Bölüm 9 - "Avlanma"

Burada hayat biraz garip olsa da korkarak geçiyor. David beni kendi odasına götürdü. Benim için yer fark etmezdi ama bu evdeki herkesin odası harika anlaşılan. Yemek konusunda Sasha ve Lillie hiç bıkmadan bana sürekli yemek yapma telaşı içindeler. Sanırım bu onları meşgul ediyor. Sasha ile gayet iyi anlaşıyoruz. Ondan korkmak gerçekten gereksiz gibi duruyor. David ile ikisi sürekli bir isteğimin olup olmadığını sorup duruyorlar bende her seferinde yok diyorum. Yine David ile beraber oturduğumuz bir zaman bu yolla çok ilginç bir şey öğrendim.

-Melanie senin sevdiğin yemek falan yok mu ?

David'in her zaman ki gibi benimle ilgili bir şeyler öğrenmeye çalıştığı bir gün.

-Var ama eve gidip herhangi bir şekilde korkmadan yani çekinmeden annemin yapmasını istiyorum. 6 gündür buradayım. Annemin hala sadece telefonda konuşmamızla yetinmesini anlayamıyorum zaten.

-Emily teyzen çok rahatsızmış. Sanırım onun yanında olmaktan seni düşünemiyor olabilir.

-Bilmiyorum ama ilginç

-Hem hala korkmanı da anlayamıyorum. Sana asla zarar vermeyeceğimizi anlayamadın herhalde

-Sadece bana zarar vereceğinizden dolayı yanınızda olmak istemiyorum sizin insanları öldüren yaratıklar oluşunuz benim için yeterince tiksinç lütfen birde üstüme gelme.

David hiçbir şey söylemedi. Ben böyle söyleyince yaptığı tek şey başını üzüntüyle sallayıp "keşke benim ne olduğumu bilmeseydin" oluyordu.

Kendini toparladı ve konuşmaya devam etti.

- Tamam madem ne sevdiğini söylemiyorsun ben Sasha'dan öğrenmesini bilirim.

-Sasha'da sizden biri ne kadar iyi anlaşsakta oda insan öldürüyor. Yani onlada çok vakit geçirmiyorum.

-O bakımdan söylemedim. O bilir.

Bu da ne demekti ona sölemezsem nasıl bilecekti ki.

-Anlayamıyorum nasıl bilecek ki ?

-Sasha'nın bir yeteneği var. Geçmişi görebiliyor.

Büyülenmiştim

-Nasıl yani geçmişi görebilmek mi ?

O an içeriye Sasha girdi.

-David yaa yeteneğimi üstün görü anlatmasana ayrıca sadece görmüyorum aynı anda koklayabilir, tadabilir, duyabilir ve hissedebilirim. Ve dolaylı olarak da geleceği görürüm.

-Nasıl yani baştan anlatırmısın Sasha ?

-Bak şimdi ben senin kafandaki tüm düşünceleri ve geçmişini 5 duyu organımla algılayabilirim. Sabah ne yediğini hem görür ,hem tadar hem koklar hemde şeklini elimle hissedebilirim. Ayrıca sen düşüncelerinde akşam kremalı tavuk yemek istediğini düşünürsen ben onuda görürüm yani sen daha o tavuğu yemesende görürüm dolaylı olarak geleceğide görmüş oluyorum.

Bana doğru bakıp göz kırptı. Yeteneğinden gurur duyuyormuş gibiydi. Cidden harika bir yeteneği vardı hem geçmişi hemde geleceği görüyor ve sanki orda yaşıyormuş gibi.

-Yani şeyy o an orda yaşıyormuşsun gibi mi ?

-Evet evet yaşıyormuş gibi ama aynı zamanda ne düşündüğünü de görüyorum.

David'e döndüm.

-Peki senin bir yeteneğin var mı ?

-Hayır. Olmasına da gerek yok zaten yeteri kadar çok özelliğe sahibim.

-Bencede gerek yok yaşı oldukça büyük olduğu için zaten bir çok vampirden daha güçlü ve hızlı ben sadece yeteneğimle durumu eşitliyorum.

Şaşırmıştım. Hemde çok şaşırmıştım. Ama aynı zamanda çokda etkilendim. David bana bakınca halimi anladı. Hemen ellerini bana doğru uzatıp götürmek istedi. Uff hep onun dediği oluyordu. Tam bahçede oturdum biraz nefes alıyorum etkilendim diyorum hemen beni içeri götürmek istiyor.

