tam bir çaydanlık kafalı


Toplu taşıma her insanın normali olabilecek kadar hayattan bir araçtır. Ama Harry o dar ve havasız, sürekli sallanan kutuları tercih etmektense beş saat yürüyen rahatsız edici bir tip.

O kadar rahatsız edici ki, bilerek kaldırımın sol tarafında yürüyor, kitapların sayfalarını katlıyor, duvarlara anlamsız dalgalar çiziyor, modanın nefret ettiği tüm kıyafetleri dolabında tutuyor. Eşi benzeri olmayan bir ruh hastası. Tam anlamıyla inadına yaşıyor. Halen hayatta olma sebebi küçükken eline yapışan çaydanlığı sinir etmek. Buna rağmen inanılmaz korkak ve değişime gösterdiği dirençle sürekli eski köye yeni adet getirme huyu çelişiyor.

Bir bardak çay istiyor, garson ona süt isteyip istemediğini soruyor. Harry ona içten bir şekilde gülümsüyor. "Hayır."

Kız gittiğinde bile gülümsüyor.

İnsanları görmek onlarla konuşmak müthiş komik.

Pencerenin ardına bakıyor. Sabah hava çok güzeldi şimdi ise yağmur durmuyor Parkta birisi var. Salıncakta sallanıyor. Kısa ve sıska. Çayı hızlı geldi, Harry onu yavaş yavaş içebilir ama canı artık çay istemiyor. Soğumasını bekleyip çayı tek seferde içme sebebi de bu.

Ayaklarını salladı. Boynunda yedi tane kolye var. Her birisi başka bir filme ait gönderme taşıyor. Parayı masaya bırakıp kalktı. Saçlarını toplayıp kapüşonu taktıktan sonra elleri cebinde parka koştu. Çocuk halen sallanıyordu.

Yağmur çok şiddetli ve yollar su içinde. Diğer salıncağa oturdu. Kıçındaki ıslaklık ürperticiydi. Çocuk ona baktığında umursamıyor. Dar pantolonu soğuk havayı doğrudan bacaklarına vuruyorken Harry yanaklarını şişiriyor. İnsanlar sokakları terk etmiş olsa da onlar parkta. Annesi görseydi kesinlikle Harry'nin saçını çekerdi.

Sessizlik Harry'e küçükken boş salıncağın zincirlerine uzanıp kendisiyle sallanması için olmayan arkadaşlarına yardım ettiği günleri hatırlatıyor. Diğerinin durduğunu fark ettiğinde bu yüzden zincirlere uzanıyor. Yağmur damlaları yüzünün her yerinde, ayakları yere değdiği için hızlı sallanamaz.

Çocuk şaşkın şaşkın ona döndü. Birisi sağa diğeri sola oturduğu için ters duran iki kişinin aynı anda sallanması garipti. Üstelik Harry'nin zinciri tutan elleri titrediğinden ritimsizler.

Louis ona küfür etmek ve gülmek arasında. İğrenç ve yağmurlu havada kim salıncakta sallanmak ister ki? Kendisini denklemin dışına attığı açık. Ama ne gülüyor ne küfür ediyor araya giren garip sesle başlar yola çevrildiği an hızla yaklaşan su kütlesi gözlerinin büyümesine sebep oluyor. Yüksek denemez ama boy aştığı kesin.

"İğrenç görünüyor." Evet, onun su olduğuna inanma sebepleri akışkan olması. Louis hemen kalkıp aptal çocuğu kolundan tutup çekti. Onu peşinden sürüklüyordu ama ne yapacağını bilmiyordu. Su birikintilerine düşünmeden bastı. Harry güldü ve diğerini bir apartmanın yangın merdivenlerinin altına getirdi.

"Ne oraya çıkamayız-" o lafını bitirmeden kapüşonlu çocuk tek seferde demire tutundu, merdiveni indirdi ve tırmandı. Dizlerinin üzerine oturup diğerini izlerken gülümsemeye devam etti Louis'nin indirilmiş merdivene tırmanması bile zorsa neden bu havada sokakta?

Neyse ki kendisini diğerinin yanına attığında su kütlesi henüz yayılmamıştı. Ağır ağır parkı sarıyor, Harry'nin çıktığı kafenin kapalı kapılarının altından sızıyordu.

"Sikeyim."

Louis botunu çıkartıp içine dolan suyu dehşet içinde dökerken Harry yine onu izledi. Yeşil gözleri cam gibiydi. Gökte güneşten iz yoktu ve ıslak beton kokusu pek de hoş değildi.

Gamzeler çiçek verdi. Louis'nin ıslak saçlarını karıştırmak için elini uzattı. Tanımadığınız insanların saçlarına dokunmamak yazısız kuralların başında olabilir, Harry kurallar konusunda gelmiş geçmiş en arızalı tip olabilir.

"Senin gibisini bulmak zor." Louis yanındakine şaşkın şaşkın bakmadan önce kafasındaki parmakları görmeye çalıştı. Bu çocuk neden ona dokunuyordu?

"Ne açıdan?" dedi anlam vermeye çalışarak.

Harry tek acayip olan Louis'nin ayaklarıymış gibi gözüyle işaret etti. "Çoraplarını ters giyiyorsun."

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top