45. Bölüm⚜️
Hissediyor musun hissettiklerimi?
Duyuyor musun kalbimin sesini?
Farkında mısın göğsümün üzerinde ki sızının?
Rüya elindeki dosyayı Baran'ın yüzüne doğru sallamaya devam ederken oturduğum yerden gözlerimi devirmeden edemedim. "Neden uyanmadı?" omuzlarımı silktim. Rüya endişeyle Baran'a bakmaya devam ederken Baran'ın göz kapaklarının hafiften hareket ettiğini fark edince elimle işaret ettim. "Al, uyanıyor seninki." Rüya öldürücü bakışlarını bana göndermekle meşgulken Baran yattığı yerden yavaşça doğruldu.
Elini alnına götürdü ve parmak uçlarıyla oval hareketlerle masaj yapmaya başladı. Gözleri tamamen açıldığında bir yanında oturan Rüya'ya bir de tam karşısında duran bana baktı. Ve hiçbirimizin beklemediği bir şekilde bir anda bağırdı. "Sen aklını mı kaçırdın?" Rüya oturduğu yerde irkilirken ukala bir tavırla güldüm. "Demek hatırlıyorsun, iyi. En azından olayı en baştan almam gerekmeyecek."
Rüya sehpanın üzerinde duran kare buz kalıbını Baran'a uzattığında Baran ona gülümseyerek teşekkür etti ve elinden aldı. Ayağa kalktım ve birkaç adım ötemde bulunan bilgisayarlara ilerledim. Ellerimi arkamda birbirine kenetledim ve Ilgaz Yargıç'a bakındım.
Adliye de ki odasında oturuyordu ve Ekin'den Rüya hakkında bilgi bekliyordu. Rüya ile Baran'a dönerek elimle ekranda ki Ilgaz'ı işaret ettim. "Hoşunuza gidecek bir şey yakaladım." Baran elinde ki buz kalıbını başından indirerek koltuğa bıraktı ve yanıma geldi. Bilgisayara doğru eğilerek ekranda ki Ilgaz'a baktı ardından anlamaz gözlerini bana çevirdi. "Yani?"
Anlamasını da beklemiyordum zaten. Kalçamı masaya dayadım, kollarımı göğsümde bağladım. Baran geri Rüya'nın yanında ki yerine geçtiğinde anlatmaya başladım. "Siz gelmeden hemen önce onları dinliyordum. Ilgaz Hande'nin yerimi bilip de ona söylemediği konusunda şüpheli. Her yerde deli gibi beni aramaya devam ediyor." durdum, soluklandım. Ardından elimle Rüya'yı işaret ederek konuşmama kaldığım yerden devam ettim. "Hande onlara senin adını verdi. Şimdi de senin peşindeler. Eğer senin yerini bulurlarsa beni de bulabileceklerine inanıyorlar."
İşaret parmağımla Baran'ı gösterdim. "Ve senin bayılmana gelince Baran. Bu kadar şaşıracağını beklemiyordum," dudağımın kenarı alayla havalandığında Baran oturduğu yerde huysuzca homurdandı. "Ne bileyim ya? Sen bir anda pat diye söyleyince. Ama hala sebebini anlatmadın." parmaklarımı hava da şıklattım.
"Şöyle, Ilgaz her yerde deli gibi beni aramaya devam edince Ekin de sebebini sordu. Beni sadece annesinden koruduğunu şimdi neyin değiştiğini sordu. Benden hoşlanıp hoşlanmadığını ima edince de Ilgaz delirdi. Benimde aklıma bir plan geldi." soluklanmak için durduğumda ben devam edemeden Baran cümleyi devraldı. "Şimdi taşlar yerine oturuyor. Benden sevgilin gibi davranmamı istiyorsun. Bu şekilde Ilgaz'ın daha fazla damarına basabilme şansın olacak. Doğru mu?" memnuniyetle gülümsedim. "Yüzde yüz."
Baran sırıtarak arkasına yaslandı. Bu plan onunda hoşuna gitmişti. "Peki nasıl olacak?" Rüya'nın sorusuyla ikimizin de bakışları ona döndü. "Şöyle ki, bildiğin üzere birkaç aydır Ilgaz'ın müşterilerini Baran çalıyor. Ilgaz ne kadar teklif ederse biz iki katını teklif ediyoruz," Baran kocaman sırıtarak Rüya'ya göz kırptı. Onaylamadığımı gösterir şekilde başımı iki yana sallayarak devam ettim. "Böyle böyle müşterilerinin yarısı kadarını Baran'ın şirketine çekebildik. Birkaç gün içerisinde Baran bütün iş adamlarına birer davetiye gönderecek. Hazırladığımız davet gecesinde herkese yeni ortağını tanıştırmak istediğini söyleyecek. Hem Ilgaz hem de Semih'in yakın adamlarının da o davette olmasını sağlayacağız. Ardından davet gecesi sahneye ben çıkacağım. Kağıt üzerinde olmasa da herkese o ortağın ben olduğumu açıklayacağız. Ve ardından beraber olduğumuza ilişkin bir haber patlatacağız." durdum ve Baran'a döndüm. Kaşlarımın çatıldığını fark edince oturduğu yerde doğruldu.
