1. Bölüm: "Abim"

Başlama tarihinizi buraya yazabilirsiniz.

1.Bölüm
Hayat bazen beklenenin ötesinde  iyi, bazen de beklenenin tam tersi acımasızlıklarla dolu olabiliyordu.  
İnsanlar dost  bildikleri ellerden ve  tanımadığı yüzlerden gördükleri ihanetlerin çukurunda  debeleniyordu.
O da bu ihanet ve iki yüzlülüklerin darbelerinden nasibini almıştı.
Ancak ona atılan tokatların açtığı yaraların çok geç farkına varmıştı. İnsanların bir kere bile katlanamayacağı hainlik pusularına o ikinci defa düşecekti.

İnsan bu dünyadayken mutlaka birilerinden bir kazık yiyordu. Herkesten ve herşey'den gelebilecek kazıklardan biri ona da atılmıştı ama bunun farkında değildi. İnsanların başına gelince başa çıkmakta çok zorlandığı şeylerden biri onun başına ikinci defa gelecekti.

Ya gerçekten mutluydu, yada öyle olmak istediği için kendini buna inandırmayı tercih ediyordu.İnsan belki de kendini bu yalanlara daha kolay inandırabiliyordu.

Yatağında, uzandığı sırada  bir sorgulama krizi tutmuştu bedenini.
Hayat  oldukça zorlu ve bunaltıcıydı. İnsanın sabrını devamlı bir şekilde sınadığı da bir gerçekti.
İnsan böyle durumlarda neye, inanacağını şaşırır duruma gelebiliyordu. Düşüncelerin içinde için için kendini yediği şuralarda yan odadan "Esin!Esin!!" Diye seslenen abisini işitti, onun en değerlisiydi ondan da ötesi tek varlığıydı. Hayatın onlara oynadığı oyundan ilki yılar önce gerçekleşmişti. Anne ve Babasını kötü bir trafik kazasında kaybetmişlerdi, Abi, kardeş birbirlerine sahip oldukları için  şanslı sayıyorlardı asıl kendini şanslı hisseden Esin'di çünkü onu her fırsata koruyup, kollayan ona değer veren onu anlayan bir tek abisi vardı hem abisi, hem de arkadaşı gibiydi kendisine bir şey olsa ilk koşan abisi olurdu. Hayatının merkezindeydi bir nevi abisini o kadar çok seviyodu ki kendini bile o kadar çok sevmiyordu, Böyle düşünürken bir anda ona bir şey olma ihtimali gözünün önüne geldi , o düşünce bile korkunçtu onun için  ve gözünde bir, iki  damla yaş süzüldü. Düşüncesi bile bu kadar zorsa, gerçek olması nasıl da zor olurdu kim bilir diye düşündü, kapıdan giren abisi o halde gördüğü kardeşinin yanına gidip ona sarıldı biraz espiri bir tonda.

"Esin neden ağlıyorsun sen ağlamak için fazla büyümedin mi, hiç yakışıyormu sana ağlamak ağlayınca, çok çirkin oluyorsun çirkin kurbağa çabuk sil o göz yaşlarını, çünkü fazlasıyla çirkin oluyorsun ağlayınca, herkes ağlasın sen ağlama çünkü sen hep gül sana gülmek yakışıyor benim kıymetlim. "Ağlamasının yerini hüzün dolu bir gülümseme almıştı. Abisi her durumda onu güldürmeyi başarıyordu.

"Hadi ama ağlayacağına gömleğimi ütüle kurbağa " ona kurbağa demesine çok sinir oluyordu, ama bu sefer ona kurbağa demesi onu gülümsetmişti. Abisinin elinden gömleğini alıp.

"Of abi bir gömleğini ütülemeyi öğrenmedin gitti " bunu biraz sitemkar bir şekilde söylemişti "oflama abiye, oflama hadi gömleğimi ütüle yoksa işe geç kalacağım ." Bunu biraz sert bir şekilde söylemişti. Ayağı kalkıp ütü odasına doğru yürüdü.

Ellindeki gömleği. Hızlı bir şekilde ütüleyip, onu abisinin elline doğru uzattı ve içinde oluşan sarılma isteğiyle abisine sarıldı .

