11.Bölüm "Gelincik

Evet fotoğrafta Jensen'ın (David'in)  ağzında ki gelincik *-* Şok içindeyim ve bu tesadüf karşısında saygıyla eğiliyorum =D Yıllar sonra bu fotoğrafına denk geldim ve huşu içinde bölüme ekledim O_o 

***

11.Bölüm  "Gelincik"

David'in söyledikleri karşısında aptala dönmüştüm. Aklımdan geçirdiğim zaman bile düşünceyi hemen kafamdan kovduğum şey yüzüme söylenmişti.

-Ne nee ben mi ?

-Evet sen neden bu kadar şaşırdın ki ? anlamamış mıydın?

-Hayır. Ben... ama ben insanım

Kafasını üzgünce salladı.

-Biliyorum.

-Ve sende vampirsin.

Bu sefer hafiften güldü.

-Evet bunuda biliyorum ve sana ilan-ı aşk ederken de bu gereksiz ayrıntıları söylemiştim sanırım.

Başka bir zaman olsa güleceğim bu espriyi şimdi içim acıyarak dinliyordum. İçimi bir öfke bürüdü. Anlayamadığım bir şekilde David'e sinirlendiğimi hissediyordum.

-Sen beni sevemezsin. Buna hakkın yok.

Söylediklerim David'e çok kötü etki etmişti. Yüzü anlayamadığım bir şekil aldı.

-Be..n b..en.-

Cümlenin devamını getiremedi. Karşımda oldukça kötü bir haldeydi. Söylediklerim yüzünden bu haldeyse cidden kendimden nefret edebilirdim. David benim hayatımı kurtarmış ve bana bakmıştı. Hala da şunu istiyorum desem seve seve bana getirecek kadar benimle ilgiliydi.

Sesimi çıkarmadım.

Ayağa kalkmaya yeltendim. Kolumdan tutup bana yardım etti. Odaya çıktığım zaman kendimi yorgun hissediyordum.

-Nasılsın ? yorgun gözküyorsun.

-Biraz yorgunum aslında.

-Hemen yemek yemek ister misin ? Yoksa biraz dinlendikten sonra mı ?

-David bana böyle davranma lütfen.

-Nasıl?

-Böyle işte bana bu kadar iyi olma ve ben şey özür dilerim, öyle demek istemedim

Sesim gittikçe kısılıyordu. David konuşacaktı ama önce yatağımdaki örtüyü üstüme örttü. Hala beni düşünüyordu. Ufff

-Birincisi ben sana asla kötü davranamam. Bunu ben istesemde yapamam. İkincisi benden özür dileme Melanie çünkü haklısın. Seni sevmeye hakkım yok benim. Ama asıl ben özür dilerim yanlışlıkla oldu diyemem tabi ama : )

Bu sefer bende güldüm.

-O yüzden benden özür dileme haklısın ama ben seni bir anda seviverdim Melanie. Hatta gördüğüm ilk an. Kafamı kaldırıp seni  bana bakarken gördüğüm an orda oracıkta sevdim seni. Her gün gördükçede sevgim büyüdü içimde. Sana söylemem gerekiyordu. Çünkü sevgin içimde tutamayacağım kadar büyüdü taşıyamıyordum artık. Söylemeliydim bilmeliydin hakkındı.

Başı üzüntüyle eğildi. Bende sesimi çıkarmadım.

-Ben ne diyeceğimi bilemiyorum.

-Bir şey demene gerek yok Melanie'm. Sana beni sev diyemem tabi ama sende beni anla seni görmediğim ve konuşmadığım zaman çok anlaşılmaz ve kötü bir vampir oluyorum =D Yani daha kötü demek istedim. : ) Hem Sasha, Eddie ve Aaron'da bundan etkileniyor tabi. : )

Beni güldürmeyi çok iyi biliyordu. Güldüm acaba anlaşılmaz ve kötü bir vampir olduğunda neler yapıyordu ? Sormadım tabi ama istemsizce esnedim.

-Ben çıkayımda uyu sen.

-Yok yemek yiyeyimde öyle yatarım.

-Hayır yat şimdi zaten yarın gidiyorsun şimdi uykunu alda akşam benimle ol.

Ne diyeceğimi bilmiyorum. Ama ona yok diyemeyeceğim sanırım. Başımı yastığa koydum uyumak iyi gelebilirdi. Gergindim zaten.

Yastığımı düzeltirken gülüyordu.

-Yine ne yaptım? Neden gülüyorsun?

-İnsan olsaydım bu günü kesin bir yere yazardım. Ama zaten harika bir hafızam var o yüzden merak etme hiçbir zaman unutmayacağım.

-Neden?

-İlk defa benim dediğim bir şeyi yapıyorsun.

Kafamı sallayarak bende güldüm.

-Beni kötü etkiliyorsun. Kendim olamıyorum.

-Keşke hep böyle olsan. Ama sen zaten hep böylesin zaten sadece bana karşı bu kadar kötüsün. Normalde oldukça kibar birisin.

Bir şey demedim. Çünkü yine haklıydı. Kapıya doğru giderken yine konuşuyordu.

-Cevap vermiyorsun. Çünkü haklıyım.

-Sen kötü vampir olduğunda nasıl olduğunu bilemem ama beni kötü kız yapma düzelttiğin yastığı kafana fırlatırım.

-Hahaha bende kötü biri olduğumda böyle olsam Aaron'un tek istediği bu olurdu herhalde.

