46.Bölüm 'Hatırlanan Dostluk'

Yasak Vampir 46.Bölüm 'Hatırlanan Dostluklar'

 İçeri girmemle ağzımın açılması bir olmuştu. Bu gördüğüm sahne imkansızı zorluyordu. Asla ama asla olmayacak dediğim iki kişi dudak dudağa öpüşüyor muydu şimdi?

-Lena sen sen ne yapıyorsun?

Billy Lena'yı koltuk altlarından arkaya doğru itti. Bu sorusu gerçekten mantıklıydı ufak bir düzeltme yapıp bende sordum.

-Siz ne yapıyorsunuz burada?

İkisi de bakışlarını bana çevirdi. Billy korku ve endişeyle Lena ise umarsız gözlerle. Billy hemen açıklamaya başladı.

-İnan ne olduğunu bende bilmiyorum Mel. Ben.. ben müzik odasındaydım Lena bir anda içeri girip dudaklarıma yapıştı o sırada da sen girdin yemin ederim ben bir şey yapmadım inan.

Ellerini sallıyor ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Aynı benim gibi. İkimizde Lena'ya döndük. Ben hala ağzım açık robot gibi başımı oraya buraya çeviriyordum. Lena omuz silkti. Başıyla Bill'i işaret ederek

-Doğru söylüyor.

Dedi. söylediğini algılamaya çalışarak hala ona bakıyordum. Bu kadarcık bir açıklamayla kurtulamayacaktı. Bill doğruyu söylediğinin ispatlanmasıyla biraz rahatladı. Ellerini göğsünde birleştirip Lena dik dik bakmaya başladı. Lena ona döndü.

-Nee? Bunun yanında söylemem. Hem merak etme dudakların ilgi alanımın yanından bile geçmiyor.

-Ondan mı-

-Uff kes sesini Billy. Mecbur kaldım ondan. Hem alışsan iyi olur bunu birkaç kere daha yapacağım.

Billy hayretle ellerini yukarıya kaldırdı.

-Ne için? Ne oluyor ya?

Anlaşılan buradaki karmaşıklığı Billy gitmeden anlayamayacaktım.

-Bill sen dersine gitsen iyi olacak. Eminim çook mantıklı bir açıklaması vardır. Ben sana anlatırım  git şimdi ama.

Billy başını hayretle sallayarak sınıftan homurdanarak çıktı. O çıkınca sessizlik odaya hakim oldu. Ellerimi birleştirip Lena'yı izliyordum. Pencereden dışarıyı seyrediyordu. Sonunda sessizlik onu da rahatsız etmiş olacak ki gözlerini devirip konuşmaya başladı.

-Billy'i öptüm evet ama bunun elbette ki bir sebebi var. O sürtük Sarah'ın ne yaptığını bil bakalım?

-Düzgün konuşur musun? Hem ne yapmışda bunu yapman gerekti.

-Sen ona harika akıl vermişsin Melanie. Billy'i Sasha asla kaptırmayacağız savaşacağız falan filan. Oda Aaron'u ele geçirmeye çalışarak Sasha kıskandırmaya çalıştı. Bu şekilde Billy ondan vazgeçecekti. Bu ucuzca şovu sabah zevkle izliyordum. Çünkü bana bakmayan Aaron'un Sarah'ı umursamayacağını da anlayabiliyordum ama öyle olmadı beraber gülüp eğlenmeye konuşmaya başladılar.

-Sende Billy ile öpüşerek bu saçma oyunu  bozmaya çalıştın öyle mi?                   

Bağırarak söylediklerime Lena şaşırmıştı.

-Evet. Elbette. Ne yapmamı bekliyordun?

Başımı şiddetle salladım.

