Bölüm 8- Yeni Eleman Naruto

Ve Tenten gitmişti Neji'ye, Hinata'yı Naruto ile bırakmıştı.

"Günaydın." Naruto yine aynı saatte arabayla gelip onu arabaya almıştı. "Hazır mıyız çalışmaya?" Turuncu tişört ve mavi kot giyiyordu, mavi spor ayakkabılar dahil, siyah kolsuz kapşonlusu koltuğuna asılıydı.

"Günaydın." Hinata gözlerini devirip iç çekti, nereden geliyordu bu kadar neşe sabah sabah? Şikayetçi değildi tabii, pozitif olmasına sevindi. Üzerinde toz pembe bol olan bir bluz vardı, uzun lacivert etek giyiyordu ve bacağının yarısına kadar çıkan lacivert çorap vardı, ayaklarında ise beyaz hatlı lacivert spor ayakkabı. Etrafına uzun bir açık mor kapşonlu ceket almıştı. Kahverengi çantası kucağındaydı.

"Tabii ki hazırız çalışmaya." Hinata yanıtladı, Naruto aracı sürüyordu. "Her zaman hazırız." Mırıldandı, Naruto bunu fark etmişti tabii ama bir şey demedi.

Hızla dükkana ulaştılar ve kafeyi açıp hazırladılar, Hinata bir yandan mutfakta, diğer yandan müşterilerle ilgileniyordu.

"Kahvaltı yaptın mı?" Yanında duran Naruto'ya sordu. Naruto kaşlarını kaldırıp olumsuz cevap gönderince Hinata hafifçe gülümsedi. "Ben bir şeyler hazırlayayım..." Sonra mini mutfağa geçip Naruto'yu bir süre orada bıraktı, onu aç bırakamazdı, aç olduğunu hayal etmeye bile gönlü el vermiyordu. Naruto ise ona özel kahvaltı hazırlayacağını görünce sevindi, müşteri olarak değil de aç kalmasın diye, gönlü el veremiyordu acı çekmesine...

"Oha!" Sarışın bir bayan müşteri geldiğinde Naruto'yu kasada görünce paralize oldu. "N-Naruto Uzumaki mi?!" Gözlerine inanamıyordu.

"Ahah," Naruto gerginlikle gülüp başının arkasını kaşıdı, ceketini beline sarmıştı. "Yeni eleman -tebayo."

"Ay..." Kız ayılıp bayılırken birkaç arkadaşı geldiklerinde hepsi hayran kalıp soru yağmuruna tuttu.

"Sakura ne yapıyor?" Siyah saçlı arkadaşı sordu. "Bayağıdır ekranda görünmüyorsunuz?"

"..." Naruto duyduğu isimle bütün neşesini kaybetti. "Ayrıldık, yüzü varsa konuşur."

"Oha!" Hepsi bir anda bağırdı.

"Tamam, başka soru yok." Naruto konuyu kapatmaya çalıştı. "Evet hanımlar," Tezgaha dayandı. "Ne istemiştiniz? Zambak Vadisinde çiçekler solmaz, lezzetleri de öyle." Göz kırpıp hafifçe sırıttığında kız grubu gözlerinde kalpler, kırmızı yanaklarla nefesleri kesilirken iç çekerek ona baktılar, her biri asla gerçekleşmeyecek olan hayallerini mırıldandı.

"Benle çıksa... Bir sarılış, öpücük için neler yapmazdım! Beni kollarına alsın, bir kerecik!" Falan filan.

"Naruto," Hinata mini mutfaktan çıkıp oraya geliyordu, başında turkuaz bir bandana saçlarını geri tutuyordu, alnının iki kenarından birer bukle düşüyordu. "Kahvaltın hazır." Kız grubunu görünce duraksadı ve mırıldandı. "Nerede yemek isteyeceğini soracaktım ama..." Hayranları olmalıydı, suratların belli.

"O zaman şimdi boş musunuz?" Kızlar umutla soruyordu. "Kimle çıkıyorsunuz, bir sevgiliniz var mı?"

"..." Naruto gülümseyerek gelen Hinata'ya bakınca Hinata yavaşça geri adımlar atıp saklanmaya çalıştı ama kızlar bakışlarını takip edip Hinata'yı bulunca kızcağız durdu, utanmıştı, bu kızların birazdan bütün dünyaya adını duyuracağına emindi.

"Birisi var." Naruto gülen yüzle kızlara döndü. "Henüz sevgili değiliz, ama olacağız." Hinata'nın duyduğundan emin oldu ve kızlara göz kırptı. "Kusura bakmayın, boş değilim."

"Ya ama ya!" Kızlar isyan ederken arkalarında birkaç müşteri belirmişti, kıyafetlerinden belliydi işe gidiyor oldukları, daha büyük kesimdi.

"Hey kızlar." Naruto ellerini kasaya koydu ve ciddileşti. "Müşterileri bekletiyorsunuz, burası iş yeri. Lütfen siparişinizi verip diğerlerine yol açın."

