Bölüm 15- Güzel ve Yakışıklı

Ve parti günü.

Naruto ancak öğleden sonra hazırlanıp dönebilecekti, bugün de yarım gün antrenman vardı. Tenten zaten kafeye bakıyordu kuzeni Neji ile, o yüzden tek başınaydı. Tek başına olması sorun değildi, ama en azından birisi olsa da nasıl hazırlanacağına dair fikirler verse. Saç modeli, kıyafet, makyaj falan bu konularda yardımcı lazımdı.

Naruto hem sabah, hem de gün ortasına doğru mesajla söylemişti akşam gelip onu alacağını. Bir de bazı pahalı ve lüks mağazalar öneren mesaj atmıştı, Hinata bunları ziyaret edecekti. Bir tanesine gitmişti bile öğlen. Kuaförle falan uğraşmadı, önce elbiseyi ve ayakkabıyı alıp giyecek, sonra kuaföre gidecekti.

Yorucu bir gün olacaktı, ama buna değecek miydi? Evet, Naruto için yapıyordu bunu. Değecekti.

*** (Çok tembelim hazırlık kısmını es geçiyorum)

"Artık hazırsın." Minato ayna karşısında duran oğlunun yanına geldi ve aynadan baktı, elini omzuna koyup gülümsedi. "Çok yakışıklı oldun."

"Kesinlikle." Diğer taraftan annesi Kushina da geldi, ona partiye hazırlanmasında yardımcı olmuşlardı. "Hinata bayılacak -tebane." Dirseğiyle dürttü.

"Haha." Naruto gülüp üstünü başını düzeltti, takım elbise giyiyordu. "Kravat şart mıydı?" Kravatı beğenmemişti pek. Aslında kravat takmayı sevmiyordu.

"Tabii ki şart." Minato cevapladı. "Centilmenlik gösterisi."

"Üstelik sana tam bir beyefendi havası katıyor." Kushina destekledi. "Takımın üstüne tam oturuyor, baksana." Omuz taraflarını çırpıp vurguladı. "Boyunu posunu da ortaya koyuyor. Dehşet yakışıklısın, Hinata'nın yerinde olsam kucağına atlardım."

"Haha, sağ olun." Naruto güldü.

"Öhöm öm." Minato ise öksürüp Kushina'ya baktı.

"Git su iç." Karısı ise bilmiyormuş gibi yaptı ve oğluna döndü.

"Onu almaya gideceğim." Naruto duyurunca dikkatleri yeniden üstüne aldı. "Ne yapacağımı bilmiyorum. Yani, olabildiğince çok beraberdik, zaten bir aydır beraberiz ve tanışıyoruz. Sakura varken onunla da çıktım ama, bu çok farklı hissettiriyor. Sanki..." Heyecanlıydı, uygun bir ifade bulamamıştı.

"İlk defa karşılaşıyorsunuz gibi." Minato hafifçe gülümseyerek elini omzuna koydu ve onun yerine sözünü tamamladı.

"Evet..." Naruto fısıldadıktan sonra gülümsedi. İlişkilerinde eskime diye bir şey yoktu yani. Çok güçlü bir bağ kurmuşlardı anlaşılan.

"Bırak şimdi Sakura'yı." Kushina kızdı. "Onunla Hinata bir mi?" Naruto anında başını sallayıp olumsuz cevap iletti. "Şimdi ciddi randevu dersi veriyoruz hızlıca, saksıyı aç ve iyi öğren."

"Ciddi randevu mu?" Naruto kaşlarını çattı, anlamamıştı.

"Hm." Kushina onayladı. "Sıradan çıkıp dolaşmanın aksine, burada belli bir organizasyon var. Amaç, çıkıp herkese kiminle olduğunuzu göstermek."

"Yani birbirinizle olduğunuzu." Minato destekledi.

"Evet." Annesi devam etti. "Bak şimdi, aynen şunu yapıyorsun." Heyecanlı birkaç saniye boyunca Naruto bekledi.

"İçinden geçeni yap." Ebeveynlerinin tek verdiği ders oldu.

"Ha?" Naruto'nun kafası karıştı. "Çok yardımcı oldu -tebayo."

"Önemli değil." Minato gülümsedi.

"Hadi, daha burada mısın?" Kushina ise onu iterek evin kapısına zorla götürdü. "Hadi!" Naruto hiç beklemeden ultra lüks arabasına sırıtarak koştu.

