37.Bölüm 'Odanın kralı'
37.Bölüm
David ben onu öpünce ilk başta şaşırdı hatta o kadar şaşırdı ki nasıl tepki vereceğine karar veremedi. Kısa bir duraksamadan sonra eliyle beni iyice kendine çekip onu öpen dudaklarıma karşılık verdi. Alt dudağımı dişlerinin arasına aldığı sıra dilim dişlerine dokundu ve çoğu öpüşmemizde hissedip önemsemediğim ya da o kadar sarhoş oluyordum gerçek anlamını algılayamadığım sivri vampir dişleri dilimin arasından kaydı. Hemen kendimi çektim. David suratıma anlamsızca bakarken yanağımda hala kalmış olan son ıslaklığı da silip aniden ayağa kalktım.
-Melanie dur!
Ona aldırış etmeden hızlıca yürüyordum aslında koşuyordum demekte mantıklı olabilirdi. Tabiî ki benden daha hızlı gelip kolumu tuttu.
-Neler oluyor? Artık her şey kontrolüm dışına çıktı. Sen ne yapıyorsun?
Bu seste suçlama tınısı mı vardı yoksa bana mı öyle geliyordu?
-Git başımdan. Ben ben ...
Konuşamadım ne yaptığımı bende bilmiyordum onu istiyordum ayrılmak değildi niyetim ama yaptıkları yada yapması gerekirken yapmadıkları...
-Sen çıldırdın Melanie. Bak suçluyum hemde çok suçluyum ama temiz ve masum kaldığım tek kişi sensin. Sana karşı tek hatam seni sevmekti.
-Yaa ondan mı beynimi yıkanmasını istedin. Ondan mı kendim gibi davranmama izin vermedin.
-Hayır seni fazla sevdiğim için benden ayrılmanı göze alamadım. Ama şimdi görüyorum ki sen herhangi bir karar verebilecek durumda değilsin. Seni bu hale getirdiğim için özür dilerim.
Ahh lanet olsun birde bana acıyor. Lanet olsun lanet olsun. Elimi ona doğru tehditkar bir şekilde uzattım.
-Sen bana acıyamazsın buna izin vermiyorum! Ve evet beni bu hale sen getirdin David Johnson ama hastalıklı bu halimden kurtaracak kişiyi biliyorum ben. Yanlış anlama sevgili gibi bir şeyimden ayrılıp onu gerçek anlamda seven birine giden aptal kızlar gibi düşünme. Colin beni sakinleştiren tek kişi olduğu için onunla olmalıyım.
David'in gözlerinden alev çıkıyordu evet evet kıpkırmızı gözleri ateş gibi parlıyordu bu çok sinirlendiğinin göstergesiydi güzel. Ama ben söylediklerimde ciddiydim. Şimdi Colin'in yanına gidip ona sarılacaktım ama bunu farklı anlamlar çıkarmak için değil beni iyi hissettirdiği için yapacaktım. Göğsünden çıkan hırıltı git gide artıyordu. Gözleride gözlerime takılı kalmış bana çok hoş diyemeyeceğim şekilde bakıyordu. Konuştuğu an yerimden sıçradım. Resmen tıslıyordu. Korkmuştum.
-Seni gerçekten seven mi? Sen benim seni yeterince sevmediğimi mi düşünüyorsun? Haa?
Eliyle beni omuzlarımdan sarsıyordu. Silkindim ve onu ittim.
-Peki o zaman bütün bu saçmalıkları açıkla nedenini söyle bana? Seni ormanda ölecekken bulduğumda neden buna izin vermediğimi, neden senin için 200 yıllık kardeşlerimle kavga ettiğimi anlat, seni yarı ölü bir şekilde bulduğumda iyileşmen için bütün akşam neden beklediğimi, neden o günlerde tek bir kez bana nefretle bakmaman için bütün ömrümü sunabileceğimi, hep bozağına yaklaştığımda öldürdüğüm parçaladığım insanlar yerine eğer senin boynunsa dudaklarımdaki dokunmaya kıyamamamın nedeni söyle o zaman sebebi seni sevmememse söyle bana Melanie neden bunları yapıyorum ben neden?
