21




Hongjoong okula girdiğinde tanıdık bir yüz tarafından durduruldu.

"Selam?" dedi şaşkın bir yüz ifadesiyle, neden kendisiyle konuşmak istediğini anlamamıştı.

"Seonghwa'yla aranda neler dönüyor?" diye sordu Mingi.

"Seni tanımıyorum bile. Önce kendini mi tanıtsan acaba?"

"Boş konuşma. İkinizin arasında ne var?"

"Nesin sen? Onun sevgilisi misin?" diye homurdandı Hongjoong ve kollarını göğsünün üzerinde bağladı.

"Eğer aramıza girmeseydin evet," dedi Mingi ve Hongjoong'u dolaplara doğru ittirerek yere düşmesine sebep oldu. "Yalnızca bir kez söyleyeceğim... ondan uzak dur Kim Hongjoong. Benimle uğraşmak istemezsin."

"Se-sen onu hak etmiyorsun," dedi ayağa kalkmaya çalışırken. "Hala eski sevgilinle görüştüğünü duy–"

"Bu seni hiç ilgilendirmez o yüzden burnunu benim işlerime sokma. Şu aptal oyun bittikten sonra onun peşini bırakmazsan seni cidden pişman ederim."

"Oyun bittikten sonra mı? Neden bahsediyorsun sen?" diye sordu Hongjoong kafası karışmış bir halde.

"O gece seni öpen kişi Seonghwa'ydı," dedi Mingi ve o anda Hongjoong'un gözleri fal taşı gibi açıldı. "Bunu söylediğim için Minho'nun partilerinden men edilmem umurumda bile değil. Seonghwa'yı yalnız bırak."

"Öptüğüm kişi o– o mu?"

Mingi tam uzaklaşmak üzereydi ki Hongjoong kolunu yakaladı.

"Konuyu açtığına göre söyle... gerçekten o muydu?"

"Evet," dedi Mingi kolunu sertçe çekerek. "O yüzden kendini özel hissetme Hongjoong. O gün kavga ettiğimiz için beni kıskandırmak istedi. Eminim bir an önce bana dönebilmek için oyunun bitmesini dört gözle bekliyordur."

Hongjoong, Mingi'nin söylediklerine inanamıyordu. Yani ilk öptüğü kişi Seonghwa mıydı? Açıkça her şeyi konuşup güvenebildiği kişi Seonghwa mıydı?

"Bu sadece bir uyarıydı," dedi Mingi ve onu ittirerek tekrar yere düşmesine neden oldu.

"Ne yapıyorsun lan sen?!" Hongjoong acıyla inlerken tanıdık bir ses duydu. Mingi onu ittirmeden hemen önce o kadar şok olmuştu ki öyle bir şey beklemediği için kendisini yerde bulduğu an acı tüm vücudunu kaplamıştı. "Ne yapıyorsun gerizekalı?!" diye bağırdı Seonghwa Mingi'ye ve hızla iyi olup olmadığına bakmak için Hongjoong'a doğru koşturdu.

♥︎♥︎♥︎

Hongjoong'un sağ koluna alçı takılmıştı. Doktor çok ciddi bir şey olmadığını söylemişti o yüzden alçı sadece iki hafta duracaktı.

"Seni eve götüreceğim," dedi Seonghwa hastaneden çıkarlarken.

"Ben iyiyim," dedi Hongjoong başını sallayarak ve adımlayarak uzaklaşmaya başladı.

"Kim Hongjoong!" diye bağırdı Seonghwa ona. "Şu lanet inadına başlattırma bana, olur mu?"

Hongjoong, Seonghwa'yla yüz yüze gelmeden önce adımlarını durdurdu. "Sevgilinle daha fazla sorun yaşamanı istemiyorum."

"Neden bahsediyorsun sen? O benim sevgilim değil."

"Ama o öyle düşünmüyor."

"Yaptığı şey için gerçekten çok üzgünüm Hongjoong. Söz veriyorum seninle ben ilgileneceğim. Hepsi benim hatam."

"Sorun değil," dedi Hongjoong bakışlarını yere indirerek. "Yarın okulda görüşürüz." Döndü ve tekrar adımlayarak uzaklaşmaya başladı. Sadece kolu kırılmıştı, ayrıca ilk öpücüğünü aldığı kişinin Seonghwa, tam olarak hoşlandığı kişi olduğunu öğrenmişti. Biraz yürüyüş yapıp zihnini boşaltması gerekiyordu.

O uzaklaşırken Seonghwa sadece arkasından onu izlemişti. Hongjoong'a neden gerçeği söyleyememişti ki? Onun çilek olduğunu bildiğini neden söylememişti?

__________________________________________________

Mingi tüm sihri bozdun

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top