Bölüm 3- Aile
"Oh..." Tenten tezgahta Hinata ile konuşurken bahçenin girişine bakıp hayretle mırıldandı. "Ciddi ciddi aldı geldi... Vefalı çocuk." Hinata da şaşırdı.
"Gidip yardım edelim çocuğa." Hinata Tenten'i dürtüp Naruto'nun yanına gitmeleri için işaret verdi, bir sürü şey aldığı ortadaydı. Dahası da tahminen arabada.
"Oha!" Tenten yanına gelir gelmez elinden poşetleri almaya çalıştı, gerçekten çok fazla poşet taşıyordu ve hepsi birbirinden ağırdı. "Dur da yardım edelim."
"Gerek yok." Naruto gözlerini devirip içeri gitmeye devam etti. "Ben hallederim, siz işinize bakın."
"Ama-!" Tenten konuşuyordu ki Naruto sızlanarak lafını böldü.
"Hadi ama!" Kısaca kızlara döndü. "İçeriye siz mi bakacaksınız ben mi?" Kızlar birbirine tereddütle bakıp başlarını salladılar ve içeri tezgahın oraya geçtiler, Naruto ise dolapların ardına getirdiği yükleri koyuyordu. "Oh... Diğerlerini de alayım." Sonra dışarı çıktı, müşterilerin odağı olmuştu. En azından telefonlarını çıkarıp Naruto'yu hedef almıyorlardı.
"Kim bilir ne kadar tutmuştur..." Hinata istemsizce mırıldanıp elini dudağına götürdü, parmaklarının ucu dudaklarına değdi. Tenten ise o sırada müşterilere bakıyordu.
"Kız," Tenten tırnağını ısırarak onu dürttü ve gözleriyle işaret etti. "Bu sana bakar ha, demedi deme." Hinata gözlerini devirdi.
"Sanki bakmasına muhtacım. Tanımıyorum bile." Kollarını göğsünde birleştirdi.
"Ne var ya?" Tenten yüzünü ekşitti, sonra bahçe yoluna döndü, Naruto diğer poşetleri getiriyordu. "Bayağı güçlü ama ha, bir de atletik falan, baksana. Nasıl da bir seferde dolu dolu torba taşıyor." Siyah atlet ve turuncu pantolon giydiğinden boyu posu meydandaydı, atlet üstüne tam oturuyordu.
"Ne yapayım yani?" Hinata daraldığını hissetti. "Sırf kaslı çocuk diye mi onunla çıkacağım?"
"Yani onunla çıkacaksın?" Tenten merakla ona bakınca Hinata gözlerini kısıp onu tamamen boş verdi.
"Ah." Naruto yanlarından geçip poşetleri yerine koydu. "Sonuncuları getireceğim şimdi." Hafifçe gülümseyip hemen gitti.
"Çalışır da bu."
"Sen niye izdivaç programı falan yapmıyorsun?" Hinata artık içinin tükendiğini hissetti. "Çalışırmış, bakarmış, kaslıymış, bilmem neymiş miş."
"Şurada sana alfa seçiyoruz be!" Tenten gururla takdim etti. "Yerinde olsam teşekkür edip hemen tavsiyeme uyardım!"
"Alfa ne ya?" Hinata garip garip bakıp önüne döndü. "Garip garip isimler."
"O değil de," Tenten merakla yığılan poşetlere baktı. "Ben bu kadar fazla şey yazmamıştım..." Sonra Hinata ile bakıştı.
"Hanımlar." Naruto aralarını bölüp son poşetleri de getirip yerine koydu. "Bunlar da sonuncuları -tebayo."
"Çok teşekkürler ama-" Hinata teşekkürlere başlayınca Naruto yanından geçerken lafını kesti.
"Lafı bile olmaz, keyfinize bakın." Sonra gitmeye başladı. "Benim eve gitmem gerekiyor, sonra uğrarım." Kapıya gittiğinde onlara el salladı, onlar da gülümseyip el salladı, daha doğrusu Tenten sırıttı. Sonra Naruto bahçeye çıktı, oradan da çıkıp gözden kayboldu.
