5.BÖLÜM :Mavi Gözler

Yazardan

Mafya babalarının en güçlüsü ve
başarılı bir iş adamıydı. Karanlık tarafı da vardı. Bu dünyanın siyahına nasıl bulaştı ?Nasıl mafya oldu? diye sormayın. Çünkü o da nasıl mafyaların kirli yollarına bulaştığını bilmiyordu .Atakan Arıkan. En büyük düşmanlarındandı.
Ne ararsan vardı bu adamda . Dünyanın tüm kötülükleri onun ocağında şeklini almıştı. Adam tam bir pislikti. Kendisi de bu kirli yolun üzerinde yürümeye başlamış biri olmasına rağmen hiçbir zaman onun kadar acımasız ve kötü bir adam olmamıştı. Sadece mafya olduğu için değildi bu öfkesi. Onun kini yıllar öncesine dayanıyordu. Senelerdir bu adamı sevmeyi başaramamıştı.Daha doğrusu affetmeyi becerememişti. Düşününce böyle bir zorunluluğu da yoktu aslında. Bu aralar tek hedefi onu çökertmek ya da ortadan kaldırmak yönündeydi. Fırsatını bulsa onu kimse durduramayacaktı. Dünyayı kötüleştirenler de bu tip insanlar değil miydi? 

Onun Esin adında bir kız kardeşi vardı. Hayattaki en büyük zaafının bu kız olduğunu öğrenmiş olmak onu oldukça mutlu etmişti . Çok umutluydu çünkü artık o adamı nerden vuracağını çok iyi biliyordu. Altın fırsat dedikleri böyle bir şey olsa gerek diye düşündü. Telefonunu eline alıp " Abini çok mu seviyorsun cici kız ?" diye bir mesaj yolladı. Bu adamı zamanı geldiğinde öldürecekti . Bunun için de elinden gelenin fazlasını yapmakta kararlıydı.

Kirli yeraltı dünyasına ait olan ya da yeryüzünde gezinen elleri insanların kanıyla kirlenmiş tüm adamların layık olduğu sonun ölüm olduğuna inanıyordu. Öfkesi o kadar derinlerindeydi ki elinde olsa böyle insanları cehennemin kör kuyularına yollamak için neler neler yapardı. Dediklerine göre yapacaktı da. Çok kararlıydı. Geçmişin kara sayfalarında gezinen bir mazileri vardı onunla. Zaman su gibi akıp gitmiş ancak acıların üzerini kapatması mümkün olmamıştı. İçinden "o benim canımdan önce ruhumu öldürmüştü. Şimdi sıra ödeşmekte. Kendine ölümlerden ölüm beğensin bundan böyle. Yıllardır beklettiğim intikam yükü demini aldı artık. İçim karardı. Bu yükün tek çözümü cana karşılık can olmalı. Ruhum bu yükü kaldıramıyor artık dedi .

Tam dalmıştı ki yanına en iyi adamının geldiğini görerek düşüncelerine bir süreliğine ara verdi. Adam gelir gelmez söze girerek :" Abi 1 saat sonra konferans vereceksin " dedi. Evet doğru söylüyordu haklıydı. Kirli işlerinin yanında iyi bir iş adamıydı da. Bu işinde kurduğu otoriteyi korumaya mecburdu. Saygınlığı onun için çok önemliydi. Adamına döndü ve :

"Arabayı hazırla şimdi çıkacağım "dedi. Takım elbisesinin üzerine sandalyede duran ceketini geçirdi. Yavaş adımlarla arabaya doğru ilerledi ve şoförün kapıyı açmasının ardından arabaya bindi. Üniversiteye 10 dakika içerisinde gelmişlerdi. Arabadan indi ve okulun salonuna doğru ilerledi salon tıklım tıklım dolmuştu.

