50.Bölüm 'Büyülü Bir Bebek Geliyormuş?'

50.Bölüm 'Büyülü Bir Bebek Geliyormuş ?'

O an bir çok duyguyu hissettim. Acı, şaşkınlık ama en çok öfke. Sinirle ellerimi ondan çektim.

-Ne dedin ne? Bebek mi senden mi? Lanet olsun bu çok saçma. Hayır kesinlikle hayır senden bir çocuğu o-la-maz. Yemin ediyorum o çocuğu öldürürüm David.

Sinirden titremeye başladım. Ellerimle herşeyi tehdit etmek istiyordum. Hayatımın neden bu kadar boktan gittiğini neden hep mutluluğuma engel bir şey çıktığını anlamak istiyordum. Hayır hayır anlamakta değil böyle olduğu için yalnızca öldürme duygusuyla kıvranıyordum.

Ellerimi tekrar tuttu beni sakinleştirmek için çırpınıyor ama saçma sapan şeyler söylüyordu.

-Bana aptal bahaneler uydurup durma eğer bir çocuğunuz olursa ne olacak? Benden bu kadar çabuk mu vazgeçiyorsun? Bebeğin olması gerçeği bir anda neden bu kadar cazip geldi? Belkide Meredith cazip gelmiştir Ha?

Bağırıyordum. David başını şiddetle salladı.

-Saçmalıyorsun. Senden vazgeçmek mi asla. Hem-

-Evet vazgeçmek ne sanıyorsun bir çocuğun olduğunda yanıma gelebileceğini mi? Hayır David bu kesinlikle olmaz. Aslında olmayacak şey senin o çıyandan doğacak şeytanın.

Sert konuşuyordum. Kaba kelimeler sarf ediyordum farkındaydım ama karşımda ondan bebek yapacak birinden bahsediyordu. Bahsetmesi bile hataydı. Sinirden titremeye başladım.

-Kimsenin bana cazip geldiği yok. Senden vazgeçtiğimde yok. Lütfen biraz sakin ol.

Sinirden titremeye başladım. Eğer Meredith değil bir başka kişi olsa yine böyle olacak mıydım merak ediyordum ama beynimin çok az bir kısmı bununla uğraşıyordu. Şuan kriz geçirmekle meşguldüm.

-Yaa ben anlıyorum sizi. Seni de. Lanet olsun. Anlıyor musun lanet olsun.

David'in ciddi anlamda korkmaya başladığını hissediyordum artık bana cevap vermek değil elimi kolumu tutarak sakinleştirmeye çalışıyordu. Yüzünde endişeli bir ifade vardı.

-Bana hasta muamelesi yapma. Yakında hasta olacağım zaten. Olaylara bak.

-Bunlar çok fazla biliyorum ama lütfen kendine gel Melanie. Sende kendinde olmayacaksan yanımda kim olacak? Lütfen. Oturalım mı bir yere?

-Evet fazla. Melanie geçmişimle yüzleşmen gerek, Melanie Meredith ile yüzleşmen gerek, Melanie Liz ile yüzleşmen gerek, Melanie ailemle anlaşman gerek. Şimdide Melanie bir bebekle yüzleşmek zorunda. Ama o bebek olmayacak David Johnson duydun mu beni?

-Duydum elbette olmayacak oturalım artık lanet olsun titreyip duruyorsun korkuyorum.

O sıra kolumdan tuttu beni sandalyelerden birine çekiştirdi. Ne ara oturduğumu bilmiyorum ama karşı tarafta Meredith'in Liz'in arabasında birini beklediğini görünce David ikilem arasında kaldı. David'i bekliyorlardı. Ayağa fırladım.

-Hadi bekletmeyelim daha fazla gidelim.

-Melanie dur. Sen gelme iyi değilsin.

-Neden gelmiyor muşum söyler misin? Yoksa evet mi diyeceksin? Bunun için mi gelmemi istemiyorsun.!

-Yeter Melanie hayır kesinlikle hayır. Bebeğim olsun falan istemiyorum.

