8.Bölüm: Sibel
Gerçekten acaba bu kadın kimdir diye, düşünmeye başlamıştım artık ben anlamıyordum abimi, telefon konuşmaları sonra tavırları, şimdi ise bir de bu Sibelimiz çıkmıştı başımıza.
Benim abim önceden böyle değildi, bana değer verir sürekli benimle birlikte vakit geçirir, bütün herşeyini bana anlatırdı bu 2 yıldır abim gitmiş, yerine başka biri gelmişti sanki .Ne olduğunu anlamıyordum.
Benim abim bu değildi, karşımdaki bu kişi abim olamazdı, evet yine beni seviyor değer veriyor, beni koruyordu. Annem babam vefat ettikten sonra abim bana hem anne hem baba olmuştu.
Bu yaşıma kadarda o bakmıştı bana abime olan sevgimi minetarlığımı kimseye anlatamazdım. Hani derler ya kızların ilk aşkları babasıydı benim ise ilk aşkım abimdi.
Ama bu benim abim değildi işte sanki bu karşımdaki başka bir insandı.
Benden bir şey saklıyordu hatta, bir şey değil ,bir sürü şey saklıyordu ama ne saklıyordu.
Ben artık eski abimi istiyordum. Düşüncelerimi kesip yukarı çıkıp dolaptan bir battaniye alıp aşağıya indim. Abimin üstüne battaniyeyi örtüp eğilip yanağına bir öpücük bıraktım sesiz ve fısıltı bir şekilde lütfen abi benden kötü bir şey saklıyor olmuş olma inşallah yine eski abim, olursun deyip geri çekildim.
Tekrar yukarıya çıkıp odama girip geceliğimi üstüme giyindim yatağıma uzandım kafamda olan soruları kesip kendimi uykunun kolarına bıraktım.
Sabah uyandığımda Saate baktım saat dokuzu geçiyordu, hemen üstüme rahat bir şeyler geçirip aşağı indim. İnşallah abim gitmemiştir işe diye dua ediyordum kanepenin üzerinde uzanan hayla uyuyan abimi gördüm içimden oh be çektim, abimle konuşabilecektim bu gün dersim yoktu ama saat iki'de dans kursum vardı.
Bugün Filiz abla izinli olduğu için hemen girip mutfağa güzel bir kahvaltı masası hazırladım abimle bana içeriye girip hayla uyayan abimin yanına gitti, hafif bir şekilde dürtüp.
"Abim hadi kalk kahvaltı hazırladım "bir tepki vermedi bir kaç kere daha abi dedim. Uykulu bir şekilde.
"Efendim Esin " dedi "Abi hadi kalk kahvaltı hazırladım" dedim.
"Tamam kalkıyorum hadi bana yukardan bir kazak getir bende gidip elimi yüzümü yıkıyorum deyip, uzandığ yerden kalktı banyoya doğru gitti.
Bende yukarıya çıkıp abimin, dolabını açtım kazaklarını içinde siyah mavi çizgili kazak dikkatimi çekti çok güzele benziyordu.
O kazağı çektim ve yere 5,6 fotoğraf düştü, hemen yere çöküp fotoğrafları ellime aldım. Bütün fotoğrafların üstünde çok güzel bir kadın resmi vardı.
Bunlar neydi böyle abim bu kadın fotoğraflarını ne yapacaktı, ve bu kadın çok güzeldi, yeşil gözleri ,sarı saçları vardı kadın o kadar güzeldi ki kıyamıyordum bakayım içlerinden bir fotoğraf dikkatimi çekmişti hemen onu elime aldım burda aynı kız mini bir kırmızı elbise giymişti, ve benim kırmızı elbise giyme takıntım vardı ve bu kadında çok fazla hoş görünüyor' du seksiydi, ben hiç kırmızı elbisenin içinde bu kadar güzel olmadığıma emindim. Arkasını çevirip baktığımda abimin el yazısıyla karşılaştım.