Kürsüye çıktığı anda o kadar insanın içinde bir çift mavi gözle karşılaşmıştı ve bu karşılaşmanın sonrasında neye uğradığını şaşırdı. Orta sıralarda oturmuş olan tam karşısındaki kızın da onun gözlerine baktığını farkettiğinde bir anlık da olsa afallamıştı. Gözleri gerçekten de çok etkileyiciydi. Daha sonra kızın yüzünü incelemeye başlamıştı. Yaptıklarını bilinçli yapmaktan ziyade sanki gizli bir gücün etkisiyle gözlerinin yetkisini yitirmiş gibiydi. İstemsizce izliyordu onu. Kız gerçekten de çok güzeldi hatta abartı derecesinde güzeldi onun için. Ne oluyor bana diye düşündü ve kendine gelmek istercesine bir saniyelik silkelendi. Olabildiğince ona bakmamaya çalıştı. Başka yöne doğru dönerek konuşmayı gerçekleştirmek için boğazını temizledi. Konuşmanın konusu yeni nesildi. Gür sesiyle:
"Merhaba arkadaşlar bugünki konumuz yeni nesil. Şimdi bildiğiniz üzere her geçen gün nesil değişiyor. Bu değişim kötüye mi gidiyor? iyiye mi ? diye sorarsanız tabiki de kötüye gidiyor.

Yeni nesil, yağmur bekleyen çorak topraklar gibi çevresinde ilgi ve alaka bekliyor . Çorak topraklar nasıl hasteretse yağmura, suya. İlgi ve alakaya da yeni nesil öyle hasret.

Yeni nesle mensup olan insanlarımızın büyük çoğunluğu şuanda bencil, narsist ve mutsuz. Bütün dünyada insanlar Amerika medeniyetine maruz kaldığı oranda, atalarından ve ailelerinden gelen ahlaki değerlere karşı çıkıp isyan edecektir . Bu Değerlerin yitirilmesinin bedeli ise çok ağır. Bulaşıcı hastalık derecesinde yaygın narsizm, hayali bir iyimserlik, gittikçe artan kaygı ve depresyon. Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de böylesi bir nesille karşı karşıya kalıyoruz ...

Geçenlerde bir yazar bir makalesini yayınladı. Makalede yazanlar aynen şöyleydi:

"Nesiller, özelde toplumların, genelde insanlığın varoluşunun devamlılığıdır."
Bu açıdan belki de günümüzde en önemli konu olmasına rağmen devletler tarafından göz ardı edilen bir durum. 21.yy. Neslinin kötü bir durumda olduğunu bir türlü kavrayamamaktayız . Üniversite hayatımızın başlamasıyla kafamızda daha iyi oturan bizlerin,yeni neslin yok oluşunun nedenlerini anlamaya çalışıyordum . Bu arayışım, arayan bulur hesabı bir gün kitapçıdayken günümüz neslini çok ama çok iyi anlatan "Ben nesli" adlı kitabı keşfetmemle son buldu.
Bu kitabı Türkçeye çeviren Dr.N. Mustafa Merter'in anlattığı gibi:
Twenge kendisi de Amerikalı olmasına rağmen çok açık konuşuyor. Sadece gelişmiş batı ülkelerinde değil bütün dünyada genç neslin Amerikan medeniyetine maruz kaldığı oranda atalarından ve ailelerinden gelen ahlaki değerlere karşı çıkıp isyan edecek. Bu değerlerin yitirilmesinin bedeli ise çok ağır . Bulaşıcı hastalık derecesinde yaygın bir narsizm, hayali bir iyimserlik gitikçe artan kaygı ve depresyon. Evet gerçek şu ki böyle bir neslin bedeli çok ağır olacak. Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de böyle bir nesille karşı karşıyayız. Yazar içinde bulunduğumuz gençliğin bulunduğu durum için şu can alıcı soruyu soruyor.

" Bugünün gençleri niçin bu kadar özgüvenli ve iddialı fakat bir o kadar depresyonlu ve kaygılı?" Çünkü havada yaşayan gerçeklerin farkında olmayan, bencillik kıskacında sadece ben diyen bir nesile sahibiz.

