"mutluluk ya da hüzün"


İlkokulda Pınar diye bir kız vardı -gerçek ismini kullanmayacağım. Pınar'dan öylesine nefret ettik, canımız istedi diye. Onun bize yaptığı veya yapmadığı bir şey yoktu. Sanki hepimiz onda karar kılmış gibi nefret etmeye başladık. O bizden hiç nefret etmedi. Dışladık, hakaret ettik, alay ettik, hatta şiddete yakın hareketlerde bulunduk. İlkokuldaydık, aklımız yetmiyordu diyemeyiz dönüp baktığımızda. Her şeyin farkındaydık. Geriye yönelik özür dahi dileyemeyeceğimiz kadar ileri gittik. Zaten hiçbirimizin özür dilemeye niyeti yoktu. Kırıp dökmeye pek hevesliyken yapıştırmaya gelince hepimiz ayrı yerlere dağıldık. Fakat ben Pınar'la aynı semte düştüm. Her gün onu gördüm. Pişmanlık içimi kemirse de geçmişin adından dahi konu açmadım. Sadece ben değil, Pınar da geçmişten konuşmadı. Beni ilkokuldan sonra ilk gördüğünde gülümseyerek "Nasılsın?" diye sormuştu. Keşke özür dileseydim tam o an, o beni çoktan affetmiş olsa da.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top