***

Akşam vaktiydi, Hinata tamamen hazırdı, şu anda Naruto'yu evde bekliyordu. Biraz önce telefonla konuştular, Naruto yolda olduğunu söylemişti. Hanabi arkadaşlarıyla olduğundan babası ile vakit geçiriyordu.

"Bu kadar gerilme." Tekerlekli sandalyede oturan babası hafifçe güldü. "Rahatlaman için söylemiyorum ama, gerçekten güzel olmuşsun. Görünce nefesi kesilecek, görürsün." Hinata'nın yaptığı bir kahveyi içiyordu.

"S-Sağ ol." Hinata çekinerek gülümsedi. İlk defa böyle giyinip bir erkek arkadaşla ünlülerin katıldığı partiye gidiyordu. Elbette gergindi. Şu anda dişleri lekelenmesin diye kahve içmiyordu, hatta üstü başı dağılmasın diye ayakta duruyordu, o kadar titiz davranıyordu ki.

"Bunları karşılayacak parayı vermesini takdir ettim doğrusu." Hiashi itiraf etti, topaldı ama aptal değil. Bütün bu hazırlıkların kaça patladığını hiç merak etmiyordu. Gözle görülüyordu, aldığı kıyafet ve ayakkabıların kalitesi.

"O davet etmişti." Hinata hafifçe güldü. "Bir zahmet ödesin yani." Gerginliği belliydi. "Ne yapacağımı bilmiyorum ki partide. Ben öyle gelip eğlenemem diğerleri gibi." Filmlerden yola çıktı. Hiç ilgisini çekmeyen müzikler, ilgilenmediği insanlar. Bir heykel varsa muhtemelen insanlardan ziyade heykelle ahbaplık yapardı. Mesela Düşünen Adam'a yeni fikirler verirdi düşünmesi için. Gelecek sayısal lotonun sayılarını tahmin etmesi gibi.

Sonra son model arabanın sesini duydular, tam evin önünde durmuştu.

"Geldi sanırım." Hiashi perdeli pencereye baktı, dışarıdan evin içi görünmüyordu ama evin içinden dışarısı biraz seçiliyordu.

"Aynen." Naruto mesaj atmıştı. "Tamam, ben çıkıyorum. Her şeyi hazırladım, acıkınca ısıtırsınız."

"Tamam. Eğlenmene bak." Kısaca yanaklarından öpüp onu uğurladı. Sonra Hinata cüzdanını alıp evden çıktı.

***

"Hm hm hm..." Akşam karanlığında Naruto evin önüne park edince araçtan indi ve arabanın yanına geçip kapıdan çıkmasını bekledi. Birkaç dakika içinde de evin kapısı açıldı ve onu gördü, biraz çekingen duruyordu.

Parlak saçını arka üstten, biraz sağdan topuz yapmıştı, alnını da açmıştı. Alnının üstündeki saçlardan kalın şekilde başlayıp başının yan taraflarından geçip topuza giden ve gittikçe incelen ikişer örgü vardı. Ensesi de açıktı, topuzdan sırtının üst kısmına kadar düşen iki adet orta kalınlıkta saç kıvrımı vardı. Aynı şekilde alnının sağ tarafındaki örgüden yanağına düşüp çene hattını geçen bir kıvrım daha vardı. Yüzüne hafif bir makyaj uygulayıp belirsiz parlaklık vermişti, zaten solgun olan teni şimdi akşam havasına ve ortaya çıkan yarım Ay'a çok iyi eş olmuştu. Gözlerine maskara çekmiş, üst göz kapaklarını koyuya boyamıştı. Ve son olarak, dudaklarına da aynı şekilde koyu ruj vermişti. Kulaklarında ise gümüş renkli beş ince yapraklı çiçek küpeler asmıştı. Boynunda ise gümüş bir gerdanlık.

Siyah denebilecek koyu lacivert kolsuz bir elbise giyiyordu, ince askılıydı. Sırtı ve boynuyla göğüsleri arasındaki yer açıktı, göğüs dekoltesi küçüktü. Elbisesi ayaklarına kadardı ve üstüne tam oturuyordu, sol kısmında dizinden itibaren yarıktı daha rahat hareket için. Elbisenin göğüs kısımları elmasın kopyası olan pullarla döşenip süslenmişti. Dirseklerinin biraz gerisine kadar olan, elbiseyle aynı renkte eldivenler giymişti. Son olarak ayaklarında gümüş renkli topuklular vardı, onlar da elmas dizaynıyla süslenmişti. Sağ elinde ise yeni bir bayan cüzdanı vardı, elbiseyle aynı renkteydi. Ve ayrıca, vanilya ve lavanta karışımı bir koku geliyordu.

