Bölüm 3 - "Anahtar"
Kalabalığı geçip Lena'ya ulaşmam gerekti ama herkes sanki izlenecek bir film varmış gibi daire yapmış onlara bakıyordu.En son Bill'de iterek onları görüş mesafesine girdim. Ben onlara diğerlerinden fazla yaklaşınca hepsi kafasını çevirip bana baktı. Hiçbirine bakmayarak yüzümü Lena'ya çevirdim.
-Neler oluyor burada Lena bu gürültüde ne ?
-Ahh Melanie şu arabamın haline bak !
Lena harika bir oyuncudur o yüzden şimdiki ağlamaklı ses tonu gerçek mi değil mi anlayamıyordum ama yalanda olsa arkadaşımın yanında olmalıyım.Bana gösterdiği yere baktım yeni yaptırdığı arabasının önünde tamir olamayacak gibi değildi ama biraz hasar vardı.
-Kim yaptı neden bağırıyorsun böyle ?
Kafasını Sasha'ya çevirerek
-Bu araba sürmeyi bilmeyen kız yaptı. Gelir gelmez bir şeyleri dağıtabildi ne kadar yetenekli bir şeysin sen öyle
Sasha mı ? anlayamıyordum. Sasha bu söylenenlere çok kızmış gibiydi homurtu gibi değil çok farklı sanırım hırıldıyordu bir ses çıkardı. Aaron kızın kolunu okşayıp sakinleştirmeye çalışıyordu sanki.
-Sen delirmişsin ben arabana hiçbirşey yapmadım tam arabamı çıkartırken arkadan bir anda çıkan sensin ayrıca sinyal yakmıştım onu görmeyip devam edende sensin şimdi ben mi suçlu oluyorum ?
Ses tonu kesinlikle harikaydı biraz fazla yankılanıyordu sadece Lena tam konuşacakken Aaron araya girdi. Lena'ya dönerek
-Tamam Lena ,adın Lena öyle değil mi?
-E..ev..et
-Peki Lena arabanın anahtarını bana ver 2 güne en fazla 3 güne arabanı tamir ederim ve -
-Aaron bu benim suçum değil ki neden sen alıyormuşsun aslında biliyormusun o anda arabaya zarar gelmesini engelleyebilirdim ama ani bir refleks yapmak istemedim.
Farklı bir imayla Aaron'a bakıyordu. Aaron Eddie 'e öyle bir baktı ki Eddie gelip Sasha 'ı kolundan tutup arkaya çekti .Bende sözde olayları çözmeye gelmiştim sadece olanları seyrediyordum. Aaron Lena'ya bakarak devam etti.
-Tamam mı Lena arabanı eskisinden daha iyi yapacağım sadece bu konuyu uzatmak istemiyorum sanırım farkındasın herkes buraya bakıyor müdürün gelmeside an meselesi olayı ona taşımak istemeyiz öyle değil mi ?
Bunları söylerken hafiften gülümsüyordu.
-Şeyy ... tabi istemem ben sadece yeni tamirden çıkarınca bir anda şey çarpınca şeyy Sasha ..
Lena Aaron ona öyle bakarken konuşamadığının farkında gibi gözüküyordu o yüzden gittikçe kısılan sesiyle cümlenin sonunu getiremedi.
Aaron
-Harika teşekkürler Lena okula gelmeyi sorun etme bu 3 gün içinde birimizden birimiz mutlaka seni alıp okul bitince evine götürecektir. Dedi ve Sasha'ı kolundan tutarak arabaya götürdü. Bende sonunda kendime gelip bu da neyin nesiydi böyle diye sordum Lena'ya
-Bilmiyorum açıkçası 3 gün boyunca Aaron ile gidebileceğimi tahmin etmiyordum sadece benimle konuşur buda bana yeter diyordum ama ....
Lena bulutların üstünde uçuyor gibi bir hali vardı bunların hepsinin tuzak olduğunu anlamam gerekirdi gözlerimi devirerek Colin'in aramaya başladım onu gördüğümde onunda kalabalıkta beni aradığının fark ettim demek beni bırakıp gitmemiş oysaki acele bir işi vardı ne olduğunu hatırlayamadığım için kendime kızdım onu daha çok dinlemeliyim.
