Bölüm 2 - " Bakışlar"
Aslında anlatılanlara benziyorlar yani tabi Aaron kısmı hariç. Lizz hala görünüş olarak tuttursada Sashsa ile sevgili (veya evli herneyse işte) olduğunu söylememişti. Herkes onlardan gözünü alamazken ben hemen Lena'ya baktım Aaron'u o kadar sahiplenmişti ki bu olay onun için intihar sebebi olabilirdi. Ahh saçmalama Melanie Lena o kadarda aptal bir kız değil yani değildir umarım. Lena umduğum gibi dehşet içine düşmüştü. Hemen yayına gittim benden başka herkes müdür Dumber'ın söylediklerini dinler ve onlara bakarken ben Lena'yı kendine getirmeye çalışıyordum bir şeyler mırıldanıyordu ama tam olarak duyamıyordum. Johnsonlar sanki kendilerinden bahsedilmiyormuş gibi kapıya yakın yuvarlak bir masaya oturdular. Herkesin onlara baktığını farkında olmamaları imkansızdı ama görünen o ki bu umurlarında değildi. En azından kendi arkadaş topluluğuma kendilerine gelmelerini öyle dik dik bakmamaları gerektiğini hatırlatmaya çalışıyorum tabi birde Colin o çok umursamaz görünmeye çalışsada itiraf etsin Johnsonları oda bu kadar ihtişamlı beklemiyordu . Uzaktan bakıldığında her gün geldikleri bir okulmuş gibi davransalarda extradan bir gösteri yapmasalarda onlar o kadarrrrr... şey güzel ve göze çarpan insanlar ki herhangi bir şey yapmalarına gerek bile yok.
En sonunda kendine gelen kafeterya eski düzenine devam etti. Kimisi konuşmaya bir çoğuda Johnsonların yanına gitmeye başladı. Paul bir Johnny'e bakıp bir Aaron olduğunu sandığımız kişinin kaslarına bakıyor ve sırıtıyordu. Lena'ya dönüp
-Heyy Lena sen iyisin öyle değil mi ?
-İyiyim tabi neden kötü olacakmışım ki ?
Bu cevap istemediği soruyu öyle bir söyledi ki insanın tabi canım niye kötü olasın ki diyesi vardı yalancı Lena !
-Ne bileyim Aaron'u fazla sahiplendin sanmıştım şimdi onu böyle görünce şimdiki gibi sakin olmazsın diye düşünü-
-Sen onun Aaron olduğunu nerden biliyorsun ? Belki yanındakidir hem belki o kız kardeşleri falandır .
Kardeşi mi saçmaladığının farkında değil gibi görünüyordu hiç kimse kardeşiyle öyle bir yürüyüş sergilemez. Uzaktan bakan herkes onların kardeş olmadığını hatta akraba bile olamayacaklarını fark ederken Lena mı etmeyecek hah çok komik !!!
-Sen delirdiğinin farkındasın öyle değil mi sesimi çıkarmıyordum her zaman ki Lena işte dedim ama sen iyice çığrından çıktın hem baksana şu haline sanki sevgilin seni terk etmiş gibi görünüyorsun ayrıca senin Aaron denen o kişiyi sevdiğin falan da söylenemez sen sadece onu kendince benimsedin kendin yaptın her zamanki Lena işte kendine gel 1.si insanlar tanımadığı kişileri sevmez ,2.si senin onu sevdiğin falan yok kendince sahiplenme güdüsü bu ,3.sü de onlar kardeş gibi mi duruyor Lena yapma
Bu uzun cümlemin ardından bir nefes alıp Lena'nın söylediklerimi algılamasını bekledim.Yaklaşık 1 dakika sonra
-Peki öyle olsun ama sen onun Aaron olduğunu nerden biliyorsun haaaa onları daha önce gördün mü bu yüzden mi baştan beri bu hiç bişey umrumda değil tavrın ? Hem istediğim kişiyi sahiplenirim bu seni hiiiç ilgilendirmez hem onlar sevgili değil işte değil belki o Aaron bile değil ..
-Ben ne diyorum sen ne diyorsun daha onun Aaron olduğunu ne bilelim diyorsun, ben onları nereden göreceğim Lena ayrıca kendince aptal sahiplenme hissin zerrece umrumda değil ben sadece arkadaşımı geri istiyorum bunların geleceğini duyduğundan beri çıldırdın sen neyse ben İspanyolca dersine gidiyorum hadi Colin geliyormusun ?
