Bölüm 10 - "Nedenler"

David'in gittikten sonra Victor benimle daha çok ilgilenmeye başlamıştı. Hafta içi çalışıyordu. Kasabanın dışındaki üniversitede bu yaşına rağmen nasıl öğretim üyesi birisi olarak çalıştığını  merak etmiştim. Şimdi anlayabiliyorum. Aaron'un  benimle konuşmaya başlaması beni şaşırttı. Sasha'ya bile çok çok yakın olamazken Aaron'a da olmazdım herhalde ama Aaron o kadar sevimli birisi ki kendini vampirde olsa sevdirmeyi  biliyor doğrusu. Bahçede hava aldığım bir gün yine yanıma geldi.

-David yanına bile yaklaşmama izin vermiyordu. Deli midir ne ? şimdi sizin kararınıza itiraz edipte 100 yıllık ailemden ayrılacak değilim.

Bunları gülerek söylüyordu. Sanki bir ara beni saçlarımdan havaya kaldırıp öldürmeye çalışan o değilmiş gibi bende ona sanki beni öldürmek istemiş biri gibi davranmıyordum.

Bir şey demedim bende hafiften gülümsedim.

-Eddie neden beni bu kadar öldürmek istiyor Aaron anlayamıyorum. ?

-Bak Mel insanların bizi görmesini istemeyiz. Hatta onların ilgisini bile çekmek istemeyiz. Okul bahçesinde o yüzden öyle yaptım zaten.

-Bu konuda pek başarılı değilsiniz. Aaaa Aaron Lena'yı 3 gün arabayla mı bıraktın cidden ?

-Evet tabiî ki ona söylemiştim yapana kadar götüreceğim diye ne oldu ki ?

-Hiçç

Aklıma Lena'nın Aaron'layken ki hali geldi. Kim bilir nasıl delirmiştir ?

-Ben tekrar özür dilerim Mel senin yaşayacağını bilseydim böyle yapmazdım.

-Peki öleceğime karar verilseydi. O zaman beni öldürür müydün ?

-Evet yani ailemizin kararını uygulardım tabi.

Ürperdim. Bu sadece göstermelik bir karar mıydı acaba ?

-Ama korkmana gerek yok. Kurallara uyarım.

Bana bakıp sırıtıyordu. Bir şey diyemedim.               

-Heyy sıkılmadın mı ? sana vampir olmanın en iyi yanını söyleyeyim mi ? "HIZ" işte bu süper Mel kesinlikle adrenalini hissetmelisin. Gerçi sana bir şey olmayacağını bildiğin için pek adrenalin olur mu bilmem ama

-Neee yoo yo hayır istemiyorum.

-Neden ama insanlar adrenalini hissetmek için ne çılgınca şeyler yapıyorlar. Hemde hayatlarını tehlikeye atara-

-Hayır Aaron teşekkür ederim ama son kararım kesinlikle hayır

-Peki sen bilirsin ama bir insan olarak bile çok korkaksın Melanie

Gayet doğal bir şekilde

-Evet

dedim.

Çünkü gerçekten öyleydim. Bunu bende biliyorum.

Akşam yemeğini yediğim zaman herkesle birlikte salonda oturmaya hala alışamasamda onlar rahat gibi gözüküyorlar. Eddie bile.

Aaron'un getirdiği film ve kitapları elime alarak yürümeye çalışıyordum. Yürümeye başlamıştım ama elimle yardım almam gerekti. Aaron kendini oyuna feci kaptırmıştı beni fark etmedi, Lillie içerideydi, Victor da notları okuyordu sanırım kimse yardıma ihtiyacım olduğunu anlamadı. Bende tam kitap ve filmlerimi bırakıp öyle gidecektim ki, Eddie gelip kitapları elimden aldı. David gibi bana dokunarak yardım etmek istemediği açıkca belliydi. Tam o bana o günden sonra bu kadar yaklaşmışken etrafıma bakındım. Lillie içeriden gelmiş kapının kenarından bakıyordu, Aaron'da bir an kafasını kaldırdı sonra devam etti oyuna Victor'da bana güvenle gülümseyerek notlarına geri döndü. Ben önde Eddie arkada David'in odasına çıkmaya başladık. Lillie arkamızdaydı. Anlaşılan David'in tavsiyesine uyacaktı. Eddie benim için arkadan elini uzatıp kapıyıda açtı. İçeriye girip masanın üzerine bıraktı.

-İyi geceler Melanie

-Sanad- şey  teşekkürler diyecektim.

-E yani uyuyamayacağıma göre

Bana doğru bakıp göz kırptı. Aslında Eddie oldukça sempatik ve iyi biri gibi duruyordu. Tabi gözlerine bakmazsam ışıldayan kırmızı beni ürkütüyordu. Tabi herkesten David'in yaptığını bekleyemezdim.

-Eddie ben şey ben anlayamıyorum. Benden nefret ettiğini sanıyordum.

-Yoo senden neden nefret edeyim ? Sadece senin ölmenin daha doğru olacağını düşünüyorum o kadar.