"Ama sevgiliniz kim söylemediniz." Kızlar direndi.

"Başka soru yok, hadi hanımlar." Naruto sıkkın bir nefes verdi. "Burası konuşma yeri değil, saygı biraz." Kızlar kendilerine çekidüzen verip siparişlerini verdi. "Hinata hanım." Naruto siparişleri alırken fiyatları bilmediğini hatırladı ve oraya saklanan Hinata'yı çağırdı.

"Oh..." Hinata yutkunup hemen oraya geldi, gülümsüyordu, zoraki olduğunu da çok iyi saklıyordu. "Ah, toplam 37 Dolar."

"Bununla mı çıkıyorsun?" Kızlar aynı anda şok olarak sordu, böyle birisini beklemiyorlardı. Hinata'nın suratı asıldı, sert bir ifadeye bürünmeye başladı, onu daha alt kademe birisi gibi gördüklerini anlamıştı.

"Bakın." Hinata söze başladı. "Nezaketimin ve sabrımın sınırlarını zorlamayın." 

"Kızlar, sakin." Naruto gerginliği bozmaya çalıştı.

"Gençler." Arkalarındaki müşteri adamın sesini duyunca herkes adama baktı. "Ne alıyorsanız alın, meşgul etmeyin şurayı." Dik siyah saçlı ve kirli sakallı bir adamdı, kollarına kadar sıvanmış beyaz gömlek ve siyah kot giyiyordu, boynunun biraz aşağısına kadar düğmeleri ilikliydi. "Zorla kapalı alanda sigara içtirmeye çalışıyorsunuz." Omzunda parmağı ile siyah ceket tutuyordu.

"Asuma amca?!" Hinata ve Naruto aynı anda hayretle sordu, sonra kaşları çatılıp birbirlerine döndüler ve aynı anda yine sordular. "Sen nereden tanıyorsun Asuma amcayı?"

"Hinata," Asuma söze girdi, nazikçe konuştu. "Sen şu kızların şeylerini hazırla." Hinata başını sallayıp giderken Asuma Naruto'ya döndü, nezaketi neredeyse yok oldu. "Sen de müşterilere bak. Bir sigara içip geliyorum, Hinata'ya her zamankinden yapmasını söyle, 3 porsiyon." Sonra dışarı çıktı ve homurdandı. "Gençler..." Sonra sigara yaktı.

Naruto ve Hinata hızla müşterilerle ilgilenip orayı boşaltınca Asuma sigarasını bitirip içeri girdi.

"Asuma amca," Hinata hafifçe gülümsedi. "Epeydir yoksun."

"Hm." Asuma ellerini ceplerine atıp onayladı. "Bir aylık izne çekilmiştim, Kurenai ve Mirai'yi şehir dışına götürdüm."

"İyi yapmışsın." Hinata cevapladı.

"Tiryakiliğe devam mı?" Naruto hafifçe gülerek sordu. Asuma onaylarken Naruto kaşlarını çatıp Hinata'ya sordu. "Sen nereden tanıyorsun?" Kollarını göğsünde birleştirdi.

"Dükkanı açtım açalı." Hinata kollarını göğsünde birleştirdi. "Sen nereden tanıyorsun?"

"Babamın arkadaşı, aile dostudur." Naruto cevapladı.

"Siz birbirinizi nereden tanıyorsunuz?" Bu sefer de Asuma sordu.

"Birkaç gün önce böyle bir bunalımla çıkageldi." Hinata basitçe cevaplayıp omuz silkti.

"Hey!" Naruto azarladı. "Birazcık merhametli olsan çok mu?" Hinata gözlerini devirip Asuma'ya döndü.

"Paket mi?"

"Hm." Asuma onayladı. "Fazla vaktim kalmadı, bu seferlik paket olacak, bizimkilere götürüyorum." Hinata başını sallayıp börekleri hazırladı ve paketleyip poşete koydu. "İşte."

"Hm..." Asuma kokuyu alırken paketi aldı ve parayı uzattı. "Yine mükemmel kokuyor."

"Eh, teşekkürler." Hinata gülümsedi.

"Ve ben Hinata'nın ilk müşterisiyim." Naruto'ya yanıtladı. "Sen bir gelsene dışarı."

"Tamam." Naruto Hinata ile merakla bakışıp Asuma'nın peşinden gitti, bir masaya karşılıklı oturdular.

"Vaktim yok, lafı dolandırmayacağım." Asuma sadede geldi. "Dün akşam Kakashi'den olanları öğrendim." Naruto'nun yüzü ekşidi. "Sen iyi misin?"

"Sakura'dan ayrılınca daha iyi oldum, sağ ol." Naruto soğukkanlılıkla cevapladı. "Olanları tamamen anlattı mı?"

"Hm." Asuma yine sigara yaktı. "Sakura Sasuke için senle çıkmaya başlamış, aynı anda ikinizi yürütmüş falan. Büyük başarı." Sonra gözleri sonuna kadar açık halde konuştu. "Artık kıza ne yaptıysan Sasuke onu bulduğunda kız perişan haldeymiş."