Aslında anlatacaklarım daha çok ama bu konu sabaha kadar uzar şimdi bu konuyla ilgili sorusu olan var mı?" diye sordu. Kimseden ses çıkmayınca "tamam o zaman çıkabilirsiniz" diyip de kürsüden tam ineceği sırada yine o gece mavisi gözlerlele ona şidetle bakıyordu ." Neler oluyordu gerçekten bana böyle "diye düşündü. Karşısındaki kadına bakmayı kesip arabasına bindi.

Eve geldiğinde bir adamı gelip kapısını açtı ve önünde saygıyla eğildi. Adamlarının ona olan bu saygısı çok hoşuna gidiyordu. Eve girdi tam bu esnada bir adamı gelerek:

"Abi polise ihbar ettik ya Atakan'ı ama şerefsiz yine yapmış yapacağını. "

"Ne olmuş lan nasıl yakalanmadı "nasıl yakalanamamıştı diye düşündü.

"Dün gece silahları yok etmiş abi "

"Nasıl yok etmiş bir işi bile yapmıyorsunuz beyinsizler"diye bağırdı. Şuan çok sinirliydi. Nasıl o pislik elinden bu kadar kolay kaçardı. Nasıl yakalanmaktan kurtarırdı kendisini nasıl ?diye düşündü.

Spor salonuna inip Kum torbasını yumruklamaya başladı. Her seferinde yakalanamıyor her defasında kendini kurtarmayı başarıyordu it. Yanına bir adamı geldi ve :

"Abi Atakan'ın kardeşinin resmini bulduk "dedi. O ana kadar bu kızı görmemişti ve çok merak ediyordu. Resmi hemen görmek istiyordu "nerde ?" sesi biraz yüksek çıkmıştı. Adam da cebinden çıkartıp ona uzattı. Fotoğrafı incelediğinde kızın bugün konferans salonunda gördüğü mavi gözlü kadın olduğunu farketmişti. Bu güzel ve güzelliği gibi gece
mavisi kadar güzel gözleride yüzü kadar özel olan bu kız nasıl o pisliğin kardeşi olabilirdi, diye düşündü. Düşüncelerini yarıda kesip buzdolabının önüne doğru ilerledi. viski şişesi çıkarıp masaya oturdu ve içmeye başladı. Gerçekten çok içmişti. Kendine hakim olmamıştı olmaya da niyeti yoktu açıkçası. Telefonu masanın üstünden alıp " bu iş çok eğlenceli olacak cici kız " diye bir mesaj yazdı. Bunu neden yazdığını bile bilmiyordu. İçkili olduğu içindi galiba. İçmeyi bırakıp yukarı çıktı. Kendini sert bir şekilde yatağa bıraktı. 10 dakika sonra sızıp kalmıştı. Sabah uyandığında duş alıp üstünü giyindi ve aşağıya indi. Kardeşi Selim elinde bir fotoğrafla ona doğru geliyordu.

"Abi bu kızı tanıyor musun? " diyerek fotoğrafı gösterdi.

" Atakan itinin kız kardeşi "sesi düşünceli çıkmıştı.
"Bu kız onun kız kardeşi olamaz. Dans kursunda birlikte dans etmiştik. Çok masum ve iyi niyetli abi emin misin? Bu kız onun kız kardeşi değil bence çünkü bu kız oldukça saf ve iyi niyetliydi"dedi.

"Lan kızdan etkilendin mi?"dedi. Alay eder gibi sordu ama kendisi de kızdan etkilenmişti.Çünkü ciddi manada güzeldi.

"Sadece güzel bir kız. Hatta bugün dansımız var" dedi
" Ben de birazdan çıkacaktım zaten. Seni de bırakırım. Kızla çok sıkı fıkı olma. Bizim düşmanımızın kardeşi unutma tamam mı Selim?" diye sordu.