"Yine bekleriz." Tenten çok geç konuştu. "Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz." Hinata sadece gözlerini devirdi, sonra poşetleri halletmeye başladığında afalladı.
"Ne kadar şey almış böyle..." Aklı almıyordu, bunlar çok ama çok pahalıya patlamıştır.
"Boş ver kızım." Tenten omzuna vurdu. "Bizde verilen teklif geri çevrilmez."
"Beleşçi..." Hinata mırıldandı.
"Onu bunu geç de," Tenten endişeli olmuştu bir anda. "Yarın kira günü, ne yapacağız?" İkisinin de yüzü düşmüştü.
"Bilmiyorum..." Hinata sıkkın bir nefes verip dürüstçe cevapladı. Son birkaç ayları iyi gitmiyordu. "Kredi çekeceğim, ne yapalım başka." Ellerini tezgaha koyup başını eğdi ve düşündü. "Onu da zamanla kapatmaya çalışırım."
"..." Tenten alt dudağını üzülerek ısırdı, durum kötüydü. "Baban nasıl?"
"İyi." Hinata fısıldadı. "Şimdilik..."
"Her şey yoluna girecek." Tenten hafifçe gülümseyerek elini omzuna koydu ve sıktı. "Zamanla..."
"Sağ ol." Hinata ona dönünce ikisi de birbirine sarıldı.
***
"Hoş geldin." Kushina Naruto'yu kapıda karşılayıp sarıldı, oğlu da ona sarıldı.
"Hoş bulduk." Sonra ondan ayrılıp içeri girdi ve ayakkabılarını çıkardı, "Üstümü değişip geliyorum."
"Tamam, biz de içerideyiz." Oğlu içeri adım atınca omzuna dokundu. "Aç mısın, bir şeyler hazırlayayım mı?"
"Hayır anne," Gülümseyip elini tuttu ve yavaşça omzundan çekti. "Sağ ol. İçecek bir şeyler fena olmaz ama."
"Tamam." Kushina da gülümseyip sırtına hafifçe vurdu ve kapıyı kapatıp içeri gitti, Naruto ise yukarıdaki odasına çıktı.
Kapıyı kapatır kapatmaz Naruto kendini turuncu konforlu yatağına attı ve arabadan yanına aldığı ceketini de masasına attı, bir kolunu da alnına yerleştirip tavanı izlemeye başladı. Yüzünde bir ifade yoktu, dalgındı. Birazdan ailesine dünden beri olanları anlatacaktı, maçtan sonrasından itibaren.
Düşündü, bütün olanları. Eğer Sakura ile o an ayrılmasaydı, belki de Zambak Vadisi'ni keşfedip Hinata ve Tenten ile tanışmazdı. Ve arkadaşlarının ne olduğunu anlamazdı.
Sevinse mi, üzülse mi, sinirlense mi bilemedi.
"Of..." Derin bir nefes çekip bıkkınlıkla bıraktı ve ayağa kalktı, üstünü değişmeliydi. Üstündekileri çıkarıp yerlerine beyaz bir tişört ve siyah şort giydi, yeşil taşlı siyah ipli kolyesini de boynuna astı ve odasından çıkıp aşağı indi.
"Ah, Naruto." Babası Minato onu karşıladı, Kushina ile yan yana oturup sohbet ediyordu ve televizyon izliyorlardı. "Gelebildin sonunda." Naruto da geçip karşılarına oturunca televizyonu kapattı. "Sorun ne, yüzünden düşen bin parça?" Merakla sordu, şampiyonayı kazandığı için mutlu olması gerektiğini düşündü. Tabii olanlardan haberi yoktu.
"Hiç..." Naruto dizlerini iki yana açıp oturuyordu, dirsekleri dizlerinin üstünde, eller yukarıda, ağzının önünde birleşmişti ve aralarında kalan sehpaya bakıyordu. Orada bir tepsi ve üç büyük bardakta portakal suyu vardı. Bir tanesini alınca ebeveynleri de kendi paylarını aldı.
