Bölüm 9- Uzumaki Evinde
Bekledikleri gün gelip çattı, Pazartesi. Tenten ve Neji, Hinata'nın yerine kafede duracaklardı. Hinata'nın günü boş olacaktı.
Ancak ünlü bir sarışın bu günü tamamen çaldı.
DİNG DİNG DİNG!
"Ah..." Sarışın sızlandı, alarm yanı başında çalıyordu. Eliyle vurup alarmı susturunca hızla kalktı. Saat 06:00. Gece boyunca yerinde duramadı, sabırsızlanıyordu.
"Ev-vet!" Zaferle yumruğunu sıkıp nara attı ve dolabına koştu. Dolabın aynası karşısında dik durup kendine baktı; dağınık sarışın saçlar, uykulu ancak bir o kadar da heyecanlı bir yüz. Sadece siyah baksırı içinde uyumuştu.
Banyo yapmalıydı, beyaz bir havlu çıkarıp banyoya koştu. On dakika kadar şarkı söyleyip banyosunu yaptıktan sonra çıkıp hazırlandı, beyaz tişört üzerine siyah deri ceket ve altında biraz daha açık renkte olan siyah kot giydi, ve siyah spor ayakkabılar. Cüzdanı, telefonunu ve anahtarını alınca evden çıkıp arabasına yerleşti ve doğruca Hyuga evini boyladı, biraz hızlı kullanıyordu, zaten yollar da kalabalık değildi.
Evin önüne gelince aracı durdurdu ve telefonu eline alıp Hinata'yı aradı.
"Alo?" Biraz uykulu bir sesti.
"Hazırlan da dolaşalım." Hafifçe güldü.
"Bu saatte mi?" Hinata anında reddetti. "Hayır."
"Hadi ama." Naruto sızlandı. "Kapının önündeyim."
"NE?!" Bağırma sesiyle Naruto telefonu kulağından çekti, dişlerini sıktı ve bir gözü kapandı.
"Hazırlan da randevumuza çıkalım." Sırıttı.
"Randevumuz?" Hinata'nın çatık kaşlarını hayal edebiliyordu. "Nereden randevumuz oluyormuş?"
"Söz vermiştin ya, erkek arkadaşınla bugün çıkacaktın, gezecektik falan."
"O erkek arkadaşım da kimmiş?" Hinata dalga geçti. "Tüh, öyle birisi hatırlamıyorum."
"Hatırlatırım, sorun değil." Naruto güldü. "Geliyor musun gelmiyor musun?"
"Gelmiyorum." Anında reddetti.
"O zaman eve girip zorla alırım. Geliyorum." Naruto evin kapısına yürümeye başladı.
"Tamam, tamam!" Hinata çattı. "Geliyorum." Naruto gülerken devam etti. "Biraz bekle."
"Tamam." Sonra Hinata telefonu kapatınca Naruto arabasına döndü ve kapıya yaslanıp beklemeye başladı.
***
"O kimdi abla?" Hanabi merakla sordu, mutfaktaydı, Hinata'nın hazırladığı kahvaltıyı yiyordu, babaları da oradaydı.
"Bir arkadaş." Hinata gözlerini kapatarak gülümsedi.
"Tenten mi?" Hiashi merakla sordu.
"Naruto." Hinata cevapladı. "Şu bahsettiğim çocuk, dükkanda duran."
"Ha..." Hiashi biraz şaşırmış gibiydi.
"Sevgilin olan çocuk mu?!" Hanabi heyecanla sordu.
"O sevgilim değil Hanabi." Hinata baygınlıkla cevapladı.
"Ama randevuya çıkıyorsunuz." Hanabi itiraz etti.
"Beni dinledin değil mi?" Hinata gözlerini devirdi. "Hadi, okulun var."
"Of." Hanabi sıkıntıyla hayıflandı, yemeğini bitirince kalkıp lavaboya geçti.
