BAŞKA BİR HAYAT
"Benim gördüğümü sizde görüyor musunuz?dedi "Carlos.
"Aşkım bu bir uzay gemisi diyerek karşılık verdi,"Ezel.
"Uzay gemisi mi?"bu kesinlikle bir rüya dedi Beyza.Olanlara inanası gelmiyordu.
Gerçek olsa bile.
"Cep telefonlarının saldırısı bitti,şimdi de uzaylılar mi saldırıyor yani? tanrım gerçekten de dünyanın sonu geldi,bittik biz" diyen bu sefer Kıvanç,oldu.
"Hayatım sakin ol" diyerek ona sarıldı,Beyza.Kıvanç'da,bunun üzerine sevgilisine sarılarak olacakları beklemeye başladı.
"Ne yapacağız?"diye sordu,Yasemin.
"Yapacak bir şey yok,şu anda elimiz,kolumuz bağlı bir durumda, ve elimizden hiç bir şey gelmez diyerek karşılık verdi,"Asu.
"Anne korkuyorum,dedi,"Eda.
"Bende canım" diyerek kızına sarıldı,Asu.Yasemin'de,yanlarına gelerek bu güzel tabloya eşlik etti.
"Seni seviyorum Asu,"diyerek elini tuttu,Yasemin.
"Bende" diyerek karşılık verdi,Asu,ona.O anda Asu,kızı lezbiyen olduğunu anlar diye hiç düşünmemişti.Bakışarak adeta birbirlerinin gözlerinin içinde eridiler...
Aşkın yaşı,cinsiyeti yoktu.Karşındakinin kim olduğunun da bir önemi yoktu.Nereli olduğunun,ırkının,dini inancının,renginin ve yaptığı işin de bir önemi yoktu.Karşındaki isterse bir katil olsun, ona da aşık olabilirdin.Katillerin de duyguları vardı,tıpkı her insan gibi.Sadece bunu dışarıya belli etmiyorlardı, o kadar.Onların işi de ,kendini dışarıya kötü olarak göstermekti.Herkesin farklı bir hayatı, ve işi vardı.
Bende sizi seviyorum,dedi,Eda ikisine birden bakarak.Ve karşılıklı sarılmayı sürdürdüler.
Sevgidir,ihtiyacımız olan...
Hayat bazen insanlara çok şey öğretiyordu.Bunlar kimi zaman iyi , şeyler kimi zamansa kötüydü.Hayatta her zaman bir seçeneğimiz vardı,ve hiç bir şey göründüğü gibi değildi.Mesela şu anda yaşadıkları işin içinden çıkılmaz bir duruma benziyordu.Kurtulup kurtulmayacaklarını bilmiyorlardı.Gittikçe yaklaşmakta olan uzay gemisi onları korkutuyordu.Ezel,hep uzaylıların kötü olmadığını düşünmüştü.Yani insanlar kadar kötü olamazlardı öyle değil mi?belki de onlara zarar vermeden gideceklerdi.O zaman dünyada ne işleri vardı ki?niye gelmişlerdi?umarım düşündüğüm gibi değildir,dedi içinden.
Az kalmıştı.
Zaman giderek daralıyordu.
İnsanlar kötüydü.
Herkes kötü ve de katildi.
Hepimiz kötüyüz diye düşündü.Bunların tek sorumlusu bilinçsiz insanoğluydu.Çünkü yanlış teknoloji kullanımı sonucunda dünyanın sonu gelmişti.Ve patlayan telefonlarla birlikte uzaylılara da sinyal gitmişti.Onlara bu haber bir şekilde ulaştırılmıştı.Bunun nasıl olduğunu kimse bilmiyordu. Ve işte tüm bunlar dünyanın sonunu getirmişti.
Patlama yakındı.Ezel'in,gördüğü bir diğer tuhaf olaysa birazdan uzaylılar dünyaya inecekti,ve bir tane çocuğun halen daha elinde cep telefonuyla oynamasıydı.Galiba insanlar hiç değişmeyecek diye düşündü,içinden.Dünya yansa umurunda değildi,bunların.Varsa yoksa sosyal medya ve teknoloji.Sosyal Medya çevreye çok zarar veriyordu.Bir tek beyinleri uyuşturmakla kalmıyor,aynı zamanda ilişkileri de sıradanlaşıyordu.Teknoloji insanoğlunu mahvetmişti.