"Naruto." Kushina endişeyle konuşmaya başladığında ona baktı. "Bizimle derdini paylaşabilirsin, biliyorsun." Sonra gerginlikle güldü. "Isırıp parçalayacak değiliz ya."
"Hah." Minato da ona katıldı. "Sakura ile tartışma mı yaşadın?" Sonra mırıldandı. "Sahi, Sakura'ya dair pek bir şey konuşmadık, hayret. Gören de ayrıldınız sanacak. OV!" Kushina karnına dirsek atınca ona baktı. "Ne dedim ki ya?" Kushina kaş göz işareti ile çaktırmadan Naruto'yu işaret ettiğinde Minato'nun yüzü şaşkın bir hal almaya başladı. "Oh..."
"Evet." Naruto sonunda söze girdi. "Ayrıldık." Kushina ve Minato aynı anda hayretle baktı.
"Neden?" Kushina endişeyle sordu. "Ne oldu, ne yaptı?"
"Ne yapmadı ki." Naruto meyve suyunu bir hamlede içip masaya koydu, yutmakta zorlandı.
"Boğulacaksın." Minato mırıldandı. "Anlat bakalım, ne oldu." Bardağından biraz içti.
"Maçtan sonra Sakura'yı alıp bir yere gittim ve onunla konuştum." Derin bir nefes aldı, ayaklarının altındaki halıya bakıyordu, parmaklarını halıya bastırıyordu. "Meğersem sadece Sasuke'ye ulaşmak için beni kullanıyormuş." Ebeveynlerinin gözleri sonuna kadar açılırken kendi yüzü de biraz sinirli hal almıştı, sesi ise durgun. "Bir kez bile bana o gözle bakmamış, hepsi rolmüş. Üstünde çıkmaya başladıktan sonraki iki ay içinde Sasuke ile arayı pişirmişler."
"Aman Tanrım..." Minato hayrete düştü, eli ağzındaydı.
"Demiştim o kız sana uygun değil diye." Kushina kollarını göğsünde birleştirip somurttu. "Beni dinleyen kim ki zaten? Daha doğru düzgün yemek bile yapamıyordu, oğluma böyle bir kızı mı layık görecektim?"
"Kushina." Minato Naruto'yu gözleriyle işaret ederek karısını uyardı, şimdi sırası değildi.
"Ne?" Kushina sinirle çattı. "Belliydi kızın ne mal olduğu. Sürtüğün teki çıktı işte." Naruto'ya döndü, oğlu halen yere bakıyordu. "Boş ver oğlum, iyi oldu. Bırak gitsin başından, gereksiz yere yük oluyordu sana." Sonra mırıldandı. "Elli kere dedim ona bir şey alma, ayrıl ondan-"
"Kushina." Minato yine uyarıp fısıldadı. "Destek vereceğine yangına körükle gidiyorsun." Sonra önüne dönüp mırıldandı. "Ama doğru... Araba bile aldın ona."
"Arabası batsın." Naruto tükürür gibi konuştu, ellerini saçına daldırıp başını kolları ardında tuttu. "Hayatı kolaylaşsın diye araba aldım, eminim onu da Sasuke'siyle çıkmak için kullandı. Benle özel görüşebilmesi için telefon aldım, onda bile Sasuke kayıtlıydı." Dirseğinin birini koltuğun koluna koyup başını yana çevirdi ve alnını eline dayadı, sinir yine tepesine sıçrıyordu. Ailesi ise yutkunup sessizce dinliyordu, sonuçta sinirli yanını annesinden almıştı. Hafife almamak lazımdı.
