlemedim
chaeyoung:
bak işte
böyle inkar edeceksin ve yine benden uzaklaşmaya çalışacaksın diye korkmuştum
ne yazık ki korktuğum başıma geldi
lisa:
sana diyecek bir şey bulamıyorum
bir süre görüşmeyelim lütfen
chaeyoung:
gerçekten istediğin şey bu mu?
lisa:
evet
tek istediğim şey bu
chaeyoung:
benden o denli hoşlanmıyorsun yani
görüşmek istemeyecek kadar
yüzümü bile görmek istemiyorsundur bir de
öyle mi?
lisa:
bingo
chaeyoung:
ne güzel
akşam görüşürüz o halde
lisa:
ne?
chaeyoung:
annemle birlikte sana kahve içmeye geleceğiz
topluca özlem gidermiş oluruz
lisa:
hayır
sen gelmeyeceksin
chaeyoung:
nasıl yani?
beni kapıdan mı çevireceksin?
yoksa anneme benim gelmemi istemediğini mi söyleyeyim lisa teyzecim ha?
lisa:
lisa teyze mi?
chaeyoung:
istediğin bu değil miydi?
otuz yaşındaki bir kadına teyze demem komik
lisa:
evet tam olarak buydu
chaeyoung:
pekala
ama sana istediklerini vermeyeceğimi söylemiştim
ta ki beni isteyeceğin güne kadar ;)
lisa:
o gün asla gelmeyecek
chaeyoung:
akşam görüşürüz lisa
yalnız ben kahve sevmiyorum biliyorsun
belki benim için portakal suyu sıkabilirsin
lisa:
kapa çeneni
chaeyoung:
:)
-
siyah saçları, uzun bacakları ve giydiği beyaz tişörtünün üzerine geçirdiği mavi ve pembe renklerin hakim olduğu bol kazağının gizlediği ince beliyle karşımda kahve hazırlayan lisa'yı izliyordum. dağınıkça açık bıraktığı saçları ensesine doğru yaslanmıştı. güzelce şekillenmiş dudakları üzerinde kurumuş ve kopartılıp kanamayı bekleyen kabuklara dikmiştim gözlerimi. bol kazağı içinde minicik kalan bedenine gülmeden edemiyordum.
bakıldığı zaman el kadar gözüken bu kadın, içinde kocaman bir dünya yaratmış kendine. ben de o dünyanın kapılarını zorluyorum kendimce.
"beni izlemeyi keser misin?"
"hayır."
"annenin yanına git."
salonda oturan ve kahveleri bekleyen annemin yanına gitmek istemiyordum çünkü mutfakta kahve hazırlamakla uğraşan çok güzel ve bir o kadar da mükemmel kadınım vardı.
"buranın manzarasını daha çok beğeniyorum."
demiştim kalçamı tezgaha yaslayarak. bunları söylerken de bir saniye bile gözlerimi ayırmıyordum ondan. bilmeliydi çünkü tek manzaramın kendisi olduğunu.
"şımarıyorsun chaeyoung."
"çocuk gibi davranıyorsun."
söylediğim şeyi duyar duymaz gözleri büyümüş ve bir ok misali dikmişti kürelerini üzerime. kaşları çatılmış, dudakları büzülmüş ve kaşları arasındaki kalın deri kırışıvermişti.
"ben mi çocuk gibi davranıyorum?" hem şaşkın hem de öfkeli çıkan sesi kulaklarıma ulaşırken sadece yavaşça kafa sallayarak onu onaylamakla yetinmiştim.
"henüz çocuk olan birinin bana bunları söylemesi gerçekten gülünç."
"yaşların bir önemi olmadığını sen söylemiştin."
"her söylediğim şeyi ısıtıp ısıtıp önüme koymaktan vazgeçmeyecek misin?"
"söylediklerinin arkasında durman gerekir manoban."
"bunları bana sen öğretecek değilsin chaeyoung."
aramızdaki konuşma giderek hararetini arttırırken tam ağzımı açıp cevap verecektim ki lisa hazırladığı kahveleri çoktan tepsiye dizmiş ve benim vereceğim cevabı bile beklemeden mutfaktan çıkmıştı. öylece arkasında kalmıştım ve bu durum gerçekten sinirimi bozuyordu.
bana bilerek böyle davrandığının farkındaydım. aynı ilk zamanlar yaptığı gibi yeniden beni kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu.
tek başıma kalmak istemediğimden mutfaktan çıkmış ve salondaki büyük koltuğa oturmuş sohbet eden annem ve biricik aşkımın yanındaki tekli koltuğa oturmuştum. beni pek taktıkları söylenemezdi.
annem lisa'ya bir şeyler anlatıyor lisa ise bana sırtını dönmüş bir şekilde annemi dinliyordu.
güzel yüzünü görmek istiyordum. doya doya bakmak, öpmek istiyordum ama hayatta her istediğimizi kolay elde edemeyeceğimizi de biliyordum.
zamana ihtiyacımız vardı.
ortadaki sehpada duran tepsiye ilişti gözlerim. annem ve lisa kahve kupalarını ellerine almışlardı lakin benimki hala tepside içilmeyi bekliyordu.
içmeyecektim.
sevmediğimi bilmesine rağmen sırf inat olsun diye bana kahve yaptığını biliyordum.
"chaeyoung, iyi misin?"
çok dalmış olmalıyım ki annem bende bir sorun olduğunu fark etmişti.
"evet, iyiyim." çatlayan sesim nedeniyle boğazımı temizlemiş ve arkama yaslanmıştım.
kısaca lisa'ya baktığımda ise tepsi üzerindeki bardağıma baktığını görmüştüm. içmediğimi fark etmiş olması güzeldi.
belki kendini sorgular ve bana ne kadar kaba davrandığını anlardı.
"siz gelmeden önce köşedeki pastaneden kurabiye almıştım. onları da getireyim." lisa yavaşça ayağa kalkmış ve sehpadaki tepsiyi de alarak mutfağa gitmişti.
bu sefer peşinden gitmeyecektim.
o gittiği sırada resmen ezberimde olan eve göz gezdirdim. her zaman kitap okuduğu koltuğuna, sürekli belgesel izlediği televizyonuna ve hobi edinmemi istediğini söyleyerek aldığı tuval ve birkaç boyaya kaydı gözlerim. hala benim için ayarladığı köşede hepsi bıraktığım gibi duruyorlardı.
ne kaldırmış ne de yerlerini değiştirmişti. dokunmamıştı bile. buna sevinsem mi üzülsem mi bilemiyordum. bir an çok mutlu oluyor bir an en kötü sözleri sarf ediyorduk birbirimize. acınacak haldeydik.
çok geçmeden lisa elindeki tepsiyle birlikte mutfaktan gelmişti. tepsideki kurabiye tabağını sehpanın ortasına, sıkılmış portakal suyunu da tam önüme koyduğunda ise bütün düşüncelerimden uzaklaşmış ve bana asla karşı koyamadığını bir kez daha anlamıştım.
birbirimizin zaafıydık.
-
Sen el kadar bir kadınsındır
Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli
Bazı ağaçlara kapı komşu
Bazı çiçeklerin andırdığı
İş bu kadarla bitse iyi
Bir insan edinmişsindir kendine
Bir şarkı edinmişsindir, bir umut
Güzelsindir de oldukça, çocuksundur da
Saçlarınla beraber penceredeyken
Besbelli arandığından haberli
Gemiler eskirken, deniz eskirken limanda
Sevgili
🤍
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top