-Gitmek istemiyorum David biraz daha açık havada duralım. Ben bir insanım nefes almam gerek. Ayrıca hep senin dediğin oluyor sürekli taşınan bir eşya gibi hissediyorum kendimi.

-Tamaaam ben sadece gözün dalınca uykun falan geldi sandım.

-Demiştim sana insanlar bütün gün uyumaz.

Gerçi şu an aklım başka yerdeydi. Sasha'nın örnek verdiği kremalı tavuk da takılı kaldım. Annem harika yapardı. 1 dakika sonra Sasha bana doğru dönerek gülümsedi.

-Anneninki kadar güzel olur mu bilmem ama akşama kesin kremalı tavuk yapıyorum.

Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. David ne oluyor der gibi bakıyordu. Tabiî ki sesimi çıkarmadım, her şeyi bilmesine gerek yoktu. Ama o zaten Sasha'ya bakıyordu.

-Melanie örnek verdiğim kremalı tavuğu seviyormuş. : )

David bana bakarak gülümsedi. Ona doğru bakmıyordum. Yanağımın kızarmaması içinde dua ediyordum.

Herkes benim yemek yerken ki gürültüme alışmıştı. Aslında gürültü yapmıyordum ama onlar benim duymadığım şeyleri bile duyunca bu onlara gürültü gibi geliyor olabilir. Sasha kremalı tavuğu annemden bile güzel yapmıştı.

-Sasha bu zamana kadar yediklerimin en iyisiydi.

Sasha Aaron'a dönüp gülümseyerek.

-Teşekkürler ben bu yemek olayını çözdüm.

 Eddie konuşmaya başladı.

-Biraz geç olmadı mı Sas insanken yemek yemene rağmen yumurta kıramıyordun şimdi yapmadığın yemek kalmadı. Demekki yiyemeyince kıymetleniyor.

Herkes Eddie'nin söylediklerine gülüyordu. Onun aslında oldukça komik ve sempatik biri olduğunu söyleyebilirim ama ben gülemiyordum. Özellikle onda tıkanıyordum.

Sabah uyandığımda Lillie ve David'in odamda olduğunu gördüm. Ben uyanınca bana bakıp günaydın dediler. Bir şey söylemeden kafamı salladım. Kolum ağrıyordu. Bacağım hala çok sıkı olduğu  için  dokunmayınca pek hissetmiyordum ama kolumun ağrısı bazen canımı çok yakıyor. Merhemi alıp sürmeye başladım. Kendime gelmeye başlamıştım. Yüzümdeki yaralar iyileşmeye başladı. Morluklar sarıya dönüyordu. Bu iyiydi işte. Ve artık David tarafından taşınmakda istemiyordum. Merhemi sürdüm. Ve ağrının geçmesi için gözlerimi kapayıp bekledim. Daha iyi olmuştu. Kendime gelince ayağa kalkmak istedim. David hemen ellerini bana uzattı. Görmemiş gibi kendim kalkmaya çalıştım.

-Ne yapıyorsun Melanie ? izin verde seni kaldırayım.

-Buna gerek yok kendim yürümek istiyorum. Sürekli senin tarafından taşınmak sinirlerimi bozuyor.

David Lillie dönüp konuştu.

-Sana söylemiştim Lillie görüyorsun ya yapabileceğim hiçbir şey yok

Ne olduğunu anlamamıştım ama anlamakda istemiyordum zaten. Kimseden yardım almadan ayağa kalktım ve yavaşça yürümeye başladım. David bana yardım etmesede yanımda elleri hazır bir şekilde yürüyordu. Ama düşmeyecektim. Kapıya doğru yürüdüm. Ve banyoya girdim. Yüzümü yıkayıp kendime gelmem gerekiyordu. Çıktığımda David ve Lillie bana bakıyorlardı.

-Üstümde veya yüzümde bir şey mi var ben göremedim gerçi

-Hayır tatlım bir şeyin yok. Hatta senin adına sevindik bile yürümeye başlamışsın demekki yakında evine dönebileceksin. Sadece David'le konuşmuştuk. Sana bir şey söylemesi gerek. Konuşmanız bitince aşağı gel.Artık yürüyebiliyorsun. Kahvaltını beraber hazırlarız.