"İstiyorsan gezebilirsin, biliyorsun." Hiashi anlayışla yaklaştı.
"..." Hinata dalgınlıkla düşünüyordu.
"20 yaşında kızsın." Hiashi devam etti. "Hayatına birisini alman gayet doğal." Hinata birkaç kere Naruto'dan söz etmişti, ünlü olduğu ve onlar için yaptıklarını bilmiyorlardı.
"Bilemiyorum." Emin değildi yine de. Şu Sakura denen kız her kim ise Naruto onun yüzünden acı içinde kıvranarak ona gelmişti. Ya tekrar birbirlerine dönmeye karar verirlerse? Ya duygularıyla oynanıyorsa? Ya Naruto aslında heves için onunlaysa? Ya-
"Denemekten zarar gelmez." Hiashi hafifçe gülümsedi. "Ölene kadar bizle yaşayamazsın. Ben bir gün öleceğim, Hanabi ise kim bilir, kendine birini bulur üniversitede. Ya da sonrasında. O zaman tek kalacaksın."
"Hiçbir şey olmayacak." Hinata hafifçe gülümsedi, ancak telefonu çaldı. Naruto.
"Bizi merak etme." Hiashi de arayan kişiyi gördü. "Ben idare ederim, Hanabi de gün boyu okulda."
"Sağ ol." İkisi de gülümsedi, birkaç saniye sonra da Hanabi geldi, tamamen hazırlanmıştı 14 yaşındaki kız.
***
Naruto sabırsızlıkla beklerken son konuşmalarının ardından 5 dakika geçti, sonra kapı açıldı. Siyah okul forması giyen 14 yaşında, Hinata'ya çok benzeyen bir kız gördü, ardında ise Hinata. Saçları her zamanki gibiydi, yüzünde makyaj yoktu. Krem rengi bir çanta taşıyordu, dirseklerine kadar olan açık kırmızı bir bluz ve üzerine kolsuz bir kot ceket giymişti, önü açıktı. Altında ise düz açık siyah biraz dar olan bir kot ve aynı renkte spor ayakkabı.
"Bu da kim?.." Kendi kendine mırıldandı, kardeşi olduğunu düşündü.
"Günaydın." Önüne geldiklerinde Hinata hafifçe gülümsedi.
"Oha!" Naruto daha bir şey diyemeden şaşkın kahverengi saçlı kız kendine hakim olamadı. "Sevgilin Naruto Uzumaki mi?!"
"O sevgilim değil!" Hinata azarladı.
"Evet evet." Naruto anında karşılık verip sırıttı. "En azından yakında sevgilisi olacak kişi -tebayo."
"Vay!" Kız kardeşi hayran kaldı.
"Okula mı?" Naruto sırt çantasını gördüğünde iki kardeş de onayladı. "O zaman önce seni okula bırakalım, hm?"
"Olur." Kahverengi saçlı kız cevapladı.
"Sağ ol." Kardeşi arabaya giderken Hinata fısıldadı, Naruto ise sadece gülümsedi ama Hinata mesajı almıştı gizlice.
"Arabaya o zaman." Önden gidip onlar için kapıyı açtı. "Eh, pek yer yok ama, ne yapalım." Gerginlikle güldü. "Hanımlar önden."
"Vaov..." Hanabi mırıldandı, ilk defa kapısı yukarı doğru açılan bir arabaya binmek üzereydi. Aşırı lüks araba. Naruto'nun centilmenliği de cabası.
"Çok incesin." Hinata cevapladı, Naruto ise hafifçe güldü. "Gel Hanabi." Önce kardeşini oturttu, kendi de yanına sıkıştı. Naruto da şoför koltuğuna bindi ve kapıları kapatıp aracı sürmeye başladı.
"Hangi okul?" Naruto yola bakarken sordu.
