Bölüm 21- Baba
Son bölüm çok yakındır.
Sabah Hinata'nın alarmına sızlanarak uyandılar.
"Ah..." Naruto yan tarafa dönüp kollarını iki yana açarken esnedi. "Bugün gitmesen olmaz mı ya -tebayo?" Gözleri açıldığı gibi geri kapandı, bir kolu kız arkadaşının başının altındaydı, esnediğinde onu kalkmasın diye hemen göğsüne geri çekti.
"Naruto!" Göğsünde yatmayı sevse de Hinata, kalkması gerektiğini biliyordu. "Hanabi'ye okula gitmeden kahvaltı hazırlayacağım, kafeyi kontrol edeceğim ve hastaneye gideceğim." Naruto'yu sarstı. "Hadi, işim çok! Yatarsan yat." Yatması sorun değildi, asıl sorun etrafına sardığı kolu inatla çekmemesiydi, yapışıp kalmıştı ve umursamazca uyuyordu. "Annen ve baban da hastanede, sırf biz dinlenelim diye onlar orada kaldı. Kalk da biz gidelim, onlar gelsin." Uyumaya devam ediyordu. "Kime diyorum!"
"Mh~" Naruto sızlandı, ama uyanmadı bile. "Bir şey olamaz-tebayo."
"Onlar senin annen ve baban yahu, senden çok ben düşünüyorum!"
"Ah..." Naruto yüzünü öbür tarafa çevirdi, yine de bırakmadı. "Onlar senin de annen ve baban."
"Evet ama, hey!" Hinata anında kabul etse de direnmeye devam etti. "Bırak da kalkayım işte."
"Hayır."
"Tamam." Hinata ellerini yavaşça karnına sarıp başını göğsüne yerleştirdi. "Peki, uyuyalım o zaman." İç çekip ayaklarını da onunkilere sardı.
"Sen bir halt çeviriyorsun ama..." Naruto mırıldanırken yüzünü ona çevirdi, gözlerini biraz açmıştı ve göğsünde yatan kızı izliyordu. Bu kadar kolay olmaması lazımdı, bu işte bir terslik var.
"Evet." Hinata fısıldadı, sonra karnına sardığı elleri harekete geçirip karnının kenarlarından başlayarak gıdıklamaya başladı.
"YA!" Naruto anında kendini korumaya çalışırken sağa sola hızlıca sallanmaya başladı, kahkaha atarken Hinata'yı tutuyordu ama itmiyordu. "HAHA HA! TAMAM DUR!" Gülerken yalvarıyordu.
"Hm..." Hinata kısaca gülüp durdu. "Tamam hadi, kalkalım artık."
"Tamam." Naruto biraz sakinleşince ikisi de kalktı sonunda.
***
Kafedeki işleri hallettikten sonra sabah vakitleri sürerken doğruca hastaneye gittiler, dünkü kıyafetini giyiyordu Hinata, Naruto ise standart beyaz bir tişört ile mavi kot ve spor ayakkabıları giymişti. Kushina onları yarım saat önce arayıp iyi haberleri verince Hinata buna çok sevinmişti. Tabii Naruto da.
"Aha," Kushina onları hastane girişinde karşıladı, çiftin aksine hiç yorgun görünmüyordu, sanki onlardan daha iyi bir gece geçirmiş gibiydi. "İyi vakit geçirdiniz mi?" Neşeyle göz kırpıp onları karşıladı. Bir gece beraberlerdi sonuçta, bir şeyler vardı elbet.
"Anne." Naruto sözleri ve gözleriyle uyardı, kız arkadaşının elini tutuyordu. "Burada olmaz, herkes bize bakıyor." Kushina kikirderken Hinata aklına gelen senaryolarla kızarmadan edemedi. Birlikte yatmışlardı ama, sadece uyumuşlardı. Bu da bir şey tabii, uykuyla başlar, sonrası...
"Tamam tamam." Kızıl saçlı hanım onları rahat bıraktı. "Gelin, yukarıdalar." Önden giderek onlara rehberlik etti, çok sürmeden de hastaların yattığı servislerden birine gelip bir odaya girdiler. "Tada!" Kushina içeri girip içeridekileri karşıladı ve arkasından gelen ikiliyi takdim etti. "Güzel kızımız ve yakışıklı oğlumuz gelmiş." Onları iterken ikili hafifçe güldü ve yatakta yatan adama baktılar, gayet iyi görünüyordu. Hinata onlara teşekkür edip babasının yanına gitti, Naruto ise ailesinin yanına geçip baktı.