Kapıyı kapatıp odadan çıktı. Bende biraz düşünme fırsatı buldum. David beni seviyordu. Ve söylediğine göre içinde saklayamayacağı kadar çok seviyor. Peki ben ne yapacağım şimdi. Keşke onun yerinde olsaydım en azından ne hissettiğini biliyor. Böyle olmak çok berbat bir durum. Ama ben ona karşı o kadar kuvvetli bir şey hissediyor muyum ? Sanmam. Ama yine bilmiyorum ki. Neyse bunları düşünmek istemiyorum şimdi. Gözlerimi yumdum. Açtığımda David'i beni izlerken buldum.

-Ahh saat kaç çok mu uyudum ?

-Hayır yaklaşık 3 saat kadar.

-Yaa uyudum mu o kadar bende biraz kestirmek için yatmıştım. Şey ne yapıyorsun burada?

-Seni seyrediyorum ve hatırlamaya çalışıyorum. Uyku nasıl bir şeydi. Uyuduğunda olduğundan daha kırılgan duruyorsun. Rüzgarla kırılıp gidecek bir gelincik gibi...

-Uyku mu nasıl bir şey. Hımm bunu nasıl anlatırım ki bilmiyorum. Uyku uyku işte ne bileyim. Uykun geldiğini anlarsın sonra yatarsın.

-Bu o kadar kolay yaptığınız bir şey ki nasıl olduğunu bile anlatamıyorsun sanırım.

Yataktan doğrulmaya çalışırken mırıldandım.

-Sanırım.

-Ne yemek istersin?

Düşündüm. Sanki cevabım hazırmışta onu hatırlamaya çalışıyordum. Sonra hatırladım.

-Biftek.

David güldü.

-Sasha bildi.

-Bildi mi ? ama bunu şimdi düşündüm nasıl bilebilir ?

-Hayır bunu şimdi düşünmedin. Rüyanda gördün ve şimdi canın istiyor. İnsanlar garip varlıklar.

Bir şey demedim. En azından sizin gibi yaratık değiliz demek isterdim ama dilimin ucundan geri döndü. Ona kötü davranmayacağım. Neden bilmiyorum ama o bana ne hissettiğini söyledikten sonra ona karşı anlamsız öfkem geçmiş gibi duruyordu.

-Şimdide sen beni seyrediyorsun. Ahh Aaron suratımda bir şey mi bırakmış. Bakmıştım ama

-Hayır hayır suratında bir şey yok. Hem Aaron suratına bir şey mi fırlattı ki ?

Güldü.

-Bu soruyu boşversek. Emin ol önemsiz.

-Peki.

Aşağıya yemek yemem için indik. Lillie ve Sasha yine harika bir biftek hazırlamışlar. Kesinlikle bayıldım.

-Kilo alacaksın Melanie haberin olsun. Sen hep böyle mi yerdin yoksa bizim yemeklerimize mi özel ?

-Kesinlikle size özel.

Bütün dişleriyle sırıttı.

-Ama yinede kilo alacaksın. David seni kilolu beğenmeyebilir.

David'e imalı bir bakış fırlattı. Demek bana söylediğini duymuşlardı. Tabiî ki duydular onlar her şeyi duyar lanet olsun. Bir şey demedim, Sasha'da David'in kolunun altından kaçmaya çalışıyordu. Gözümün içine Melanie yardım der gibi bakıyordu. Onu kurtarayım bari.

-David bahçeye çıkmak istiyorum. Sende gelsene.

David bana döndü.

-Teşşekürler Mel

Sasha bana göz kırptı. Ona bakmadım bile.

David'le bahçedeki salıncağa oturduk. Evin ve bahçenin ışıkları yüzümüze vuruyordu.

-Nedendir bilmiyorum ama sanki bana daha iyi davranıyorsun. Bildim mi ?

Bana bakıp gülümsüyordu. O bana yine böyle bakarken bakışlarımı ondan çekmem gerekiyordu. ama bu sefer hemen çekecektim. Rezil olmak istemiyorum. Kafamı öne eğdim.

-Senin extra bir yeteneğin yok sanıyordum.

-Yok

-O zaman medyumluğa başladın.

-Sadece bir tahmin Melanie

Bir şey demedim. O bana bakıyordu. Garip ve rahatsız edici bir sessizlik vardı. En sonunda duramadım.

-Bu sessizlik insanı çıldırtır.

Gülerek

-İnsanları çıldırtır beni değil. Hem ben sana söyleyeceğim her şeyi söyledim. Keşke daha önce söyleseymişim hem baksana bana sonunda iyi davranabiliyorsun. Demekki senin içindede azıcıkda olsa küçük bir insancık varmış sonunda bana acıyabildin.

Dudaklarımı büzerek ona döndüm. Kafasını çevirdi. Beni terslediği zaman suratıma bakmıyordu. Ama yandan hafifçe güldüğünü görebiliyordum. Ve ona alıcı gözle seyretmeye başladım. Gözleri normalde kırmızıydı ama  sırf benim için evde bile yeşil lens takıyordu. Ama lensin altında bile gözleri hafif kırmızımsıydı. Yüz hatları çok güzeldi. Elmacık kemikleri çok çıkık değildi. Dudakları biçimliydi. Yanakları soluktu. Ama yüzüyle uyumluydu. Göğsü kaslıydı, ama sırf kaslardan ibaretmiş gibi durmuyordu. Ne Aaron gibi nede  Eddie gibi ortası ve benim için oldukça güven veren bir vücut. Gözlerimi yarı ölü bir şekilde açtığımda bu gözleri görmüş bu göğse bastırılmıştım. David geldiği andan itibaren birçok duyguyu yaşar olmuştum. Adrenalin, korku, büyülenmek ve tam olarak ne olduğunu çözemediğim bir sürü duygu yığını. Peki ben şimdi ne yapacaktım. Haklıydı. Eğer o bir rüzgarsa ben ancak bir gelincik olabilirdim. Kırılmaya hazır,  tek bir esintiye bağlı....

Yazar: Buse YARALI


Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top