"O mu ben mi?" Naruto hırlayıp gözlerini devirdi. "Aptal, ne yüzle ağlıyormuş? Zaten istediği oldu, ayrıldık. Olanları öğrenip ayrılınca dünyam yıkıldı gibi gelmişti."

"Dünya hâlâ sapasağlam." Asuma sigara çekti ve dumanı üfledi. "50 kere dedik değil mi Sakura'dan uzak dur, yapmacık tavırlı diye."

"Aman ne bileyim ya." Naruto sıkıntıyla alnını ovuşturup nefes verdi. "Artık umurumda değil, Hinata ile tanışınca ondan ayrıldığıma sevindim."

"Sakura'yla bir tutma." Asuma uyardı.

"Bir tutmak?" Naruto bir kaşını kaldırdı. "Hinata kimseyle kıyaslanamaz bile. Mükemmel birisi."

"Eminim." Asuma sigarasını içti. "Ee, birden Hinata'ya mı vuruldun?" Naruto biraz utandı.

"Yani, evet." Hafifçe gülümsedi. "Çıkma teklifimi reddetti gerçi ama, vazgeçmeyeceğim. O çok farklı birisi."

"Nereden biliyorsun?"

"Hissediyorum." Naruto omuz silkti. "Açıkça belli zaten."

"Doğru." Asuma odaklandı. "Dükkanı ilk açtığı günden beri tanıyorum onu. Sağlam kız." Eliyle tatmin işareti yaptı, sonra sigara tutan elini Naruto'ya doğrultup uyardı. "Kızı üzersen gelir seni o yeşil otlu sahaların sarı şimşeği değil, sarı ineği yaparım, yediririm o otları."

"Haha." Naruto gerginlikle güldü. "Sağ ol, ama onu üzmem, merak etme." Kararlıydı.

"Aferin." Asuma sigarasını bitirdi. "Hinata'yı tanırım, ne badireler atlattığını biliyorum. O ve Tenten, gerçekten çalışkanlar, hanım denmesi gereken kızlar. Bir de şunlara bak." Ötedeki kız grubuna tiksinerek baktı. "Zilli sürüsü. Sakura'yı nereden buldun hayret ettim açıkçası."

"Bilemedim ki ya," Naruto sıkıntıyla cevapladı. "Tanıştığımızda çok güzeldi, ben de sevdim ne bileyim."

"Maymuna ruj sürsen onu da seversin sen o zaman."

"Komik." Naruto somurttu. "Hinata neler yaşadı?" Doğruca sordu.

"Onu öğrenmek de sana kalmış." Asuma yavaşça kalktı. "Gitmem lazım, sonra görüşürüz." 

"Görüşürüz." Asuma ayrıldığında Naruto içeri geçti, Asuma'nın Hinata hakkında söyledikleri aklında yankılanıyordu.

"İyi misin?" Hinata kaşlarını çatarak sorunca Naruto düşüncelerinden sıyrılıp güldü.

"Tabii ki." Hinata bunu yutmadı ama üstüne gitmemeye karar verdi. Neler yaşadığını çok merak ediyordu Naruto, ancak şu an uygun bir zaman değildi, acele etmeyecekti.

Gün gayet nasıl başladıysa öyle gidiyordu, Hinata yiyecek içecekleri hazırlayıp dururken bir yandan kasada müşterilerle ilgileniyordu. Naruto ise elinden gelen şekilde yardım ediyordu.

"Toz almayı biliyor musun ya?" Naruto'nun cam spreyi alıp camları silmek üzere olduğunu görünce şaşkınlıkla sordu.

"Beni hafife alma." Naruto baş parmağını kaldırıp sırıttı ve vitrinlere yöneldi, ama Hinata hızla yanına gelip kolundan tuttuğunda Naruto merakla ona baktı.

"Camlar zaten temiz." Hinata aceleyle onu oradan uzaklaştırdı. "Hem herkes sana bakacak."

"Baksınlar." Naruto basitçe cevaplayıp omuz silkti.

"Sana bakınca bana da bakacaklar." Gözleriyle uyardı. İnternete 'Yıldız Futbolcuyu Çalıştıran Kız' gibi şekillerde düşmek istemiyordu, aslında hiç düşmek istemiyordu.

"Oh..." Naruto sırıttı. "Birileri benle yakalanmaktan mı utandı?"

"Neden mutfağı falan halletmiyorsun?" Hinata hızla geçiştirdi.

"Hadi ama," Naruto sırıtmaya devam etti. "Utandın işte."

"Evet utandım." Hinata somurttu. "Şimdi çık şuradan." Naruto ellerini kaldırarak mutfağa yöneldiğinde Hinata rahat bir nefes verdi. Zaten ikide bir gelip ortalığı kalabalıklaştıran hayranlarını çekemiyordu, bir de böyle yakalanırsa odak noktası olacaklardı.