İnsan sonra gerçek hayattaki kişileri de internetteki kişiler kadar kaba ve de sapık sanabiliyordu.Bu yüzden uzak durmakta fayda var diye düşündü,Ezel.Kafasını bir ara diğer tarafa çevirdi.Birde ne görsün?birileri kendi özel meselelerine dalmış,tartışıyorlardı.Şaka gibi diye düşündü.Sanki hiç tehlikede değillermiş gibi davranıyorlardı.Açıkçası bu kadar umursamazlık onun bir hayli tuhafına gitmişti.Tek normal olmayan ben değilmişim, bu da güzel dedi daha sonra.
"Unut onu sana söyledim, tatlım o adam kadın düşkünü seni üzer ayrılacaksın,işte o kadar.Onaylamıyorum, ve asla da onaylamayacağım".
"Baba bari izin ver, onu son kez arayayım. Birazdan öleceğiz,ölmeden önce son kez sesini duyayım, lütfen "dedi kız.
"Tatlım izin ver bence yani birazdan nereye gideceğimiz belli değil".
"Of tamam peki,"diyerek sinirlendi , adam.Daha sonra içinden sakin ol demeyi de ihmal etmedi.Kızının mutlu olmasını,hep düzgün insanlarla karşılaşmasını dilemişti.Fakat kızının aşık olduğu kişinin bir serseri olmasına bir türlü katlanamıyordu.Ve bu durum onu içten,içe kahrediyordu.
"Korkma, "diyerek sevgilisinin elini tuttu,Carlos.
Ezel'de, peki anlamında kafasını salladı.O kadar çok korkuyordu ki,konuşamıyordu.İnsan bu tarz durumlarda dilini yutuyor,ve istese bile konuşamıyordu.
"Belki de bize zarar vermezler ,dedi "Beyza.
"Senin şu iyimser düşüncelerine bir türlü anlam veremiyorum.Şimdi Pollayana olmanın sırası mı?".
"Bende senin aşırı kötümser tarafını sevmiyorum,Asu,Ne olacak şimdi?diyerek karşılık verdi,"Beyza'da.
Peki sizler şimdi mi tartışıyorsunuz?hayır farkında mısınız bilmem,ama,üzerimize inmekte olan bir uzay gemisi var,diyerek eliyle yukarıyı işaret etti,Yasemin.Birinin bunu söyleme sırası gelmişti,diye düşündü,Kıvanç,içinden.Nihayet söylenmişti.Hepsi sabırsızlıkla ne olacağını beklemeye başladılar.Ve uzay gemisi artık çok yakınlarındaydı.İçlerinden genç bir adam kendisini yere atmıştı.Gözlerini kapatmıştı.Bu esnada kulaklığı da kulaklarındaydı.Müzik dinleyerek ölmek istemişti.Nihayet gemi tamamen inmişti.Uzun bir süre içinden çıkan olmamıştı.Herkes meraklı gözlerle olacakları beklemeye başlamıştı.Bir tane köpek yattığı yerden kafasını kaldırmış, üzgün bir yüz ifadesiyle hav diyerek havlamıştı.Oda belli ki,korkuyordu.Bir kaç tane köpek daha vardı,onlarda öylece bir köşeye kıvrılmış bir vaziyette yatıyorlardı.Uyuyorlardı.Uyurken ölecekler diye düşündü,Ezel birden.Belki de böylesi daha iyiydi.Hiç bir şey hissetmeden ve de anlamadan öylece hayata veda edip,ölmek.Ve sonunda beklenen an gelmişti.Uzaylılar uzay gemisinden inmişlerdi.
Yanlarında bir kaç tane de değişik türde ismini bilmedikleri hayvan vardı.Bir tane de dev yaratık vardı.Yok bu kesin rüya olmalı, diye düşündü,Ezel,bir kez daha içinden.Gerçek olsa bile ,buna bir türlü inanası gelmiyordu.Birazdan ölecekti,ve bunu kabul etmekte güçlük çekiyordu.