"Bir dediğini iki etmedim, anlayışla yaklaştım, istediklerini, ihtiyaçlarını eksik etmeden en iyisinden aldım. Her zaman ona ulaşmaya çalıştığımda sorunları çıkıp duruyordu, ya da bahane. O da gizli gizli Sasuke ile buluşmasıdır. Hem Sasuke'ye yanaşmak için beni kullanıyor, hem de paramı yiyor." Saçını sertçe çekti. "Üstüne ben hariç bütün takım biliyormuş... Aptalın tekiydim. Sen haklıydın anne." Fısıldayıp gözlerini kapattı. "Değmezmiş."
"Demiştim." Kushina omuz silkti. "Daha yemekten anlamayan birisini gelip evime getiriyorsun." Kushina o kızı hiç sevmemişti. Yapmacık tavırları vardı, zaten oğluna mutfak hünerleri olmayan birisini de yakıştıramıyordu. Evlendikten sonra küçük bebeğini açlığa mı sevk edecekti?
"Of Kushina!" Minato isyan etti. "Her iyi yemek yapan da iyi bir kız olamıyor yalnız!"
"Oğlumuzu parazitle besleyen manyakları mı seçelim yani -tebane?!" Kushina öfkeyle bağırıp yumruğunu sıktı. "Erkeğin kalbini kazanmanın en iyi yolu yemektir hem! Seni nasıl tavladığımı unuttun mu?!"
"Oh..." Minato gerginlikle gözleri kapalı sırıtıp ellerini yavaşça kaldırdı. "N-Nereden çıktı şimdi bizim özelimiz, hayatım? He he, sakin olalım lütfen." Sonra ciddiyetle baktı. "Hem ben seni tavladım bir kere. Sarı şimşeğim, diye peşimden koşan kimdi acaba?"
"Spordan sonra 'Kızıl Biberim' diye peşimden koşan kimdi peki?!" Gururla devam etti. "Yemeklerimin çok enerjik olduğunu söyleyip yemek için yalvarıyordun."
"Aşçılık okuyordun." Minato belirtti. "Ayrıca yemeklerin enerji veriyordu, doğru." Sonra ona biraz daha yaklaşıp gözlerini kıstı. "İçlerine performans artırıcı karıştıran kimdi peki?
"O-Oh..." Kushina kızarıp önüne döndü ve bakışlarını kaçırdı. "Y-Yanlış anlaşılma t-tamamen..."
"Ee, N-Naruto." Kushina nefes tazeleyip kocasından kaçtı. "Şu sözünü ettiğin yeni arkadaşlar kim?"
"Ah..." Naruto başını önüne eğip yeri izlerken hafifçe gülümsedi. "Hiç..."
Kushina sırıtıp kocasına baktı, Minato ise gülüp karısına baktı. Bu tavrı çok iyi tanıyorlardı...
"Kimmiş bu şanslı kişi?" Kushina alttan alttan gönderme atıyordu. Naruto kendini gülmemek için tutmaya başlayınca kalkıp koltuğunun yanına gitti ve dirseğiyle dürttü. "Şş! Hadi hadi!" Öğrenmek için sabırsızlanıyordu. "Kim ya, söylesene!"
"Hah." Naruto gülüp onu eliyle nazikçe itti. "Tamam tamam, patlamayın." Dizlerinin üstünde ellerini birbirine geçirirken parmaklarını izledi. "Adları Hinata ve Tenten."
"Oha!" Minato şaşırdı. "İki tane birden mi?"
"Playboy Uzumaki." Kushina hayretle baktı. "Hiç beklemiyordum." Sonra Minato'yu azarladı. "Hep Jiraiya öğretiyor bunları! Tutturdun onu özel menajeri yaptırdın, şimdi çocuğun aklını İcha İcha'larla dolduruyor!"
"S-Sakin ol hayatım!" Minato teslim olur gibi ellerini kaldırdı. "Fazla abartıyorsun. Hem onları sen de tekrar tekrar okumaya devam ediyorsun." Kushina kızardı.
"Ne saçmalıyorsunuz ya?" Naruto garip garip onlara baktı. "Onlar sadece arkadaşım." Sonra göz ucuyla yan tarafta yere bakıp mırıldandı. "Yani, neredeyse."