"Hm..." Naruto içecek dolabına yöneldi, içindekiler son kullanma tarihlerine göre doldurmaya başladı.

"Nasıl dizmen gerektiğini biliyorsun." Hinata şaşırarak kollarını göğsünde birleştirdi ve cam dolaba dayanıp arkasından izledi.

"O kadar kafam var." Naruto dudak büzüp gülümsedi ve işine devam etti.

"Ama yanlış diziyorsun." Hinata karşılık verince Naruto duraksadı ve çatık kaşlarla ona baktı, Hinata gözlerini devirip onu biraz kenara çekti ve ürünleri dizmeye başladı. "Bu Coca Cola'nın dolabı, ilk üç rafa sadece onların ürünlerini koyabilirsin. Diğer dolaplar için de geçerli."

"O niye öyle?" Naruto kaşlarını çattı, nesi yanlıştı ki başka ürünler koymanın?

"Reklam." Hinata basitçe cevapladı, ürünleri yerlerine koydu. "Dolapları bedavaya veriyorlar, karşılığında da kendi kurallarını uyguluyoruz, bu her yerde böyledir." Dolabı kapatıp kaşlarını kısaca kaldırarak gülümsedi ve kasaya yöneldi. "Maç yaparken giysilerinizde, ayakkabılarınızda ve şu sahanın kenarlarında olan reklamlar gibi."

"Hm..." Naruto mırıldandı, şimdi daha iyi anladı, sonra telefonu çaldı. "Ah, annem arıyor." Hinata başını sallayınca Naruto dışarı çıkmayı düşündü ama orada müşteriler kaynıyordu, çoğu da içeriye bakıp onu görmeye çalışan genç kızdı. O yüzden mutfağa girdi.

"Alo?" Naruto telefonu açıp konuştu.

"Naruto." Kushina biraz endişeli, aynı zamanda biraz sinirli bir tonda konuştuğunda Naruto bir şeylerin ters gittiğini anladı.

"Ne oldu?" Kaşlarını çattı.

"Sasuke burada, seninle konuşmak istediğini söylüyor." Naruto bir an sersemledi, sonra öfkelenmeye başladı.

"Konuşacak bir şey yok, postayı koy gitsin." Naruto sinirlerine hakim olmaya çalışıyordu.

"Denedik ama ısrarcı çıktı," Kushina endişeliydi. "Minato onunla konuşuyor şimdi, özür dilediğini falan söyl-"

"Özür mü?" Naruto kulaklarına inanamıyordu. "Ben aylarca Sakura'yla çıkayım, yanında olmaya çalışayım, ama bu iki sürüngen arkamdan gizlice beni aldatsınlar, üstüne bunu bütün takım bilsin. Şimdi de gelip özür mü diliyor? Ne hakla diliyor?!" Çıkıştığında boşta kalan elini yumruk yapıp sinirle granit tezgaha vurdu.

"..." Hinata'yı kapıda endişeli şekilde ellerini karnında birbirine değdirip parmaklarını okşarken onu izlediğini görünce Naruto sıkkın bir nefes verip alnını iki kenardan tuttu ve sakinleşmeye çalışıp devam etti. "Şu anda uygun zaman değil, lütfen yollayın şunu."

"Tamam." Kushina cevabını almıştı. "Bu arada, haftaya antrenmanların başlayacağını da söyledi, Pazartesi günü."

"İyi, antrenmanlarda konuşacağımı söyleyip yollayın şunu."

"Tamam." Kapatmadan önce Kushina tekrar seslendi. "Naruto." Sakince konuştuğunda Naruto dinlemeye devam etti. "Ne kararı alırsan al, seni desteklediğimizi bil."

"..." Naruto bir an duraksadı, öfkesi azalıyordu, kalbi öfkeden değil sevgiden hızlı atmaya başladı. Ailesinin her zaman yanında olacağını biliyordu, ama böyle desteklerini dile getirdiklerini duyunca farklı hissediyordu. "Sağ olun."

"Ben kapatıyorum o zaman," Kushina kısık sesle güldü. "Hinata'nın yanındasın galiba."

"Evet," Naruto hafifçe gülüp Hinata'ya baktı, göz göze geldiklerinde Hinata heyecanlandı. "Onunlayım."

Hinata yutkundu, annesi onu biliyor muydu? O zaman babası da biliyor? Oh, daha şimdiden aileye tanıştırılmış...

"Tamam..." Naruto devam etti. "Siz de şunlarla uğraşmayın, Naruto yok deyip geçiştirin... Tamam, görüşürüz." Sonra telefonu kapattı ve alnını ovuşturup sıkkın bir nefes verdi, sonra alnındaki elini biraz yumruk yapıp ağzını kapattı ve diğeri de belindeydi, yüzünden stres okunuyordu, gözleri bir an zemine odaklandı.

"İyi misin?" Hinata endişeyle sordu.

