HARİTADAKİ ADAM

-Heeediiyeeeleeeerrr!

-Hayır, hayır- AHHH!

Dexter her sabah bir gürültüyle uyanmaya alışmıştı artık. Tam da rahatlatıcı rüyalarının en güzel kısmında ya James anırırdı ya da Fred öfke nöbetleri geçirirdi. O sabah ikisi birden olmuştu.

James hediyeler için ayaklarını büyük gümbürtüler yaratacak şekilde vura vura inmeye çoktan başladığı için, Fred onu yakalayıp boğazlayamamıştı. İki metrelik dev; yatağında doğrulmuş, olabilecek en büyük hızda, bildiği tüm küfürleri sıralıyordu.

" Sakin ol makineli tüfek..." diye mırıldandı Albus uyku arasında. Fred küfür zincirine ara vermeden, kuzenine kaba bir el hareketi çekti.

Dexter yatağından on dakika boyunca kalkmadı. Uykuya geri dönmek istiyordu ama bunu yapamayacağını biliyordu. Bir kere uyandı mı tekrar uyuyamazdı.

Fred en sonunda küfür etmeyi kesmişti, çünkü annesinin ayak seslerini işitmişti. Mrs Weasley kapıyı açmadan hemen önce de kafasını hızla yastığına gömdü ve hafifçe horlamaya başladı.

Mrs Weasley'nin üzerinde hâlâ sabahlığı vardı. Kuzguni saçları dağınıktı.

" O gürültü de neydi öyle..." dedi kadın etrafa bakınarak. Albus yorganının arkasından kafasını kaldırdı: "James.., hediyelere koştu..." dedi gözleri yarı kapalı bir hâlde. Mrs Weasley dudaklarını büzdü. "Peki, tamam. Başınıza bir şey geldi zannettik."

" Yok, biz iyiyiz. Rahatsızlık verdiğimiz için de kusura bakmayın." dedi Dexter yüzü kızararak. " Tüm evi uyandırdık-"

"- James uyandırdı." diye ekleme yaptı Albus. " Tüm suçu üstüne alma, Hufflepuff."

Mrs Weasley kaşlarını havaya kaldırdı. " Size bir şey olmadıysa bir şey yok. Birazdan da kahvaltı yaparız. Fred, canım, uyanık olduğunu biliyorum. Kalk haydi." dedi oğlunu dürterek. Fred huysuzca kıpırdandı. Yastığının altından boğuk bir: " Aman be..." sesi çıktı.

Kahvaltı saat sekize doğru başlamıştı, Nate herkesten önce aşağıya inip masayı kurmuştu.

Hanım Evladı...

" Ellerine sağlık Nate. Hediyelerini açtın mı?" diye sordu Hermione Weasley. Hugo gözlerini kısıp annesine dikti. " Onu evlat edinseydin..."

" Kahvaltıdan sonra açarım Mrs Weasley, bu arada afiyet olsun." dedi Nate, fazla terbiyeli bir biçimde. Mrs Weasley tatlı tatlı gülümsedi.

" Anne, Aritmansi notları açıklanmış." dedi Rose elindeki Muggle telefonuna bakarken. Yüzü, erkan ışığından bembeyazdı.

" Ee, sonuç ne?" diye sordu Mrs Weasley. Rose dudaklarını büzdü: " Doksan sekiz. Bir yerde işlem hatası yapmıştım." dedi. Daha kimse onu tebrik etmeye fırsat bulamadan, Mr Weasley atıldı:

" Scorpius'u geçtin mi peki?" diye sordu, deniz mavisi gözleri kızınınkilere kilitlenmişti. Rose oturduğu yerde huzursuzca kıpırdandı, Mrs Weasley kocasını sertçe dürttü ( "Ron!") ve Rose başını iki yana salladı. " O da aynısını yapmış." dedi ürkek bir sesle. Mr Weasley sandalyesiyle beraber geriye düşüyordu ki, Nate (kusursuz kurtarıcı) hızlı davranarak bir büyüyle zamanı yavaşlattı ve Mr Weasley yere yumuşak bir düşüş yaptı.

" Ron, yarıştırma yine şu çocukları! Ayrıca Scorpius iyi bir çocuk, öbür Malfoylar gibi değil." diye tersledi Mrs Weasley. Mr Weasley kollarındaki tozları eliyle süpürmeye başladı, konuşurken karısına bakmıyordu.

" O da bir Malfoy sonuçta! Pis, safkan, kalkık burunlu tipler-"

" -Baba, şu konuşmayı yapma artık! Herkesin huzurunu kaçırıyorsun!" diye kesti babasının sözünü Rose. Kulakları neredeyse saçları kadar kırmızıydı.