-Hala mı ?

-Evet hala. Ama aile kurallarına uyarım. Bu zamanda iyi bir aile bulmak çok zor.

Kahkaha attı. Bende ona doğru güldüm. Sonra odadan çıktı.

-Lillie onu öldürmeyeceğim merak etme işin varsa yap. Burada sinmiş dinlemek hiç yakıştıramadım hiç

Lillie'nin gülen sesini duyabiliyordum.

-Ne yapayım David öyle bir tembih etti ki giderken ...

Aşağıya doğru indikleri için konuşmanın devamını duymadım. David sabah 7de gitmişti. Yarın gelirim demişti ama tam olarak zamanını söylemedi. Neyse şu an vücudumdaki yaralara bakıyordum. Durumum iyiydi ama hala biraz izler vardı. Zaten izlerin tamamen kaybolmasınada gerek yoktu. Anneme kampta olduğunu söyleyebilirdim. Kendimi daha fazla yormadan yattım.

Sabah Sasha'nın sesiyle uyandım.

-Aaaa daha uyuyormusun sen kalksana !!!

-Dur sana Sasha bırak uyusun

-Ne uyuması bu böyle David sıkıldım ben kalksında konuşalım ya

-Merak etme Sasha uyandım.

-Sonunda saatten haberin var mı ? Saat 12'ye geliyor.

David bana döndü.

-Dün uyuyamadın mı Melanie ?

-Hayır. Bacağımı sıkan bandı çıkartıktan sonra ağrımaya başladı. Lillie böylesinin daha iyi olacağını söyledi.

-Çok mu ağrıdı ? Lillie'nin yanına gitseydin ya iyi misin şimdi ? bir şey sölesene !

-Tamam iyiyim ben

Arada bir gerginlik vardı.

-Ee nasıl vakit geçirdiniz eğlendiniz mi ?

Onlara sorduğum soruya bak. Bazen ne dediğimi bilmiyordum. David gözlerini kısıp bana baktı.

-Bunu bilerek yapıyorsun öyle değil mi ? Bizim kendimizden daha çok nefret ettirmek için

-Valla ben kendimden hiçde nefret etmiyorum. David kendi adına konuş.

-Hayır. Onun için yapmıyorum. Zaten öldürüyorsunuz. Nefret etmeniz hiçbir şeyi değiştirmez ki. Bu aynı sen benimle ilgileniyormuş gibi gözüküp gidip başkalarını katletmene benziyor.

-Bunu yapmasaydın şaşırırdım zaten. Kendini benden uzak tutmaya çalışıyorsun.

-Hayır. Seni benden uzak tutmaya çalışıyorum.

-Hahh o zaman bunun oldukça geç kaldın Melanie Winston !!!

Kapıyı doğru hızla gitti. Sasha'yla birbirimize bakakaldık.

-Ama Melanie sende azıcık fazla oluyorsun. David oldukça burnu havada gezen biridir. Ve insan hayatına hiç önem vermezdi. Ta ki şu ana kadar seni yaşatmak için yaptıklarını düşünürsek bir insana göre bile fazla kaba değil misin ?

Omzumu silktim.

-Neyse gel aşağıya inelim.

Kahvaltı ettim. David ortalıklarda gözükmüyordu. Akşama kadar bahçede Sasha ile konuştuk.

-Sasha sana bir şey sorabilir miyim ?

-Tabi.

-Sen daha doğrusu siz Aaron ile birlikte misiniz şimdi ? Ben anlamadım.

Hafiften güldü.

-Hem evet hem hayır.

-Nasıl yani ?

-Dönüşmeyi Aaron için istedim.

-Yaa bunu bilmiyordum.

-Evet yani aslında o öyle biliyor. Ama işin doğrusu pekde öyle değil.

-Şunu doğru düzgün anlatır mısın ?

-Tamam tamam bak şimdi ben insanken Aaron ile beraberdim. Rusya'da.

-Nasıl ama sen insansın. Yani o zaman öyleymişsin.

-Evet. Aaron benimle vakit geçiriyordu. Ve kendini deniyordu bir insana ne kadar dayanıklıyım diye hah beni öldürüp öldürmemesi umrunda bile değilmiş. Neyse sonra ben onların vampir olduklarını öğrendim daha doğrusu gördüm aynı senin gibi.

-Yaa peki sonra ?

-Victor ve Lillie benim ölmemin gereği olmadığı düşünüp tehditlerini ettikten sonra beni bıraktılar. Ama ben onların gücüne, hızına ve güzelliklerine aşık olmuştum resmen. : ) Ailem yoktu. Onları küçükken kaybetmiştim, teyzemle kalıyordum ama oda oldukça yaşlıydı. Böyle bir durumda onlar gibi olmayı istedim. Nedenini sordu Aaron bende onu çok sevdiğimi ayrılamayacağı söyledim. O günden beri aramızda bir şey var ama ne olduğunu tam olarak bende bilmiyorum. Ne kadar güçlü onuda bilmiyorum.