"..." Derin bir nefes çekip rahatlamaya çalıştı. "Galiba."

"Ne oldu?" Hinata yanına geldi ve elini sırtına kondurdu. "Evde sorun varsa gidebilirsin yani."

"Yok." Naruto hafifçe gülümsedi. "Sorun yok, sadece istenmeyen birisi geldi, babam geri yollamıştır bile."

"Eski sevgilin mi?" Hinata tahmin yürüttü.

"Hayır," Naruto cevabı verdi. "Onun sevgilisi." Hafifçe gülümseyip omzuna elini koydu. "Gel hadi, işimizin başına dönelim." Konuyu kapattığında Hinata başını salladı ve ikisi de kasaya gitti.

***

Yoğun bir gündü, öğleden sonraydı. Naruto önüne beyaz apron giymişti ve lacivert şapka takıyordu, şapkasını normal öne doğru giymişti. Hinata kasada siparişleri halledip müşterileri karşılıyor ve mutfağa koşup siparişleri hazırlıyordu, Naruto ise L şeklinde hizalanmış cam dolaplı raflar ve kasa ile mutfak arasından, L dizaynın önündeki müşterilerle ilgileniyordu.

"Taze çıkmış enfes bir elmalı turta." Hafifçe dişlek bir şekilde gülümseyerek ve biraz kısık gözlerle turtayı tek eline aldı ve kızıl saçlı kıza uzattı. "Kızıl elmadan yapıldı."

"KYA!" Kız turtayı alırken geriye fırladı, kalpli gözleri vardı.

"Çikolatalı gözlere çikolatalı kek." Tabağı başka bir siyah saçlı kıza uzattığında kız tabağı alırken elleri değdi.

"Kawaii!" Kız içinden zafer naraları atıyordu. Bana dokundu, bana dokundu! Bana iltifat etti!

Bütün kızlar Naruto'ya çullanırken Hinata kasadan bir adamla ilgileniyordu, bu durumu fark ettiğinde yaşlı adamla bakışıp hafifçe gülümsedi.

"Bir dakika beklerseniz." Adam başını sallayınca Hinata ifadesizleşti ve Naruto'ya döndü, parmaklarını çıtlattı ve başını iki yana esnetip sarışının yanına geldi.

"Bu da çilekli- OV!" Hinata kulağından çekip onu sürüklerken Naruto çırpınıyordu.

"Yürü bakalım flört manyağı." Hinata'nın sabrını zorluyordu. "Neden mutfakla ilgilenmiyorsun?" Onu mutfağa fırlattı.

"Ama bana hayranlar!" Naruto isyan etti. "Ben müşteri odağıyım, beni hapsedemezsin!"

"Yaptım bile." Hinata arkasından elini sallayıp mutfaktan çıktığında Naruto somurttu, sonra sırıttı.

Kıskandı, heheh.

Hinata müşterilerle ilgileniyordu, Naruto'ya da basit işler yaptırıyordu. Biraz sonra bir oğlan geldi, beyaz kollu yeşil gömlek giyen dağınık siyah saçlı kahverengi gözlü birisiydi, sol bileğinde siyah saat, altında mavi kot ve siyah spor ayakkabı giyiyordu. (Adidas XT, tamam sustum :x)

"Merhaba." Beyaz dişli gülümseme attı Hinata'ya.

"Merhaba." Hinata da gülümsedi.

"Hamburger menü alabilir miyim lütfen?" Gülümseyerek göz kırptığında Hinata zoraki de olsa gülümsemeye devam etti.

"Tabii."

"Hamburger ha?" Naruto ise gizlice mutfak kapısından eğilip izliyordu, sonra Hinata gelmeye başlarken hızla ocağa fırladı.

"Hamburger yapacağım." Hinata cevaplayıp ocağa yönelirken Naruto onu tuttu ve gözlerini kapatıp masumca gülümsedi.

"Hamburger uzmanlık alanım." Hinata tereddütle bakarken devam etti. "Israr ediyorum, sen kasaya geç."

"Ah..." Hinata emin değildi ama uzatmadı. "Tamam." Sonra oradan çıkınca Naruto'nun masum gülüşü, yerini şeytani sırıtışlara bıraktı.

"Hamburger alabilir miyim lütfen?" Naruto yüzünü ekşiterek oğlanı tekrarlarken ocağı açtı ve alevin içinde köfteyi hazırlamaya başladı. "Ömrünün en lezzetli hamburgerini vereceğim sana -tebayo!" Dişlerini sıkarak öfkeyle köfteye bakıyordu, baharatlarını hizaya dizdi. "Gözlerinden yaşlar gelecek, pis poponu rokete çevirecek kadar acı, inci sandığın dişlerini kömür yapıp eritecek kadar sıcak bir hamburger vereceğim sana!" Köfte pişerken hamburger ekmeği ve malzemeleri ayarladı, iki elinde de sos malzemeleri vardı ve hepsini birden döküyordu. "Domates ve marul ağzında yapış yupuş olacak! Peynirleri kalıp kalıp koyacağım ki yemek borusunu yapışarak tıkasın, bir güzel boğul!" Sosları şelale gibi dökmeye başladı. "O kadar yağlı bir sos olacak ki, mide ameliyatına sokacağım seni -tebayo! Kolasının içine nane atıp ciğerlerini patlatacağım! O ogre gibi ağzını kusmuk gayzerine çevireceğim -tebayo!" Kötü kötü kahkaha attı.