"İyi misin?" Hinata yanına oturup endişeyle sorarken elini tuttu, seruma dikkat etti.
"Evet." Babası hafifçe gülüp Uzumaki ailesine baktı. "Uyandığımda erkek arkadaşının ailesini görmeyi beklemiyordum." Herkes küçük bir gülücükle karşılık verdi.
"En azından Naruto'dan bahsetseydin." Minato gülüp adamın omzuna hafifçe vurdu. "Adamcağız öğrenince şok geçirmek üzereydi."
"Ah, evet." Hiashi de güldü. "Naruto olduğunu biliyordum ama," Naruto'ya baktı. "Ciddi ciddi futbolcu Naruto olduğunu hiç beklemiyordum."
"Tahmin etmiştim." Naruto Hinata'nın yanına gidip elini kızın etrafına sardı ve yüzünü eğip kız arkadaşının büzülü dudaklı suçlu yüzüne baktı. "Kardeşiyle de aynı deneyimi yaşamıştık."
"Ama ismini söylemiştim." Hinata sıyırmaya çalıştı. Tamamen suçlu değildi ya.
"Biliyorum." Naruto eğilip sıkıca sarılarak onu yavaşça sallarken başını onunkinin üstüne yaslayıp ebeveynlere bakarak göz kırptı. "Kırıldım açıkçası." Ebeveynlerken gülümserken Hinata gözlerini devirip onu yavaşça itti.
"Tamam, artık öğrenmiş oldular." Alışık değildi herkesin önünde ikide bir sarılmasına. Sonra Naruto onu rahat bırakıp ailesinin yanına yerleşti, baba ve kız kendi aralarında konuşurken onları sessizce izliyordu.
"Siz eve gidin." Annesine ve babasına kısık sesle konuştu, kız arkadaşı ve babasının biraz rahat bırakılmaya ihtiyacı vardı. Ailesi anlayıp kabul edince kısa bir sohbetten sonra oradan ayrıldılar, onların da dinlenmesi gerekiyordu.
"Eh, siz ne yapıyorsunuz?" Hiashi nasıl ameliyat edildiğini merak etse de sormadı, kabalık olabilirdi. Bu kadar masrafı kızının karşılaması imkansızdı, Naruto'nun yaptığını düşünüyordu. Onunla fırsatı olursa baş başa konuşup teşekkür etmeye karar vermişti.
"Öyle, iş güç, her zamanki rutin." Hinata sıradanlıkla cevapladı. "Ah, hazır karşılaşmışken," Hafifçe öksürüp ikisini tanıştırmaya karar verdi, sonunda. "Çok geç oldu ama, bu Naruto, erkek arkadaşım." Yanına gelen sarışını gösterdi.
"Hem de bayağı, bayağı," Naruto da yanına konup bir kolunu ona sararak onu kendine çekti. "Bayağı geç oldu, ama hiç olmamasından iyidir, değil mi?"
"Tabii ki." Hinata anında kabul etti.
"Hah." Hiashi hallerine güldü. "Bu arada, ailen iyi insanlarmış. Kimlere çektiğini fazlasıyla belli ediyorsun." Sarışın oğlanı takdir etti. Ailesiyle akşam ve bu sabah bayağı sohbet etmişti, genç çift ilişkileri hakkında daha bir şey demeden çok iyi öğrenmişti olanları. Buna parti, Naruto'nun kafenin kirasını ödemesi ve telefon alması gibi şeyler de dahildi. Tabii ki belli etmedi. "Ailen seninle gurur duyuyor, tabii ben de." Kızı ile olan ilişkisine işaret etti.
"Sağ olun, efendim." Naruto küçük bir gülümsemeyle cevapladı, ancak içten içe de sevindi. Hem ailesi ve kendisini övmüş, hem de onunla gurur duyduğunu belirtti. Açıkça ilişkilerini kabul ettiğini gösteriyordu. Bugün takdiri veren, yarın nikahı da verir.
"Naruto başkadır." Bu sefer Hinata bir elini erkek arkadaşının sırtına sarıp mavi gözlerine gülümseyerek övmüştü. "Onun sayesinde bugün buradayız."