"Abi beni hiç bırakma olurmu." diye, sordu bunu sorarken sesi titremişti, çünkü bu bir aydır  abisiyle ilgili kötü rüyalar  görüyordu .

"Bu da nerden çıktı, şimdi ben seni hiç bırakmam Esin bunu biliyorsun seni saçma düşüncelere iten de ne saçmalamayı bırak sen okula gitmiyecekmisin gidip hazırlan hadi ben seni bugün üniversiteye bırakırım" bunu sinirle söylemişti çünkü bu konu abisini sinirlendirmişti.

Bu kıza neler oluyordu böyle önce onu ağlayarak görmüştü, şimdi ise saçma, sapan sorular soruyordu.

"Gerçekten'mi o zaman gidip hazırlanıyorum " deyip abisini yanağına öpücük bırakıp odasına girdi. Dolabı açıp içlerinde olan pembe buluzumu ve siyah biraz bacağımin altına gelen eteğini alıp giyindi, aynada kendine baktığında, hiç fena görünmüyordu, içeri geçtiğinde abisi telefonda birine bağırıyordu .

"Bu işi hemen haledin eğer ona zarar gelirse hepinizi öldürürüm lan."diye bağırıyordu karşısındaki kişiye Esini gördüğünde, susup telefonu kapatı ve kardeşine dönüp hiç bir şey olmamış gibi,  sanki daha yeni o adama bağıran o değilmiş, gibi sakin bir şekilde."Hadi gidelim okula geç kalacaksın" dedi bugünlerde abisinde de bir tuhaflık vardı sürekli telefonla konuşuyor ve bir mesaj gelse çabuk sinirlenip odadan çıkıyordu bunu anlıyamuyordu ve sesiz bir şekilde arabaya bindi. 

"Ne zamandır vakit geçiremiyoruz, biliyorsun çok yoğunum bu günlerde, bugün okuldan istersen ben seni alayım, biraz vakit geçiririz."

Evet abisiyle ne zamandan beri vakit geçiremiyordu, her fırsata da bunu kendisi abisine karşı dile getiriyordu, ama bugün olmazdı, çünkü bugün onun dans kursu vardı, müzik ruhun gıdasıdır diyenlere katılmıyordu, çünkü ona göre dans onun ruhunun gıdasıydı, dans onun bütün stresini atıyordu, ruhu dans ile dinleniyordu ve bugünlerde dansa ihtiyacı vardı.Abisiyle çok vakit geçirmek istese de bugün olmazdı.

"Bugün dans kursum var ." Abisi gülümsedi biliyordu,  abisi Esinin dansa nasıl değer verdiğini.

"O zaman şoförle gel "her gün resmen okula şoförle gidip, geliyordu ve bu durum onu sıkıyordu . "Abi bir sorunmu var gerçekten, bugünlerde  ciden tuhaf davranıyorsun beni fazla sıkıyorsun, ben küçük bir kız çocuğu değilim 18 yaşındayım yani kendisne sahip çıkabilirim, hani  artık yedi yaşında  bir kız çocuğu değilim, hatırlatmak isterim."

Abisi ciden ona küçük bir kız çocuğu gibi davranıyordu, ve buda onu bunaltıyordu. Bu sorusuna cevap vermedi ve beş dakika sonra okula varmışlardı kardeşine dönüp "okuluna geldik ve eve şöförle geleceksin tamamı Esin, hadi şimdi sınıfına git canım fazla zorlama, ve lütfen sözümden dışarı çıkma "tehditkâr  çıkmıştı sesi, tam arabadan ineceken kardeşini, kendine çekip alnından öptü, ve arabadan indi evet fazla önemsiyordu onu oda abisini fazla önemsiyordu, ama bazen gerçekten çok fazla sıkıyordu, sınıfa girdiğinde arkadaşı, Beliz kendisini gördüğünde koşarak yanına geldi. "İki gündür ama nerelerdesin kız "bu kızı gerçekten seviyordu,  ama  sadece biraz fazla meraklıydı

"Sınavlara az kaldı bende evde ders çalışıyordum "dedi ve hemen heyecanlı bir tonda "Tamam kuzum abin ne yapıyor iyimi " diye sorduğunda ona gülerek cevap verdi Esin "Abim sana o gözle bakmaz bilmiyormusun Beliz" dediğinde.