-Ama onun için dönüşmedin öyle değil mi ?

-Hayır dedim ya.

-Hımm.

O ara David geldi. Yüzüne bile bakmadım. Nedenini bilmiyorum ama haklıydı. Ondan uzaklaşmaya çalışan bir halim vardı ve oldukça kabaydım.

-Sasha içeri gidiyorsun.

-Neden ama yaa ?

-Lillie çağırıyor.

-Yalancı.

-Toz ol Sasha

Sasha homurdanarak gitti. David hemen sağ kolumun yanına oturdu.

-Eddie ile konuşmuşsunuz.

-İstihbaratın sağlam bakıyorumda.

Gülerek –Burası benim evim. Dedi

-Evet senin evin ve ben yarın bu evden ayrılıyorum.

-Nee yarın mı ?

Telaşlı bir hali vardı. Gerçi suratına bakmıyordum ama herhalinden belliydi.

-Evet yarın 15 güne yakındır buradayım. Gitmek istiyorum

-Ama ama şey sen daha iyileşmedin.

-Hayır iyiyim sadece bacağım sızlıyor ama onuda kampta düştüm derim. Önemli değil.

-Yüzün ?

-Yüzüm iyi. Biraz çürükler var ama onlarda kapanır çok belli değil.

-Ya kolun ?

-Uff David kolum zaten o kadar ağrımıyordu. Hiçbir şeyim yok benim gideceğim artık

-Melanie hemen gitmene gerek yok zaten 2 güne yakındır seni göremiyorum. Hem gideceğini söyleseydin en azından bu gün yanından ayrılmazdım.

Yüzüne baktım. Oldukça üzgün gözüküyordu. Neden üzülüyordu ? ben gidince beladan kurtulacaklardı peki David şimdi neden bana bahane uyduruyordu ? ve en önemli soru bana neden bu kadar derin bakıyordu ? o bana bakınca gözlerimi onun gözlerinden ayırmam çok zor oluyordu. Bu hiç hoşuma gitmiyor. Bakışlarımı hemen çektim, artık David falan yok gördüklerimi unuttuğum sürece yaşayacaktım. Ve ben çoktan unutmuş gibi yapıyordum bile. David falan yok.

David gülmeye başladı.

-Nee neye gülüyorsun ?

Ama o hala gülüyordu. Sinirimi bozmaya başladı. Burada onun yanında daha fazla kalamazdım. Ayağa kalkmaya yeltendim beni hemen otutturdu.

-Tamam tamam dur gitme.

-Bırak kolumu içeri gitmek istiyorum. Hem neye gülüyorsun öyle ? komik olan neki ?

-Hiçç sadece bir şeyi keşfettim.

Hala gülüyordu.

-Uff ne ne yaptım da böyle gülüyorsun ?

Sonra gülmeyi kesip biraz ukala bir tavırla ellerini bana uzattı. Bana sormadan elleriyle omuzlarımı kavrayıp gözümün içine bakarak konuşmaya başladı.

-Melanie ben sana gözlerimi dikip baktığımda gözlerini benden ayıramıyorsun.

Bunları hafiften gülerek söylüyordu.

-Haksız mıyım ? doğruyu söyle buraya geldiğinden beri tespitim kesinlikle öyle değil mi ?

Lanet olsun anlamış. Kendime şu an çok kızıyordum.

-Hadi söyle Melanie senin gibi bir aile kızı yalan söylememeli.

-Evet.

Rezil oldum, durumu eşitlemem gerek. Sonra ben gülmeye başladım. David'in yüzünde hoşnut bir ifade vardı ama ben gülünce biraz şaşırmış bir ifade bürüdü yüzünü.

-Ne ne oldu ? bu sefer gülme sırası sende mi?

-Komik geldi . hemde çoook.

-Komik gelen ne ?

İlk defa gözlerinin içine bakıyordum. Bu ona özel bir şey değildi. Eğer birini bozacaksam kesinlikle yüzüne bakardım.

-Komik olan ne biliyor musun? Eğer istersen bütün kızlar sana bakar. Bakıyorda zaten vampir olmanın extra özelliği ama sen gelmiş burada ben sana baktım diye seviniyorsun bu çok saçma ve tanrı aşkına neden , yani neden bu kadar önemli?

Konunun ciddileşmesiyle oda yerinde kıpırdanıp bir anda iki elimi birden tuttu.

- Melanie bu soruyu bende kendime sorup duruyorum inan. neden diyorum neden Melanie'yi görmediğim zaman içimde bir boşluk oluyor, neden onu bu kadar görmek istiyorum, neden onu kendimden bile korumak istiyorum ve bunun için  hem onu kendimden uzak tutmak istiyorum hemde onun yalnızca benim olmasını istiyorum diye neden neden neden? Nedenlerim çok ve bu kadar soruya tek bir cevabım var ben vampir David Johnson insan olan Melanie Winston'a deli gibi aşık oldum.

Yazar: Buse YARALI

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top