"Arabamı yanıma almamıştım zaten ve unutmam emin ol ki ama kız bana daha doğrusu bize bir şey yapmadı. O yüzden kötü davranmam ama daha mesafeli olurum" dedi. Kahvaltıdan sonra hazırlanıp arabaya bindiler. Yarım saat kadar sonra dans kursuna gelmişlerdi. Abisi kardeşinin rahatça inmesi için arabayı güzel bir yerde durdurdu ama Karşısındaki kadını görünce ağzının içinden büyük bir küfür savurdu. Karşısındaki kadın Kırmızı mini bir dans elbisesi giymişti fazla çekici görünüyordu. Selim arabadan indi ve kursun olduğu yere birlikte girdiler. Orda beklemeye başlamıştı. 1 saat sonra çıktılar kurstan. Selim kendisini görmemiş olmalı ki arabaya gelmedi ve çıkıp gitti. Kız hala buradaydı. Arabadan inip kıza doğru yürüdü. İçinden ben ne yapıyorum böyle? diye düşündü ama bunu yapmak zorundaydı çünkü abisi olan şerefsizden intikamını almak için yapacaktı bunu. Zorundaydı. Kadının Elini alıp zarif bir şekilde öptü ve : "Ben Oğuz Aksoy "dedi. Karşısındaki kadın da ondan etkilenmiş olmalıydı. İçinden etkilenilmeyecek bir adam mıyım ? diye geçirdi.

"Esin Arıkan " dedi kızın konuşurken sesi titremişti.
"Tanıştığımıza memnun oldum. Bundan sonra sık sık karşılaşacağız " dedi ve arabasına bindi .

♥♥♥♥♥♥

Esin 'den

"Esin Arıkan "dediğimde kalbim güm güm atmaya başlamıştı. Bu adam bana ne yapıyordu böyle ?
"Tanıştığımıza memnun oldum bundan sonra bol bol karşılaşacağız " diyip arabaya bindi. Bu da ne demekti böyle? Ben bu adamla neden sık sık karşılaşacaktım hiçbir şey anlamamıştım bu durumdan. Ne olduğunu anlayamıyordum. Yoksa bu adam abimle mi tanışıyordu? Saçma sapan düşüncelerimi kesip beni arabayla bekleyen şoförün yanına giderek arabaya bindim. Eve geldiğimde abimin daha eve gelmediğini farketmiştim. Yemek hazırdı sadece ısıtacaktım. Abimi aradım. Üçüncü çalışta anca açmıştı. Yüksek sesle bağırıp "Yarım saate ordayım sakın bir yere kıpırdama "deyip kapatmıştı Allah aşkına neler oluyordu böyle ? Anlaşılan çok sinirliydi. Ben ona yanlış bir şey yapmamıştım ki. Sessiz sessiz beklemeye başladım. Kapı çaldığında gidip kapıyı açtım. Abimin yüzünde hiçbir mimik belirtisi yoktu. İçeri geçip takım elbisesini çıkartıp fırlattı. "Neler oluyor abi beni korkutuyorsun" dedim. Birden bire bağırarak "O adamı nerden tanıyorsun lan ?" dedi.

"Hangi adamı abi sen ne diyorsun ?"

"Oğuz Aksoy'u nerden tanıyorsun? " dedi. Aman Allah'ım mavi gözlü yakışıklı olan bugün adını bana söyleyen adamı Soruyordu : "Vallahi tanımıyordum bugün yanıma gelip adını söyledi "dedim.

"Tamam bir daha o adamı gördüğünde yönünü değiştir ya da beni ara şimdi sen odana ben 2 saate kadar gelirim " deyip salondan çıktı. Abim neden bu kadar sinirliydi ?O adamı neden görmemi istemiyordu? Ben neyin içindeyim böyle ?Odama çıkıp yatağıma uzandım ve kendimi uykuya teslim ettim.
.....

Ben bugün yeni nesil konusunu elle almak istedim ne kadar da narsist, mutsuz bencil bir dünyada yaşıyoruz onu anlatmak istedim. İnşallah anlatabilmişimdir.
Şu an hepimiz bencil, narsist mutsuz bir insana dönüşmüşüz farkında olmadan. Ne kadar da kötü değil mi? Allah hiçbirimizi doğru yoldan ayırmasın.
Allah'a emanet olun diğer bölümde tekrardan görüşmek üzere.

Bölümle ilgili fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim. Düşünceleriniz değerlidir. Keyifli okumalar dilerim...

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top