Lillie çıkınca David bana döndü. Güneş yüzüne vuruyordu. Onu biraz daha inceleme fırsatı buldum. Yüzü her zamankinden solgun görünüyordu. Ve gözleri beni korkutmamak için evinde de lenslerini takıyordu ama bu gün takmamıştı gözleri koyu kırmızıydı.

-Melanie benim gitmem gerek. Ama merak etme yarına dönerim. Yani umarım yarına dönebilirim ama elimden geldiğince çabuk olur geri gelirim hemen.

-Neyden bahsediyosun ? bir yere mi gidiyorsun ?

Bunu gözlerimi büyüterek söylemiştim. O ne olursa olsun beni bu evde koruyan kişiydi.

- Evet şeyy uzun süre oldu avlanmam gerek.

Ahh anlaşılıyordu şimdi. İstemeyerekde olsa ondan uzaklaşarak tamam dedim. Ben böyle yapınca hiçbir şey demedi. Oldukça yorgun ve bitkin gözüküyordu. Vampirler yorulurmuydu ?

Yemeğimi yediğim zaman Sasha ve David ellerinde küçük çantalarıyla aşağıya indiler. Demek ikisi birden gidecekti.

-Selam Mel nasılsın bu sabah yemeğini ben hazırlamadım ama sizde fena yapmamışsınız hani : ) neyse biz gidiyoruz sonra görüşürüz. Bize iyi şanslar dilemek yok mu ?

İnsanları daha kolay öldürün diye mi iyi şanslar diyecektim. Kim bilir hangi insanı katledip öyle geleceklerdi. Bu kesinlikle iğrençti bu evden hemen hemde hemen gitmek kaçmak istiyordum. David yanıma geldi, sandalyemin önünde diz çöküp bana baktı. Ama ben hiçbirinin suratına bakmıyordum.

-Hemen geleceğim sen akşamları uyuduğun için ne olduğunu bile anlamayacaksın. Korkmana gerek yok sana hiç biri zarar vermeyecek. Yavaş yavaş yürümeye başladın diyede kendini çok yorma olur mu ? düşersen bu sefer kötü olur cidden.

Benden bir cevap bekliyordu. Ne söyleyecektim. Sen burada beni düşünüyormuş gibi yap ama sırf biraz daha nefes alabilmek için başkalarının nefesine son ver. Sessizlik rahatsız etmeye başladı. Bende düşüncelerimi kendime saklayıp sadece kafamı salladım. David yanımda içini çekti.

-Bu sana iğrenç geliyor öyle değil mi ? gerçi haklısın bir insana göre iğrenç. Ama yapabileceğim bir şey yok Melanie bunu yapmam gere-

-Bana açıklama yapmana gerek yok. Benden izinde alman beklenmiyor o zaman ne bu açıklama telaşın anlamadım. Ben bir şey demedim sadece beni öldürmediğiniz için minnettarın o kadar.

-Seni öldürmeyi hiçbir zaman aklımdan bile geçirmedim.

Cevap falan vermeyecektim.

-Neyse ben gelene kadar kendine iyi bak yeter bana.

Ellerini bana doğru mu uzatıyordu yoksa bana mı öyle geliyor ? Ellerimi ellerinin içine hapsetti. Ona doğru bakmıyordum ama o ellerin birazdan bir başkasını öldürmek için kullanacaktı. Ellerimi çektim ve yemek yiyormuş gibi yaptım. David sessiz kalmayı tercih etmişti yine bir şey demedi. Ona kaba davranıyordum hayatımı kurtarıp bana böylesine bakan birisine çok kaba davranıyordum ama gerçekten elimde değildi. Birinin insan öldürdüğünü bilerek yaşanmıyordu. Lillie'ye döndü.

-Dikkat et Lillie Eddie vazgeçti ama yinede gözün üstünde olsun.

Yine beni düşünüyordu. Lillie tamam dedi ama gözü bendeydi. Sanki en azından bir hoşça kal falan dememi bekliyordu. İçimi çektim tamam nasıl istiyorsa öyle olsun.

-Sonra görüşürüz David.

Bana bakarak hafiften gülümsedi.

-Emin ol görüşeceğiz Melanie...

Yazar : Buse YARALI

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top