Bölüm 19- İpler Çözülüyor
"Suna bu yıl ilk kez gol yedi, ikinci yarıda..." Spiker yorumunu yaparken diğerleri gibi sahaya bakarken koşan Naruto'yu gördü. "O da ne? Konoha'nın Sarı Şimşeği sahayı inanılmaz hızda terk ediyor!" Eline geçen bilgiye baktı. "Konoha Naruto'nun yerine yedek oyuncu koyuyor! Naruto bilinmeyen bir nedenle maçı terk ediyor!.." Şaşkınlıkla konuşurken bütün izleyici kitlesini merak sarmıştı, stadyumdan ekran başındaki milyonlarca insana kadar. Futbol yıldızı ilk defa maçı terk ediyordu.
Naruto ise çoktan sahadan ayrılmıştı, üstünü bile değiştirmeden soyunma odasından cüzdanı, telefonu ve anahtarlarını alıp hızla koştu. Her ne olduysa, zamanında yetişmeliydi.
Stadyumdan hızla çıkıp iki takım için özel olarak ayrılıp korunan otoparka girdi ve siyah lüks aracına atlayıp gaza bastı. Çok hızlı sürüyordu, ancak kırmızı ışıkta trafik sıkışınca durup ışığın değişmesini sabırsızlıkla beklemeye başladı, parmaklarıyla direksiyona solurken burnundan hızlı soluklar alıp veriyordu. Telefonu da yan koltuğa atmış-
Sahi, neden telefon açmıyordu ki, bu kadar endişelenmek yerine? Belki gereksiz yere endişeleniyordu?
Telefonu alınca meraklanmadan edemedi. Mesaj vardı. Hemen açtı. Tenten'dendi bu.
Tenten:
Naruto. Hinata'yı maçta görmeyince endişeleneceğini biliyorum.
Sana tek diyebileceğim, sen maçtayken onun bankada olacağı, merkez şubesinde.
Yeşil yanınca hemen gaza bastı, araçların önüne geçip durarak trafikte kornaların ötülmesini sağlarken hiçbir şeyi umursamadan aşırı hızda aracı sürdü.
***
"Pekala, bayan Hyuga." Hinata pembe bluz üstüne önü açık gri bir ipli kapşonlu ceket ile ayağının yarısına kadar olan koyu gri renkte düz bir etek ile siyah ayakkabı giyiyordu, mavi saçları düzdü, şu anda bankada üst kattaydı, camlarla çevrili kapı yerine boşluk olan müşteri hizmetlerinden birinde görevli bir adamla görüşüyordu. "Bütün işlemler tamam. Onaylıyorsanız, bu formu doldurmalısınız." İç içe katlı birkaç sayfalık kitapçık verdi.
"Tamam." Hinata kitabı ve bir kalem alıp masaya koydu, formu okurken yüzü solgundu. Kalemi kağıda götürüp sayfaları çevirip imzaladı. "Tamam." Bütün işlem tamamdı.
"Şimdi onayınızı sisteme girince kredinizi alabilirsiniz." Adam formu alıp bilgisayara döndü ve işlemleri bitirmeye başladı, Hinata ise derince soluklandı, kalbi hızla atıyordu nedensizce. Naruto'ya söz verip buraya gelmek, her şeyi ondan saklamak... Belki de nedensizce atmıyordu o kalp hızlıca.
Derken bankada yankılanan ayak seslerinden birisinin bu tarafa doğru koştuğunu anladılar. Birkaç saniye sonra da koşan kişi girişte nefes nefese kalarak belirmişti. Bir saniye cam kenarlara tutunurken Hinata ve banka çalışanı sarışına şaşkınlıkla baktı.
"Oh, Naruto Uzumaki?!" Daha doğrusu, sadece adam şaşırdı, Hinata hiçbir ifade takınmamıştı onu görünce.
"..." Naruto bir saniye Hinata ile bakıştı, mavi gözleri sinirli görününce aynı ifade beyaz gözlere de geçti. Hiçbir şey demeden masaya gelip adamdan formu kaptı ve yırtıp kenardaki sepete attı ve Hinata'nın karşısına oturdu.