Tam anlamıyla, nefes kesiciydi. Ayrıca böyle güzel giyinmesini sağlayacak desteği kendisi vermişti, dolayısıyla sevgilisini rahat ettirmenin gururunu yaşıyordu.

Aynı şekilde Hinata da büyülenmişti. Naruto'yu ilk defa takım elbiseyle görmüştü, ve sandığından çok daha mükemmel ötesi olmuştu.

Sarışın saçını her zamanki gibi değil de sağa doğru dağınık yapması ona ayrı bir hava katmıştı. Karnındaki tek beyaz düğmesi kapalı olan siyah ceketin altına beyaz gömlek giymiş ve sıkı olmayan bir kravat geçirmişti, altında da üstüne yine biraz tam gelen siyah pantolon ve siyah ayakkabı vardı. Fazla sert olmayan erkek parfümünün kokusunu rahatça alıyordu, etkileyiciydi. Sağ eli pantolonunun cebinde, diğeri de yanında öylece dururken gayet rahat bir edayla kendisini baştan sona incelediğini görebiliyordu. Dudakları ise birazcık aralanmış şekilde belirsiz bir gülümsemeyle bakıyordu, gözleri keskindi. Giysileri boyunu posunu ortaya koyuyordu, geniş omuzlu dik ve rahat duruşu onu kendine çekiyordu.

Cüzdanı atıp onu boğacak kadar sıkıca sarılmamak için kendini zor tuttu.

"Çok güzel olmuşsun." Naruto sessizliği bozdu, mavi gözleri partnerini ayaklarından göğüslerine, oradan da tekrar yüzüne kadar yükseldi. "Biraz... Açık giyinmişsin." Kısık sesle sakin tonda sürdürdü.

"K-Kötü mü duruyorum?" Hinata endişeyle sorup kendini inceledi. Hayır, gayet güzeldi, hakkını yememek lazım. "Mağazada çalışan bayan arkadaş dedi-" Dudağına gelen işaret parmağıyla susturuldu.

"Ne kötüsü?" Naruto birkaç adım atıp tam önünde durduğunda Hinata başını biraz kaldırıp yüzüne bakmak zorunda kaldı. "Çok güzel olduğunu söylemiştim." Dudaklarını kenara kıvırıp gülümserken elleri önce çıplak ve zarif omuzlarına kondu, üzerinden ayrılmadan eldivenli ellerine kayıp iki elini de tutarak dudaklarına yükseltti ve ikisini birleştirip terslerini öperken gözlerine bakmayı sürdürdü. "Cüzdan seçimin güzelmiş ama..." Ellerini indirip cüzdanını nazikçe elinden aldı. "Ben varken cüzdana ihtiyacın yok." Göz kırptı.

"..." Hinata ise başını biraz eğip gözlerini boynuna düşürdü ve tebessümle baktı. Yakışıklı olduğu kadar tam bir beyefendi olmuştu, bir centilmen, hem takımıyla hem de hareketleriyle.

"Partiye gitmeden önce," Naruto yanına gelip onunla aynı yöne doğru durdu ve kolunu uzattı. "Baş başa küçük bir zaman geçirelim mi?" Gülümseyerek baktı.

"Hayır diyemem." Hinata da gülümseyip uzattığı koluna sarıldı, sonra Naruto onu diğer koltuğun olduğu kapıya götürüp kapıyı yukarı doğru açtı ve ellerini içeri oturttu, cüzdanını da geri verdi. Sonra kapıyı indirip kapattı ve ön taraftan dönüp şoför kısmına geçti, sonra da arabayı çalıştırıp oradan ayrıldı.

"Elbisem o kadar açık mı?" Hinata sarışının biraz önce takıldığı detaya değindi. Eğer öyleyse bu hâlde asla gidemezdi.

"Sayılır." Naruto yola bakıyordu, kırmızı ışıkta durdular, çok trafik vardı. "Ama endişelenme, parti kızları hep güzelliğini ortaya koyar." Beyaz gözlerine bakıp gülümsedi.

"Ben parti kızı değilim." Hinata anında somurtup tersleyince Naruto güldü. "Ne? Mağazadaki elemanın tavsiyelerine uydum, bir zahmet birisini yollasaydın hiç değilse."

