ŞİİR

CAN YOLDAŞ

Herkesin bir hayat hikayesi vardır,  diye düşündü Ümit. Bu onların hayat hikayesiydi. Bir gün yaşadıklarını kaleme dökmek istiyordu.

Yazmak istiyordu.

Yazabilmek. Çünkü yazmak ona göre iyileşmekti. Rahatlamak, mutlu  olmaktan da farklı bir şeydi bu.

Tıpkı sevmek gibiydi.

"Daldın gene ne düşünüyorsun?" diye sordu Tahsin.

"Yazabilmekle ilgili düşünüyordum".

"Senin kalemin güçlü bence denemelisin".

"Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?".

"Evet kendine güvenmelisin".

"Çok  sağol".

"Her zaman".

"Şu sigarayı bıraksan  artık zararlı".

"Elimde değil denemedim mi sanıyorsun? olmadı işte.  Hem sen Tekirdağlı ben  senin  alkolüne karışıyor muyum içme  diye".

"İyi de ben arada içiyorum keyfine bağımlı değilim ki oysa sen sigaraya bağımlısın".

"Sende günah işliyorsun  haram  haram müslüman adam alkol içmez".

"Dindar olmadığımı biliyorsun".

"Elbette biliyorum" diyerek  güldü Tahsin. Arkadaşına takılmadan  edemiyordu doğrusu. Onların ki  farklılıklarla güzel olan bir arkadaşlıktı.

Yürümesinin  temelinde  de saygı yatıyordu. İkisi de  birbirlerine karışmıyordu. Farklı yaşıyorlar, birbirlerine sevgi- saygı duyuyorlardı. Önemli olanda zaten  buydu.Keşke herkes böyle olabilseydi. 

Hayatta ne acılar var diye düşündü içinden. Bu esnada etraf bembeyaz bir kar örtüsüyle çevrilmişti. Kışı, soğuğu, karlı yollarda iliklerine kadar üşürken işini yapmayı kamyonuyla seyahat etmeyi seviyordu. Yüklerini başarıyla temsil ediyorlardı.

Kısacası zor da olsa o işini sevenlerdendi.

"Nasılsın bakalım Dost?".

"Hav" dedi Dost.

"Bu iyiyim demek" diyerek gülümsedi, Ümit. Dostun da bu esnada gözlerinin içi gülüyordu. Tıpkı can yoldaşı Ümit gibi.

Hayvan sevmeyen insan da sevmez diye düşündü, Ümit.

"Geçen şu senin adamı okudum" dedi Tahsin.

"Kitap  mı okudun? haha bu büyük bir değişim işte. Sen okumayı hiç sevmezsin".

"Sevmezdim ta ki Stephen King ile tanışıncaya dek haklıymışsın adamın yazar gücüne hayran kaldım dostum" dedi Tahsin.

"Keyifli okumalar Dan Brown'da oku bak oda iyidir değişik".

"Sen öyle diyorsan öyledir dostum bundan eminim".

"Haha zevklerimi beğenmen beni mutlu etti, hele ki  söz  konusu olan senin gibi seçici, çok zor beğenen bir adamsa".

"O kadar da değil canım abartma istersen". İki dost karşılıklı gülüştüler. Sohbet edince o bitmek  bilmez gibi  gözüken ıssız  yollar onlar için kısalıyordu. 

Yolların da bir sonu vardı  elbet. Her yolun bir sonu  vardır. 

Her başlangıcın bir bitişi vardır, onun inandığı sözlerden birisiydi.

Hayat devam ediyordu. Oda gittiği yere kadar.

"Geceler bir başka aynı şekilde onu anlamlandırmakta".

"Hayırdır romantik mi takılıyoruz gene?" dedi Tahsin.

"Biraz romantik olmakta ne gibi bir sakınca olabilir ki?".

"Şöyle bir sakınca olabilir böyle sap gibi yalnız kalırsın ortada".

"Sen ne zaman evlendin peki?".

"Haklısın beni kim ne yapsın?".

"Lütfen kendini aşağılama, küçük görme ve sev".

"Tipsizsen tipsizsiz yakışıklıysan yakışıklı güzelsen güzel çirkinsen çirkin fakirsen fakir zenginsen de  zengin".

"Neyse sen benim şiirlerimi beğenmiyor musun?".

"Dostum sen çok güzel yazıyorsun, şiirlerin de gayet iyi güzel yazıyorsun ben  sadece şiir okumayı  sevmiyorum  yani şiirin kendisini bunun  seninle  ilgisi  yok yanlış  anlama  anlıyorsun değil mi?".

"Elbette anlıyorum" diyerek tebessüm etti Ümit. İçinden alem bu Tahsin demeyi de ihmal etmedi.



Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top