'Kırmızı sana çok yakışıyor güzel kadın adın gibi Sibel olan kadın ,buğday başağım, yere düşmemiş yağmur tanem ' .
Oha bunları abimi yazmıştı aşağıdan abimin.
"Esin hadi bir kazak getirmeye gittin bir saatir gelmiyorsun."
Diye bağırdı hemen fotoğrafları aldığım yere koyup kazağı elime alıp aşağı indim beni gördüğünde.
"Bir saatir seni bekliyorum hele şükür "deyip kazağı elimden çekti, ben hala olayın şokunu atlatamamıştım .
Benim duygusuz abim aşk yaşamıştı bir de acı çekmişti hala bu olaya inanamıyordum sabahtan akşama sadece emir vermeyi bilirdi benim abim hala bu olanların şokundaydım sormaya korkuyordum ama bunu sormayı deli gibi istiyordum deli cesaretimle .
"Abi sen hiç aşık oldunmu" diye bir çırpıda sormuştum .
"Yine ne saçmalıyorsun Esin ne aşkı başım çatlıyor zaten."
Demişti çok kırılmıştım çünkü bunu biraz bağırarak ve yüksek sesle söysöylemi.
"Tamam sana bir şey sormadım say abi" deyip mutfağa geçip masaya oturdum, ve çayları doldurdum abimde gelip masaya oturmuştu. Masada ikimizdende ses çıkmamış sesiz sedasız kahvaltı yapmıştık sesizliği bozan ilk abim olmuştu
"Esin sana o tepkiyi verdiğim için özür dilerim başım gerçekten çok ağrıyordu" dedi bende sitemkar bir şekilde "Abi dün gece o kadar çok içersen tabikide başın ağrır, gerçekten seni anlamıyorum bu aralar bir derdin var, bir sıkıntın var, belli ve bana sürekli yalan söylüyormuşsun gibi hissediyorum.
Bir şeyler oluyor ama ne lütfen artık bir açıklama yap bir açıklamayı hakkediyorum bence"
dedim.
Gerçekten cevap verip bana bir açıklama yapacakmıydı çok merak ediyordum bu sorunun cevabını bildiğim halde yine soru soruyordum, bende biraz tuhaftım.
"Esin evet bir açıklamayı hakkediyorsun işlerim bu aralar biraz ters gidiyor lütfen beni anla şimdi bütün sorularını cevaplayamam ama sadece şümdi çok ısrar ettiğin için bir soru sor cevaplıyacağım" dedi.
Tabikide en merak ettiğim soruyu soracaktım.
"Abi şimdi tek merak ettiğim soru bu değil merak ettiğim bir sürü soru var ben en merak ettiğimi sana soracağım sen dün içkiliyken bir isim sayıklıyordun 'Sibel ,Sibel' diye bu Sibel kim abi lütfen, yalanlarından bıktım zaten yalann olmadan bu Sibel'in kim olduğunu anlat " dedim.
Gerçekten yalan söylemeden anlatacakmıydı orası biraz muamaydı. "O yüzden mi bu sabah bana hiç aşık oldunmu diye sordun"
"Evet abi o yüzden sordum ama sen bana bağırdın abi"dedim.
"Şimdi sana bir söz verdim sorduğun soruya cevap vereceğim dedim, ve vereceğimde ama nasıl anlatacağımı bilmiyorum." Kafasını geriyr doğru atıp iki elle yüzünü ovaladı ve "Ben lise son sınıftayken, sınıfımıza yeni bir kadın gelmişti bu kadın o kadar güzeldiki gördüğüm an tufana uğradım, ve dağıldım ben bu kadını gördükten sonra ben başka bir ben oldum o kadar güzeldiyki saçları buğday başağı gibi sapsarı gözleri Zümrüt kadar güzel, yani anlatamam çok güzeldi.
Adı gibiydi Sibel gibi olan kadındı.
O benim haylada kim ne derse desin o kadın benim.
Sonra bir gün okuldayken ona açılmak istedim, ve bu güzel kadına gidip sana aşığım dedim kabul etti.