"Biliyorum." Naruto hafifçe güldü, ama kız haklıydı. Tek başına saatlerce dışarıdaydı, bir partiye hazırlanacak diye. Kimse yoktu ki yanına göndersin. "Eh, sonuçta benim kızımsın, parti kızı olamazsın zaten." Yeşil ışık yanınca aracı sürmeye başladı sol eliyle, sağ elini de çıplak omzuna kondurup hafifçe sıktı.

"Birincisi, parti kızı olmama sebebim senin kızın olmam falan değil." Hinata sitem edip omzundaki sert eli tuttu ve indirip vitese zorla yerleştirdi, tabii iki elini kullandı. Naruto ise eli vitese konmadan önce sessizce gülerken ellerini sıktı. "İkincisi," Hinata uyuz olmuştu bu sahiplenici tavrına. Tamam, hoştu, ama fazlası da gıcıktı, kendini beğenmiş gibi. Ama kıyamıyordu da, sözleri bazen sesli sözlerden ibaretti, içten içe devam etmesini istiyordu. Anlaşılan gıcıklıktan ziyade hoşlantı kısmı daha ağır basmıştı. "S-Senin için hazırlanıp geliyorum..." Bakışlarını kaçırıp kapının penceresinden dışarı baktı, bu kısmı söylerken utanmadan edemedi. Çok gizli ve özel sırrını itiraf ediyormuş gibi gelmişti.

"..." Naruto ise yola bakıyordu, duyduğu sözle içi ısınmıştı. Burnundan derin bir soluk aldı, bir eli direksiyondaydı, diğerini de vitesten çekip Hinata'nın bacağına doğru yavaşça uzattı. Bacağına konan eli hissedince Hinata başını önüne çevirdi, gözlerini aşağı kaydırıp eline baktı, elbisenin yarığını bacaklarının arasına iterken sert eli bacağını okşuyordu. Heyecanlandı, utandırıcı olsa da onu durdurmadı, çünkü hoştu. Naruto da heyecanlandı, güzel ayağını ortaya çıkarınca bacağını dizinden yukarı doğru, sonra tekrar dizine doğru yavaşça okşarken ritimsiz derin nefesler veriyordu, kalbi çok hızlıydı. Kırmızı ışıkta durunca ikisi de birbirine baktı. Önce sarışın gülümsedi, sonra da mavi saçlı gülümseyince ikisi de biraz rahatladı. İlk defa bir kızın bacağına dokunduğunu fark etti, öbürü de ilk defa bir erkeğin kendisine dokunmasına izin vermişti.

Ama öyle sıradan birileri değil, birbirlerini seven ikili olarak. Bugün dokunuşlarını paylaşanlar, yarın belki hayatlarını da paylaşır.

***

Her zamanki gece randevusu noktalarına geldiler, Konoha Ormanındaki okyanusa bakan uçurum. Araçtan inip kaputa yaslandılar, Naruto kaputa yaslanmışken Hinata da önüne yerleşmişti.

"Heyecanlı mısın?" Naruto sordu, ellerini önünde sarıldığı kızın karnında birleştirip onu kendine çekerken karnını yavaşça okşuyordu. Başını çıplak omzunun üstünde tutuyordu, yüzünü ise onunkine doğru birazcık çevirmişti, bir yandan manzaraya diğer yandan da ay kaplamalı yüzüne bakabiliyordu.

"Evet." Hinata itiraf etti, ellerini sarışının ellerinin üstüne koyup sert ellerini sıktı. Naruto'nun arkasında durup bütün bedeniyle sarılması güzel hissettiriyordu, hayatın sıkıntısından uzaklaşıyordu.

"Endişelenme." Naruto kulağına doğru fısıldadığında Hinata irkilmemeye çalıştı.. "Yanında duracağım." Yanağından uzunca öptü, sonra boyun kenarını, sonra da ensesini, sonra da omzunu. Öpücüklerini hisseden Hinata gözlerini kapatmıştı o an, biraz huzur ve sevgi dolu anlar yaşamaktan zarar gelmezdi. 

"Çok duramayacağız." Naruto hatırlatınca Hinata kalktı ve onu bekledi, Naruto da kalkınca karşılıklı durdu. Geç kalıyorlardı. "Takıların şahane." Ellerini beline atıp okşadı ve onu kendine biraz yaklaştırdı.