Sinirle bağırdım.

-Bebeğim mi? Ne çabuk bir bebeği sahiplenmeye başladın.!

-Olmayan bir şey için bağırıyorsun.

-Evet olmayan ve olmayacak bir şey.

Hızla o tarafa yürüyecektim ki David kolumdan tuttu.

-Melanie ciddiyim bekle önce biz konuşalım. Bu işe bulaşman gerekmiyor.

Kolundan kurtulmaya çalıştım. Tabiî ki başaramadım.

-Eğer bende gelmezsem ondan bir bebek istediğini ve onu söylemeye gittiğini düşüneceğim.

İçini çekti. Hızlı hızlı yürümeye başladım. Arabaya doğru gittiğimde Liz'in yüzünde korku ve panik gördüm. Benden korkuyordu bu iyiydi işte. Ama Meredith dudağını hafifçe büzdü. Bunun dışında tepki vermedi. Onlara doğru gidip arabanın kapısını açtım.

-Meredith tekrar buraya gelmiş. Bunu neye borçluyuz diye sormak isterdim ama erkek arkadaşımdan çocuk peydahlamak istediğini bilince ne desem bilemedim.

David arkamda irkildi. Ve yüzünde öfkeye benzer izler gördüm. Aramızdaki tartışmalarımız neyse ama ondan başkalarının yanında bu şekilde bahsetmem hiç hoşuna gitmemişti.

Merediyh gülümsemekle umursamazlık çizgisinde bir bakış attı.

-Ergen sevgilide buradaymış. Sana selam Melanie.

Güldüm.

-Ne o üremekle ilgili becerilerim dikkatini çekmiş gibi. Ergenlikte tam olarak bununla ilgili şeyler olur. İleride Bebeğinin olması için bir başka çocuğu kaçırmak, seni istemeyen birinden bebek yapmak gibi şeylere gerek duymadığın dönem bundan sonra geliyor.

Ona göz kırptım. Söylediklerim keyfini kaçırdı ama belli etmek istemedi. Yine sinsice güldü.

-Yakın zamanda çifte bebekler olacak Melanie. Hala mı yoksa teyze mi olmak istersin?

Meredith'in yanında bir kadın daha vardı. o bir insandı. Sinirden kudurdum David'in kolumdan tutma çabalarını hızlıca geçiştirerek diğer kapıya koştum. Kadını kapıdan dışarı sürükleyip aşağıya ittim. Saçlarında tutup yüzümü yüzüne yaklaştırdım.

-Sen neden bahsediyorsun ha? Seni öldürürüm o bebeği taşımayacaksın anladın mı?

Meredith oradan kahkaha atarak gülüyor keyifle beni seyrediyordu. Bana seslendi.

-Bebek olacağını biliyorsun yani.

David sinirle yanıma gelip kadını benim ellerimden aldı. Yüzüme baktı.

-Sana gelme dedim değil mi? Git şimdi Melanie.

Kadını ellerimden bıraktım zaten hırpaladığım için biraz rahattım. David hayretlerle bana bakıyordu bende nasıl bir güçle dolduysan onun ellerinden her seferinde kurtuluyordum. Bu sefer önde oturan Liz'in yanına gittim.

-Sen buna nasıl izin verirsin? David'den çocuk isteyen bu şeytana nasıl yardım edersin bunu yapma Lizzie.

-Üzgünüm Melanie. Ama benim bebeğim onda eğer bunun yapılması gerekiyorsa Leoanrd'a ulaşmam için gerekiyorsa yapacağım.

Ses tonu çok kötüydü. Onu anlıyordum yani en azından anlamaya çalışıyordum. Ama hayır David'den bir bebek kaldırabileceğim bir şey değildi.

-Bunu yapamazsın Lizzie. Uzun zamandır yapmadın büyüyü. Böyle bir büyü ise çok fazla değil mi sana? Geçen gün öyle anlatmıştın. Lütfen Liz yapma.