"He?" Kushina kaşlarını çattı. "Bu da ne demekti şimdi?"
"Sakura'dan ayrılır ayrılmaz eve geldim, sonra içim daralınca dolaşmaya çıktım." Parmaklarını birleştirmiş, baş parmaklarını birbiriyle çarpıştırıyordu. "Ondan sonra bir kafe keşfettim." Yüzünde belirsiz bir gülümseme oluştu. "Zambak Vadisi."
"Pek ilginç bir isimmiş." Minato mırıldandı. "Ee, sonra?"
"Sonra..." Naruto devam etti. "Çok kötüydüm, başım patlıyordu. O iki kızı gördüm, çok ilgilendiler. Tenten geceye doğru gitmişti, Hinata hep benle ilgilendi." Sonra yanakları kızardı. "Cüzdanımı unuttuğumu söylediğimde anlayışlı davrandı. Teşekkür edip borcumu ödeyeceğimi söyledim ve çıktım, o da dükkanı kapattı. Ama birkaç dakika sonra arabayla gitmeye başladığımda onu durakta gördüm."
Minato ve Kushina göz göze geldi, ne olduğunu tahmin edebiliyorlardı.
"Otobüsler o saatte orada çalışmıyordu, o yüzden taksi beklediğini söyledi. Onu evine bırakmaya karar verdim, evine bırakınca da telefon numaramı verdim, o da kendininkini." Aslında olay biraz daha farklıydı ama olsun, sonuç aynıydı. "İçine girdiği evi gördüm." Yutkundu. "Çok kötü bir ev."
"Belki maddi durumu kötüdür." Kushina anlayışla mırıldandı, elini oğlunun sırtına koyup koltuğun koluna oturdu.
"Belli zaten." Naruto sıkkın nefes verdi. "Yani, çok çalışkan, akıllı, iyi bir kız. Onu o durumda bir evde yaşarken görmek istemiyorum. Ona ev alacağım." Kushina ve Minato afalladı.
"Ah, Naruto." Babası konuşmaya başlayınca Naruto ona baktı. "Sence bu kadarı fazla olmuyor mu? Yani, kızı tanıyalı kaç saat oldu ki? Daha tam arkadaş bile değilsiniz."
"Baban haklı, Naruto." Kushina anlayışla yaklaşmaya çalıştı. "Acıdığın için ev alman biraz... Uygun bir şey değil. Hem, sadece evine bıraktın, anlayışlı olduğunu söyledin."
"Evet." Naruto devam etti. "Sabahın 5'inde kalkıp hazırlanıyor ve işe gidiyor, gecenin 11'inde de kapatıp evine."
"Oh..." Minato şaşırdı. "Fazla çalışkanmış. Sen nereden biliyorsun?"
"Telefonumu, beni sabah kaldırsın diye vermiştim." Onlara bakmıyordu. "Onu dükkana bırakma konusunda ısrarcıydım, kabul etmeye zorladım."
"Vay." Kushina sırıtıp dirseğiyle onu dürttü. "Sakura gider gitmez hemen yenisini mi buldun?"
"Anne!" Naruto utanarak karşılık verdi. "Ne alaka?"
"Naruto." Minato ciddiyete bürününce herkes ona döndü. "Bu kız senin için ne ifade ediyor?" Ve o soruyu sorduğunda gözler Naruto'ya odaklandı, Naruto'nun gözleri ise ayaklarına.
"Ben..." Naruto bunu düşünmemişti. Şu anda ne yaptığını da bilmiyordu. Derin bir nefes alıp lafa başladı. "Sakura'dan sonra arkadaşlarımın 'arkadaş' olmadığını anlamıştım. Yani, herkes bunca zamandır yüzüme bakarak yalan söylemişti." Gözleri masaya yükseldi. "Ama Tenten ve onu görünce, çok iyi arkadaşlar, dostlar olduklarını gördüm. Zaten kafeyi beraber işletiyorlar. Ben..." Yere bakıp mırıldandı. "İçim ısınmıştı. Bir şey düşünmedim." Omuz silkip babasına baktı sonunda. "Sadece aralarına katılmak istedim. Ben de o gerçek dostluğun içine girmek istedim, hepsi bu."
