39.Bölüm ' Söylenmesi Gerekenler'
39.Bölüm ' Söylenmesi Gerekenler'
Üstümü değiştirecektim, kıyafet hiçbir zaman sorun olmadı benim için ne bulduysam giyen biriyim ama artık iyi bir alışveriş zamanının geldiğini görüyorum. Giyecek fazla bir şeyim kalmamış. Altıma açık renk bir kot onun üstünede gri V yakalı ince bir kazak giydim. Paçalarımı Koyu renk çizmelerimin içine sokuşturdum kısa montumla fularımı da alıp evden çıktım. Fuları tam elime alıp arkaya doğru attım ki bir 'ahh' sesi duyuldu. Merakla ve birazda şaşkınlıkla hemen arkamı döndüm. Bill bir eli gözünde bir adım arkamda duruyor. Sanırım beni korkutmak için sessizce arkamdan gelecekti ama fularım onu ifşa etti. Böyle olsun istemezdim gerçi.
-Billy ? senin ne işin var dibimde? Fular gözüne geldi değil mi? Dur bir bakayım.
Elimle elini ittirip gözüne baktım açamıyordu kırpıştırıp duruyordu. Yaşları peçeteyle hemencecik silip klasik yöntem üfleyip geri çekildim.
-Tamam tamam yok bir şeyin. Şimdi söyle bakalı sabah sabah kargalar yemeğini yemeden burada ne işin var? Ne istiyorsun?
Bill'in işi düşmedikçe asla yolunu bu kadar uzatıpta yanıma gelmezdi bir şey isteyecekti.
-Ne kadar fesatsın Melanie. Ben arkadaşımı bu yağmurlu günde yalnız bırakmamak için şeyetmiştim.
-Sadede gelsek Bill gerçekten üşüyorum burada böyle dikilmek hiç hoş değil.
-Tamam yürüyerek konuşalım o zaman.
İşte biliyordum. Yürümeye başladım oda yanımda geliyordu. Önüne bakıyor tam bir şey söyleyecekken susuyordu. Bende onu sıkıştırıp zor gözüken herneyse dahada bunaltmak istemedim.
-Uf yeter sana tek bir seferde soracağım Melanie sıkıldım sende cevap vereceksin?
Yavaşça ve sakince ona döndüm.
-Tabi. Dinliyorum.
-Şimdi ben fark etmedim halada öyle olduğunu düşünmüyorum ama .. yani bilirsin arkadaşlar falan söyledi tabi onların demesiyle burada olduğuma bende inanamıyorum ama aklıma düştü bir defa. Hem ..
-Billy!
-Tamam. Şey Mel Sarah bana karşı yani farklı olarak ... -nefesinin abartılı bir şekilde dışarı verdi- bir şeyler hissediyor olabilir mi?
Hayretle ve birazda ağzım açık bir şekilde ona döndüm.
-Sen bunu fark etmedim mi demiştim?
Ben böyle söyleyince oda şaşkın şaşkın bana baktı.
-Doğru yani.
-Açıkçası bunu söylemek bana düşmez ama herkes bildiği için Sarah'ın bana kızacağını sanmıyorum. Bill Sarah seni 2 yılı aşkın bir süredir seviyor.
Bill bir anda durdu. Bende kafamı kaşıdım.
-Yani belki biraz kızabilir. Ama o arkadaşın ben olduğumu söylemezsen bir sorun çıkmaz değil mi? Söylemeyeceksin?
Bill'den ses çıkmıyordu.
-Billy Wallter eğer söylersen seni parçalarım. Sarah beni parçalamadan önce.
-Dur şimdi Mel şimdi Sarah beni seviyor ve benim haberim yok öyle mi? 2 yıldır neden gelip söylemedi?
-Söylese onunla çıkar mıydın?
-Şey bilmiyorum daha önce söylese...
-Ne demek söylese? Şimdi biliyorsun işte Sarah çok hoş biri ona ilgili olmadığını mı söylüyorsun? Onunla çıkmayacak mısın Bill?