-Gerçekten üzgünüm.

Başını eğdi. Üzgündü ama ben daha fazla kötüydüm. Deli gibi etrafa saldırıyordum. En son tekrar Meredith'e döndüm. David'de beni durdurmak için uğraşıyordu.

-Senden nefret ediyorum. Bunu David asla kabul etmeyecektir.

Gülümseyip duruyordu.

-Çocuğumun teyzesi ol istiyordum ama nefret ediyorsan halası da olabilirsin. İki hala. Kulağa hoş geliyor.

Beni çıldırtıyordu. Lanet olsun diye bağırarak koluna tutmaya uzandım. Meredith'in ne olduğunu bir an unuttum. Yüzü öfkeyle kasıldı ve tam beni hızla itecekti ki David anında aramıza girdi.

-Yeter. Sakın ona dokunma Meredith. Sakın.

Beni elimden tutup saldırmaya hazırlanan Meredith'ten kurtardı arkasına aldı.

-O zaman sahip çık ona.

Meredith hırladı. Ama uyarıyı ciddiye alarak geri çekildi. Adrenalin hala damarlarımda dolanıyordu. David beni hızla uzağa çekiştirdi. Yüzünden öfke okunuyordu.

-Sana git dedim. Bunu kaldıramazsın gelme dedim. Neden dinlemiyorsun? Şimdi sorunları çözdün mü? Meredith seni dinledi mi? Ancak kendine yapıyorsun kendi sinirlerinle ve ruh halinle oynuyorsun.!

Ona döndüm. Hala öfke içimden çekilmemişti. Bu ben miydim? Bu kadar öfkeyi uzun süre nasıl içimde tutabiliyordum.

-Belki de en iyisi budur ha? Ben kafayı yemeye başladığımda beni akıl hastanesine kapatır Meredith ile çocuğunuza bakarsınız.

-Bu gün iyi değilsin. Git ve dinlen.

Oda sinirlenmişti.

-Git ve dinlen mi? Hiçbir yere gitmiyorum burası benim okulum. Ve derslerim var ben neden bir yere gidiyormuşum?

Başını iki yana salladı. Öfkelenmişti ama aynı zamanda benim için endişeliydi çaresizce yalvardı.

-Zaten dersi kaçırdın lütfen bu gün evine git ve bir yere çıkma olur mu? Lütfen Melanie. Kendine izin ver bu gün. Eve git.

İçimi çektim.

-Tamam. Ama tek başıma hiçbir yere gitmiyorum sen götür beni.

Onların yanına gitmesi gerekiyordu o tarafa baktı sonra tekrar gözlerini gözlerime dikti.

-Pekala geliyorum şimdi. Arabaya bin sen.

Sesi bezgindi. Ama ben arabaya binmedim ona benimle gideceğini söylerken Merdith'in yüzünü görmeliydim. Arabanın içine eğilip konuştu. Meredith gerildi ve bir şeyler söylemeye başladı. Ama David başını salladı ve yanıma gelmek için ona arkasını döndü. Meredith bir onun uzaklaşan -ama bana yaklaşan- haline birde bana baktı. Gözleri kısılmıştı şoföre el işareti yaptılar ve onlarda uzaklaştı. David haydi diyerek beni arabaya doğru yönlendirdi. Yol boyunca o değil yalnızca ben konuştum.

-Bunun imkanı olamaz David. Yemin ediyorum öyle bir şey olursa o bebeğe çok kötü şeyler yaparım. Sanada çok kötü şeyler yaparım. Tanrım bunu nasıl ister? Ondan nefret ediyorsun ve konuşmuyorsun. Değil mi.?

Başını sertçe salladı. Onaylıyordu.

-Ama nasıl ister bunu. Senden intikamını aldı ya işte. Hem çokda bebek isteyen sevgi dolu biri gibi değil. Liz gibi durmuyor.

Yüzünü bana çevirdi.