"Önemi yok, canım." Naruto samimiyetle cevaplayıp kızı babasının önünde başından öpüp sarılarak ikisini de şaşırttı. "Keşke kızınız da size çekseydi, çok aksi, her şeye hayır diyor." Ortamı neşelendirmek için şakasına eğlendiğini belirten ton ve yüz ifadesiyle konuştu.
"Hey!" Hinata anında onu iterken Hiashi de hafifçe güldü. "Ben seni övüyorum, sen bana aksi diyorsun!" Biraz sinirli gibiydi.
"İntikam, tatlım." Naruto ise itilmeye karşı koyup ona sarılmaya devam etti.
"Yapma ya, neyin intikamı?" Hinata kollarını tutup itmeye çalışmaya devam etti.
"Sen bunca zamandır tam öpecekken beni itmeye, koca bebek, sarı civciv gibi lakaplar takmaya, telefondan bir güzel dalga mesajları atmaya, kapakları sokmaya devam et, ben de seni öveceğim. Oldu."
"Ama iş yerinde yapıyordun!" Hinata onu sonunda kendinden ayırdı. "Sen beklersin belki, ama müşteri beklemez. Müşteri senin öpücüğünden daha önemli, kusura bakma."
"Ama beni çalıştırmasını biliyordun." Naruto trip attı. "Çalışmamın ücretini alıyordum sadece."
"Sen kendin gelip çalıştın." Hinata anında kendini savundu. Naruto ise gülüp sarılmakla yetindi.
"Şaka bir yana," Sonra boşta kalan eliyle kız arkadaşının saçını okşarken konuştu. "Gördüğüm en iyi ve güçlü kız. Bizim yaşımızdakiler, hatta daha büyük olanların çoğu ergenin teki, acayip karakterleri var. Ömrümde tek başına ayakta durup bugünlere gelen bir kız hiç görmemiştim, ki geçmişi saymadım bile." Başından öptükten sonra gelecekteki kayınbabasına baktı.
"Hinata gururumuzdur." Hiashi de kızını övmeden edemedi. "Aileyi ayakta tutan o." Hinata aldığı övgülere gülümsemeden edemedi. Ama övgüden de fazlasını hak ediyordu, yalan değildi.
"Her eve lazım. Ama," Naruto kızı iyice kendine yapıştırıp başından öperken Hinata'nın çırpınışlarına ve azarlamalarına aldırış etmedi. "Sadece bir evde olacak." Sırıttı, ve Hiashi karnından vurulmuş gibi bakarken Hinata donakaldı. Bunun ne demek olduğunu gayet iyi anlamışlardı.
O sırada içeri doktor girdi, çift birbirinden hemen ayrıldı. Bütün havayı bozmuştu.
"Oh, gelmişsiniz." Kır saçlı orta yaşlı doktor, elinde raporla onlara baktı ve Hiashi'nin yanına gitti. "Kızı mıydınız?" Hinata'ya baktı.
"Evet." Hinata cevapladı.
"Hm..." Adam birkaç yoklama yaptı. "İki gün sonra taburcu olabilirsiniz. Geçmiş olsun."
"Teşekkürler." Doktor giderken konuştular. "Eh..." Hiashi onlara baktı. "Sizin yapacak daha genç işleriniz yok mu?" Hafifçe güldü. "Bütün gününüzü de bu ihtiyarın başında, hastanede geçirmeyin."
"Olur mu hiç?" Hinata daha konuşamadan Naruto itiraz etti. "Bizim için sorun olmaz."
"Olur." Hiashi ısrarcıydı. "Hadi, gidin artık. Yatalak değilim ya, ayaklar çalışmıyor ama ellerim ne güne duruyor?" Yanı başınca tekerlekli sandalyesi vardı.
"Baba." Hinata endişeli gibiydi. Gitmek istemediği belliydi.
"Ah..." Hiashi iç çekti, ikisi de iyi gençlerdi, ama hâlâ bir ebeveynin gözünden bakamıyorlardı. "Beni merak etmeyin, bir şey olursa ararım." Onları zorla kaldırdı. "Hadi, gidin."
"Doktorlar ne derse yap." Hinata kalkarken uyardı, sonunda pes etmişti. "Anlaştık mı?"