"A-Ama-!" Adam ise şok olmuştu, burada ne oluyordu? "Bu yasa dışı!"
"İşlemi iptal et." Naruto adamı duymazdan gelip emretti, ancak sadece Hinata'ya bakıyordu biraz çatık kaşlarla. Hinata ise bu olanlardan utanıp bakışlarını aralarındaki küçük cam sehpaya düşürdü. Sarı forma, mavi şort ve uzun futbolcu çorabı altına koruma takması ve siyah çizgili beyaz krampon giymesi, terlemesi ve teninin biraz kırmızı olması maçtan çıkıp buraya koşturmasına işaretti, hiç durmadan.
"Ancak şu anda bayan Hyuga'nın kredi-"
İşlemi iptal et, dedim." Naruto lafını bölüp adama baktı ve uyardı.
"Ancak bayan Hyuga onayladığı zaman-"
"Hinata." Naruto kıza baktı, pek dostane durmuyordu.
"..." Hinata ise sehpaya bakınmaya devam etti. "Tamam." Sadece bir kelime fısıldadı.
"Peki..." Banka çalışanı ne yapacağını bilemese de bunu onaylamak olarak aldı. "Kredi işlemi iptal edilmiştir. Başka bir işlem-"
"Başka işlem yok." Naruto kalkıp kimliğini aldı ve Hinata'yı da elinden tutup zorla kaldırarak önden hızlı şekilde yürüdü, ikisi de üzerilerine atılan meraklı bakışlara aldırış etmeden hızla çıkıp arabaya geldiler. Naruto anahtarını çıkarıp tuşa basarak yan kapıyı kaldırdı ve Hinata'yı içeri oturttu, sonra kapıyı kapatıp diğer tarafa geçip şoför kısmına bindi. Birkaç saniye elleri direksiyonda durup derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştı ve Hinata'ya baktı, o ise önündeki kontrolün bulunduğu kısma bakıyordu öylece.
"Neden kredi çekiyordun?" Sakince sormaya çalıştı, siniri belliydi. Her şeyi boş verdi, maça gelme sözünü tutmaması da dahil. Ama bir şeyler saklayıp arkasından iş çevirmesine çok kızgındı, kredi çektiğine göre sakladığı şey çok kötü bir durumdu. Bu kadar mı güvenmemişti?
"..." Hinata sessiz kaldı, şu anda kendisine kızgın olduğunu biliyordu, haklı da. Kesin hakkında kötü düşünüyordur.
"Soru sordum." Naruto uyardı. Madem acil bir durumu var, anlatacaktı. Anlayışı bir noktaya kadardı, bir şey oldu diye ödü yeterince kopmuştu, ki şu anda bir şeyin olduğu kesindi. Burada oturup susarak zaman kaybetmemeliydi.
"Babam hastanede." Hinata sonunda döküldü sırrını. "Ameliyat olacak... Onun için..." Fısıldadı sadece, başka bir şey de diyemedi, üzgünlüğünü içine atmak için yutkundu. Yeterince bela olmuştu, daha fazla sorun çıkarmak istemiyordu. İlişkilerini bitirmeye çalışmıştı haksız yere, Naruto'yu suçlamıştı haksız yere, üstüne herkesin önünde yapmıştı bunu, ve bir şey sakladığı da ortaya çıkmıştı. Daha ne olacaktı ki, iyi bir kız olduğunu düşünmemesi için?
"..." Naruto bir anda durgunlaştı, ameliyat sözünün geçmesi ve sözünü bitirmeyip yutkunması şu anda içten içe harap olduğuna işaretti, her ne kadar dışarıdan bakınca cansız ve soğuk bir heykel gibi dursa da. Sıkıntıyla iç çekip önüne döndü ve aracı çalıştırıp sakince sordu. "Hangi hastane?"
"Konoha..." Verdiği tek cevap oldu. Naruto bu hâline tekrar iç çekip rahatlamaya çalışarak aracı hızla sürüp hastaneye gitti. On dakika sonra hastane otoparkına gelip araçtan inince yine hızlı şekilde, bu sefer yan yana yürüyüp hastaneye girdiler.