"Uzumaki Usulü Tuvalet Hamburgeri! HAHAHAHAHA!" Ellerini iki yana açıp köt üadam kahkahası atarken gözlerinden şimşek çıkıyordu, etrafını alev kaplamıştı.

Tak tak tak... Hinata'nın ayak ritmini duyunca duraksadı, kişisel bilim kurgu sinemasından sıyrıldı.

"Opsk..." Naruto bir gözünü kapatıp dişlerini sıkarak gerginlikle güldü. "Plan yattı."

"..." Hinata ise elleri ağzında, şaşkınlıkla Naruto'nun uzmanlık alanı olan hamburgere baktı, söylediklerini de duydu, mutfaktan çıktığında kapıdan gizlice gözetlemişti. "Bayağı uzmansın ha."

"Uh..." Naruto başının arkasını kaşıyıp gerginlikle güldü.

"Ben yaparım." Hinata gözlerini devirip hamburgeri hazırladı, menüyü tamamladı. Naruto'nun suikast planı yıkıldı. Kıskandığını görünce içten içe kahkaha atıyordu tabii.

"İşte." Hinata tepsiyi alıp kasaya gitti ve oğlana verdi, Naruto da peşinden geldi.

"Teşekkür ederim." Oğlan tatlı şekilde gülümsedi, tepsiyi alırken Hinata'nın ellerini tutmuştu.

"Patilerini çeker misin arkadaşım?" Naruto kaşlarını çatarak sordu, daha doğrusu defolup gitmesini işaret etti. "Kuduz kapmak istemiyoruz da." Hinata gülmemek için kendini zor tuttu, başını eğip yüzünü gizledi.

Bu ne kıskançlıktır böyle... Gerçi oğlanın ellerini tutması da hiç hoşuna gitmemişti ama Naruto'nun bu hâli bayağı komiğine gitmişti...

"Oh..." Oğlan tepsiyi tutup Hinata'dan ayrıldı ve gözlerini kapatıp gülümsedi. "Yıldız futbolcu sahalardan mağaralara mı çekilmiş yoksa?"

"Seni-!" Naruto dişlerini sıkıp hırladı, gözleri seğirdi.

"Çocuklar, tamam." Hinata sıkkın bir nefes verdi, artık rahatsız oluyordu bu durumdan. Müşteriyi yolladıktan sonra Naruto'ya baktı.

"Ne?" Naruto somurttu. "Ağzının payını vermek üzereydim."

"Bravo," Hinata alkışladı. "Kıskançlığın anlamını yeniden yazdın." Hafifçe güldü.

"Hm..." Naruto gözlerini kıstı, sonra sırıttı. "Demek seni kıskandığımı anladın?"

"Ucuz suikast planından anlaşılmıştı." Hinata hafifçe gülüp bu durumdan etkilendiğini fark etmemesini umdu.

"Bir daha gelsin, bir daha dalarım." Naruto yaklaşıp Hinata'nın ellerini tuttu, bir şey diyecekken Hinata ellerini çekti çünkü müşteriler geliyordu. İşlerinin başına döndüler.

***

"Ne yapıyorsun?" Hinata kaşlarını çatıp mutfağın ortasında şınav çeken Naruto'ya baktı.

"Bugün egzersiz yapamadım." Naruto parmakları üstünde şınava devam etti. "Telafisini yapmaya çalışıyorum."

"Dünyanın sonu gelmezdi ya, altı üstü egzersiz." Hinata mırıldandı.

"Ben futbolcuyum." Naruto egzersize devam etti. "Formumu korumam lazım, performansım ve formum birbirine bağlı."

"Hm..." Hinata dinledi, bu durumu hafife alsa da onu takdir etti. Mesleğiydi futbol, dolayısıyla formunu korumasına hak verdi. "Neyse, birazdan dükkanı toparlıyorum."

"Erken değil mi?" Naruto doğrulup telefonuna baktı. "Saat daha 21:34."

"Birazcık erken kapatayım bugünlük." Esnedi. "Yoruldum, hem stoklar da bitti sayılır. Birkaç müşteri var, yavaş yavaş toparlanırken onlar da yemeklerini bitirir."

"Tamam." Naruto doğrulup şapkasını çıkardı, ceketi belinde sarılıydı. "Ben dışarıyı hallederim, sen içeride kal." Beraber kasaya geldiklerinde Naruto para çıkardı.