-Kontrolden çıkmış bir ok gibisin Lena. Nereye ve nasıl gittiğinin farkında değilsin. Sarah'ın yaptığını doğru bulduğumu söylemiyorum ama o en azından aşık olduğu için herhangi bir amaç için bunu yapıyor. Billy sessizce kendince Sasha'ı seviyor. Sarah yıllardır haykırırcasına Billy'i seviyor. Aaron ile de Sasha arasındaki çekimi de zaten görüyorsun. Hala Aaron demen gerçekten çok budalaca değil mi?

Lena söylediklerime önce sinirlendi. Sonra başını sallayarak bana baktı.

-Haklısın ama bir yere kadar. Başlarda evet dalga amacıyla başlamış bir söylentiydi. Görmemiştim onu eğlenmek için etrafta Aaron Aaron diye geziyordum. Sonra geldi ve aslında tamda istediğim şekilde bir erkek görünüşü olduğunu gördüm. Karakter olarak tanımıyordum ama görünüş başta yetiyordu yine Aaron diye gezmem için sebepti. Ama Mel şimdi onu tanıdım ve karakter olarak çok düzgün biri benim ona doğru gittikçe ciddileşen çekimimi göremiyor musun peki?                

İçimi çektim.

-Görüyorum aslında bundan korkuyorum da üzüleceksin Lena. Onlar oldukça iyi bir çiftler. Tartışsalarda.

Lena oturduğu koltuğa çöktü. Bende yanına gittim. Başını omzuma koyup hafifçe içini çekmeye başladı.

-En acısı da ne biliyor musun?

-Bu daha fazla ağlamana sebep olacaksa bilmek istemiyorum.

-Hayır söyleyeceğim. Aaron hiçbir zaman bana bakmayacak bunu bilebiliyorum. Çünkü ben yüzeysel biriyim.

Derin  iç çekiş ve bir damlanın omzuma düştüğünü hissettim.       

-Niçin böyle söyledin? Hiçde değil.

Güldü. Ama bu acı bir gülüştü.

-Sarah düşündüğüm şekilde Aaron'a yaklaşmadı. Kimya tezi için soru sorarak  yanına gidip oldukça karmaşık bir sohbetin içine daldılar. Söyledikleri kelimeleri anlamıyordum bile.

Tekrar güldü.

- Başta aynı konuda devam ettiler sonra yine bilimle ilgili kendi anılarını anlatmaya gülmeye başladılar. Sasha onlara dikkatli ve hoş olmayan bakışlar atıyordu.

Kafamı olumsuz anlamda salladım. Lena saha çok dil dersleri ve sanatla uğraşan biriydi. Harika resim yapar, muhteşem keman çalardı. Ayrıca çoğu kişinin kaldığı İspanyolca derslerinde çan eğrisi hep onun yüzünden çok yükseklerden alınırdı.                                                                                                                                                                   -Yanlış düşünüyorsun Lena. Hemde çok yanlış. Bir defa sen kendinin farkında değilsin. Evet bilimden hiçbir şey anlamazsın evet sporda da berbatsın ama sende bir sanatçı ruhu var. Herkesin ayrı ayrı yetenekleri var bunlara göre meslek seçimi yapmaz mıyız? Eş seçiminde de karşı tarafın zevklerine ne denli uyuyorsan ona göre birini bulursun. Aaron zeki ve sayısal düşüne bilen kızlardan hoşlanabilir ama bu demek değil ki sen yüzüysel birisin. Aaron'un zevkleri senin karakterini değiştirmez Lena. Hem Aaron'a neden bu kadar takıldığını anlamış değilim. Madem Johnson'lardan gideceksin onu atlayabilirsin.

Sinsi bir gülüşle ona bakıyordum oysa başını kaldırmış burnunu silerek aptal aptal bakınıyordu.

-Nasıl yani David'i bana ayarlamaktan falan söz etmiyorsun herhalde? 

-Uff saçmalama Lena. Elbette hayır. Eddie neden saymıyorsun anlamış değilim. Hem o çok mantıklı konuşan kızlardan hoşlanmaz.

Burnunu silmeye devam ederek konuştu.

-Bu söylediklerimin aptalca olduğunu mu gösteriyor?