Benimle sevgili oldu ben ona o kadar çok bağlandım aşık oldum ki güzelliği başımı dönderiyordu, ama sonradan öğrendim ki bana hiç bir zaman aşık olmamış hepsi bir oyunmuş, çok sinirlendim o kadar çok sinirlendim ki bunu duyduğum dakika gidip hesap sordum, neden bana bunu yaptın dedim hiç bir şey demedi, sadece sustu sonra yanında n çekip gittim.
Aylarca peşimde dolandı af diledi affetmedim.
Affedemedim sonra gidip kendini öldürdü."
Abimin gözünde bir kaç damla yaş süzüldü ilk kez abimi bu kadar çaresiz görüyordum. Birden abimin telefonu çaldı gözünden akan yaşları silip.
"Hadi sen geç içeri önemli bir telefon işle ilgili sonra devamını anlatırım zaten fazla anlatacak bir şey de yok " dedi .
Sesi ağladığından dolayı kısık çıkmıştı düşünceli bir şekilde masadan kalkıp odama doğru yürümeye başladım benim abime bu Sibel denilen şerefsiz neler yaşatmıştı böyle abimi annem babam ölürken bile bu kadar çaresiz görmemiştim bu kadın kendini öldürmeseydi ben bu kadını öldürürdüm. Benim abime bu yaşatıklarının hesabını soramadığım için şu an çok üzülüyordum.
Keşke yaşasaydı da ben bu kadına derdi neyse gösterirdim.
Şuan çok üzgündüm abimin o hali beni çok üzmüştü saate baktım saat bir'e geliyordu. Ne ara bu kadar
Zaman geçmişti gardolabın önüne geçtim her çeşit kırmızı elbisem vardı, birini seçip giyindim elbise tulum bir ellbiseydi arkasında v şeklinde derin bir sırt dekoltesi vardı üstüme onu giyinip hafif bir makyaj yaptım saçıma da topuz yaptım, kendime son kez aynadan baktım gerçekten çok seksi görünüyordum aşağa indim.
Abim kanepede oturmuş elindeki telefonla uğraşıyordu.
Beni fark etmesi için hafif bir şekilde öksürdüm ve kafasını kaldırıp bana baktı ve
Ayağa kalkıp bana doğru yürüdü benim ellimi tutup beni kendi etrafımda döndürüp.
"Benim prensesim çok güzel olmuş maşallah benim miniğime deyip alnıma bir öpücük kondurdu, bende ona sıkıca sarıldım ben abim olmadan gerçekten nefes alamazdım o da bana sarıldı saçlarıma bir öpücük bırakıp.
"Hadi seni kursuna ben bırakayım bugün" dedi. "Olur abim nasıl istersen"dedim üstüne askıdan mont alıp, vestiyerdeki araba anahtarınıda alıp hafif bir şekilde tebessüm ederek.
"Hadi gidelim prenses hazretleri" askıda olan montumuda bana uzatıp, kapıyı açtı ben dışarıya çıkayım diye geri çekilip bana yol verdi.
Benim düşünceli abim. Dışarı çıkıp arabaya bindik. Yolda o da konuşmamıştı bende kurs yerine geldiğimizde arabadan inip kursun içine girdim.
Herkes gelmişti sadece etrafta Selim beyi görememiştim.
Yerime geçtim iki dakika sonra hocada gelmişti ama Selim bey hayla yoktu
Hoca konuşmaya başlayıp.
"Bugünkü dansımızın adı aşkın ve tutkunun dansı tango." dedi ve o arada kapı açılmış hocanın sözü yarıda kalmıştı içeri giren kişi...
_____________❤️____________
Ve bölüm sonu sizce bölüm nasıldı içeri kişi kim olabilir inşallah beğenmişsinizdir.
Abisi yine yalan söyledi dizce bu yalanların sonu ne olacak
Yazım yanlışlarım fazlaysa çok özür dilerim.
Ellimden geleni yapıyorum kitabımın güzel olması için.
Teşekkür ederim kitabıma bir şans verip okuduğunuz için.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top