"Konoha Ortaokulu." Hinata cevaplayınca doğru istikamette gitmeye başladılar. 15-20 dakika kadar sonra okulun girişine ulaştılar, öğrenci grupları vardı bahçede. "Geldik." Kapı açıldı.
"Görüşürüz abla." Hanabi araçtan indi. "Teşekkür ederim Naruto ağabey."
"Heh." Naruto hafifçe güldü. "Önemli değil, dersine bak yeterli." Hinata da gülümsedi.
"Görüşürüz." Küçük kardeşine yanıtlayınca Hanabi okula girdi, Naruto da kapıyı kapatıp yavaşça harekete geçti çünkü başka arabalar da okula geliyordu ve önlerini kesiyorlardı.
"Hanabi ha..." Naruto mırıldandı ve gülümseyerek sordu. "Kaç yaşında kardeşin?"
"14. Ve o kardeşim değil." Naruto kaşlarını çatıp ona baktığında Hinata yutkunup üzüntüsünü gizlemeye çalışarak dışarı baktı. "K-Kızım..."
"..." Naruto afalladı, öylece bakakaldı. Kırmızı ışıkta duruyorlardı. "Ne?" Kulaklarına inanamadı. "Ama abla diyor-"
"Çünkü o öyle zannediyor." Hinata çökmüş gözlerle ona baktı, sonra önüne döndü ve sıkkın bir nefes verdi.
"Sen ciddi misin?" Naruto halen inanamıyordu. Hinata başını sallayınca sakinleşmeye çalıştı, geçmişte olmuş bir şeydi. Ve aracı sürmeye devam etti. Birkaç dakika sessizlikten sonra Naruto konuştu. "Ben sizi bünyeme almaya hazırım." Bir eli direksiyonda, diğerini de uzatıp elini tuttu. Sonra sağa çekip aracı durdurdu ve ona samimiyetle baktı. "Bu geçmişte olmuş bir şey." Çocuğun nasıl olduğunu biliyordu herhalde. "Bu olay için seni farklı birisi olarak görmem, ya da onu." Hinata da durgunlukla bakıyordu.
"..." Sonra Hinata'nın dudakları kıvrıldı, sonra gülümsemeye başladı. Naruto kaşlarını çatıp bir anlam veremediğini belli edince de Hinata'nın ağzından önce bir kıkırtı, sonra bir kahkaha kaçtı ve gülmeye başladı. "Ahahah Naruto!" Hafifçe omzuna vurdu. "Suratının halini görmeliydin!"
"..." Naruto'nun gözleri sonuna kadar açıldı. "Beni kandırdın!" Ağzını eliyle kapattı, o da gülümsüyordu. "Ciddi ciddi beni kandırdın mı şimdi?"
"Şaka yaptım." Hinata dudak büzdü, kahkahasını bastırmaya çalışıyordu ancak pek de başarılı olamıyordu.
"Ama bu eşek şakası -tebayo!" Naruto onu azarladı. "Kalbim ağzıma geldi be!" Hinata biraz daha güldü. "Gül gül. Son gülen iyi güler." Naruto kararını verip aracı tekrar sürmeye başladı. "Ve," Kısık sesle devam etti. "Gülmek sana yakışıyor." Kısaca ona bakıp göz kırptı ve tekrar yola döndü.
"Sana da..." Biraz utansa da itiraf etmeden edemedi. İkisi kısaca göz göze gelince de birbirlerine gülümseyip tekrar yola döndüler, iltifatları içlerini kaynatıyordu ikisinin.
Şaka yapmasına rağmen Naruto'nun dedikleri içini garip bir sıcaklıkla dolduruyordu. Onları bünyesine almak...
Ciddi mi düşünüyordu? Hem de onunla?
"Kahvaltı yaptın mı?" Naruto merakla sordu.
"Birisi sabahın köründe kapımda belirince doğru düzgün bir şey yemedim." Hinata iç çekip gözlerini devirdiğinde Naruto hafifçe güldü.
"Nereye gidelim?" Naruto sordu.
