yok olmuş ruhların yıldızı
söylenememiş sözlerin yıkandığı nehirdeyim
küller etrafa saçılmış
ve havanın her bir santimini sis kaplamış
sisin ulaşamadığı hâldeyim
öylesine çaresiz ve yorgun
içimdeki hayal kırıklığı, yoğun
söyle içimdeki kırk yıllık yangın
kor ateşlerinden doğurduğun her yangın
cehennem ateşine eş, neden
ellerimi uzattığım yokluğun içinde dans ediyorum
ölümsüzlüğün kesif kokusu içimde
ve içimde ölen bir şeyler var, aksine
ölümsüzlüğün dokunmadığı bedendeyim
seninleyim, gözlerindeki nefreti
görebildim, sözlerindeki ihaneti
biriktirdiğim kesikler dile gelseydi eğer, söyle
hâlâ nefret eder miydin benden sebepsizce
ve hâlâ ellerinde kalbim, ellerinde...
nefeslenirken dizlerimi sürüdüğü taş yollarda, sessizim
yıldızlar bu kez gökten kaçmış
ve etrafı can yakan bir huzursuzluk sarmış
huzursuzluğun bulamadığı yerdeyim
yerdeyim, etimi kesen çakıl taşları
ebabil kuşlarının gagasında yuvalamış, sonraları
söyle, silebilir misin avuç içlerimdeki hatıraları
hatıraların mesken edindiği zihnimin unutarak varlığını
beni hiçleştirebilir misin, varlığımı
sen hiç gördün mü
yok olmuş ruhlara yıldız kaydığını
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top