"Baş hekim mi?" Naruto Hinata'ya bakıp sordu, parasal işlem yapılmadan ameliyat olmazdı, ve bu da hastane yönetiminden geçiyordu. Kız sadece başını sallayınca birlikte üst katlara gidip baş hekimin odasını buldular.
"Ah, ünlü futbolcu Naruto-" Masa başındaki doktor tipli ihtiyar adam sevinerek konuşurken yanında gelen Hinata'yı görünce anında duraksadı. "Tekrar hoş geldiniz, bayan Hyuga..." İkisine merakla baktı. "Beraber misiniz?"
"Evet." Naruto önden gidip masanın önünde ayakta durdu, oturmayarak işinin hızlı olması mesajını ileteceğini umdu. "Sadede gelelim. Hiashi Hyuga'nın ameliyatını hemen yapıyorsunuz, ben de gerekli masrafları karşılıyorum."
"Oh..." Adam şaşırmadan edemedi, ama Hinata'nın kapıda kalması da dikkatini çekti, onlara bakmıyordu, yere bakıyordu. "Emin misiniz?"
"Evet." Naruto sabretmeye çalışıp başını iki yana esnetti, ellerini masaya koyup adama doğru eğilmişti.
"Ameliyathanenin hazırlanması biraz zaman alacak, tabii işlemlerin de." Adam uyardı.
"SADECE ŞU AMELİYATI YAPIN!" Naruto sabrı tükendiğinde masaya vurup bağırınca adam korktu, Hinata ise aynı solgun yüzle oraya baktı ve arkasından gelip elini omzuna attı. Elini hissedince Naruto biraz sakinleşip doğruldu, adamın burada laflarla zaman çalması yardımcı olmuyordu. "Evet?" Çatık kaşlarla baktı, Hinata ise elini çekip uzaklaştı.
"Tamam." Adam ayağa kalktı. "Ben gidip hazırlıkları halledeyim. Biraz sonra dönerim, bekleyebilirsiniz" Dedi ve hızla gitti. Ondan sonra sessizce beklediler karşılıklı. Naruto'nun içine sinmeyen bir sessizlikti bu, ama yine de Hinata'yı biraz rahat bıraktı, ama yalnız bırakmadı. Hinata ise sessizce her şeyin iyi olması için dua ediyordu, hem babasının iyi olması hem de Naruto ile aralarının düzelmesi için, ki aralarını bozan da yine kendisiydi. Utanç, suçluluk ve üzgünlük içinde bekledi, ama belli etmemeye çalıştı iç dünyasını.
***
Bütün hazırlıklar tamamlanmış, işlemler yapılmıştı, neredeyse yarım saat sonra Hinata'nın babasını ameliyata almışlardı. Hinata babasını ameliyata uğurlarken Naruto geriden izledi, onları baba ve kız olarak bırakmıştı, bir de kendisi giderse adam onunla konuşacak diye yorulurdu.
Ameliyat başladığında ikisi de kapı önündeki iki duvarda bulunan koltuklardan ikisine oturdular yan yana ve sessizlik çöktü. İki tarafta da biraz koltuk vardı, geri kalanı yandaki köşeden dönünce bulunan geniş koridordaydı, çiftin olduğu kısımda kimse yoktu neyse ki. Naruto dizlerini iki tarafa açmış, kollarını da bacaklarına koyup ellerini dizleri arasında birleştirmiş ve biraz eğilerek stres içinde bekliyordu. Hinata ise onunkinin aksine ayaklarını birleştirip ellerinin tersini dizlerine atmıştı, bir elinin bir kısmı diğerinin üstündeydi ve dik oturuyordu. Naruto'nun yüzünden stres okunurken Hinata'nın yüzü boştu.
"Nesi var?" Naruto sonunda sessizliği bozmaya karar verip aklını kurcalayan en büyük soruyu sordu.
"İç organlarının bazıları ağır hasarlı." Hinata kısık sesle konuşup cevaplamaya başladı, artık saklayacak bir şey yoktu. "Özellikle ciğerleri. Ayakları da çalışmıyor, kalıcı yaralardan zamanla enfeksiyon kapıp içeriden yayılma olmuş. Omuruna kadar." 120.000 Dolar etmişti tedavi masrafları.