-Ben şey Melanie hayır yani başka biri aklımdayken Sarah'a ilgili olamam onunla olsam bile ona tamamen Bill gibi davranamam. Şimdiki arkadaşlığımızda bozulur.
-Sen biri aklımda mı dedin?
-Evet.
-Kimmiş o biri?
Başını dikleştirdi.
-Söyleyemem. Gördüğüm kadarıyla ağzında bakla ıslanmıyor. Sarah ilgisini bana söylediğine göre benimkinide herkese söyleye-
-Hemen şimdi kim olduğunu söyle Bill.
Gözlerini devirdi.
-Ona karşı Hiç şansım yok.
-Kim?
-Sasha, Sasha Johnson. Şimdi oldu mu?
Ağzım yarı açık bir şekilde ona bakakaldım.
-Ama Sasha...
-Biliyorum biliyorum Aaron ile sevgililer. Ama lütfen bir bak Mel birbirlerine gözleri değdiği zaman bile kaçırıyorlar sanki birbirine küs ama konuşmak zorunda olan iki sevgili. Bu ne kadar sağlıklı bir durum?
-Dur dur benim iyice aklım karıştı. Lena Aaron'a aşık. Ama Aaron Lena'nın istediği gibi pas vermesede çokda uzak değil. Ama Eddie ... şey geç bunu. Sonra Sarah seni seviyor ama senin aklında Sasha var. Ama Sasha Aaron'u deli gibi seviyor.
-Aklımda değil resmen kalbimde Melanie. Uzun zamandır bu böyle. Kimseye söyleyemedim uzaktan bakmaktan başka bir şeyde yapamadım. Ve ben senin gibi düşünmüyorum sevgi karşılıklı bir şeydir. Birde sen Lena Aaron'a mı aşık dedin?
Bill kafasını kaşıdı. Bende yüzümü buruşturarak baktım.
-Evet. İşler azıcık karışık şimdi sen benden başka bir şey istiyor musun?
Okulun kapısına gelmiştik.
-Evet. O gün seni Sasha ile sarılırken gördüm. Yakın gibisiniz. Ona söyle Melanie ona onu çok sevdiğimi söyle ben Sarah'ın durumuna düşemem.
-Neden sen söylemiyor-
-Ben söylerdim asla sevdiğimi söylemekten çekinmezdim ama sevgilisi var her ne kadar sevgili gibi olmasalar da adları öyle bir defa. Sevgilisi olan birisine ilan-ı aşk edemem ama onu sevdiğimi bilebilir öyle değil mi? Sen şimdi git söyle.
-Ama Bill. Sasha gidiyor.
-Gidiyor mu? Nereye?
-Bilmiyorum yani öyle bir fikri var.
Bill okul kapısından Sasha'nın arabasına baktı bir süre.
-Tamam o zaman sen dur ben konuşacağım onunla.
-Ne konuşa-
Lafımı ağzıma tıkıp gitti. Harika şimdi bu hikayeyi Sarah'a anlatmak isteyen var mı?
3.Ders anlayamadığım yavaşlıkta gidiyordu belki de nedense gidemiyordu. Ders Amerika tarihi idi ve ben Amerika'nın katıldığı saçma savaşları bilmek istemiyordum. Başımı sıraya koydum ve dersten tamamen koptum. Sarah çapraz sırada eline kalem almış not tutuyordu. Ona gidip Bill ile ilgili gerçeği söylemem gerekiyordu. Colin gidip artık David ile sevgili olduğumuzu resmen açıklamam gerekiyordu onunda bu iki arada kalma olayında kaldığını tahmin edebiliyordum. 'Melanie David ile küstü git barıştı başka yöne git.' Ve Lena'ya Aaron'dan ciddi anlamda uzak durmasını söylemem gerekiyor. Söylemem gereken çok şey olmasına rağmen daha söylemeden kendimi söyleyeceklerimin altından ezilmiş hissediyorum. Zil çaldı ve ben bir anda yerimden sıçradım. Bay Dagger benim sıramın önünden geçerken:
-Sizi güzel uykunuzdan uyandıracak şeyin zil olduğunu bilseydim derste telefonumdan çalardım Bayan Winston. Amerika tarihi vizesinde ne yapacağınızı gerçekten merak ediyorum o kağıdı bizzat ben okuyacağım.