"Bilmiyorum." Sonra masaya baktı ve gülümsedi, ama ebeveynleri o gülümsemenin acı dolu olduğunu anladı. "Belki de bu sefer gerçek dostlarla gerçek anılar oluşturmak istiyorum." Ondan sonra sessizlik çöktü, kim oğlunun sevgilisi, kardeşim dediği insanlar tarafından ihanete uğramasını kaldırır?
"Dikkat et de," Kushina gülerek karanlık havayı dağıtmaya karar verdi. "Gerçek dostluk kurarken gerçek sevgili kurma." Minato'yla beraber güldü.
Ama oğulları sadece gülümsedi. Ve yanaklarında kızarıklık vardı. Ve yere bakıyordu. Ve ayak parmakları halıyı kavrarken el parmakları birbiriyle oynuyordu.
"Aman Tanrım..." Kushina hayranlık dolu parlak gözlerle hayrete düştü, onu şakasına söylemişti! "Ondan gerçekten hoşlanıyorsun -tebane!" Eli ağzına gitti.
"Oh..." Minato bile şaşırmıştı. "Eh, gönül bu. İstemeden vurulabiliyor."
"B-Ben bilmiyorum, tamam mı?" Naruto anında onları reddetti. "Ne hissettiğimi bilmiyorum. İçimde bu ana kadar onların arasına katılma hissi vardı..." Sonra mırıldandı. "Ve ona yardım etmek... Gerçekten daha iyilerini hak eden bir kız. Çok iyi birisi, tanıdığım en iyi kız. Ve güzel." Ebeveynleri gülümseyince utanıp yana baktı, bir eli başının ardına gitti.
"B-Ben galiba ondan hoşlanıyorum."
"Demiştim!" Kushina zaferle konuştu. "Kafeci kız, iyi de yemek yapıyordur o."
"Evet." Naruto anında onu savundu. "Çok iyi birisi."
"Naruto." Minato ciddiyetle devam etti. "Zoruna gitmesin ama, Sakura için de aynı şeyleri söylüyordun."
"Aynen Naruto." Kushina da kocasına katıldı. "Sakura'dan hoşlanmamıştık ama sırf sen seviyorsun diye kabul ettik ve sonuç." Endişeliydi. "Tekrar aynı şeyi yaşamanı istemiyoruz."
"Anne." Naruto Kushina'nın elini tutup sırtından nazikçe çekti ve babasına döndü. "Baba." İkisi arasında bakıştı. "Endişenizi anlıyorum, sağ olun ama ben eminim. Hem aramızda daha bir şey yok, sadece bir hoşlanma."
"Bir hoşlanma," Minato lafa girdi, "Bir su damlası iken bir bakmışsın bütün evrenin oluvermiş bu bir hoşlanma." Güldü.
"Aynen." Kushina da ona katıldı. "Babanın aklını tamamen ben doldurmuştum."
"Sanki sen çok farklıydın." Minato kendini savundu. "Hey," Sonra oğluna döndü. "Yardım lazım olursa bize danışabilirsin."
"Aynen tatlım." Kushina destekledi. "Babanı nasıl deli edip bana aşık ettiğimi detayı detayına anlatabilirim."
"Erkek adama erkek tavsiyesi uygundur." Minato da kendi desteğini ortaya koydu. "Şu kızıl pilici nasıl usluca kendime bağladığımı öğrenmek istersen çekinmeden sorabilirsin."
"Hey!" Kushina ona bağırdı.
"Hah." Naruto da hafifçe güldü. "Neyse, ben biraz egzersiz yapacağım." Sonra onları orada bırakıp spor odasını boyladı.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top