"..." Naruto daha fazla üstüne gitmemek için sormamaya karar verdi, ama merak etmişti bunların nasıl olduğunu.
"Ben küçüktüm o zamanlar..." Hinata anlatmaya devam etti. "Hanabi de. Annem kardeşimi dünyaya getirdikten sonra göçüp gitti. Babamsa çalışıyordu, elektrik işleriydi. Ama bir gün ben lisedeyken bir iş kazası oldu. Aşırı miktarda voltaj akımına maruz kalmıştı. O kazadan sağ çıkması bir mucizeydi, bir insanı parçalara ayıracak kadar büyük bir voltaj... Sigortasızdı..." Naruto devamını tahmin etti. "Liseyi bırakıp açık liseye geçtim, meşhur Zambak Kafe'yi de o zaman açtım, babamı kredi çekmeye ikna etmiştim. Kimse yardım etmiyordu, mecburdum. Tenten'le de açık lisede tanıştım. İşte..." Sözünü burada bırakıp eline bakarak belirsizce gülümsedi, ama mutluluktan değildi.
"..." Naruto bir an kucağına bakıp duyduklarını idrak etti. Detaylı anlatmasına gerek yoktu, zaten anlamıştı. Ama yine de... "Neden bana söylemedin?" Biraz hayal kırıklığı içinde sordu istemeden, ama içinde tutması imkansızdı da. "Bu kadar zor muydu bana güvenmen?" Kırılmıştı bu duruma, hem de çok. Dün gece ilişkilerini bitirmesine bile bu kadar kırılmadı, anlaşılan aşk konusunda her şeye rağmen çok acemiydi hâlâ.
"Değildi..." Hinata suçluluğunu ve pişmanlığını daha fazla gizleyemedi. "Bütün bunları yaşayınca kimseye güvenmek istemiyorsun. Babamı iş arkadaşlarının ve patronunun başlarından savması, hiçbir hastanenin yardım etmemesi, bankanın o kadar parayı vermeye yanaşmaması, arkadaş sandığım insanların dışlaması, akrabalarımın neredeyse tamamının unutup gitmesi, Neji ve babası hariç... Bir dilenci durumuna düşmüştü artık babam, daha fazla seyirci kalamazdım. Güvenmenin en gereksiz şey olduğuna bu yüzden karar vermiştim, seni eninde sonunda küçük düşürüyor."
"Genelleme yapıyorsun." Naruto sonunda kız arkadaşının düşüncelerine karşı koydu. "Hayatında tanıdığın herkes ailene ve sana darbe vurdu, kabul ama..." Derin nefes alıp sonunda doğruldu ve elini uzatıp elini tuttuğunda birbirlerine baktılar. "Herkes aynı değil. Akrabalarına rağmen Neji seni bırakmamış, henüz kafeyi açmışken Tenten'le tanışmana rağmen seni terk etmedi, bir kere bile arkandan vurmadı, değil mi?" Hinata dudaklarını kapatıp başını yavaşça salladı. "Üstelik, bir ay önce henüz tanışmamıza rağmen bütün içtenliğimle söylediğim gibi," Elini dudaklarına götürüp öptü ve iki eliyle sıkıp okşadı. "Artık ben de varım." Ve Hinata'nın içini burkan sözleri söyledi. Hinata bir an gülümsedi, son ayda olanları, özellikle dün olanları tekrar düşünüp elini çekip önüne döndü.
"Özür dilerim." Fısıldadı. Daha yeni tanışmalarına rağmen onu sevdiğini söylemiş, kardeşine, arkadaşına ve kendisine yeni telefon almış, kiralarını ödemiş, bunca zamandır işlerine çok büyük yardımda bulunmuştu. Sadece bu değil. Hepsinden en önemlisi, yıllardır gece gündüz demeden, tatil yüzü görmeden çalışmasına rağmen onunla karşılaştığından beri kendini yeniden canlı hissettirmişti, hayatında hissetmediği duyguları hissettirip tatmadığı aşkı tattırmıştı. Bir kez olsun Zambak Vadisinin yetenekli kafecisi olarak değil de, gerçekten Hinata Hyuga olarak mutlu olmuştu onunla.
Haklıydı, boşu boşuna ona güvenmedi.