Deyip çantasınıda alarak sınıftan çıktı. Bir süre arkasından baktım. Bu büyük ihtimalle sınıfta beni dinlemediğin için kağıdın AA bile olsa BB alacaksın demekti. Kaderime bir kez daha lanet edebilirim.
-Her Sarah çıkmadan beni bekler misin seninle konuşmak istiyorum.
Yanına gidip oturdum.
-Seni dinliyorum bir sorun mu var?
-Şey bence buna sorun denmez yani değmez.
-Efendim?
-Önce sana bir soru soracağım Sarah bana ne kadar güveniyorsun?
-Lena'dan çok daha fazla. En azından güvendiğim nadir insanlardan birisin.
-Bill'i ne kadar sevdiğini söyleyecek kadar?
-Konumuz Bill mi?
-Hem evet hem hayır.
-Onu sevdiğimi biliyorsun. Onu 2.5 yıldır seviyorum. Bu artık bir alışkanlıkda oldu diyebilirim. Bill'i sevmem yeni bir şey değil.
İçimi çektim.
-Senden gizlemeyeceğim Sarah. Bill bu gün benimle konuştu ve senin onu sevdiğini öğrendi.
Önce bir irkilip biraz kızarsada sonra güldü.
-Yeni mi öğrendi şahsen ben biliyordur ama çaktırmıyor diye düşünüyordum.
-Evet. Ve bana başka bir şey daha söyledi Sarah.
-Nedir?
Ona söylemek ile söylememek arasında gidip geliyordum sonunda söyleyeceğim şeyi biraz çarpıtarak söyledim. Bill için en iyisi Sarah idi. Ve bunu oda anlamalıydı.
-Sarah Bill bir kızdan etkilenmiş ama merak etme aşık falan değil. Öncelikle Bill'i o kızdan kurtarmalıyız. Sakın bana platonik aşık tripleri atma. Eğer onu gerçekten seviyorsan bırakmazsın.
Ne söylemeye geldim neler söylüyorum. Ama Sarah'ı üzmek ve Bill'i olmayacak bir şeyle uğraştırmak istemiyordum. Sarah önce başını eğdi. Sonra bana gülümseyerek başını salladı.
-Elbette. Bill benim için yeni bir heyecan değil o yüzden bu kadar kolay kaybetmeyeceğim. Ama kim bu kız?
-Sasha.
Gözleri büyüdü.
-Sasha Johnson mı?
Başımı salladım. Gülmeye başladı.
-E o zaman çokda bir şey yapmamıza gerek yok desene.
Güldüm.
-Banada öyle geliyor.
Çantasını eline alıp 'hoşça kal' diyerek çıktı sınıftan. Bende dalgınlıkla kafamı yine sıraya koyup kalemi ağzımda çevirmeye başladım.
-Benim Melanie'mi bu kadar düşündürecek ne oldu acaba?
Kafamı kaldırıp David'e baktım. Kapının girişinde sanki izin almayı bekliyormuş gibi gülümseyerek dikiliyordu. Bana bakınca gülümsemesi genişledi.
-Orada asker gibi izin bekliyorsan verdim gitti girebilirsin.
Yanıma oturdu. Elinin dudaklarıma götürdü. Hala gülüyordu.
-Sanırım derdini anladım. Dudaklarının üstündeki boyalar bıyık gibi şekil aldı ve çıkmıyor değil mi? Sende kendini buraya kapattın.
Güldüğü şeyi anladım ben kalemi ağzımdan çevirip dururken boyası akıp yüzümü mahvetmiş gibi duruyordu. Elimi dudaklarıma götürüp 'Ahh' dedim.