"Aman bakmıyorsa bakmasın sanki abine çokta meraklıydım ben zaten o anlamda sormadım " deyip saçlarını arkaya doğru savurarak sıradan  kalktı

"Ders başlıyacak zaten"deyip sırasına doğru gitti gülmemek için kendini zor tutuyordu, hoca sınıfa girdi ve ders anlatmaya başladı ders çok sıkıcı ilerliyordu .

Hoca sınıfa dönüp "çıkabilirsiniz ders bitti" dediğinde bütün sınıf bir ağızdan "oh, be " dedi üniversite dersler blok dersti, ve bölümüde biraz zordu bu durum onu zorluyordu birde bu hocanın dersi fazla sıkıcıydı, bölümüde mimarlık olduğu için bazen dersler çok zor oluyordu.

"Esin haydi kantin inelim " diyen Belize "seni obur hadi inelim aklın fikrin yemekte zaten " dedi

" Vallahi beni en mutlu eden şey, yemek napayım" dedi "sende haklısın " dedi Esin kantine doğru ilerlediler, masaya oturduklarında Beliz kendisine dönüp "İki tost ve kahve alıp geliyorum" dedi  kafasını olur, anlamında saladı o gittikten sonra yanına bir çocuk oturdu, bu çocuğu daha önce hiç görmemişti rahat tavırları hiç bir şey olmamış gibi sanki onu tanıyormuş gibi karşısına oturmuştu, ve bu durum Esin'i çok sinirlendirmişti.

"Pardon ama tanışıyormuyuz ben sizi tanımıyorum' da" dedi sinirle.

"Tanışırız sorun olmaz güzelik" dedi. Çocukta ki rahat tavırlar, onu sinirlendirmişti sinirle soluyarak,

"Pardon ama ben sizi tanımıyorum hemen yanımdan kalkın " hiç bir şey olmamış gibi ağzını yayık, yayık açarak güldü

"Adım Bora şimdi tanışmış olduk" deyip yanından   kalktı çocuğun arkasından baka kalmıştı Beliz' de gelmişti kahve ve tostları masaya bırakıp heyecanlı bir şekilde "O çocuk ne dedi sana çabuk anlatıyorsun."

"Saçmalama Beliz ne olduğunu anlamadan yanıma oturdu"

"Esin başka bir şey olmadımı başka bir şey demedimi. " Belize ters, ters bakıp göz devirerek.

"Saçmalama Beliz sadece adını söyleyip gitti, bende ne olduğunu anlamadım zaten" Belizde Esin'in  kızdığını anlayıp konuyu değiştirmek adına.

"Neyse sen iki gün okula gelmedin ya Esin neler oldu neler" deyip bütün dedikoduları anlatmaya başlamıştı. Yok Elif Yûsuf'dan ayrılmış da, Fâtih ve Semra çıkmaya başlamış da, deyip bütün herşeyi anlatıyordu sonunda dedikodu seansı bitiğinde.

" Kız sen çıkışta dansa gidecen değil mi" dedi evet anlamında kafasını saladı.

"O zaman yanında sırf dans için taşıdığını kırmızı seksi elbisen vardır göstersene senin elbiselerine bayılıyorum bu sefer nasıl modeli."

Esin dans  için her zaman kırmızıyız kulanırdı dansa en çok yakışan rengin kırmızı olduğuna inanırdı çünkü aşkın ve dansın rengi onun için kırmızıydı.

"Yanımda hiç çıkarmayayım, bir de onunla uğraşmayayım normal elbise işte derin bir yırtmaç ve sırt dekolteli"dedi.

"Ders başlıyacak hadi kalkalım" sınıfa çıktılar hemen arkalarından, hocada derse girmişti bu dersi ve hocasını seviyordu dersi ve hocayı sevdiği için ders eğlenceli, ve çabuk geçiyordu bu ders, ve öylede olmuştu.

" Bu kadar yeterli ders bitti çıkabilirsiniz" dediğinde çıkışa doğru ilerlerledi arkadan "Esin " diye biri bağırdığında dönüp arkasına baktı , yine mi bu çocuktu?  Bu çocuk adını nerden biliyordu?  Sanki  başında bir sürü dert yokmuş gibi başına bir de bu çıkmıştı,  bu çocuk ondan ne istiyordu.....
.....
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum sevgilerle❤️

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top