Hiç bir şey söylemeden bir süre karşısında dikildim benim bakışlarımda David'in bakışlarıda yumuşamıştı. Ama gözlerim içimi yansıtmıyordu. Hala Colin'in yanına gitmek istiyordum. Kafamı kendime gelmeye çalışır gibi salladım ve yoluma devam ettim. Beni nereye getirdiğini bilmiyordum ama yukarıda bir yerdeydik. Kendimi aşağıya kapıp koy verirsem mutlaka anayola çıkacağıma emindim oradan da bulurdum bir şekilde yolumu. Arkamdan cılız seslenişini duyuyordum ama duymamış gibi yola devam etmek en iyisiydi. En son 'o Meredith bu yaptığını ödeyecek' demişti. Hışımla arkamı döndüm.
-Ona yaptıkların yetmedi mi ha? Daha ne yapacaksın bana doğruları söyleyip ne olduğunu anlattığı için onu öldürecek misin?
Hızla yanıma geldi.
-Yanlış düşünüyorsun. Meredith olanları anlatırken fazla masum gözükmüş sana ben onunla yalnız 3 yıl olmuştum ama o 10 yıl tamı tamına kendimden geçip bütün dünyayı altüst ettiğim 10 yıl yaşattı bana. O yaptıklarımı duysan kanın donar Melanie. Benim o küstah vampir zamanlarımda bile yapmadığım yapmayacağım iğrençlikler yaptırdı hemde tek bir an yüzünü görebilmek için. Bana yaptığı büyüyü bozdurana kadar yaşadıklarımı bilemezsin. Hem Eddie'yi Lena'ya kilitleyerek ikisininde hayatını tehlikeye attı. Bunu nasıl görmezden gelebilsin?
Kafamı salladım.
-Ona yaptıklarınız iğrençti. Vampirde olsa bir bayana asla yapılmayacak şeyler yapmışsın 10 yıl ceza hak ettin David bunu inkar edemezsin. Ve Eddie olayı içinde ona sinirliyim evet ama onun tek derdi intikam bu dünyada yaşama sebebi intikam ve bunu çok güzel bir şekilde başarıyor. Peki ya sen? Yaşama sebebim sensin diyorsun ama benim hiç sevmediğim ve nefret ettiğim şeyleri yapıyorsun sen bu hayatta ne kadar başarılısın David? Yaşama sebebini ne hale getiriyorsun? Ona neler yapıyorsun ondan ne bekliyorsun? Bunların cevabını verdiğinde veya veremediğinde ne demek istediğimi anlayacaksın.
Doğrusunu söylemek gerekirse o zaman ne dediğimi veya ne anlatmak istediğimi bilmiyorum aklımda sadece onun vampir olduğu ve benim insan olduğum beynimi yıkattığı gerçeği vardı. bu gerçekle bunları söylemiştim dediklerimi ben bile anlamazken David'in suratını üzüntüyle kasmasına neden oldu. Üzüntü iyi bir şeydi pişmanlık hissettirirdi.
