SEN
Yürürken usulca bir perşembe akşamında
Birden düştün aklımın ucuna
Dayanamadım, eğildi düşüncelerim sana
Ellerim uzandı ama tutamadı ellerini
Fazla uzaktın yakınımda
Ben de aldım kendimi ve hayalini gittim bir bankın yanına.
Oturdum seni düşündüm sessizce o anın sarhoşluğuyla
Mavi gözlerini gökyüzüne
Kahveye çalan sarı saçlarını başak tarlalarına ve güneşe
Benliğini ise fütursuz ve sertçe akan nehirlere benzettim
Seni öyle çizdim aklıma
Öyle çizdim ki her yanım sen olsun diye..
Ardından kağıtlara anlattım seni bir iki mısrada
Kağıtlara anlattım ki asla uçma..
Asla uçma benden, hep kal.
Sen fark etmedin belki sana uzattığım titrek ve ürkek ellerimi
Ama ben hissettim seni ve kalbini..
İşte bu yüzden oturdum Golha eşliğinde zihnimdekileri döktüm etrafa
Dağılmasına izin vermeden ardından topladım sakince kalemim ve kağıdımla..
Birde baktım sen çıktın ortaya, mürekkep her değdiğinde sayfalara..
Bıraktım bir anda her şeyi, kalktım.
Kalktım, gittim..
Gitmeseydim eğer kendimden gidecektim.
"Lüzumu yok." dedim, gittim.
Geriye, hayalinle birkaç satırlık şiir kaldı ardımda.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top