Geçenlerde bir rüya görmüştü.Gördüğü rüya bile şu anda yaşadıklarından çok daha gerçekçiydi.Rüya kısaca şuydu;altı arkadaş tatil yapmak üzere ormana doğru yola koyulmuşlardı.Hepsi işlerinde oldukça yoğundu,ve uzun süredir birbirleriyle görüşememişlerdi.Ayrıca hepsi de, farklı şehirlerde yaşıyorlardı.İşlerinde çalışma izni alarak fırsat mı fırsat diyerek böyle bir tatil yapmaya karar vermişlerdi.Başlangıçta her şey yolunda gidiyordu.Sohbet ediyorlar,arada bir şakalaşarak gülüşüyorlardı.Bazen mola veriyor,sohbetlerine bulundukları yolun üzerinde bir kaldırıma oturarak devam ediyorlardı.Hatta bir ara içki içerek hafif çakır keyif bile olmuşlardı.Tabi arabayı kullanan hariç,boş yere ceza yemek istemiyordu.Birde tatillerinin burunlarından gelmesini istemezdi.Zaten kırk yılda bir yola çıkıyorlardı.Bu yüzden de buna hiç gerek yoktu.Bazen insan dikkat etmek zorundaydı.İnsan hafif içtiğinde içindeki konuşma isteği artardı,ya onlarda bu yüzden geçmişteki çocukluk aşklarından,yarım kalan aşklarından,imkansız beğenilerinden,ve ayrılıklarından bahsedip,gülümsediler.Şimdi bazısı evli ve de çocukluydu,kimiyse halen daha bekar hayatını sürdürüyorlardı.Onlarda yalnız kalmakta karar kılmışlardı.Özgürlüklerine fazlasıyla düşkündüler,ve hayatlarında da kimseyi istemiyorlardı.Arada ufak-tefek cinsel birliktelikleri oluyordu,ama,buda adı üstünde tek gecelik bir ilişkiydi.Yol boyunca hemen-hemen akla gelebilecek her şeyi konuşmuşlardı.Bazen geçmişteki hatalarından aldıkları dersleri söylemişler,bazense okudukları kitaplardan,dinledikleri müzikten,ve beğendikleri filmlerden bahsetmişlerdi.Birbirlerine de tavsiyelerde bulunmuşlardı.Bir filmi izleyip,beğenen izlemeyen arkadaşına kesinlikle izlemelisin diyerek filmi tavsiye etmişti.İşte böyle her şey yolundayken, bir anda korkunç bir hal almaya başlamıştı.Yolculuklarını sürdürürlerken ,her şey yaşlı bir adamın ora-oraya sakın gitmeyin orman tehlikeli, oraya giren hiç kimse geri dönemedi, demesiyle başlamıştı.Başlangıçta bunun sadece şaka olduğunu düşünmüşlerdi.Hatta içlerinden bir kaçı ,adamın kafayı yediğini,deli olduğunu söylemişti.Onun acilen tımarhaneye yatırılması gerektiğini söyleyen de olmuştu.Derken birdenbire adam yere düşüp, öylece yığılıp kalmıştı.Adam meğerse arkadan bıçaklanmıştı,ve ağzından çıkan son kelimeler ise ora-oraya sakın gitmeyin orman tehlikeli, oraya giren hiç kimse geri dönemedi, olmuştu.Adamı biri mi öldürmüştü, acaba?yoksa o gerçekten de bir deli miydi?o mu kendini öldürmüştü?intihar mı etmişti?bu kafalarını oldukça karıştırmıştı.O anda neye uğradıklarını şaşırmışlardı.Ayrıca ne yapacaklarını da bilmiyorlardı.Aralarında bunun ne olduğunu anlamaya çalışarak epey bir sohbet etmişlerdi.Baktılar ki düşünerek olmuyor, çareyi yollarına kaldıkları yerden devam etmekte bulmuşlardı.Acaba şimdi ne olacak?diye düşünüyorlardı ki,birdenbire bir tane karganın kendilerini izlediğini fark ettiler.Karga durmadan onlara bakıp duruyordu.Tuhaf diye düşündüler.İçlerinden bir tanesi arkadaşlar bu yolda ters giden bir şeyler var , dedi.Diğerleri de, yolunda gitmeyen olaylar olduğunun farkındaydılar.Ormanda bir tuhaflık vardı.Ayrıca birdenbire az önce peşlerindeki karganın da öldüğünü gördüler.Peşlerinde biri vardı.Ayak sesleri gittikçe yaklaşıyordu.