Ana yola çıktığımda bacaklarım biraz ağrıyordu ama hala evime gelememiştim. Yürümeye devam ettim. Aklım David'i bırakıp gittiğim yerde takılmıştı biraz. düşünceleri kafamdan atmaya çalıştım pek başarılı değildim ama Colin'in evinin önüne gelince bu isteğim dışı olmuş daha şimdiden kendimi iyi hisseder olmuştum. Saat hala biraz erken olsada evlerinde annesinden başka kimsenin kalmadığını biliyordum babası erkenden çıkmış olmalıydı. Beraber kaldıkları teyzesinin kızıda özel ders veriyordu sabahları erken gidip üniversite için para biriktiriyordu. Buna rağmen kapıyı çalmak istemedim. Elimi küçük taşlar alıp Colin'in penceresine atmak gibi nostaljik bir şey geçti aklımdan ama dramatikliğini geçin boş bir çaba olurdu. Colin'i uyandırmak için bundan daha fazlasına ihtiyaç vardı. Çaresiz kapıyı çaldım. Annesi sabahın bu saatinde beni gördüğü için şaşırmıştı. Hala insanlar için erken bir saatti. Colin'e söylemem gereken ödevler var bahanesiyle odasına çıktım. Kapıdan içeri girince beni büyük bir dağınıklık karşıladı. Güldüm. Kapıyı kapattım ve odanın içinde Colin'i aramaya koyuldum. Bu oda kesinlikle çok dağınık kendimi bile kaybedebilirim. Colin'in yatağının ucuna gelince oturdum. Bir eli yatağın dışına taşmış garip bir pozisyonda uyuyordu. Ve boğazından horultu olmasada garip sesler çıkıyordu. Etrafıma bakınıp elime tüy gibi değişik bir şey var mı diye baktım. Yüzüne hafifçe dokundurup çektim. Burnunu buruşturdu ama gözlerini açmadı. Diğerinde boynuna doğru götürdüm. Boynunu sağa sola çevirdi ama uyanmadı. En sonunda elimdekiyle alnına doğru garip şekiller çizdim. Elini alnına götürüp şap diye vurdu. Aman tanrım! Böyle bir tepki beklemiyordum. Acıyla gözlerini açtığında beni gördü.
-Melanie?
-Ahh Colin ben özür dilerim şey şaka yapayım demiştim ama sen kendine öyle vurunca üzgünüm gerçekten canın çok yandımı beş parmağının izi geçti haberin olsun.
Beni gördüğüne o kadar şaşırmıştı ki yaptığının farkında bile değildi.
-Ne?
-Alnın diyorum?
-Ne olmuş ben..
Uyku sersemliğiyle iyice saçmalıyordu. Onun öyle elini alnına götürmüş olayları anlamaya çalışan surat ifadesiyle görünce kendimi daha fazla tutamadım ve kahkahalarla gülmeye başladım. Kendine gelmeye başlayınca oda gülümsedi.
-Senin ne işin var burada hemde yatak odamda.
Elini göğsüne kapatmış filmlerdeki kadınlar gibi sahte bir kapanma arzusuyla örtüyü üstüne örtmeye çalıştı. Kahkahalarım annesini rahatsız etmesin diye elimi ağzıma götürüyordum ama bu boş bir çabaydı. Colin'in son esprisiyle kendimi kaybetmiştim. Oda güldü ve örtüyü bıraktı.
-Evet Mel sabah sabah rüyanda beni mi gördün? Ne oldu? Seni burda gördüğüme ne kadar şaşırdım anlatamam. Ama odama yakışmadın değil dur bir uzaktan bakayım. Oldu valla tamam alıyorum seni şöyle çalışma masasının üstüne koymayı düşünüyorum nasıl beğendin mi yerini?
Gülmeye bir son verip ona baktım.
-Sen buraya oda mı diyorsun? Beni buraya koyarsan geriye dönemem ki. Bir ara şu masal kahramanları gibi ekmek kırıntıları falan koysam dedim. Arada bir odanı toplamalısın.
Omzunu silkti belli ki o böyle daha rahattı.
-Evet hala odamın bir parçası olmanı neye borçluyuz çözemedim.
Ne diyeceğimi bilemedim kendimi kötü hissettim ve seni yanına gelip insan olduğumu hatırlamak istedim mi? Bu çok uyduruk bir nedendi. Ama böyleydi ne yapalım?