"Bilmem." Hinata omuz silkti. "Pek de bir yer bilmiyorum."
"..." Naruto durgunlaştı. Kıza hak veriyordu, haftanın 7 gününü de çalışarak geçiren birisinin gezip etrafı keşfedememesi gayet doğaldı. "Manzaralı bir yere gidelim." Naruto önerip gülümsediğinde Hinata başını sallayıp kabul etti.
Onları deniz kenarında iskeleye kurulu lüks bir restorana getirdi, restoran balkonunda bir masaya geçtiler, deniz tam altlarındaydı ve meltem esintisi vardı. Garsona kahvaltı menüsü siparişini verdiler ve manzarayı izlemeye başladılar.
Ya da birbirlerini. Çaktırmadan.
Hinata bir dirseğini masaya koyup elini yukarı kaldırmıştı ve başı elinin üstündeydi, denizi izlerken mavi saçları gelişigüzel savruluyordu. Naruto ise arkasına yaslanmış, kolları göğsünde birleşmiş, gayet rahat bir şekilde otururken denizi izliyordu, sarı saçları da rastgele savruluyordu.
İkisinin de içinden geçen tek şey, ellerini ileri uzatıp o yanaklara, saçlara dokunmak.
Ara sıra birbirlerine bakıp büyülenmekle meşgulken siparişleri gelip anı bozdu. Aynı anda iç çektiler.
"Afiyet olsun." Zengin sofra kurulunca garson gülümseyerek onları rahat bıraktı. Birbirlerini izlediklerini fark eden ikili, hafiften kızarık yanaklarla yemeğe odaklandılar.
Sessizlik içinde yedikten sonra Naruto hesabı ödedi, orada fazla durmadılar.
"Nereye gidelim?" Araca bindiklerinde Naruto sordu.
"Sabahın köründe kapımda beliren sensin." Hinata suçladı. "Hiç düşünmedin mi ne yapacağımızı?"
"Hayır." Naruto omuz silkti. "Hazırlandım, evine geldim, hepsi o kadar." Hinata gözlerini devirdi. "Evime gidelim mi?"
"Ne?" Hinata kaşlarını çattı. Aklına hiç iyi şeyler gelmiyordu.
"Hemen korkma." Naruto hafifçe güldü. "Birlikte vakit geçiririz, ailemle tanışırsın. Evimi görmüş olursun. Ne dersin?"
"..." Hinata biraz şaşırmıştı, ancak hazır değildi. "Bilmiyorum." Dürüstçe cevapladı, evine gitmek o kadar da kötü olmasa gerek.
"Evet gidiyoruz." Naruto sırıttı. "Çok seveceksin."
***
"Ben Minato, bu da Kushina." Ebeveynleriyle tanıştı, oturma odasındaydılar. 2 katlı lüks bir evdi, havuzu var, ön ve arka bahçesi var, garajı var, daha ne olsun.
"Memnun oldum." Ellerini sıkıp karşılıklı gülümsediler. Sonra bir sehpanın iki yanındaki kanepelere çiftler karşılıklı oturdu.
"Oğlumuzdan memnun musun?" Kushina gülümsedi.
"Anne..." Naruto gözlerini devirip somurttu, bu çok utandırıcıydı.
"Çok." Hinata hafifçe güldü. "Çok çalışkan birisi. Ben olsam ondan gurur duyardım."
"Sağ ol." Naruto fısıldadı.
"Tabii ki gurur duyuyoruz." Minato gülümsedi.
"Sevgilisi olarak sen de gurur duymalısınız." Kushina da gülümsedi.
"Biz sevgili değiliz." Hinata hafifçe öksürdü. "Niye herkes aynı şeyi söyleyip duruyor?"
"Çünkü sevgiliyiz." Naruto da onlara katılıp sırıttı, bir kolunu kanepe sırtına yayıp Hinata'nın etrafına atmıştı.