Gözlerimi devirdim.

-Eee?

-Ne eesi Mel? Eddie ve ben mi? Yapma lütfen. Ben onu unutmuşum bile.

-Farkındayım ama Eddie unutulacak biri gibi mi duruyor? Hem bence o senin gayet farkında.

Lena hafifçe kızardı.

-Şey sana söylemem gereken bir başka şeyde ben mi abartıyorum yoksa gerçek mi bilemiyorum ama Eddie çevremde fazla dolaşıyor gibi geldi. Geçen gün ailemle göl tarafında bir gezintiye gitmiştik. O sıra gölün yanındaki kayalıklarda takılıyordum. Bizimkilerle arayı fazla açmış olabilirim kayalıkların arasında ilgimi çeken bir taş için eğilmiştim dengemi kaybedip önüme doğru yalpaladım Eddie ne ara yanıma geldi ne ara belimden tutup çekti bilmiyorum başımı kaldırdığımda mavi gözleriyle karşılaştım. Bu gerçekten çok garipti. Ve okulda sürekli beni izliyor gibime geliyor dedim ya sanırım ben abartıyorum.

Güldüm.

-Bence abartmıyorsun bende fark ettim. Eddie'ye bir bakmanı öneririm Lena.

Lena yanımda kızarmaya devam ediyordu. İşte asıl Lena buydu. Kızarmayı bilen ve arkadaşlarıyla öpüşmeyen.

-Haa bu arada bir daha Billy'i öpmeyeceksin. Çarpılmış gibiydi.

Saçlarını savurdu.

-Salak kimi öptüğünü bilmiyor.

Güldüm. o sıra sınıfa gelmeye başlayan öğrencilerle ders başlanmış oldu. Derste hiç bir şey yapmıyor müzisyenleri ezberliyorduk. Fısıldayarak Lena'ya döndüm.

-David'in kuzeni beni görmeye geldi ve berbat bir giriş yaptık telafi için bu akşam onlara yemeğe gidiyorum.

Sesli bir şekilde beni alkışladı.

-Bravo Melanie bana bunu şimdi mi söylüyorsun?

-Hişş sussana!

-Kızlar canınız sıkıldı sanırım siizn için ne yapabiliriz çizgi film falan açalım mı?

Lena Mrs. Sokster'a döndü.

-Yok efendim Mozart'ı geçsek bize kafi.

Mrs. Sokster başını sallayıp yazmaya devam etti.

-Çok sessizce konuştun Lena. Teşekkürler. Mrs.Sokster'dan akıl alacağım artık.

-Kısa kes de anlat bakalım ne kadar kötü bir giriş oldu? Sana sürtük kuzenimi rahat bırak falan mı dedi? bu boyuttaysa yapacak bir şey yok köşeye sıkıştıralım derim.

Onunla yalnız kalmak istemezsin canım arkadaşım.

-Uff saçmalama. Ben ne giyeyim şimdi. Spor olmaz ama ciddi bir şeyde giymek istemiyorum o ilk buluşma madem öyle bir cevap aldım çokda özenmemeliydim.

-Kesinlikle bize gel hallederiz.

-Tamamdır.

Lena'nın elini tuttum.

-Sen harikasın biliyorsun değil mi? Şu sıralar konuşamadığımız için üzgünüm.

-Biliyorum harikayım şekerim.

Ders bittiğinde sonunda günde bitmiş bulunuyordu. Çıkışta David'e bakındım ama Lena kolumdan sürekli çekiştirip eve gitmek istiyordu.

-Dur bir dakika Lena David'i görmem gerek.

-Ben gördüm. Şu tarafta Eddie ile duruyor. Eddie niye öyle? Ellerimi mi titriyor onun? Bakışlarına baksana sanki David onu dışarı çıkaramaya çalışıyor. Hadi hadi gel bakalım.

Ben bir anda durdum. Eddie'yi bu duruma getirebilecek tek kişi Lena'ydı. Uzun süredir Lena'ya göremiyor dokunamıyor olabilirdi şimdi onunla gidemezdim.