"Tamam." Hiashi hafifçe güldü. "O kadar aptal değilim. Beni merak etmeyin." Naruto'ya baktı, gizli mesajı belliydi gözlerinden.
"Gel Hinata." Neyse ki Naruto bunu anlamıştı, kız arkadaşına bir kolunu sardı. "Baban iyiyim diyorsa iyidir, adamı biraz rahat bırakalım. Nasıl olsa tekrar geleceğiz."
"Tamam." Hinata babasına baktı. "Akşam görüşürüz, ya da sabah, duruma göre."
"Tamam." Orada vedalaştıktan sonra çift toparlanıp gitti. Sarışının sözleri ise babanın aklını kurcalıyordu. Çocuğa henüz teşekkür de edemedi, bir baş başa kalsalar hem teşekkür edecekti, hem de erkek erkeğe bir konuşma yapacaktı. Şöyle bir bakınca güvenebileceğini anlamıştı. Dünyanın yıldız futbolcusu diye demiyordu, ailesi gibi iyi birisiydi. Eh, kızı istiyorsa elbette birlikteliklerini kabul edecekti.
***
"Kız Hinata!" Elbette kafeye gitmişlerdi ve Tenten daha gelir gelmez başının etini yiyordu. "Olayı biliyor musun?"
"Ne olayı yine?" Hinata cam rafları siliyordu, Naruto ise içecek dolabıyla ilgileniyordu, Neji gitmişti bile.
"Sasuke ve Sakura ayrılmış!" Genç çift anında bir an duraksayıp önce birbirlerine, sonra da Tenten'e baktılar.
"İyi de," Naruto itiraza girişti. "Benden ayrıldığını herkes biliyordu ama, Sasuke ile çıktığını dahi açıklamamışlardı. Daha çıktıklarını bilmeden ayrıldıklarını nereden anladılar?" Sevgilisiyle bakıştı.
"Bilmem." Tenten umursamadı, önemli olan heyecanlı bir dedikoduydu. "Sizin şu parti var ya, işte oradan sızmış. Bak, görüntüsü bile var." Hemen başına gelip birlikte izlediler.
"Oha!" Hinata inanamıyordu gördüklerine, tıpkı Naruto gibi. Sasuke Sakura'ya bir anda bağırmış, az sonra da sağlam bir tokat atmıştı. Açıkça ayrıldıklarını da söylemişti.
"Bu da Sasuke'den." Hemen bir profile girdi. Sasuke açıkça oraya olanları yazmıştı; Sakura ile Naruto çıkmaya başladığı zamandan itibaren Sakura ile nasıl tanıştığını, nasıl Naruto'yu aldattıklarını, nasıl bu kıza kandığını ve bütün detayları bir bir yazmıştı, partinin sonundaki attığı tokatla ayrıldıklarına kadar. Ve Sakura hariç herkesten bu aşağılık skandaldan dolayı özür dilediğini yazmıştı, özellikle Naruto'dan.
"Ne yapacaksın?" Hinata merak ve endişeyle Naruto'ya sordu, hassas bir konuydu bu. Anında sinir küpüne dönüşmemesi için dua ediyordu.
"..." Naruto ise ilginç bir şekilde kızmamıştı, bir tepki bile vermemişti. Sonunda yaptıklarının cezasını çekiyorlardı, ama yine de içten içe acımıştı Sasuke'ye. Aynı yoldan geçmiş sayılıyorlardı şu anda; ikisi de zamanlarını ve paralarını, ergen gerisi büyümeyi öğrenememiş, Hinata ile yaşıt olup onun bir saç telinin ucu etmeyen bir kızla boşuna harcamışlardı. Üstüne üstlük çevreleri ile ilişkileri sakatlanmıştı, ayrıca Sasuke Naruto'nun aksine bütün dünyaya rezil olmuş durumdaydı. Gerçi rezil olma kısmını hak ediyordu, sonuçta skandalı yaratan o ve değersiz eski sevgilisiydi. Nasıl bir durumda olduğunu az çok hayal edebiliyordu, belki de en başında Naruto Sakura'dan ayrıldığında nasıl her şeyini kaybetmiş gibi hissettiyse öyle hissediyordu. Kendisi ayrılır ayrılmaz Hinata'yı buldu ve yeni bir sayfa açtı, Sasuke ise karalanmış sayfalarda kalacak gibiydi.