-Colin ....colin buradayım
Colin beni görünce rahatladı elimden çekerek kalabalığın içinden çıkardı beni çıktığımızda elimi hala bırakmamıştı. Colin elimi tuttuğunda nedense kendimi iyi hissediyorum sanırım onun için sabah elimi çekmemiştim. Bu dediğime kendimde inanmadım ama elimide geri çekmedim. Arabayı biraz hızlı kullanıyordu sonunda eve geldiğimizde her zamanki gibi benimle inip kapıya kadar eşlik etmedi
-İyi
- Gerek yok Colinsenin işin vardı şimdide onun için erken gidiyorsun zaten biliyorum, kendim gelebilirim.
-Sana söylemiştim hatırladın demek emin misin seni alabilirim de sorun olmaz ?
-Hayır hayır giderim ben sanada iyi akşamlar Colin
Arabadan çıktığım zaman Colin hızla gitti görünüşe bakılırsa benim yüzümden aslında Lena yüzünden geç kalmıştı. Arkama döndüm ve eve doğru yürüyordum bir yandan da çantamdaki anahtarı arıyordum tanrım çantamı arada bir temizlemeliyim . Önümde bir anda karartı hissettim ah yine mi şu lanet ağaca çarpacağım derken sağımdan uzanan bir kol beni tutarak karartıdan uzaklaştırdı. Sonunda kafamı kaldırdığımda olayları çözebildim ve olduğum yerde çakıldım. Bahsettiğim kol David Johnson'un koluydu. Tabi okulun bahçesinde o yoktu hatta eğilip arabanın içine kadar göz gezdirmiş ama onu görememiştim .
-Daha dikkatli olmasınız küçük hanım.
-Şey ... dikkatliksiz ben anahtarımı arıyordum sizi görmedim özür dilerim
-Önünüze bakmak işinize yarayabilir
dudaklarında imalı bir gülüş mu var bana mı öyle geliyor ?
-Özür dilediğimi sanıyorum.
-Eğer çarpsaydınız ağaçtanda mı özür dileyecektiniz?
İmalı sesi kulaklarımda çınlarken derin bir nefes alarak kendimi bir adım geri çekerek elimi uzattım.
-Adım Melanie ,Melanie Winston.
Hiç istemeyerek uzattığım elim havada sıkmayacağını anlatır gibi bakışlarını benden çekerek David Johnson dedi yalnızca fazlasıyla sinirlenmiştim elimi çekip hızlıca eve girdim. Yürürken acaba bizim evde ne işi var sorusu sonunda aklıma gelmişti ama dönüp sormadım anahtarı çantamdan hırsla çekerek kapıyı açmaya çalıştım.Ama kapı bir türlü açılmıyordu ben zorladıkça hiç birşey değişmiyor kapı öylece yerinde duruyordu. Arkamdan gelerek elini uzatıp kırılan anahtarı elimden aldı .
-Sorsan söylerdim ben burada seni bekliyorum yarım saattir.
Beni mi bekliyordu? Bir an cümlenin anlamsızlığı karşısında şaşırdım.
-Anlayamadım beni mi ?
-Evet anladığım kadarıyla okuldan da en son sen çıkıyorsun. Baban kilidi değiştirmiş annen evde olmadığı için yeni anahtarınızı bana verdi sana ulaştırmam için.
Yeni anahtarla kapıyı açıp anahtarı bana uzattı. O bunları yaparken ben ona bakıyordum sonra anahtarı elinden aldım ama hala bakıyordum ilginç kısmı oda acayip bir şekilde bana bakıyordu.Kendini toplayan o oldu.
-Neyse iyi akşamlar Mel
Gülümsüyor muydu bu ?
-Teşekkür ederim.
şaşırmıştım çok yakın arkadaşlarım bana Mel derdi başkaları dediğinde kaşlarımı çatıp hemen Melanie diye düzeltirdim ama David'de bunu yapmadım. Tabiî ki yapmadım nedenini bilmiyordum ama o benim içeri girmemi bekliyordu anlaşılan ben içeri girene kadar gitmeyecekti. Ondan beklenilmeyecek kadar eski bir o kadarda hoş bir hareket. Aklımı sonunda toplayıp içeri girdim odama çıktım ve kendimi yatağa attım tanrım ne kadar uzun bir gündü bir an hiç bitmeyecek sandım.
Yazar: Buse YARALI
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top