- O'na

Yalnızım..
Boş zihinlerde veya odalarda
Kararsızım, almakta veya terketmekte
Ne yapmam gerek, sorarım aynanın içindekine..
Kimseye veremem ruhumdan bir parça teni
Jelatini hiç sökülmemiş yalnızlığım..
Tanrı bile alay eder durur, bense izlerim, zamanımdan akan terleri..
Zarurî bir ilk vardır ya hep, ona denk gelmişim
-biraz heyecanlıydım-
Yırtıp atmış büyük bir zevkle, sonlandırmış, ya sonumu ya da mutluluğumu..
Durup durup dalmışım, barındırdığı yeni kitap kokulu sayfalara..
Yazıp yazıp sildiğim dizeler gibi hep yeniye tekrarlanan bir heyecan sunmuş bana
Akan terlerin telafisiymiş, nefes alışı, varlığı..
Zamanı durdurmaya yeter bir de öpücüğü varmış..
-kalbim o durakta sonsuza dek yolcu beklemişti-
İlk kez nefes alan bir bebeğin sarhoşluğu varmış hallerimde
Ve de ilk kez bu zehirle sulanmış çiçeklerim..
-solacağından habersiz-
Kafamda bir baykuş bile uçurmadan sevmişim,
Sayısız dal varmış oysa, ben hepsini kırmışım,
Gözlerimi bürümüş aşk nağmeleri...
. . . . . . . . . . . .
Gökyüzünden üstüme düşen gölgeler, artmış günler boyu,
Eklenen harflerin sayısı azalmış, kitabımdan sayfalar eksildikçe
Solunamaz hale gelmiş bu hava, içilemez hale gelmiş bu denizler..
Karalamaz olmuş kalemler, almaz olmuş sayfalar
-en çokta bu ağrıma gitmişti-
Çatlaklar arasından sızar olmuş katran kokulu damlalar
Bir serçe boğulmuş bu damlalarda, boğuluyormuş..
-devam etmekte-
Ağlıyormuş bu serçe, gönülden veya gözden,
Herkesten habersiz, kimsesiz..
-bir sonraki durağa kadar, eğer yıkılıp yakılmazsa-
Ve şimdi düşünüyorum sadece, fotoğrafların kokmadığına mı üzülsem, "üşüyeceksin ceketini giy.." diyemediğine mi?..