-İz mi olmuş?
Sırıttı.
-Elimle çıkartmaya çalıştım.
-Dur dahada kötü yapıyorsun böyle geçecek gibi değil. Ama bence sorun yok daha iyi olmuş sana benden başkası bakmaz böylece.
Göz kırptı.
-Tanrım kötü mü gerçekten?
Elimle biraz daha uğraştım. Çıkmayacaktı sanırım. David bir eliyle yüzümü kavrayıp diğer eliyle ıslak bir bezle dudakları ve üstünü nazikçe siliyordu.
-Madem sorun bu değil seni bu kadar düşündüren neydi?
-Sarah Bill'i seviyor. Ama Bill Sasha'yı seviyor. Ve bende bu sabah itibariyle kendimi bu aşk üçgeninin ortasında buldum.
-Hımm. Bizim aşk üçgeni neyine yetmedide kendine bir tane daha edindin?
Colin ahh?
-Onunla konuşmadın değil mi?
-Konuşamadım desek?
Omzunu silkti.
-Benim için sorun yok. Ama şunu bilki onun yanında senin gibi senden uzak durmaya falan çalışmayacağım.
Ona kötü kötü baktım.
-Ben öyle yapıp senden uzaklaşmıyorum.
-Evet öyle yapıyorsun koridorda bile onu görsen elimi bırakıp kaskatı kesiliyorsun. Buna gerek yok Melanie. Eğer o seninle olsaydı bunu göstermek için her yolu denerdi.
Son olarakda elindeki mendille dudağımı sildi ve konuştu.
-Eskisinden daha iyi görünüyor.
Zaten çok yakın olan yüzünü iyice eğerek dudaklarını yavaşça dudaklarıma bastırdı. Dudaklarını ve kokusunu iyice içime çektim. Dudaklarını her araladığında aslında dilim ve dudaklarımla onu kendime daha çok çekiyordum. Duran o oldu. Hızlanan nefesini vererek geriye çekildi.
-Ama yinede ona söylesen iyi olur.
-Sana bir şey soracağım?
-Evet?
-Neden bunu yapıyorsun? Yani dün akşamda öyle oldu. Biraz uzun süre-yani sana göre- yakınlaştığımızda kendini geri çekiyorsun. Yada şu bıyık gibi iz mi neden oldu bu sefer?
-Hayır hayır Melanie'm. Beni senden uzaklaştırabilecek tek şey senin güvende olmamandır. Eğer bu kadar tatlı olmasan sorun olmazdı.
Gözlerimi devirdim.
-Hadi David bana gerçeği söyle her neyse kaldırabilirim.
-Ciddiyim Melanie fazla tatlısın yani demek istediğim çok lezizsin. Seni yemekten korkuyorum. Sanırım her sevgili bunu birbirine söylemiştir ama benimki kadar gerçek anlamıyla söyleyenini zor bulursun.
-Aa tabi. Anlıyorum.
Yani sanırım. Söylediklerini düşünürken koridordan geçen çift dikkatimi çekti aslında konuşan demek daha doğru olur. Sasha ve Bill konuşuyorlardı başta Bill'in sabah bahsettiği konuşma sandım ve ona üzüldüm birazdan terslenecek ve gerçekle karşılaşacaktı ama onun Sarah'ı vardı onu seven Sarah'ı.
konuşmaya biraz daha dikkat edince aslında hiçde düşündüğüm gibi olmadığını anladım. Bill hiçde üzgün gözükmüyor Sasha'da hiç kızgın birinin tepkilerini vermiyordu. Sasha Bill'e tebessüm ediyor. Bill'de ona heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyordu. En sonunda Bill gülümseyerek dahada heyecanlanarak Sasha'nın iki elinden birden tuttu. Ben David ise birbirimize dönmüş ağzımız açık bir şekilde bakıyorduk.
Yazar: Buse YARALI
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top