"..." Hinata kızarık yanaklarla gözlerini kaçırdı, ağzı açıldı ama Naruto fısıldayınca daha da utandı.
"Baş başa dükkanda kaldığımız günün akşamı yanağından öperken bir şey demiyordun?"
"Uh... Um..." Hinata yutkundu, doğru söze ne denir?
"Ben gidip bir şeyler hazırlayayım." Kushina ayağa kalktı. "Hinata, biraz yardım eder misin?"
"Ah, tamam." Hinata kalkıp Kushina ile beraber odadan çıktı ve mutfağa gitti. Beraber günün yemeklerini yapıyorlardı.
"Kafeci olduğunu duydum." Kushina ocakta tencereye bir şeyler atıp hazırlıyordu. "Mutfak sanatlarından anlıyor olmalısın?" Omuz üstünden arkasındaki kıza bakıp gülümsedi ve tencereye döndü.
"Tabii." Hinata da gülümsedi, siyah granit tezgah üstünde bir şeyler doğruyordu. "Öyle olmasaydı kafe açmazdım."
"Hm..." Kushina tatmin olmuş gibiydi. "Aranız nasıl?"
"Hm?" Hinata merakla bakınca göz göze geldiler. "İyi yani..." Önüne dönüp gülümsemesini saklamaya çalıştı.
"Ne kadar iyi?" Kushina fark etmişti tabii.
"İyi işte..." Hinata'yı sıcak bastığında Kushina güldü.
"Adını ağzından düşürmüyor." Kushina fırını hazırlamaya başladı. "Düşürmemekte de haklı gibi, hı?" Dirseğiyle dürtüp sırıttı.
"B-Ben..." Hinata utanmıştı, dili damağına yapıştı resmen.
"Güzel ve çalışkan bir kızsın." Kushina raflara döndü. "Hünerlerin de var." Bir şeyler çıkarıp tezgah başında işe koyuldu. "Akıllısın da. Bir de o pembe cadıya bak." Gözlerini devirdi.
"Olanları duydum." Hinata konuştu. "Çok üzüldüm Naruto adına."
"Başkasını sevmesini anlarım." Kushina elinde bıçakla bir şeyler doğruyordu. "Çıkmaya başladıktan sonra başkasını sevse tamam, gönül işi bu, belli olmaz ne olup olmayacağı." Sonra sitem etti. "Ama ta en başından beri hem şu Sasuke'yi seviyor, hem gelip benim oğlumu kullanıyor." Bıçağı sinirle doğrama tahtasına saplayınca Hinata ürperdi, gözleri sonuna kadar açıldı. "O cadıyı bir elime geçirirsem..."
"H-Haklısınız..." Hinata yutkundu. Hem gerçekten ona hak veriyordu, hem de hak vermek zorundaydı çünkü o sert elin altında yatan kişi olmak istemiyordu. Hele bıçağın, asla.
"Aman, boş ver." Kushina elini sallayıp buzdolabını kurcalamaya başladı. "Geride kaldı artık. Hem artık sen varsın." Bir kavanoz çıkarıp tezgaha döndü. "Çok yakışıyorsunuz, hemen evlenin. Torun da verin bana."
"..." Hinata kıpkırmızı kesildi. "U-Uh... T-Teşekkürler." Başını hafifçe eğip utanan yüzünü sakladı. Kushina dediğinde kendini Naruto ile hayal etti; Önce sevgili olmuşlar, sonra evlilik yapmışlar, sonra kendi evlerinde küçük Narutolar Hinatalar...
"Heh." Kushina hafifçe güldü. "Yemekten de anlıyorsun. O cadı senin tam tersin, onu bunu geçtim oğlumu aç bırakırdı muhtemelen." Tencereye bir şeyler atıp karıştırmaya başladı. "Eli mutfağa hiç değmiş mi şüpheliyim."