"Bunları dert etme." Naruto nazikçe konuşup ona sarıldı ve başını onunkinin üstüne koydu, sırtını okşayıp durdu. "Artık iyiyiz, baban da iyi olacak, önemli olan bu." Başını öptü, kız arkadaşı ise ona sarıldı. "Senin gibi güçlü bir kıza sahip, sen bugünlere kadar ayakta durduysan o da ayakta duracak. Yerinde olsam seninle gurur duyup bu durumu kazasız belasız atlatırdım. Güven bana, baban da eminim benimle aynı fikirde."
"..." Hiçbir şeyin garantisi yoktu, ama Hinata erkek arkadaşının kendisini rahatlatmaya çalıştığını biliyordu ve bunun için de minnettardı. Zaten elinden gelen her şeyi yapmıştı çocuk.
Ancak bu durum uzun sürmedi...
"Naruto?!" Annesi ve babası oraya apar topar gelince çift birbirinden ayrıldı.
"Sizin ne işiniz var burada?" Naruto şaşırmadan edemedi.
"Maçını izliyorduk." Minato açıkladı. "Maçı öyle bir anda terk edince hemen kalktık ve peşine düştük. Gidebileceğin yer olarak Zambak Kafe vardı, oraya gittik. Oradaki kız daha biz sormadan kim olduğumuzu anlayınca burada olduğunuzu söyledi. İşte, geldik biz de."
"Ne oldu?" Kushina endişeyle sordu. "Neden buradasınız?"
"Anne, baba, tamam, biraz sakin olun." Naruto hem sözleriyle hem gözleriyle uyarıp elini Hinata'nın etrafına sardı. "Hinata'nın babası içeride.
"Oh..." Şimdi her şey açığa kavuşmuştu. "Geçmiş olsun."
"Sağ olun, efendim." Hinata saygıyla başını biraz eğdi bir an.
"Bu kadar formaliteye gerek yok." Kushina konuşup yanına oturup yayıldı. "Oh..." Oturunca rahatladı, buraya gelene kadar hiç durmamışlardı.
"Ne kadar sürer?" Minato da karısının yanına oturdu. "Hey, az yer aç! İki koltuğu birden kaplıyorsun!"
"Konuşma be!"
"Hastanedeyiz, Kushina." Uyardı. "En azından insanlara saygılı ol."
"Pff, tamam be, sanki oturan var da." Kushina koltuğuna sıkıştı.
"Ben oturuyorum ya?" Minato imalı konuştu.
"Bilmiyoruz." Naruto ikiliyi bölüp soruyu cevapladı. "Ama saatler sürer, orası kesin."
"Oh..." Kushina'nın canı sıkılmıştı bu duruma. O kadar mı ciddi bir durum vardı?
"Siz eve gidin isterseniz." Minato önerdi. "Yeterince yoruldunuz."
"Dün geceden beri." Kushina kocasının sözünü vurguyla ve imayla noktaladığında genç çift yutkundu. "Hadi hadi, naz yapmayın. Sizi her şeyden haberdar ederiz, hem biz de dünürümüzle tanışmış oluruz." Son kısmı biraz sevecen bir çocuk gibi söylediğinde genç çift kızarmadan edemedi. Dünür olmak için şey olması lazımdı ya...
"Anahtarın var mı?" Minato oğluna sordu.
"Var, arabada." Naruto cevapladı.
"Ee, daha ne bekliyorsunuz?" Kushina onları zorla kaldırdı. "Hadi gidin!"
"Tamam, tamam." Naruto kalktı. "Gel Hina, gidelim." Sevgilisinin elinden tutup onu da kaldırdı.
"T-Tamam." Hinata hafifçe gülümseyip ebeveynlerine baktı. "Her şey için teşekkürler." Naruto'nun ismini kısaltınca daha bir hoş olması da cabası.
"Lafı bile olmaz." Minato da onları zorladı. "Gidebilirsiniz."
"Sağ olun." Naruto ebeveynlerine teşekkür ettikten sonra oradan ayrıldılar.
Tabii ki Kushina ve Minato için zaman, kaçamak öpücük ve dokunuşlarla geçiyordu...
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top