Kafamda Deli Sorular

Multimedia Güneş

Okuyanlara İyi Okumalar 😄

Sabah gözlerimi açtığımda yüzümdeki sırıtışın nedenini bir türlü aklımdan çıkaramıyordum.

Diğer tarafa dönmeye çalıştığımda kendimi yüzüstü yerde buldum. Sanırım burnum kırılmıştı ve ben hala sırıtıyordum.

Şuan için biri beni bu durumda görücek olsa, matematik sınavından 100 alsam bile deli olmadığımı kanıtlayamam.

Durum ciddi yani.

Odamın kapısının açıldığını duyunca gözlerim yerinden fırlayacaktı resmen.

İyiki birisi görmesin dedik he.

Kim olduğunu görmek istemiyordum. Annemin,

"İyi misin kızım?" demesiyle biraz da olsa rahatladım.

Kafamı kaldırdım ve her zamanki gibi bir şeyler saçmalamak için düşünüyordum.

"Ee bir ses.. şey etti de" dedim telaşla.

Ardından da,

"Geldi yani" diye düzeltmeye çalıştım bir faydası olmayacağını bile bile.

Daha sonra da,

"Yatağın altından" diye bir not geçtim.

Anlamamış bir şekilde sırıtmasıyla yavaşça yerden kalktım ve gülümseyip lavaboya girdim.

Telefonumun çaldığını duyunca yerdeki eşyalara basmamaya çalışarak koşturdum.

Hayal kırıklığı yaşamıştım. Derin'i bekletmeyip açtım.

"Günaydın" dedim her zamankinden neşeli çıkan sesimle.

"Öğlen oldu ama günaydın" dedi gülerek. Ardından da,

"Neyse dışarı çıkacağız evde tıkılıp kalma, asosyal falan olayım deme sakın. Ah bende olmasam" deyip iç geçirdi.

Kendi konuştuğu yetmezmiş gibi egosunu da konuşturmuştu yine.

"He ayrıca Bora'da geliyor" diyerek kulaklarımı sağır edecek türden bağırdı.

"O zaman hiç gelmem, siz gidin" dedim, pencereden dışarıya göz atarak.

"Mızmızlanma bebek, geliyorsun o kadar!" demesiyle ısrarına göz devirdim.

"Üçüncü kişi, dışlanmış varlıktır  bunu sende söylüyorsun" dedim dişlerimin arasından konuşmaya çalışarak.

"Şuan için geçerli değil, hem yalnız kalmayacaksın hazırlan biraz sonra ararım ben" diyerek kapattı.

Bir dakika yalnız kalmayacaksın ne demekti? Kim gelicekti ki?

Anıl'la görüşmeye hazır değildim. Gitmeme gibi bir şansım yoktu. Kolumdan çekeleye çekeleye de olsa götürürdü.

Söylediklerini doğru düzgün dinlememiştim bile. Demek ki Bora'yla konuşmuştu.

İnanmıyorum. Ben Bora'ya mesaj atmayı da unutmuştum. Of niye her şey üst üste geliyordu ki?

Ayrıca birini sevdiğini söylemişti, kesin Derin üzülecekti. Ama tabiki olaya el atacaktım.

Mümkünse bir sakarlık yapmadan.

Üstüme kot şort ve salaş bir tişört ayarlayıp hemen giyindim. Saçımı da çok fazla uğraşmadan yukarıdan topladım.

Aşağıya indiğimde annemin kahvaltı hazırlayıp, oturduğunu gördüm. Günlerdir yüzünü bile göremiyordum. Bu durum fazlasıyla canımı sıkıyordu.

"Ben çıkıyorum" dedim biraz bağırarak.

"Bir şeyler ye kızım" demesiyle,

"Dışarıda yerim ben" dedim kulaklığımı birbirinden ayırmaya çalışarak.

"Unutma o zaman, ayrıca geç kalma" dediğinde kulaklığımı takıp herhangi bir yabancı şarkı açtım ve anneme,

"Pekii" dedim.

Gereğinden fazla bağırmış olmalıyım ki karşıdaki teyze aniden kapıyı açtı ve bende olduğum yerde zıpladım.

Ayrıca karşı komşumuz sayılırdı ama adını bile bilmiyordum.

"O gün gelen arkadaşını mı görmeye gidiyorsun?" demesiyle şaşırdım ve

"Ee annem çağırıyor da gitmem gerek" deyip asansörü bile beklemeden merdivenlerden ikişerli üçerli inmeye başladım.

Ayrıca eve gitmiyordum niye öyle bir şey söylemiştim ki?

Sonuçta anlamamıştır bile, diye düşündüm ve Derin'e yolda olduğumu anlatan bir mesaj attım.

Yolu uzatmıştım, zaten evden de erken çıkmıştım. Derin ve Bora'yı görmemle yanlarına gittim ve

"Selam" dedim sandalyemi çekerek.

İkisi de aynı şekilde karşılık verdi.

Dördüncü kişiyi merak ediyordum. Muhtemelen Bora'nın arkadaşıydı bu yüzden fazla umursamadım.

Hamburger ve içecek falan sipariş etmiştik. Onlar kendi arasında konuşurken telefonumla uğraşıp önümdekileri yiyordum.

Nasıl olsa beni takan yoktu bu yüzden fazlasıyla rahattım. Kafamı tabağa gömmüştüm resmen.

Gözlerim, önümdeki sandalyenin çekilmesiyle açılmıştı. Ne yani Bora ve Güney arkadaş mıydı?

Tek kaşımı kaldırıp ağzımdakileri yutmaya çalıştım. Sırıtarak bana bakıyordu.

Şanssızlığın gözü kör olsun.

"Ketçap?" demesiyle şaşırsam da yutkundum ve

"Evet seviyorum" dedim umursamaz görünmeye çalışarak.

Hafif sesli bir şekilde güldü.

"Belli oluyor. Yeme konusunda ağzın senden önce davranmış" dedi gözlerime bakarak.

Sırıtması da yüzünden silinmemişti. Bugünlük, rezillik kotamı doldurduğumu düşünüyordum ama yanılmışım.

Peçete alıp elini kaldırmasıyla teşekkür edip alıcaktım ki yanağımı sildi ayrıca sinir bozucu bir şekilde sırıtıyordu da.

Derin'in öksürmesiyle ona doğru baktım. Yüzünü şekilden şekle sokuyordu.

Gözlerimi devirdim ve uzakta duran telefonuma sessizde olmasına rağmen mesaj geldiğini görmüştüm.

Radar gibiydi gözlerim.

Annemden geldiğini görünce açtım ve mesajı tam üç kez yeniden okudum.

"Elif teyzen ve Berk bizdeler geç kalma canım".

Bu neydi şimdi. Fark ettirmemeye çalışarak masanın altından Derin'in ayağına birkaç kez vurdum.

Ama dönüp bakmıyordu bile. Niye bakmıyor diye düşünürken jetonum yeni düşmüştü.

Kimin ayağıydı bu ya. İnşallah düşündüğüm şey değildir.

Kafamda Deli Sorular..

Sizce Berk kim ? Oy ve yorumlarınız benim için çok önemli.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top

Tags: