11
chaeyoung:
lisa
lisa
lisa
lisa
lisa
lisa:
ne var?
sadece bir kez mesaj atabilirsin
chaeyoung:
naber ;)
lisa:
ne oldu sana böyle?
dün bana çok sinirliydin
şimdi göz kırpan emoji atıyorsun
chaeyoung:
sinirim geçti
lisa:
vay be
nasıl oldu bu?
chaeyoung:
hadi amaaaa
bilmiyormuş gibi davranma
lisa:
neyi?
chaeyoung:
ahahahaha
bak hâlâ devam ediyorsun ya
neyse
çok güzeldi
çok teşekkür ederim
lisa:
ne güzeldi chae?
senin için sıktığım portakal suyundan mı bahsediyorsun?
eğer onun için teşekkür ediyorsan evet kesinlikle teşekkür etmelisin çünkü işe geç kaldığım halde kırk saat o portakalları sıkmaya uğraştım
chaeyoung:
aa evet o da vardı değil mi?
onun için de teşekkür ederim
aslında bu kadar kibar olacağını hiç beklemiyordum
lisa:
portakal sıkmak kibarlık mı sayılıyor?
her sabah sıktığıma göre
oldukça kibar bir insanım
bir saniye
onun için DE teşekkür ederim derken?
başka bir şey daha mı var?
chaeyoung:
offf evet
çiçekleri diyorum
bilmiyormuş gibi davranma artık
lisa:
ne çiçeği?
chaeyoung:
AAAA lisa yeter ama artık
30 yaşında mısın 3 yaşında mısın belli değil
tamam teşekkür ediyoruz işte
çiçek göndermişsin bana
lisa:
ne diyorsun be?
ne 3'ü ne çiçeği
çiçek falan göndermedim ben
chaeyoung:
nasıl ya?
göndermişsin işte
dün sana küstüğüm için
barışalım diye
göndermedin mi?
lisa:
hayır
chaeyoung:
ama eve bir çiçek geldi
üstünde de benim ismim yazıyor
lisa:
benim evime üstünde senin ismin yazan bir çiçek mi geldi?
chaeyoung:
evet
ve ben de senin gönderdiğini düşündüm
lisa:
ben göndermedim chae
sana neden çiçek göndereyim?
hem ben evde yokken kimseye kapıyı açma demedim mi?
çiçekçiye neden kapıyı açıyorsun????
chaeyoung:
YA KONUMUZ ŞU AN BU MU?
eve çiçek geldi diyorum
üstünde benim adım yazıyor
kim gönderdi bu çiçeği
hayır yani tanıdığım tek platoniğim de sensin
başka kimse gelmiyor ki aklıma
lisa:
ne ne ne ne????
ben mi sana platoniğim???
rüyanda falan mı?
chaeyoung:
:) aşıksın bana
lisa:
şaka gibisin ya
chaeyoung:
neyse
kim gönderdi bu çiçeği?
lisa:
ya bana neden soruyorsun?
üstünde bir not falan yazmıyor mu?
chaeyoung:
ismimin yazdığı bir kart var ama başka bir kart var mı bilmiyorum
iyice bakmam lazım
lisa:
çabuk bak
sonra yaz bana
chaeyoung:
ohaaaaa
lisa:
noldu?
chaeyoung:
çiçeğin arkasında başka bir kart daha varmış
şimdi fark ettim
lisa:
kimin gönderdiği yazıyor mu?
chaeyoung:
evet
seojong göndermiş
lisa:
seojong kim?
chae yoksa sapığın falan mı var?
çok kötü bir şey bu
ne yapmamız gerekiyor?
polise gitmeliyiz
offf annene ne diyeceğim şimdi ben
chaeyoung:
ya saçmalama
okuldan arkadaşım seojong
lisa:
okuldan arkadaşın sana çiçek mi yollamış?
kim bu velet?
chaeyoung:
velet lafını sana hiç yakıştıramadım lisa
lisa:
bu çocuk senin adresini nereden biliyor?
kendi evinde bile değilsin
takip mi ediyo bu seni?
chaeyoung:
ay delirme be
geçenlerde sohbet ederken senin yanında kaldığımı söylemiştim
zaten kaldığın sitenin yerini kore'de bilmeyen yoktur
malum oldukça pahalı bir site
lisa:
sen ciddi misin?
insanlara açık adresini mi dağıtıyorsun?
VE GÜNDÜZLERİ EVDE TEK KALDIĞIN HALDE
chaeyoung:
ay vallahi bayılıcam artık
seojong benim yakın arkadaşım
o yüzden kaldığım yeri bilmesi normal
lisa:
gerçekten yeni nesil arkadaşlıklar çok tuhaf
ben hiçbir arkadaşımın evine çiçek göndermemiştim
çok saçma
chaeyoung:
zaten o da öylesine göndermemiş sanırım
kartın üstünde bir şey daha yazıyor
lisa:
ne yazıyor söylesene
çatlatacak illa insanı ya
chaeyoung:
sana ne oluyor böyle?
aşırı bi yükseldin heyecanlandın
iyi misin?
lisa:
yoo ne alakası var
iyiyim sen nasılsın?
