Yazma Becerilerinizi Geliştirin Serisi | Yazma Süreci

İşte size bir soru: İnsanlar yaptıklarını neden yapar?

Evet, biliyorum geçen bölümün sonunda teoriyle işimizin bittiğini söylemiştim ama bana bir saniye daha katlanın. Bu somut bir şeye bağlanacak, söz veriyorum.

Yazarlar olarak biz bu soruyu karakterlerimize sormak isteriz. Karakterlerimizin konuyu ilerleten şeyler yaptığını göstermek isteriz ama neden diye sormamız o içsel elementi göstermemize olanak sağlar, ki bu da okuyucuların ilgisini çekmemize yardımcı olur.

Fakat yazarlar olarak bizim bu soruyu kendimize de sormamız gerekir.

Teorik dünyada kalıp neden yazdığımız hakkında konuşabilirdik ama sanırım hepiniz beni boğardınız. Bu bir sürü çok öznel cevabı olan zor bir soru.

Bunun yerine, neden yazdığımız TARZDA yazdığımızı soralım. Neden başka metotlar yerine belirli bir metodu kullanıyoruz?

Bu soruya verilen en yaygın cevap genellikle üzücü oluyor. Sadece bir metodu kullanarak yazmaya meyilliyiz çünkü bildiğimiz tek bir metot var. Tek bir tarza maruz kaldık, bu sebeple kullandığımız da o oldu.

Bununla ilgili söylemem gereken bir şey var; kullandığınız metot sizin için birazcık bile yararlı olduysa, onunla ilgili iyi bir şeyler var demektir. Fakat üzücü bir taraf da var ve teoriye birazcık geri dönmemiz gerekiyor. (Lütfen boğmayın beni, tamam mı?)

Zihnimizin işleyiş biçiminde ilginç bir tuhaflık var, çok da sağlıklı olmayan bir tuhaflık bu. Her birimizin hayatının bir döneminde karşılaştığı bu problem, bizim bakış açımızın tek geçerli bakış açısı olduğunu sanmamızdır.

Çeşitli gelişim psikologları bu konuyu inceledi ve bu herkesin geçirdiği bir evredir. Aslında doğal ve çoğunlukla yararlıdır. Fakat olay şu ki; yazar olarak veya insan olarak gelişmek istiyorsak, kendimizi arada bir diğer bakış açılarına da açmak zorundayız. Başka birinin fikrinin doğru olabileceğini ve belki de ikimizin de haklı olabileceğini kabul etmek zorundayız.

Ya da göreceğimiz gibi belki de ikiniz de yanılıyorsunuzdur ve bunu çözmek için bir araya gelmeniz gerekiyordur.

Şimdi, iki ana yazma stiline (plan çıkarma ve pantolon indirme) bakalım ve neden bazı şeyleri belirli bir şekilde yaptığımızı anlayalım.

Plan Çıkarma vs. Pantolon İndirme, Yanlış İkileşim

Yazarların hakkında tartışma yapmayı sevdiği konulardan biri plan çıkarma vs. pantolon indirmedeki konumlarıdır (ve evet, bu resmî ismi. Diğer terim olan "keşif yazımına" aldırmayın). Plan çıkarıcılar bir şeyleri önceden planlamayı, pantolon indiriciler ise yazmaya başlayıp bir şeylerin sonradan nasıl birbirine geçtiğine bakmayı tercih ederler.

Olay şu ki; hepsi yanılıyor.

İşte gerçek sır! Bu tartışma aslında hikayemizin ilk taslağını nasıl elde ettiğimizle ilgili. Büyük bir ilk taslak mı yoksa nispeten daha mı zayıf? Yeniden yazarken eklediğimiz bir şey mi yoksa attığımız bir şey mi? Bir heykel olduğu için iyi bir benzetme. İlk taslağımız heykelimizi ortaya çıkarmak için yontmak zorunda olduğumuz dev mermer bloğu mu yoksa üzerinde heykelimizi yapacağımız bir armatür mü?

Anahtar da burada. İlk taslak bitmiş ürün değildir. Ne şekilde elde edersek edelim, yine de onu parlatmak zorundayız. Asıl iş işte burada, yeniden yazmada başlıyor.