Karanlık gelmişti.Orman bir katildi.Katilin kendisi bir ormandı.Orman katilin içindeydi.Buradan çıkış yolu yoktu.Kurtulmak için en ufak bir ümit bile yoktu.
Yolun sonuna gelmişlerdi.
Sona doğru...
Hepsi öleceklerdi.Katil hepsini teker-teker öldürecekti.Sadece ölüm şekillerinin ne olacağını bilmiyorlardı,o kadar.Ya canlı-canlı yakılacaklardı, ya da henüz hayattayken canlı-canlı derileri yüzülecekti.Onlar işkenceyle kıvranırken,içlerinden ölümü dilerken katil zevkle onları izleyecekti.
Çünkü, katil bir ormandı.Ormanın kendisi bir katildi.Katil ormanın içindeydi.Onları adeta esir almıştı.
Ve asla da bırakmayacaktı...İşte gördüğü rüya kısaca buydu.Bu rüya bile ona daha gerçekçi gelmişti.Ormanda gizemli bir katil olabilir,ve onları öldürebilirdi.Oysa şu anda görmüş oldukları uzaylılar,değişik kılıktaki hayvanlar ve o dev yaratık kendilerine bakmaktaydı.
Ne yapacağız?diye sordu,Ezel.
Hiçbir şey diyerek karşılık verdi,Carlos.Yani beklemekten başka çaremiz yok.
Ölümü mü?bilmem farkında mısınız?bilmem,ama,birazdan hepimizi öldürecekler,bunlar son saniyelerimiz, dedi Beyza.
Belki de bize zarar vermezler diyen, Kıvanç'a,bu kadar iyimserlik de pes doğrusu diye düşünerek inanamamışçasına, kafalarını aynı anda ona çevirdiler.Kıvanç,ise bunun üzerine yutkunmakla yetindi.Diyecek lafı yoktu.İnsanları rahatsız etmekten dolayı o anda kendi de rahatsız olmuştu.Bunu istemezdi.Bazen neden yaptığımızı bilmediğimiz , bazı davranışlar sergileyebiliyorduk.Buda bunun gibi bir şeydi.
Artık hesaplaşma vakti geldi , hey insanoğlu diye konuştu, uzaylı.
Bizi öldürmeyin , biz insanlar sizin düşmanınız değiliz,diyerek bağırdı,yaşlı bir adamcağız.
Bundan emin misiniz?hayır her şeyi,yıkan yok eden sizsiniz.Doğayı da, katleden sizlersiniz,hayvanları öldüren de.Bencil,kötü,ve fırsatçısınız.Kıskançsınız.Ve teknoloji gibi bir nimeti bile kötü amaçlarınız için kullandınız.Çok fazla kullandınız.Ve dünyanın sonunu getirdiniz.Bunu yapan hep sizlersiniz siz insanoğlu.
O çok haklı diyerek sırttı,dev yaratık.
Sen susmak nedir, bilmez misin?biraz olsun sussan diyorum, olmaz mı?diyerek dev yaratığa doğru bakarak konuştu,bir tavşan.
Of bu kesinlikle bir rüya aksini düşünemiyorum,bile diyerek ellerini başı arasına alarak olacakları beklemeyi sürdürdü,Kıvanç.Son derece umutsuz görünüyordu.Tıpkı umutsuz bir vaka gibiydi.
Sakin ol ,diyerek sevgilisinin elini tuttu,Beyza'da.Amacı ona destek olmaktı.Bu Kıvanç'ı,tamamen olmasa bile, o anda azda olsa rahatlatmaya yetti.
Asu,ise içinden lanet olsun size de, insanoğluna da bana da, dedi.Herkese diye eklemeyi de, ihmal etmedi.Şu anda oldukça sinirliydi.Halen daha bu olanlara inanamıyordu.İçinden sürekli bunun dua olmasını diliyordu,fakat bunu dilemesine rağmen bir türlü uyanamıyordu.Bu kabus ne zaman bitecekti?
Bunu merak ediyordu.
Acaba buda yanıtı olmayan sorulardan mıydı?
Kim Bilir?
Belki de...
Bir Gün.Öğrenebilirdi.Gerçi tam tersi de olabilirdi.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top