-Eğer yanlış anlamlar çıkarmayacak ve bana arkadaş gözünden başka bir gözle bakmayacaksan söylerim.
Kafasını salladı ama şimdiden gözlerinin içi parlamıştı.
-Bu gün çok daha erken kalktım ve güne berbat bir giriş yaptım. Ben ben gibi değildim bir an. Beni eski Melanie yapacak tek kişinin yanına gitmek istedim ve buradayım işte. Sonrasınıda biliyorsun kendine bir tokat attın ve sana tecavüz etmeye geldiğimi söyledin.
-Öyle söylemedim.
Gülüyordu.
-Yaa ondan göğüslerini kapadın zaten ben her geldiğimde göğüslerini dokunurum.
Yaptığı şakaya şakayla karşılık vermeye çalışmıştım ama sohbet gittikçe değişik yerlere gidiyordu. Colin'in gülmesi genişledi.
-Özetle geçecek olursak kendini kötü hissettin ve benim kollarıma koştun-
-Olayları abartmakta üstüne yok Colin 'kollarına?' 'Koşmak?'
Güldü.
-Tamam tamam. Ee ne yapalım şimdi?
Esnedi. O esneyince dün akşam hiç uyumadığım aklıma geldi istemsizce bende esnedim. Gözlerini kısıp bana baktı.
-Dün gece uyudun mu sen hiç?
Başımı hayır anlamında salladım.
-Bende gece geç saatlere kadar kimya ödeviyle uğraştım Kate iyi bir eş değil ne yazıkki.
Sahte dudak büzüşüne güldüm. Geri başını yastığa koydu.
-Gelip biraz uyumalısın Mel.
Saate baktı.
-2 saat 2 saattir. Sonra kalkar okula gideriz.
Gözlerini kapattı. Bense hala yatağın ucunda emaneten oturuyordum. Ne yani Colin'in yatağında onun yanına mı yatacaktım? Gözlerini birini açtı.
-Özel bir davetiye falan mı bekliyorsun? Şu üst çekmecede renkli kağıtlar olacaktı kendine hazırla bir tane.
Gözünü geri kapattı. Gösterdiği yere baktım ama hala donup kalmıştım odadaki garip sessizlik elle tutulur cinstendi. Bir süre sonra iki gözünü birden açıp doğruldu.
-Hadi ama farklı bir anlamda neden anlayayım ki? Ben o konuyu sen açana kadar kapattım Melanie. Okulda çimenlerin üstüne yattığımız zaman ne hissediyorsan öyle bir fark göremiyorum. Ama eğer sen o zamanda başka şeyler hissediyorsan durum değişir tabi.
Karşımda sinsice sırıtıyordu. Gözlerime devirerek omzuna vurdum. Onu kenara itip başımı yastığın üzerine koydum. Üstündeki örtüyü benim üstüme örttü. Bana mümkün olduğunca az dokunmaya çalışıyordu bu haline güldüm cidden eskiden Colin'le daha yakındık onu saçma kuruntularımla rahatsız ediyordum. Örtüyü ikimizide kapatacak şekilde örttüm. Dün gece düşünmekten başıma ağrılar sokan yastık şimdi kendimi iyi hissettiriyordu acaba koluma ve bedenimin sol tarafına değen kişiden kaynaklanıyor olabilir miydi?
Ne tuhaftı. Daha dün geceye kadar David dışında herhangi bir erkeğin yatak odasına bile girmezken şimdi 4 yıldır arkadaşım olan ama hiç odasını görmediğim Colin'in yanında yatıyordum ben farklı anlamlar düşünüp hissetmiyordum umarım Colin'de öyledir. Ona doğru dönmeden esnedim ve;
-Odanın dağınıklığı konusunda ciddiyim ekmek kırıntıları bu odada mikroorganizmalar tarafından bile yenebilir hatta bir şahin çıkıp ekmek yiyebilir her şey olabilir yani bu örtü bizi korur mu bilemedim.