"Aramızdakileri basit bir şekilde duyurmak istemiyorum. Davet çıkışına bir grup gazeteci toparla, beraber birkaç poz verelim." Baran anında keyiflendi.
"Bu harika bir plan." Rüya hayranlık dolu gözlerini bizde gezdirdi. Gururlu bir gülümseme dudaklarımda yer edindi. "Asıl görev sende Rüya Başkan." heyecanla yerinde doğruldu. "Nedir?" Baran benim yerime Rüya'ya neler yapacağını, görevinin ne olduğunu tüm ayrıntılarıyla anlatmaya başladığında ikiliyi baş başa bırakarak güvenlik odasından ayrıldım.
Merdivenleri tırmanarak Baran'ın bana verdiği odaya girdim. Dolapta bulunan birkaç giysi parçasından eşofman takımı ve iç çamaşırlarını alarak banyoya geçtim. Kıyafetleri bir kenara koydum, sıcak suyu hazırladım. Üzerimde ki siyah sporcu atletini çıkarttığımda aynaya döndüm. Gözlerim göğsümün üzerinde ki yara da takılı kaldı.
Hastaneden kaçıp Rüya'ya gittiğim günün sonrasında fena hastalanmıştım. Bir süre yataktan kalkamayacak haldeydim. Günlerce ateşimi düşürememiştik. Günlerce düzenli pansuman yapılmış, Baran eve özel doktor çağırmıştı. Toparlanmam biraz uzun sürmüştü. Şu son haftalarda da tam anlamıyla ayağa kalkabiliyordum. Rüya'ya kalsa daha yataktaydım ancak sıkılmıştım. Daha fazla beklemek istemiyordum.
Son iki haftadır Baran bana ve Rüya'ya teknolojik aletler üzerine bazı minik bilgiler veriyor arada antrenmanlar yapıyorduk. Baran Rüya'ya her şeyi olduğu gibi gösterirken bana yaramdan dolayı yumuşak davranmak zorunda kalıyordu.
Parmak uçlarımla yaraya dokundum. Çok büyük bir yara değildi ancak bu yarayı ömür boyu bedenimde taşıyacak olmam can sıkıcıydı. Hafif aralıklı olan dudaklarımın arasından mani olamadığım titrek bir nefes kaçtı. Daha fazla böyle durmak istemediğimden kendimi suyun altına attım.
Banyodan çıkıp salona indiğimde şaşkınlıkla olduğum yerde durdum. Rüya büyük camın önünde hararetli hararetli telefonla konuşuyor, Baran ise yanında oturan adam ile bazı kağıtlara bakıyordu. İşin tuhaf yanıysa salonun her tarafında rengarenk elbiselerin bulunmasıydı. Baran sıkıntılı bir halde sürekli kağıtları kurcalıyor adama sürekli bir şeyler soruyordu.
Onları baş başa bırakalı sadece on beş dakika olmuştu. Hangi ara bunlara giriştiklerini anlayamadım. "Ah! İzgi, buraya gelmelisin hemen." Baran'ın bana seslenmesiyle telefonla konuşan Rüya bana döndü ve kocaman bir gülümseme sundu. Bende aynı şekilde ona karşılık verdikten sonra Baran'ın yanına adımladım. Elinde bulunanları havaya kaldırdığında şaşırdım. "Karar veremedim. Sence hangisi?" bir sağ elinde bir de sol elinde bulunan davetiyelere baktım. "Baran..." sağ tarafında ki boşluğa oturarak somurttum. "Alt tarafı davetiye seçiyorsun. Evlenmiyorsun." gözlerini devirerek inatla elindekileri yüzüme yaklaştırdı. "Seç birini İzgi."
Şöyle bir baktıktan sonra sol elinde bulunan beyaz davetiyeyi işaret ettim. Kocaman gülümseyerek seçtiğim davetiyeyi adama verdi. "Bugün içerisinde basılıp size verdiğim adreslere dağıtılmasını istiyorum." Adam Baran'ı onaylayarak ayaklandığında Baran onu son anda durdurdu. "Ha bu arada, etrafa biraz ağzınızdan bu konu hakkında bilgi kaçırırsanız çok memnun olurum." Sırıtarak ellerini havaya kaldırdı. "Baran Bulut yeni ortağı için muhteşem bir gece düzenliyor." ardından sırıtarak adama döndü ve göz kırptı. Adam gülümseyerek Baran'ı onayladıktan sonra eşyalarını toparlayarak salonun çıkışına ilerledi. "Fazla abartmıyor musun?"
Ellerini başının arkasına koyarak arkasına yaslandı. "Tabi ki hayır. Ben Baran Bulut'um elbette abartacağım." gözlerimi devirerek arkama yaslandığımda kıyafetlere bakındım. "Bu kıyafetler ne için peki?"