Bazı insanlar ilk taslaklarını yazarken arkalarına yaslanıp her şeyi akışına bırakırlar. Sonunda 900 sayfa uzunluğunda olabilecek bir taslağa sahip olurlar. O andan itibaren, yeniden yazma süreci hikâyenin kalbini bulabilmek için o sayfaları dikkatle incelemekle ilgilidir.

Benim için 100,000 kelimelik bir romanın ilk taslağı 100 sayfadan azdır ve garip notlarla doludur. Bazen geriye döner ve bir ya da iki şeması olabilir. Çoğu insan özet olduğunu düşünebilir ama uzun bir taslağın sahip olduğu her şeye sahiptir, sadece daha küçük bir alanda.

Ve olay da bu. Önce notlar alarak ya da düz yazıyla çalışırsanız, yazmanın tüm araçlarını kullanabilirsiniz. Karakterleriniz gelişip değişebilir; üslup, tempo, yapı, bakış açıları ve geri kalan her şey üzerinde çalışabilirsiniz. Hiçbir ele alış biçimi doğru ya da daha iyi değil. Her şey deneyip sizin için en iyi olanını bulma meselesi. Şunu bilin ki hiçbir ele alış biçimine bağlı kalmak zorunda değilsiniz, size en çok uyan karışımı bulmakta özgürsünüz.

Şu şekilde düşünün: ikinci taslaklarınızda nasıl çalışmayı seviyorsunuz? Heykelinizi ortaya çıkarmak için yontmayı mı seviyorsunuz yoksa içini doldurmak için bir armatür üzerinde heykelinizi yapmayı mı? Belki de ikisinin bir kombinasyonunu istiyorsunuzdur. Hakikaten bu size bağlıdır ve tamamı geçerlidir.

Her iki şekilde de harika bir sonuç elde edebilirsiniz. Benim en büyük tavsiyem size en uygun temel ele alış biçimini bulabilmeniz için vaktinizi denemeler yaparak harcamanızdır.

Şimdi kısa süreliğine neden sorusuna geri dönelim.

Şimdiye kadar tercih ettiğiniz ele alış biçimini düşünün. İlk taslağınızı oluştururken pantolon indirme veya plan çıkarmayı seçmenizin özel bir nedeni var mı? Önceden konuştuğumuz gibi çoğumuz yalnızca bir metot öğreniyoruz, daha da kötüsü, çoğumuza o tek metodun "gerçek" yazma olduğu öğretiliyor.

Ve şöyle bir düşündüğünüzde bu yanlış ikileşim sizin için adil değildir. Bir yazar olarak hangi metotları kullanmak istediğinizi ve ne zaman kullanacağınızı seçebilmelisiniz. Ve bu benim bu kitaptaki yüce hedefimdir; size, size uyanları kullanabilmeniz için geniş kapsamlı yazma araçları sunmak.

Teori olayını burada sonlandırıyorum. En azından şimdilik (burada kötü kadın kahkahamı hayal edebilirsiniz).

9. Bölüm Soruları:

Çoğunlukla pantolon indirici mi plan çıkarıcı mı oldunuz yoksa bu ikisini birleştirdiniz mi? Ve büyük soru: Neden birinin yerine diğerini tercih ettiniz?

Farklı ele alış biçimlerinin birbirine karışmaya başlayabileceği başka yazma alanları görebiliyor musunuz?

Artık mükemmel bir kurguyu oluşturan elementleri biliyorsunuz ve kurgunuzu oluşturmaya hazırsınız. Bundan sonraki bölümlerde yerli ve yabancı Wattpad yazarlarının sizler için hazırladığı yazma ipuçlarına ve videolarına ulaşabilirsiniz.

Unutmayın: Topluluğumuzu daha güzel bir yer haline getirmek bizim elimizde. Wattpad üzerinde daha çok okuyucu kitlesine ulaşmak için yazdığınız hikayelerde; dışlanmış, depresif, ağır psikolojik sorunları olan ve şiddete eğilimli ana karakterleri ve çarpık ilişkileri ön plana çıkararak riskli davranışları sevimli göstermeye çalışmak yerine, yeni nesile umut verecek ve güzel örnek olacak karakterler üreterek Çağdaş Türk Edebiyatı'na yeni ve güzel kalemler kazandırmak amacınız olsun.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top