Ağzını kocaman açıp kükredi. Aslında bir boğaz hırıltısından başka bir ses çıkmamıştı.
-Odanın kralı benim. Ormanlar kralı yanımda sönük kalır.
Ağzımdan beğenmeme ve küçümseme sesleri çıksa da dudaklarımda gülümsemenin izleri vardı.
Saat kurmak bir şey akıl edemediğimiz için gözlerimi açtığımda saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama zaten saati düşünecek bir durumda değildim. Colin kollarını iki yanıma dolamış beni kendine çekmişti bense bacağımı onun üzerine atmıştım Tanrım. ! işte şimdi o çimenlerdekinden farklı bir durum olmuştu. Hemen kendimi geriye çekip kollarından kurtuldum. Saate baktığımda şok oldum. 2 saat değil tam 3 saatir uyuyorduk ve daha okula bile gitmemiştik.
-Colin kalk.
Elimle onu dürtüklüyor bir yandan da ayakkabımı giyiyordum nedense kendimi şu geceyi sevgilisiyle yatıp sabah onu kaldırmaya çalışan kızlar gibi hissediyordum. Bu düşünceyle kafamı kaldırdım Colin'se hala yastığa sarılıp uyumaya çalışıyordu. Bu sefer çok daha kuvvetli sarstım.
-Sana diyorum Colin Petterson hemen kalktın kalktın kalmadın yaptığım onca ödev boşuna gidecek. Mr. Shesmoon ders dışında asla ödev kabul etmez. Hadi ilk ders kaçtı bari ikinci derse yetişelim.
Ödev deyince sonunda gözlerini açtı ve saate bakınca oda hızla hazırlanmaya başladı. Tişörtünü hızlıca çıkarıp ütülenmiş gömleğine uzanırken biraz utanıp
-Ben seni aşağıda bekliyorum.
Dedim. Başımı eğdiğimi görünce gülerek başını salladı. Beni çok bekletmedi ve arabayla okula ilerlemeye başladık. Tüm yol boyunca yaptığı ödevi teslime demezse olacakları söyleyip durdu. Bizim ödev David'deydi ve yaptığına şüphe yoktu. Derse apar topar ikimiz aynı anda girince sınıfta bir gülme oldu. David kafasını küçük tüplerden kaldırıp sinirlice bana -bize- baktı. Sonra geri deneyine devam etti. Yanına hiç istemesem de gittim. Bana kızmaya hakkı olmasa da o bu konuda benim gibi düşünmüyordu. Colin bir şeyler söyleyip Mr. Shesmoon'a ödevini vermeye çalışırken David bir kağıda 'Nereden ve nasıl geldiğini biliyorum eğer beni bu kasabanın katili yapmak istemiyorsan bunu bir daha yapma lütfen. Sana yalvarırım her şeyi yap ama bunu bir daha yapma. Bu katlanabileceğimden daha fazlası'
yazıp önüme koydu. Yüzüne baktım acaba beni takip mi etmişti yoksa Sasha mı görmüştü? Bende aynı kağıda 'Sasha?' yazdım. Tersten de olsa gördü ve başını salladı. Omzumu silktim. Eline kırmızı bir kalem alıp 'Katlanabileceğimden daha fazlası' bölümünün altını çizdi. Gördüm ama görmemiş gibi tahtaya bakmaya devam ettim. Bu umursamıyorum demekti. Sonrada aynı kalemle Nereden ve nasıl geldiğini biliyorum eğer beni bu kasabanın katili yapmak istemiyorsan bunu bir daha yapma' kısmının altını çizdi katil kelimesinde kalmıştı kalemin ucu bunu yaptığını görünce gözlerimi kısıp ona baktım tam bir şey söyleyecektim ki Eddie'nin bahçeden gelen acı dolu çığlığı tüm sınıfı doldurdu.
Yazar: Buse YARALI
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top