chaeyoung:
hiç komik bir espri değil
lisa:
of tamam kapat konuyu
kartın üstünde ne yazdığını söyle
chaeyoung:
mezuniyet balosuna benimle birlikte gitmek istediğini yazmış
bu bir teklif sanırım
lisa:
ne teklifi
ne balosu
sen kaç yaşındasın şu an?
chaeyoung:
tek tek sorsana ya
sen cidden delirdin yalnız
bir sakin ol
bu sene mezuniyet balom var benim hani son sınıftayım ya
hatta bir keresinde anneme bana mezuniyet balom için elbise vereceğin yalanını söyleyerek senin yanına gelmiştim
unuttun mu?
lisa:
evet, hatırladım
neyse tamam
hayır de
chaeyoung:
ne?
lisa:
hayır de diyorum
chaeyoung:
neye hayır diyeyim?
lisa:
ya şu çocuğa işte
seojong mudur nedir
münasebetsiz
chaeyoung:
ne alaka ya
neden hayır diyeyim
baloya birlikte gitmeyi teklif etmiş işte
tek başıma mı gideyim yani
lisa:
hayır da
bilmiyoruz kimdir nedir
önce bir tanımamız lazım
her önüne gelene evet mi diyeceksin?
chaeyoung:
arkadaşım diyorum
iki yıldır tanıyorum zaten onu
lisa:
tamam ben tanımıyorum
chaeyoung:
senin tanımana gerek yok
lisa:
var
chaeyoung:
yok
lisa:
var
chaeyoung:
yok
lisa:
sus
chaeyoung:
ne oldu?
bana çiçek gönderdiği için kıskandın mı?
lisa:
ne
hahahahahahahahahahahahahhahaha
komikmiş
chaeyoung:
anca gül sen
ben de senden geldi diye sevinmiştim
ne kadar aptalım
lisa:
ne alaka şimdi
chaeyoung:
boşver lisa
gerçekten boşver
o baloya gideceğim
seojong da bana eşlik edecek
yarın evime dönüyorum zaten
akşam gelince de kitap falan okursun
ben de başında bekler bekler en sonunda uyurum
böyle geçip gider hayatımız
lisa:
chaeyoung
ne oluyor böyle birdenbire?
sana çiçek göndermemi mi istiyordun?
anlamadım ben konuyu
chaeyoung:
olay o değil
her şeye karşı bu kadar kayıtsız kalman
canımı sıkıyor
boşuna kürek çekiyormuşum gibi hissediyorum
bazen çok iyisin bazen çok soğuk
seni ve duygularını takip edemiyorum
bana çiçek göndermiş olabileceğini düşünüyorum ama aynı zamanda böyle bir şey yapmaz da diyorum kendi kendime
ne büyük bir ikilemsin sen?
lisa:
gitme
chaeyoung:
ne?
lisa:
evine
gitme
chaeyoung:
dalga mı geçiyorsun yine?
gitmeyip ne yapacağım
tüm gün evde seni bekleyip sonunda eve gelebildiğindeyse bir iki kelime konuşup uyuyana kadar kitap okuyuşunu mu izleyeceğim?
lisa:
bundan zevk aldığını sanıyordum
beni izlemekten
chaeyoung:
öyleydi
hâlâ öyle
ama yetmiyor bana
doyamıyorum sana
çok özlüyorum
tüm gün geleceğin saati bekliyorum
yoruluyorum
aşkın yoruyor beni artık
lisa:
pes edeceğini biliyordum
chaeyoung:
pes etmedim
etmeyeceğim de
sadece soruyorum sana
sence de artık senin de bir adım atma vaktin gelmedi mi lisa?
her şeyi benden beklemeye devam mı edeceksin?
lisa:
chaeyoung
anlamadığın şeyler var
ya da anlamak istemediğin
ben sadece seni ve senin iyiliğini düşünüyorum
chaeyoung:
yine aynı masallar
her neyse
annem yarın dönüyor
zaten gitmem gerek
boşuna tartışmayalım bu konuyu
lisa:
dinlemiyorsun ki hiç beni
chaeyoung:
çok dinledim seni lisa
yine aynı şeyleri söyleyeceksin
yine genç olduğumu, gençliğimi bu şekilde harcadığımı ve yaşıtlarımla takılmam gerektiğini söyleyeceksin
ezberimde hepsi
lisa:
eğer gidersen
ev çok sessiz olacak
chaeyoung:
bu seni mutlu etmeli
sürekli sessiz olmam gerektiğini söyleyip duruyordun
lisa:
chaeyoung
bazen istemediğimizi dile getirdiğimiz şeyler aslında elde ettikten sonra kaybetmekten korktuğumuz şeylerdir
bunu bil lütfen
olur mu?
chaeyoung:
neydi bu şimdi?
lisa:
hiç
öylesine
-
of batırdım biraz
ilerde neler olacağını aklımda biraz şekillendirdim umarım bu fici mahvetmeden bitirebilirim🥱
okuduğunuz için teşekkürler💘
bu arada geciken bölüm için de üzgünüm her gün yeni bölüm gelmesine alışmıştınız değil mi🙃🙃🙃
istek:
öneri:
şikayet:
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top