"Sizin için. Dikkatleri üzerine çekmek istediğini düşündüm." ona yandan bir bakış attım. Elimle hala telefonla konuşmakta olan Rüya'yı işaret ettim. "O ne yapıyor?"
Baran başını omzunun üzerinden çevirerek telefonda konuşan Rüya'ya baktı. "Gece sonu için gazetecileri ayarlıyor."
"Hızlısın. Ne zaman olacak bu davet?" kocaman sırıttı. "Yarın akşam." dudaklarım şaşkınlıkla aralandığında hiç vakit kaybetmeden arkamda ki yastığı kaptığım gibi Baran'a fırlattım. "Derdin ne senin ya?" yastıkla durmaksızın darbelerimi indirirken o kahkahalarla gülüyordu. "Ee, acele eden sendin. Bende hızına hız kattım işte. Daha ne istiyorsun?" son bir kez daha yastıkla ona vurmak için eğildiğimde yaramın sızlamasıyla son anda vazgeçtim. İnleyerek geri çekildim ve yastığı yerine bıraktım. "İyi misin?"
Başımı olumlu anlamda sallayarak Baran'ı geçiştirmeye çalıştım. "Ben güvenlik odasına kadar gidiyorum, gelince elbiselere baksam olur mu? Hem o zamana kadar Rüya'da telefon görüşmelerini bitirmiş olur diye umuyorum." Baran sessizce başını sallayınca hızlı adımlarla salondan çıkarak güvenlik odasına geçiş yaptım.
Bilgisayarların önünde duran boş sandalyeye kurularak kulaklıkları takındım. Gözlerimle Ilgaz'ı aranırken onu gördüm. Hala adliyede ki odasındaydı. Sandalye ile masaya yaklaşırken odasına Ekin girdi. Tam vaktinde gelmişim.
Ekin arkasından kapıyı kapattıktan sonra elindeki kağıtları Ilgaz'ın önüne bıraktı. "Rüya hakkında istediklerin." Ilgaz hızla oturduğu yerden doğruldu, kağıtları alarak incelemeye başladı.
Sağ dirseğimi masaya yasladım, parmaklarım dudaklarımın üzerinde merakla izliyordum onları. Açıkçası ne bulduklarını merak etmiyor değilim.
Ilgaz elinde ki kağıtları masanın üzerine fırlattı. "Nasıl aklıma gelmez ya?" sertçe yumruğunu masaya indirdi. "Hastaneden çıkar çıkmaz Rüya'ya gitmiş. Bir-iki gün sonra yabancı bir araba gelerek onları evden alıyor ve sonrasında onlardan haber yok." Ekin'in anlattıklarıyla Ilgaz daha da sinirleniyordu.
En azından daha fazlasına ulaşamadıkları için mutluyum. Bulmaları zor olsa da mutluyum.
"Rüya ile yakın olduğunu hiçbir zaman görmedim." Ekin başını aşağı-yukarı sallayarak Ilgaz'ı destekledi. "Aynı şekilde bende. Ama anladığım kadarıyla bilerek dışarıya yansıtmak istememişler." Ekin'in sunduğu ihtimal ile Ilgaz doğruldu. Meraklı bakışlarını devam etmesi için Ekin'e dikti. "Neden?"
"Orasını bilmiyorum. Birçok sebep olabilir."
Bir tek sebebi vardı. O da, Rüya'yı hayatımda ki pisliklere bulaştırmak istemememdi. O, aynı Hande gibiydi benim için. Aslında Hande'yi de çoğu zaman hayatımdan uzak tutmaya çalıştım. En azından bir süre. İkisine de aynı konuşmayı yapmıştım ancak Hande benimle inatlaşarak söylediklerimi duymamazlıktan gelmişti. Rüya ise aksine ne söylediysem uygulamıştı. Bana güvendiğini söylemiş ve istediğim gibi göz önünde iki yabancıyı oynamıştık. Keşke Hande de aynısını yapsaydı. Belki o zaman Semih'in eline bile düşmezdi.
Ilgaz sinirle burun kemerini sıktı. "Bir de birkaç şey duydum." Ilgaz başını kaldırıp Ekin'e baktı. "Baran Bulut yarın akşam bir davet düzenliyormuş. Yeni ortağı için." Ekin'in bahsettikleriyle sanki mümkünmüş gibi Ilgaz daha da sinirlendi. "Baran mı? Yeni ortak ne alaka? Bu zamana kadar böyle bir girişimde dahi bulunmadı. Adam inatla ona sunulan ortaklık tekliflerini elinin bir kenarıyla itekledi hep."
"Doğru. İşte asıl kafa karıştıran nokta da bu. Şimdiden dillerde gizemli ortağı için birçok söylenti dolaşmaya başladı." Ilgaz düşünceli bir şekilde elini çenesinin altına koydu. "Tuhaf."
Keyifle arkama yaslandım. Her şey istediğim gibi ilerliyordu. Tam da istediğim gibi. Yarın ilk adımımı Ilgaz Yargıç için atacağım. İlk önce onunla hesaplaşacağım. Geç kalınmış bir hesaplaşmamız var.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top