"Hayır Naruto." Hinata parayı görür görmez eliyle itti. "Gün boyu gelip çalıştın-"

"Hinata." Naruto nazik tonda uyardı ve Hinata'nın ellerini tutup parayı tutmasını sağladı. "Birincisi, gece gündüz demeden buradasın. İkincisi, tükettiklerimin parasını veriyorum."

"Ama bu toplamının on beş katı!" Hinata itiraz etti ama Naruto konuşmasına devam etti.

"Üçüncüsü..." Elini yanağına götürüp parmaklarının tersiyle okşadı ve hafifçe gülümsedi. "Para için durmadım, senin için durdum." Göz kırptı ve Hinata'yı orada bırakıp bahçeye çıktı, Hinata ise arkasından şaşkınlıkla bakakaldı.

"..." Değer vermesini görmek onu sevindiriyordu, ama yine de onu kullanıyormuş gibi hissediyordu. Elindeki paraya baktı ve sıkkın bir nefes verip onu kasaya yerleştirdi. Utanıyordu, bu kötü düşünceyi bir türlü başından çıkaramıyordu.

Son müşteriler de ayrılınca Naruto bahçe kapısını kapatıp masaları sildi, sonra masaları toparlayıp tek tek içeri aldı, o ana kadar da Hinata içeriyi temizleyip halletmişti. Sonra dükkanı kapattılar, dışarı lambaları açıktı.

"Bu lambalar niye dükkan kapalıyken açık?" Naruto merakla sordu.

"Esnaf arasında böyle." Hinata iç tarafı tamamen kapatınca bahçeye çıktı, Naruto ise darabaları indirip kitledi. "Hem etrafı aydınlatmak için, hem de dükkanın işlek olduğu bilinsin diye, ve geceleri dükkan karanlık olmasın diye." Bahçe kapısına yöneldiler. "Esnaf ahlakı kısaca."

"Anladım." Kapıdan çıktıklarında Hinata bahçe kapısını kilitledi. "Gezmek ister misin?" Kolunu omzuna sarıp kızın kolunu tutup okşuyordu, diğer eli cebindeydi.

"Hayır," Hinata hafifçe gülümseyip başını salladı. "Eve gidip dinleneceğim." Gerçekten yorgun hissediyordu, Naruto yanındaydı gün boyunca, ama bütün yiyecekleri ve siparişleri Hinata tamamlamıştı. Çünkü Naruto fiyatları bilmiyordu, siparişleri de riske atamazdı.

"Tamam." Naruto gülümseyip alnını başına yasladı ve kızın kolunu sıvazladı, halen bir kolu kızın etrafındaydı. Alnını çektiğinde ikisi de göz göze gelince gülümsemeye devam etti ve önüne döndü, onları arabaya yönlendirdi. Israrcı davranmadı, zaten hem kızın yorgun olduğunu görüyordu, hem de birkaç gün sonra beraber gün boyu dolaşacaklardı. Sınırları zorlamanın bir anlamı yoktu.

Hinata ise mutlu olmuştu, gün boyunca öyleydi, şimdi içi daha da ısınmıştı. Naruto hem ona sarılarak yürüyor, hem de değer verdiğini fazlasıyla gösteriyordu. Gün boyu yanından ayrılmamış, her şekilde yardım etmişti. Üstüne müşteriden kıskanmıştı, ki ne kadar komik bir olay yaratsa da kıskandığını görünce kendini değerli gördüğünü düşünmeden edememişti, içini adeta eritiyordu. Sabahtan beridir kalbi sık sık hızlı atıyordu, şimdi de öyle.

Arabaya geçtiler, sessiz bir yolculuk oldu. Kısa süren yolculuk boyunca ikisi de çaktırmadan birbirine bakıyordu, şans eseri ikisi de fark etmemişti. Camlar biraz açıktı, saçlarının savruluşunu izlediler.

Tabii yolculuk kısaydı, Hinata'nın evine ulaşmışlardı.

"Teşekkürler." Hinata hafifçe gülümsedi.

"Benim için zevkti." Naruto da hafifçe gülümsedi. İkisi de kıs bir süreliğine solup giden gülümsemeyle birbirlerinin yüzlerine baktı.

"Hamburger yapmak da zevkli miydi?" Hinata sorduğunda ikisi de güldü.

"Yaptırmadın ki." Naruto güldü. "Kıskançlığım hoşuna mı gitti?"

"Hayır." Hinata öbür tarafa baktı, ama Naruto'nun halen ona baktığını biliyordu. "Belki birazcık." Naruto bakmayı sürdürdüğünde Hinata yanağını kaşıdı. "Tamam, hoşuma gitti." Naruto gülüp ona sarıldı. "Hey!"

"Bu da hoşuna gidiyor," Naruto kulağına konuştu. "Beni seviyorsun."

"Nereden biliyorsun?" Hinata hafifçe güldü, hâlâ kendisine sarılıyordu sarışın.

"Çünkü hem dükkandan çıkarken kolumu etrafına sardığımda, hem de şimdi sana sarılırken beni kendinden uzaklaştırmadın."