"Um..." Hinata takıları alarak abartıya kaçıp kaçmadığını düşündü. Ama her şeyi tavsiye üstüne yapmıştı.

"Ama bir şey eksik..." Ellerini belinden çekip gömleğinin yakasına götürdü. Sonra Hinata şaşırdı, Naruto kravatını gevşetip yakasını açmıştı ve yapılı göğsünün üst orta kısmını gösterirken oradaki kolyeyi eline alıp gömleğinden dışarı çıkardı, sonra ellerini ensesine götürüp ipini çözdü ve kolyeyi çıkardı. Sonra da Hinata'nın boynuna yerleştirdi, ipleri boynunun iki tarafından geçirince aralarındaki mesafeyi kapattı, göğüsleri birbirine değmişti, resmen sarılıyordu. Başını ise sevgilisinin başının yanında tutup ipe bakarak bağladı. "Şimdi tamam." Kulağına fısıldayıp yine omzu, boynu ve yanağından öptü ve geri çekilip yüzüne gülümseyerek baktı.

"..." Hinata aşırı hızlı atan kalple elini boynuna götürdü, gerdanlığın üstünde duran yeşil taşa dokundu ve eline alıp baktı. İlk karşılaştıkları zaman, yani bir ay önce Sakura'dan ayrıldığı zamanlarda Naruto bu kolyenin onun için çok anlamlı olduğunu ve onu kimseye hiçbir şekilde vermeyeceğini söylemişti. Ve şimdi burada, ona bu kolyeyi takmıştı. Ve onu öpüp duruyordu. "Ben..." Sevgisini bir şekilde her an gösteriyordu. Bu sarışının en çok sevdiği yönlerinden biri buydu, dürüst ve çekinmeden sevgisini belli ediyordu. Bu kolyeyi vermesiyle de sevgiliden öte olduklarını kanıtlıyordu Hinata'ya göre. "Ne diyeceğimi-" Fısıldadı, yüzüne bakmaya kalkıştı ancak Naruto birkaç adım ileride değildi, yüzünü kaldırınca boynuna bakıyordu. Bir saniye geçtiğinde yüzünü biraz daha kaldırıp burnunun dibindeki sarışının mavi gözlerine baktı, o da başını biraz eğince burunları birbirine değdi, sıcak nefesleri birbirine girip yüzlerine vurdu. "Bilemiyorum..." Sözünü duyulamayacak kadar kısık bir fısıltıyla tamamladı.

"..." Naruto o an sözlerle o kadar da ilgilenmiyordu. Sağ elini yanağına götürüp parmaklarının tersiyle zarifçe okşamaya başladı, diğer elini de beline yerleştirip vücutlarını yavaşça birleştirdi. Ciddi bir edayla yüzünü inceliyordu, aklına kazıyordu güzelliğini, bir kez daha, her zaman yaptığı gibi. "Bir şey deme..." Cevabını fısıldadıktan hemen sonra dudaklarını birleştirdi, yanağındaki elini dikkatli bir şekilde başının ardına sürüklerken saçını da okşadı, saç modelini bozmamaya çalıştı, belindeki elini de sıkılaştırıp onu yerinde tuttu ve öpücüğü derinleştirdi.

Hinata bunu hem bekliyordu hem de beklemiyordu, kafası karıştı, ama aldırış etmeden o da sarışın aşkıyla beraber gözlerini kapayıp ellerini önce geniş omuzlarına koyup tutunarak öpücüğüne karşılık verdi. Yavaşça birbirlerinin dudaklarını öperken ellerini omuzlarından yine yavaş şekilde sırtına götürüp sarıldı, birlikteliklerini tamamladı. O an hiçbir şeyi umursamadılar, istedikleri kadar geç kalsınlar.

Rujuna aldırış etmeden Naruto dilini ileri sürdü, dudaklarına bastırınca Hinata ağzını araladı ve Naruto anında dilini içeri soktu. İnci dişlerini ve ipeksi ağız içini ve dilini kendi diliyle taradı, ağız sıvısını tadarken kendi ağzından da dili aracılığıyla kendi ağız sıvısı Hinata'nın ağzına gidiyordu, Hinata ise dilini kullanarak Naruto'nun dilini tarayınca birbirlerini tattılar. İkisi de hiç bu kadar heyecanlanmamıştı, filmlerde ve dizilerde görüp hoşlanmadıkları bu öpüşme, şimdi çok muhteşem olmuştu ikisi deneyince. Ara sıra yutkununca da sıvıyı ve Hinata'nın dilini emiyordu. Aynı şekilde Hinata da yutkunup sıvıyı da yutuyordu.