"Ne yapmalıyım?" İlk defa bu konuda ne yapacağını bilemeyerek Hinata'ya baktı. Sırf empati duyduğu için onu affedemezdi, ama yeterince cezasını çektiğini düşünüyordu. Affetse bile, eskisi gibi olamazdı. Asla.
"İçinden geçeni yap." Hinata dürüstçe cevapladı. "Bu sizin aranızda olan bir şey." Kendisinin karışması doğru olmazdı, ama düşüncesi affetmekten yanaydı. Sakura ile Sasuke beraber onu aldatmış olabilirler, ama ikisi de aynı şahıs değildi. Siyah saçlı oğlanın pişmanlığını hayal edebiliyordu, düşmanı dahi olsa bu kadar süründürmek doğru değildi. Aldatmanın acısı yüzünden insanlığı kaybetmemeliydi.
"Sanırım onu affedeceğim." Naruto iyice düşünüp derin bir iç çekti. "Hepimiz hata yaparız, değil mi?" Kız arkadaşına içini döktü. "Eğer en başında Sakura'yı görür görmez çıkma teklifini reddetseydim, Sasuke onunla asla tanışmamış olurdu, bugün bunlar da olmazdı. Cahilce hareket ettim, daha onu tanımadan dış görünüşüne aldanıp kabul ettim, ve sonuç." Etrafı gösterdi. "Gerçi bütün sonucu zarardan ziyade yarar gibi." Hinata'ya baktı. Her şerde bir iyilik vardır, bu olay olmasaydı Hinata ile tanışmamış olurdu. Bazen çektiğin acılar, bir şekilde acı çekmene değiyordu.
"En doğrusu." Hinata tebessümle cevaplayıp elini tuttu.
"Tamam, anladık." Tenten romantik havayı bozdu. "Yalnız sağlam yumruk atıyorsun, partideki kavga da sızdırılmış." Videoyu açınca baştan sona izlediler. Hinata'nın orayı terk edişi, Naruto'nun Sasuke'ye saldırması...
"Bekle..." Hinata telaşa kapılmaya başladı. "Bunu... Bütün dünya mı izledi?!" İnanamayarak sordu.
"Evet." Tenten basitçe cevapladı, sonra omzuna vurup güldü. "Ünlü oldun, kızım!"
"İyi vurmuşum, hak etmişti -tebayo." Naruto kendisiyle gurur duydu.
"Değil mi?" Tenten ise gazı verdi. "İçinden böyle tsunami çıkmış gibi rahatladın."
"Herhalde, dehşet rahatlatıcıydı, hevesimi alamamıştım gerçi."
"Ya, herkes artık her şeyi biliyor!" Hinata onları azarladı. "Bütün dünya her şeyi biliyor, ve siz ne kadar rahatsınız?!"
"Beni değil, sizi." Tenten anında sıyrıldı. "Bak kız, herkes bunu konuşuyor." Naruto'nun Hanabi'yi alıp gitmesi de medyayı çalkalıyordu.
"Öğrencilere çıktığımızı mı ilan ettin?!" Hinata erkek arkadaşına inanamıyordu. Ergen topluluğuna laf anlatırsa, anında dışarıya uçardı bir kere.
"Doğrular bunlar." Naruto omuz silkti.
"Ah, hayır!" Hinata sızlanıp burun köprüsünü sıkarak gözlerini kapattı ve tezgaha dayandı. "Bütün dünya bana bakıyordur şimdi." Korktuğu başına gelmişti.
"O kadar korkunç değil." Arkadaşı onu rahatlatmaya çalıştı. "Ve evet, bütün dünya şu an gerçekten sana bakıyor." Üçü de müşterilere baktı, onlar da onlara. Ellerinde telefon vardı, bir ekrana, bir futbolcuya, bir de kafeciye baktılar.
"..." Hinata bir an dondu. "Hayır..." Yine sızlandı, artık kaldıramayıp geriye doğru yığılırken Tenten onu tutup koltuğa oturttu.
"Haha." Naruto müşterilere gülerek baktı. "Gördükleriniz doğru -tebayo." Bütün müşteriler şaşırdı, hemen ardından onları neşeyle tebrik ettiler. Naruto teşekkür ederken Tenten arkadaşını mutfağa götürüp kendine getirmekle uğraştı.
Güzel bir gün, gelen giden ilişkilerini sorup durdu...
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top