-Boşver vazgeçtim size gidelim.

-Delirdin mi? Meraktan ölüyorum burada hadi.

Sürekli çekiştiriyor fırsat vermiyordu. Onlara doğru yaklaştıkça Eddie'nin gözleri büyüdü.

Tanrım!

-Melanie hiç gelmeden sen eve geç üstünü değiştir ben seni almaya gelirim.

Onlarla aramızda 10 adım vardı –tamam diyerek Lena'yı çekiştirmeye devam ettim. Ama o Eddie'ye bakıyordu. Eddie'de ona. Bir anda David'in kollarından ayrılıp yanımıza geliverdi. Elini Lena'ya uzattı.

-Lena...

Bu sorudan çok bir özlem kelimesi gibi havada asılı kalmıştı. Lena şaşaladı hatta o kadar şaşırdı ki elini nereye koyacağını bilemedi. Eddie hafifçe elini tutarak ne yapmasını gösteriyordu sanki.

-Şeyy.. e.efendim?

-Benimle biraz dışarı gelir misin?

Lena aklında olmayan birisiyle bilmediği bir konuşma için asla dışarı çıkmazdı bunu biliyordum ama bu gün konuştuklarımın ne kadar tesir ettiğini anlamaya çalışır gibi yüzüne baktım. Oda ne yapacağını bilemez gibi bana bakıyordu. Eddie elini ayırmak istemiyor ama zaman geçtikçe gerginlik artıyordu.

-Pekala ben dışarıdayım arabamın yanında. Sana söyleyeceklerimi dinleyeceksen orada bekliyor olacağım.

Elini çekip dışarıya gitti. David hala kontrollu bir şekilde bakarak Eddie'nin eski yerindeydi. Lena put gibi Eddie'nin gidişini izliyordu onu kendime döndürdüm.

-Lena bak işte beklenen teklif.

Yüzüme de kocaman bir gülüş yerleştirdim.

-Ne? Beklenen mi?

-Tamam tahmin edilen olsun. Ne fark eder? Lena onu tersleme. Bunu yapma. Eddie ile ortak yönlerinizi görmeye çalış. Etrafında olmak isterse kesin bir şekilde reddetme.

-Ben ben.. bilmiyorum.

Onu kalçasından kapıya doğru itekledim.

-Hadi hadi bekletme fazla. Gelmeyecek sanacak.

-Belkide gitmeyeceğim dur düşünmeme fırsat ver.

-Hadi ama gitmeyecek kadar kaba birisi olamazsın.

Elindeki kitapları alıp son kez ittim. Yalpalayarak kapıya doğru yöneldi.

-Aaa dur Lena sana bir kağıt vereceğim okumadan Eddie'ye iletir misin?

Zaten şu an o kadar aptal olmuştu ki istesede okuduklarını anlayabilecek durumda olduğunu sanmıyordum. Kalemle hızlıca bir şeyler yazıp Lena'nın eline tutuşturdum.

Eddie

Tam 3 dakikadır onu bekliyordum. Gelmeme ihtimali oldukça yüksekti. Onu yalnızca geceleri görmek sinir bozucuydu. Hergün burnumun dibinde tenine uzak kalmak oldukça zordu. Sevgili olursak işim oldukça kolaylaşacaktı. Sasha hergün benim için araştırma ve çalışma yapıyordu ona güveniyordum ama bu süre zarfında durum gittikçe kötü gitmiş Lena 3 gündür kuzeninde kalmıştı. Haliyle odasına girememiş ona dokunamamıştım. Şu sıra zaten her şey berbat gidiyordu David'le mükemmel bir kavga etmiştik. Melanie söylediklerim diğerleri tarafından da hoş karşılanmadı. O an amacım kötü değildi her zamanki gibi aklımdan geçeni söylemiştim. Melanie'ninde fazlaca üzüldüğünü hissedebiliyordum. Bu yaptığım hoş olmamıştı ilk defa kabul ediyordum.

