AYNEN
glbhll
zulalsilem123
Dlara99
Özellikle de Wribuse ye ithafen(bakalım bir daha aynen diyecek misin kanka) 😂
Multimedia Güneş
Ellerimi yüzümün arasına aldım ve sırtımı duvara yaslayarak oturdum. Yorulmuştum.
Bir yandan her şey bu kadar basit, öte yandan da karmaşık ve içinden çıkılamayacak bir durumdaydı.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.Yalnızdım.
Arkadaş tavsiyesine, annemin sıcaklığına, babamın şefkatine ihtiyacım vardı. Şuan da bulunduğum duruma baktım.
İçimdeki ağlama isteği daha da çoğalmıştı. Aslında hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktım, belki de uğraşmamıştım bile.
Belki de inanıp, çabalamadığım içindi, yorulduğum, hiçbir şeye gücüm kalmaması yüzünden hiçbir şeyi düzeltemiyordum.
Çalışma masamın üzerindeki fotoğrafa baktım. Gülümsüyorduk.
Öylesine içten ve mutluyduk ki hayatın beni buraya kadar sürükleyeceğini bilemezdim.
Her şey birikmişti içimde, sonu olmayan bir acı, hissizlik vardı. Ama bu canımı daha çok yakıyordu.
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum, içimdeki zehiri akıtıp biraz olsun rahatlayabilmek için.
Zilin çalmasıyla refleks olarak elimle yüzümü sildim. Ayağa kalkıp kapıyı açmak için gidecekken aynanın önünden geçmiştim ve dönüp tekrar baktım.
Gözlerim hemen kızarmış ve belli olan bir şeyde artık acımı gözlerim bile saklayamıyordu.
Gidip kapıyı açacağım sırada Derin'in homurdanmalarını duydum. Daha fazla bekletmeden açtım.
"Ohoo hiç gelmeseydin bende uyuyordum" demişti ayakkabılarının inatçı bağcıklarıyla uğraşırken.
"Kapının önünde mi?" dedim titreyen sesimle.
Sonunda çıkarmış olduğu ayakkabılarından bakışlarını bana çevirmişti.
"Ağladın mı sen?" dedi yüksek ve endişeli çıkan sesiyle.
"Şşşt, gel hadi" dedim onun aksine fısıldarcasına.
İçeri geçtiğinde sanki ben şizofrenim demişim gibi bakmaya başladı veya sadece en basitinden anlatmam için öyle bakıyordu.
Ama birinci tahminim, yüzüne tekrar baktığımda daha olası gelmişti. Yanıma gelip kolunun altına aldı ve eskiden annemin sarıldığı gibi sarıldı bana.
"Ne olduysa anlat bana ve rahatla, ayrıca benim yanında olduğumu unutma bitanem" adedi sessiz bir o kadar da içten bir şekilde.
Dengesizdim, şimdi de yanımda olduğu, bana gösterdiği değer için iyice duygulanmış ağlıyordum.
"Kanka sana bir şey söyliyim mi?"demişti.
Yüzündeki sırıtışı hissedebiliyordum.
"Söyleme" dediğimde kast ettiğim şeyi fark etmemişti herhalde ya da bilerek umursamamıştı.
Yanında duran buruşmuş peçeteleri eliyle dağıttı ve
"Kanka be, peçetenin anasını ağlatmışsın"dedi gülerek.
İstemeden de olsa gülmüştüm, moralimi düzeltmeyi biliyordu.
Koltukta yayıldım, kendime geldiğimde göz kırptım ve
"Çıkar ağzında ki sakızı" dedim uyarır bir şekilde.
"Kanka o çıkar ağzında ki baklayı değil miydi?" dediğinde gözlerimi devirdim.
O anlamda söylememiştim. Sakızı patlatmasına sinir oluyordum bunu o yüzden söylemiştim.
"Kanka valla bak, hiçbir şey için geç değil diyemeyeceğim yalan söyleyemiyorum biliyorsun, ama keşke bi çözümü olsaydı" dedim yalandan isyan edercesine gülerek.
"Senin moralin ne çabuk düzelmiş benimle dalga geçtiğine göre"dedi ve karşıdaki koltuğa yayılarak oturdu.