"..." Hinata kızarmaya başladı. Doğruydu. Ama yine de kaşlarını çatıp parmaklarını göğsüne koydu ve onu itip ayrıldığında Naruto güldü. "İyi geceler." Hinata gözlerini devirdi ve araçtan indi.

"Hey." Naruto da araçtan fırlayıp bileğinden yakaladı ve onu kendine çevirdi. Hinata soru soran gözlerle bakarken Naruto bir elini yavaşça beline yönlendirdi, diğerini de sırtına sardığında Hinata'nın kızarmaya başlayan yanaklarını gördü. Yüzünde bir ifade yoktu, mavi gözleri yoğunlukla bakıyordu ve dudakları aralıktı, ön dişlerinin küçük bir kısmı görünüyordu, hızlı atan kalbi yüzünden ağzından hızlı nefesler alıp vermeye başlamıştı, başı dönüyor gibiydi. Hinata da aynı ifadedeydi, ikisinin de gözleri kısıldığında Naruto yaklaşmaya başladı. Hinata içgüdüsel olarak ellerini yavaşça Naruto'nun karın kenarlarına yasladı, Naruto ise sırtındaki elini başının ardına yükseltip koyu saçlarının arasından başını tuttu.

Alınları birleştiğinde gözleri neredeyse kapandı, dudakları arasında santimler kalmıştı. Birbirlerinin nefeslerini ve kokularını hissetmek başlarını döndürüyordu. Ancak Naruto dudaklarını öpmekten kendini alıkoydu, bu andan sonra Hinata'nın kızacağını düşündü, aceleci davranmamalıydı. Hinata'nın gözleri kapalıydı, bekliyor gibiydi, tamamen hisleriyle hareket ediyordu. Naruto yutkundu ve dudaklarını yaklaştırıp arayı kapattı...

Ancak öptüğü yer dudakları değildi, yanağından öpmüştü ve dudaklarına çok yakındı. Hinata şaşırıp gözlerini biraz açtı, dudaklarını yanağında hissediyordu. Naruto'nun beline sarılmıştı, başının arkasında ve belinde aynı şekilde sarılan Naruto'nun ellerini hissediyordu, ondan yayılan sıcaklığı da hissediyordu.

Naruto kulağına yakın bir öpücük daha atarken Hinata'nın başının ardındaki elini indirip sırtına sardı ve onu kolları arasına hapsetti, öpücüğünü bırakınca yanaklarını birleştirip gülümsedi ve kulağına fısıldadı.

"İyi geceler." Başını geri çekip alınlarını birleştirdi ve gülümseyerek alınlarını birleştirdi. Hinata ise cevap olarak sıcaklıkla gülümseyip ona sarıldı, iç çekti ve geri ayrılıp evine gitmeye başladı. 

İçinde bombalar patlıyordu, nefesleri ve kalp ritimleri hızlıydı, dudaklarını üzerinde halen hissediyordu, ve kendi dudakları üzerinde hayal edebiliyordu. Eve girince kapıyı kapattı, göz ucuyla Naruto'yu arabaya dayanmış vaziyette onu izlerken görünce daha da utandı, ve mutlu oldu. Kapıyı kapatınca sırtını kapıya yasladı, eli yavaşça yanağına gitti, parmakları tenine değip Naruto'nun öpücüğünü hissetti. Sonra dudaklarına geldi, onu öptüğünü hayal edebiliyordu, ve hissedebiliyordu.

Sıcak temasları onu çok mutlu etmişti, aynı şekilde Naruto'yu da mutlu ettiğini biliyordu. İstediğini vermişti, birazcık da olsa. Sıcak temasları utandırıcı olsa da Hinata boş verdi, biraz mutlu olmaktan zarar gelmezdi. Hem o da mutlu oluyordu, Naruto biraz olsun mutluluğu hak ediyordu. Onun tarafından gelen mutluluk...

Bunu vermekte artık bir sakınca görmüyordu.

Naruto ise arabaya yaslanıp kollarını göğsünde birleştirmiş, eve girişini izliyordu. Yüzünde bir gülümseme vardı, sonunda öpebilmişti onu, en azından yanaktan. Kapıdan girip kapıyı kapatışını izledi ve iç çekti.

"Ah..." Hinata onu reddetmemişti, demek ki artık onu kabul ediyordu. Naruto buna sevindi, artık sevgili sayılırlardı. Onu öptüğünden çok mutlu olduğunu biliyordu saf kızın. Asuma'nın dediklerini hatırladı, bir şekilde sevgilisinin sıkıntılarını öğrenip çözmeliydi.

Hisleri karşılıklıydı o zaman. Geriye kalan tek şey bunları dile getirmekti.

Naruto arabaya binip evinin yolunu boylarken, Hinata da odaya geçerken biraz önceki ilk anlarını aynı anda hatırlayıp kendi kendilerine güldüler.


Biraz geç oldu ama, bu idare eder.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top