-Lizzie'nin annesi garip biriydi. Elinde garip taşlarıyla etrafta gezer fal bakardı. Çoğu zaman attığını düşünsem de aslında bir şeyler gördüğüne de inanırdım. Çok tuhaf bir şekilde olmayan biriyle konuşur. Onlara bağırırdı. Liz ile ondan korkardık. Babası sakin ve çalışan birisiydi. Annesini sevse de zamanla onun uç noktalardaki yaşamına katlanamadı. Ve ayrıldılar. Annesinin daha da çıldırdığını ve bütün akşam gelmediğini söylerdi. Bir gün geldiğinde vampirdi. Liz'i babasından ayırdı ve onu dönüştürdü. Adamda vampir olduğundan annesi o kadar kendini kaptırmıştı ki Liz'i fark etmedi. Babasını öldürmeye çalıştığını sanan Lizzie'i annesine saldırdı ve vampir refleksleriyle annesini onu az daha öldürecekti. Yapabileceği seçenek kalmamıştı. İkisini birden dönüştürdü. Babası daha önce dönüşmüştü. Ve Lizzie'yi bırakıp gittiler. Annesi büyülü vampirlerin katledildiği yıl öldürüldü. Babasının da öldürüldüğünü duyduk. Ama annesi onu dönüştürürken bazı yeteneklerini ona geçirmişti.

-Ve Liz'de hem büyücü hemde vampir oldu. Bu anlaşılabilir bir şey bana bunu neden anlatıyorsun?

-Çünkü Meredith'te kendi çocuğunun böyle olmasını istiyor. Olan çocuğu Liz büyüyle yapacağı için büyük ihtimalle büyü kullanabilen bir bebek olacak. Ama bir konuda tıkanıyor annesi Liz'e yeteneklerini aktarabilmişti çünkü genleri bir yerde tutuyordu. Ama Meredith'in olacağı çocuğunda böyle olması gerek. Oda biyolojik kuzen olduğumuz için işi garantiye almak ve kanında çekimiyle çocuğun kesin büyü kullanmasını istiyor.

Her şey yavaş yavaş yerine oturuyordu. David'in Lizzie ile olan bağını kullanarak oluşan bebeğin büyülü olmasını istiyordu.

-Büyücü olmaz bu kadar önemli mi gerçekten Liz bana oldukça normal biri gibi geldi.

David eve gelmişti. Arabayı durdurdu, konuşmaya devam etti.

-Çünkü Lizzie'i yeteneğini kullanmıyor. O savaş sırasından yakalanma korkusuyla yapamadı. Daha sonrada şimdiki eşiyle tanıştı ve vaktini onunla geçirmeye başladı. Leonard için nasıl zorlandığını ve büyüye dokunabilmek için ne kadar uğraştığını hatırlıyorum.

Anlıyordum. Meredith güç ve otorite istiyordu. Ve bunun için David ve Liz'i kullanacaktı. Ama buna yinede izin veremezdim. Başımı inatla salladım.

-Yine de olmaz David. Senin bir çocuğunun olduğu gerçeğiyle baş edemem.

Elini bana uzattı. Yanağımı okşadı.

-Biliyorum. Çocuk falan umurumda değil bende senin benden uzak kalacağın gerçeğiyle baş edemem. Ama Leonard çok ufak bir çocuk. Onun çok daha ötesinde gerçekleşen onca şey yüzünden masum bir bebeğin ölümü kendimi kötü hissettiriyor Melanie.

-Beni de. Ama senin bebeğin...

Cümlemi tamamlayamadım. Başımı sanki imkânsız bir şeyden bahsediyormuş gibi salladım. David'de üzgün bakışlarla bana bakıyordu. Yalnızca;

-Senden vazgeçmeyeceğim.

Dedi. Güldüm aklıma ilginç bir benzetme gelmişti.

-Tamam seni bırakıyorum. Ama Yasak Vampirimin yasak bir ilişkiyle bir çocuk meydana getirmesini istemiyorum. Bu sıfatı bunun için koymamıştım.

Yazar: Buse YARALI

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top