Colin bu ateşli tartışmadan bir anda ona dönmeme şaşırdı tabiî ki der gibi kafasını sallayarak yanıma geldi sonra bir anda arkama dönüp kapıya doğru giderken onların değişik bir şekilde bana baktıklarını gördüm şey bunlar Lena'la konuşmalarımızı duydular mı acaba ahh yok canım imkanı yok duyamazlar. Onlara doğru yürürken yüzlerini daha dikkatli bakabildim. Aaron Elizabeth'in anlattığı gibi sarışın kaslı ve yüzü çok güzel Lena haklı bu aşık olunmayacak gibi değilmiş hani .Daha sonra bakışlarımı Eddie 'e çevirdim esmer ile sarışın arası çok hoş bir teni var onda daha nasıl desemmmmm ... vahşice evet evet vahşice bir güzellik var insanı içine çeken bir o kadar da iten garip ama kesinlikle tapılası bir yakışıklılık . Bu seferde gözlerimi grubun tek kızı olan Sasha'ya çevirdim kesinlikle bir Rus olduğu çok belli gülüşü bakışı hafiften duyduğum konuşmasıyla ben kesinlikle bir Amerikalı değilim imajı sergiliyor ve Sarah'ın dediği gibi cool çocuk David'e bakışlarımı çeviriyorum aslında yanlış bir tespit bu gruptaki herkes kesinlikle fazla cool, gelen insanların sorularına öyle bir cevap veriyorlar ki defolup gidermisin deseler daha iyiydi gerçi cevaplar çok kısa oluyor ama yinede bir şeyler söylüyorlar oldukça kibarlar ahh çok etkileyici :P !
Evet David aslında o ..............
yani o............
off onu nasıl anlatsam bilemiyorum o kadarda farklı ki yani sanırım bana öyle geliyor çünkü umursamaz tavrı hepsinden daha belirgin hiç gülümsediğini görmedim diğerleri Aaron,Eddie,Sasha'ya ayırdığım toplam bakma süresinden bile uzunca bir süre bakışlarım David'in üzerinde kaldı yani uzunca dediğim oturduğumuz masa ile kapı arasındaki mesafe belki 10 saniye tam yanından geçerken kafasını kaldırıp bana baktı.Tepeden tırnağa bana baktı en son bakışları yüzüme geldiğinde. ,sanırım masamdan kalktığımdan beri ona baktığımı anladı. Ouff harika başımı hemen önüme eğdim kötü bir şey yapmış suçlu çocuklar gibi hızlıca yanından geçip koridora çıktım. En son ağaca tırmandığımda anneme yakalandığım zaman böyle eğmiştim başımı .
-Hahh bu aptal kasabadan nefret ediyorum!!!!!
Ne oldu der gibi bakışlarımı Colin'e çevirdim
-Ne olacak şuna bakarmısın insanlar sanki uzaylı gelmiş gibi davranıyorlar
-Bak bu konuda haklısın neymiş bu Johnsonlarda kasabayı iyi meşgul ettiler
Colin yanımda bir şeyler daha söylüyordu ama benim kafam içerdeki anlayamadığım bakışlardaydı.
İspanyolca dersi çok çabuk geçti Bayan Webb'i hiç dinleyemediğim için nedenini anlayamıyorum ama hala gözlerime bakan gözlerinde takılı kaldım bakışlarını kafamda başa sarıp takrar tekrar düşünmeye başladım. Sonra bu gün ne kadar boş şeyleri gereğinden fazla düşündüğüm geldi aklıma sabah krep şimdi de David pehh
Düşünmeyi kesip Bayan Webb'i dinlemeye karar verdiğim zaman dersin bitimini haber veren zil çaldı ben ders ne çabuk bitti diye düşünürken Colin hem kendi eşyalarını topluyor hemde benimkileri çantama yerleştiriyordu
-Hadi Mel geç kalıcaz şimdi babam arabayı getirmiştir garajdan çabuk çıkalım senide evine bırakayım hadi
.
.
.
-Melanie Winston eşyalarını topladım ayağa kalkıp benimle yürüyecek misin yoksa seni taşımamı mı bekliyorsun ?
Colin'e baktığımda bana doğru bakmış gülümsüyordu. Bende hemen onun gibi ayağa kalktım ve hafiften bu saçma espirisine güldüm.
Okulun bahçesine doğru giderken aklıma Lena takılmıştı acaba şimdi nerde diye düşünürken onun sesini duymam bir oldu.
Siyah bir Toyoto arabanın önünde Johnsonlara bağırıyordu. Ne olduğunu anlayamıyordum Lena onlara neden bağırıyordu çantamı Colin'e atarak hızla onların yanına gittim ne olduğunu anlamam gerekiyordu.
Yazar : Buse YARALI
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top