Kahvaltıdan sonra hediyelerini açmak için özenle süslenmiş ağacın altına çömeldiler. Kendisini küçücük bir çocuk gibi hissetti o anda Dexter. Ağacın yumuşak dikenleri sırtını gıdıklıyordu, bir tutam kıvırcık saç da sürekli gözünün önüne düşüyordu.

Hediye paketlerini James'in aksine parçalayarak değil, özenle ve yırtmamaya özen göstererek açıyordu.

Yirmi dakikalık uzun bir paket açma işinden sonra üç paket Bertie Bott'un Binbir Çeşit Fasülyeleri, beş kutu Çikolata Kurbağa, Fred'in babasından Kopyacı Gözler, yeni ders kitapları, bir çift Quidditch eldiveni ( Mr Potter eldivenleri büyük bir hevesle vermişti), üzerinde " D " harfi bulunan sarı bir kazak, Süpürge Bakım Seti, İngiltere milli marşını söyleyen bir İngiliz bayrağı ve Çapulçu Haritası'nın biraz daha geliştirilmiş hâline sahip olmuştu. Geçirdiği en zengin Noel'di.

Herkese hediyeler için teşekkür ettikten sonra Nate'in kendi hediyesini açmasını izledi yan gözle. Nate kitabı gözlerini kısıp şöylece bir süzdü, sonra da asasını kitaba hafifçe dokundurdu. Kitabı açtı ama olması gerektiği gibi içinden sülüğümsü bir şey fırlamadı.

"Ne?!" diye bağırdı Dexter hayretle. Nate ona döndü, sırıttı.

" Güzel şaka ama bana yediremezsin. Bu arada; güzel kitapmış, sağ ol." dedi kitabın sayfalarını karıştırarak. Dexter gözlerini devirdi. Çaktırmadan da ona bu kitabı satan Mr Weasley'e baktı.

James elindeki geliştirilmiş Çapulçu Haritası'na kaşları çatık baktı. " Dennis Fawcot ve Helena Dickens'ın erkekler tuvaletinde ne işi v- Ooooo..!" Sırıttı. "Pek-ki..."

" Asıl sen şuna bak!" diye araya girdi Nate, James'in omzunun arkasından haritaya bakarak. " Şurası, Profesör McGonagall'ın odası... Frederick Graffacia yazıyor..."

Herkes küçücük haritanın etrafına toplaştı. Dexter ise kendi haritasına baktı.

Frederick Graffacia'nın isminin üzerine tıkladı, haritadaki görüntü değişti. Şimdi odayı üç boyutlu bir biçimde görüyordu, Graffacia'nın siyah-beyaz görüntüsü odada hareket ediyordu.

" Yok artık... Hemen okula haber vermeliyiz!" dedi Fred heyecanla, ardına kadar açılmış gözleri annesinin ve babasının arasında gidip-geliyordu.

Dexter onların da odayı üç boyutlu hâle getirdiklerini gördü. George Weasley haritayı aldı, görüntünün üzerine iki kere dokundu ve Takibe Al seçeneğine bastı. Sonra tekrar iki kere dokundu ve Gidilmiş Yerler' e basarak Graffacia'nın nerelere ne zaman gittiğini gösteren bir liste oluşturdu:

24 Aralık 2019, 03:27 Giriş Salonu
24 Aralık 2019, 03:28 2. Kat Merdiveni, Sol kanat
24 Aralık 2019, 03:29 3. Kat Merdiveni, Sol Kanat
24 Aralık 2019, 03:32 3. Kat Kütüphanesi
24 Aralık 2019, 03:46 3. Kat Koridoru
24 Aralık 2019, 03:48 Müdür Odası
...
24 Aralık 2019, 08:34 Müdür Odası

Mr Weasley harita ile yukarıya çıktı, yüzünde çok ciddi bir ifade vardı. Peşinden yirmi kadar kişi daha gitti.

" Baba?" diye seslendi Fred yukarıya. Annesinin yanıtı geldi: "Çocuklar, aşağıda kalın! Biz geliyoruz!"

Bir kapının kapanma sesi işitildi.

Dexter öfkeden titriyordu, sanki birisi üzerine bir kova buzlu su dökmüştü. Ellerini yumruk yaptı, o kadar sıkmıştı ki beyazlamıştı.

Kimse kıçını kaldırmaya zahmet etmeyecekse o edecekti, eski düzen sağlanmalıydı. Büyücülük Dünyası ciddi bir tehlikedeydi ve bu engellenmeliydi.

Şimdi.

sa biliyorum kısa bir bölüm oldu ama kasamadım, hem tablete daha alışamadım. Ahanda size yeni kapak, parmağımla çizdim, sezin:

İgrenç, biliyorum ama tablet için daha kalem almadım, yetinin. Çocuğun (olmayan) tipi kaymış ama ne yapalım, çarpılmış. Alın yazısıymış. (Yanlış kader anlayışı) Neyse, umarım bir gün bu hikâyeyi okunur. O günler de gelecek inş.

Bb

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top