Kırmızı montunu görünce yaslandığım arabadan hemen doğruldum. Demek geliyordu. Gülümsedim. Bu duruma düşmüş olmam komikti. Ben bir kıza kendimi istetmem kendim seçerdim tabi eskiden. Düşüncelerine girmeme de izin vermiyorlardı zaten. Bana doğru çokda sağlam olmayan adımlarla geliyordu. Sanki her an yıkılabilirmiş gibi. Bana yaklaştıkça vücut ısısını ve teninin kokusunu hissedebiliyor buda beni deli ediyordu. Bakışlarım orada olmaması gereken beyaz bir kağıda çevrildi ama dikkatimi topladım. Gülümsedim ve tekrar elini tutmak için elimi uzattım. Bu konuşmayı ufak bir temas olmadan yapamazdım. Elimi tutmadı aslında yarı zorla ben aldım.

-Gelmiş olmana sevindim.

-Şey tam olarak ne yaptığımı şuan bende bilmiyorum.

-O zaman sen benimle ilgili hiç bir şeyi bilerek yapma.

Hafif.e göz kırptım ve kızlar üzerinde işe yaradığını test ettiğimi gülüşümü dudaklarıma yerleştirdim. Oda hafifçe gülümsedi.

-Benimle konuşmak istediğin konu nedir?

Diğer gözü ellerimize kaydı. tuhaf bir durumdaydık farkındaydım ama yapabileceğim kendimi durdurabileceğim en az vahşi durum buydu. Boğazıma bir şey kaçmış giib hafifçe öksürerek konuşmaya başladım.

-Seni bir süredir izliyorum Lena. İzliyorum derken bakıyorum anlamında o göl olayında tamamen tesadüf eseri oradaydım.

Kesinlikle yalandı. O insan oğlunu oraya yalnız götürüp tehlikeyi göze alamazdım sonuçta kendi hayatım söz konusu.

-Sana hayran kaldığımı söylemeliyim. Keman çalışın, müzikle ilgin ve bana bu kadar benzeyen davranışlarının sana olan ilgimi daha da arttırdığı bir gerçek. Söylemek istediğim şu ki sana yakın olmak istiyorum. Seninle kemanına piyanoyla eşlik etmek ,kendi kendine söylediğin şarkılarının dinleyicisi olmak istiyorum. Buna izin verir misin?

Onu kendi kendine bağırarak söylediği şarkılarla dinlemiş oldukçada eğlenmiştim. Evde şarkı söylemeyi severdi. Okulda da duymuştum. Hafifçe kızardı bunu görmüş olmam onu utandırmıştı.

-Şey ben..

Bir anda nefesini dışarıya abartılı bir şekilde verdi.

-Off ne çok şey dedim ya. Kendim kasıp duruyorum ve buda saçmalamama sebep oluyor. Ama benide anlamalısın  böyle bir şey beklemiyordum. Ve izin konusunda da... sanırım piyanoyu iyi çalıyorsun. Seninle İl re Pastore'yi çalmayı isterim doğrusu.

Hafifçe gülümsedim. Sanırım bu iyi bir cevaptı. Sonra ellerine bakınca bana döndü.

-Bunu Melanie biraz önce sana vermemi istedi. Söyleyeceğin başka bir şey yoksa ben eve gidiyorum.

Kağıdı aldım.

-Seni ben bırakırım.

Arabaya binmek için kapıya yürüdüğünde kağıdı açtım. Kağıtta şunlar yazıyordu.

'Sana tek borcum olan Emily teyzemin hayatını gene kendi hayatını kurtararak sana iade ediyorum. Lena'yı ikna ettim. Şimdi hayır dese bile ısrar edersen seninle yakın olacaktır. Bütün borçlarımı kapatmış bulunuyorum Lena'ya dikkat et.'

Melanie

Yazar: Buse YARALI

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top