Aynı şekilde Hinata da dilini ileri doğru bastırmaya başladı, Naruto birkaç dakika dilini Hinata'nın ağzının içinde tutup sıvı aktararak öptükten sonra dilini yavaşça çekti, rolleri değiştiler. Aralarında rekabet, profesyonellik gibi şeyler yoktu, sadece eşit tutku. Hinata öpücük sürerken bir elini Naruto'nun boynunun kenarına yerleştirdi, ensesinin kenarına kadar tutuyordu, diğerini de sarışın başının arkasına daldırdı. Boynu çok sağlamdı, saçları ise her zamanki gibi yumuşak sayılırdı.

Böyle tutku dolu öpüşmeyle akan beş dakikadan sonra gözlerini açtılar, dudaklarını ise yavaşça birbirlerinden ayırdılar, ancak vücutları hâlâ birbirine basılıydı. Hızlı inip şişen göğüsleri ne kadar heyecanlandıklarını gösteriyordu, ağızdan hızlıca nefes alıp veriyorlardı, yüzleri çok yakın olduğundan sıcak nefesleri birbirine çarpıyordu.

"Vaov..." Naruto hafifçe güldü, nefesini toplamaya çalışıyordu. "Çok... Mükemmeldi."

"Evet." Hinata gülümsedi, o da nefesini toplamaya çalışıyordu. Sonra Naruto'nun dudaklarına bakınca güldü. "Ha ha!"

"Ne?" Naruto kaşlarını çatıp gergince gülümsedi, sonra dudaklarına ruj sindiğini anlayınca o da Hinata'yla güldü. "Ha ha! Komik ha?! Bak komik!" Hinata'nın karnının kenarlarını gıdıklamaya başlarken onu öptü.

"Ya!" Hinata dudağını zorla ayırıp bastıramadığı gülücükleri çıkardı. "Ha ha! Dur ya!" Naruto ise onunla beraber gülerken yüzünü boynuna gömdü, birkaç saniye sonra da durdu ve sıkıca sarıldı, Hinata da ona sarılıp nefesini toplarken yüzünü boynuna gömdü. Nefesleri birbirlerinin boyunlarına çarpıyordu, bu sıcaklık da içlerini gereğinden fazla ısıtıyordu.

"Seni seviyorum." Naruto içten bir sevgiyle fısıldayıp boynunu uzunca öpünce Hinata bir an duraksadı, sonra aynı hisleri paylaştı.

"Ben de seni seviyorum." Fısıldayıp o da boynundan öpünce Naruto bir an rahatladı, sanki dev bir yükün altında ezilmiş de kurtulmuş gibi. Sonra ayrılıp araca bindiler, arabadaki peçetelerden alıp dudağını silerken ikisi de birbirine güldü. "Şuranda..." Naruto bir peçete de ona uzatıp boynundan öptüğü yeri gösterdi.

"..." Hinata kaşlarını çattı, sonra güldü. "Ha ha." Peçeteyi alıp boynunu temizledi ve peçeteye baktı.

"Kiminle aldatıyorsun beni?" Naruto kaşlarını çatıp yüzünü yaklaştırdı ve dudaklarını kapayıp gülümsedi. "Hm?"

"Sen beni kimle aldatıyorsun asıl?" Hinata da aynı tavırla gülümseyip sarışının dudaklarını sildiği peçeteyi işaret etti. Sonra ikisi de güldü.

"Hayatıma birden bire giren bir kızla." Naruto direksiyona davranıp küçük bir gülümsemeyle şaka olarak sorulan soruyu cevapladı ve ona baktı. "Onu çok seviyorum. O bunu fark etmese de." Göz kırpıp önüne dönünce Hinata aldığı cevapla gülümsedi.

"O bunu fark edeli biraz oldu." Naruto duyduğu cevapla duraksadı. "Çok sevdiği sarışın aşkı ne kadar fark etmese de." Aynı cevabı alınca dönüp lavanta gözlüye baktı, gülümseyerek göz kırptığını gördü. Gülümseyerek ileri uzandı ve yanağından uzunca öpüp geri çekildi. Sonra da sessiz bir yolculuğa çıktılar.

İyice geç kalmışlardı, ama buna değmişti. Fazlasıyla.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top