"..." Hinata bir yandan yemek yaparken diğer yandan şu Sakura hakkında duyduklarını analiz ediyordu. "Madem bu kadar berbat birisi, neden en başında Naruto onunla çıktı?" Merakına yenik düşüp sordu. "Yani, Sakura'nın bir gün tanışıp onu sevdiğini söylediği kısmı biliyorum, Naruto da hoşlanmış, çıkmaya başlayıp hemen sevmiş falan."
"Çocuk olan biteni bilmiyordu ki." Kushina anında cevapladı. "İlk kez birisiyle çıkıyor, nereden bilsin bütün bunların olacağını. Tecrübesi yoktu."
"O da doğru." Hinata mırıldandı. "Yetenekleri çok da önemli değil ama," Düşündü. "Anladığım kadarıyla iyi birisi de değil. Sırf bencilliği uğruna Naruto'yu kullanmış."
"Aynen." Kushina sıkıntıyla nefes verdi. "İnsanın zoruna gidiyor."
"Biliyorum." Hinata cevapladı. "Bence bunu düşünmeyin. Değmez." Hafifçe gülümsedi.
"Haklısın." Kushina da gülümsedi. "Aklı başında birisisin, nasıl davranacağını biliyorsun. Sevdim seni."
"Teşekkürler. Siz de çok iyi insanlarsınız."
"Hinata." Kushina bu sefer ciddi ve endişeliydi.
"Efendim?" Hinata merakla bakıp bu ifadeyi hemen fark etmişti, endişelendi.
"Naruto seni gerçekten seviyor." Dudağını ısırdı, çekinerek devam etti. "Sevgili olmadığınızı söylemiştin." Hinata tereddütle başını sallayınca devam etti. "Seni zorluyorum gibi olmasın ama," Yaklaşıp ellerini tutunca Hinata gerildi. "Hiç öyle olma şansınız yok mu?"
"..." Hinata afalladı, ne diyeceğini bilemedi.
"Ben oğlum için en iyisini düşünürüm." Derin bir nefes verip gözlerine baktı. "Ve sen de oğlum için en iyisi olanısın." Sonra hafifçe gülümsedi. "Aniden karar verme. Bence denemeye değer." Ellerini hafifçe sıkıp ondan ayrıldı ve ocağa gitti.
Hinata yutkundu. Elbette Naruto'ya karşı bir şeyler hissediyordu, ama kendinden emin değildi. Naruto'yla bir ilişkiye girecekse, bunun temeli sağlam olmalıydı.
"Denemek isterim." Hafifçe gülümseyip cevapladığında Kushina dönüp ona baktı, şaşırmıştı. Ne dediğini fark edince Hinata gerildi ve bakışlarını kaçırıp parmaklarıyla oynamaya başladı. "Y-Yani b-ben de bir şeyler hissediyorum tabii. Sadece..." Sıkkın bir nefes verdi. "Ben daha önce böyle bir ilişki kurmadım, hislerimden emin değilim."
"Emin ol," Kushina gülümseyip heyecanla cevapladı. "Pişman olmayacaksın -tebane." Gülünce Hinata da gerilip güldü. "Aile sayılırız, yakında da yüzüğü takarız falan." Göz kırpıp sırıttı.
"B-Bilmem..." Hinata'yı yine sıcak bastı. Kushina hafifçe gülüp geri gitti ve bir şeyler söylemeye devam etti. Hinata ise bu düşünceye gülümsemeden edemedi. Acele bir karara gerek yoktu, ancak bu, evliliğin kötü bir düşünce olduğu anlamına da gelmiyordu. Hem de Naruto'yla.
Tamam, galiba ben iyice aşık oldum. Hinata kıkırdayıp kendi kendine düşündü. Sandığı kadar da kötü bir şey değilmiş, gayet güzel bir şeydi.
Kendi aralarında sohbet ederek yemekleri hazırlamaya devam ettiler.
Geç oldu ama. :P Devamını da sonraki bölüme artık.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top