Kaşlarımı çattım ve elime gelen şeyi ona doğru fırlattım. Yastık atıcaktım tabiki her normal insan gibi.
Ama Derin'in havada yakaladığı kola şişesine baktım.
Ne kadar zamandır burada durduğunu bilmiyordum. Tek başıma içmiştim ve en sonunu da kafama dikmiştim. Derin'in gözlerini açmış bana baktığını görünce,
"Açıklayabilirim kanka" dedim tatlı tatlı sırıtarak.
"Aynen kanka açıkla, bensiz mi efkarlandın?" dedi dudağını büzerek.
O kelimeyi de beni sinirlendirmek için söylemişti. Ne zaman aynen dese kızardım. Beni nasıl kızdıracağını da iyi biliyordu.
Gözlerimi devirdim ve aklıma sabah söyledikleri geldi.
"Ee çıkar o zaman ağzında ki baklayı" dedim sorarcasına.
Ağzında ki sakızı çıkardı. Yandan bir bakış atmayı da ihmal etmemişti. Bende yüzüne boş boş bakıyordum.
"Kanka seviyorum" dediğinde,
"Biliyorum sürekli ağzında, bir bitiremedin" dedim nefesimi vererek.
"Ben sana ne zaman bahsettim be"dedi şaşırarak.
Niye bu kadar tepki göstermişti, doğrusu hiç anlamamıştım.
"Sürekli sakız çiğniyorsun ve bir türlü ağzından çıkarmadın şunu" dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Sakız değil kanka, sakız değil, Bora!" dedi, son kelimeyi bağırarak söylemişti.
"O kim ya?" dedim anlık şaşkınlığımla.
"Sana çarpan ve kendini bana aşık eden çocuk" dedi iç geçirerek.
"Sen ciddisin?" dedim inanmamışcasına.
"Tatlı, yakışıklı, kibar,anlayışlı..Evet kanka bunları düşünüyorum ama sevmiyorum"demişti kaşlarını kaldırarak.
"Vay be. O zaman konuşalım onunla"dedim göz kırparak.
Tereddütlü bir şekilde baktı ve
"Olur mu ki?dedi.
"Olur olur konuşuruz" dedim ondan daha hevesli görünüyordum ama onun mutlu olmasını benden başka kimse bu kadar çok isteyemezdi.
Telefonuma gelen mesajı açtım. Bora'dan olduğunu görünce sabah attığı mesajı hatırlamıştım.
"Güneş, ben birisinden hoşlanıyorum ve bunun hakkında seninle konuşmam gerek".
Şimdi ne diyecektim.
"Olmaz o çocuk şeymiş "dediğimde Derin boş boş yüzüme bakıyordu.
Ben bile ne demek istediğimi çözememiştim. Düzeltmem gerekiyordu, ortalığı karıştırmam değil.
Madem sevdiği biri varmış Derin'in acı çekmesini izleyemezdim. Vazgeçirmem gerekiyordu.
"Ne?" dedi kaşlarını kaldırarak.
En iyisi konuyu kapatmaktı. Az önce vazgeçirmem mi gerekiyor demiştim?
Kesinlikle doğru zaman değildi.
"Boşver canısı" dedim elimi sallayarak.
Yanımdan bir ses gelmesiyle kafamı çevirdiğimde çiçek dolu vazonun devrildiğini gördüm.
Derin'in sessiz bir şekilde gülmeye çalıştığını fark ettiğimde ,
"Hey, benim suçum değildi" dedim ellerimi havaya kaldırarak.
Bunu yaparken tabiki düşünmüştüm. Telefonumdan gelen mesaj sesiyle irkildim ama hemen alıp açtım. Anıl atmıştı.
"En olmadık zamanım gibisin.
Gelişine kızdığım,
Oluşuna sevindiğim.."
Yüzümde ki hafif gülümseme yerini kocaman sırıtışa bırakmıştı. Nerden çıkmıştı ki veya aklına nerden gelmişti?
"Diyorsun?" diye saçma bir soru sorduğumda kendi kabalığıma bir kere daha söylendim.
Anında gelen mesajı açtım. Bu beklemediğim bir cevaptı.
"AYNEN", nedir ya.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top