DÜNYANIN SONU GELDİ

"Tanrım bu olamaz,dedi" bağırarak.

"Bu korkunç". "Asu"  dedi içinden.Onu görmeliyim.Ölmeden önce ona sarılıp,onu çok sevdiğimi söylemeliyim.O bana telefonda az önce söylemişti,oysa ben söylemedim.Onu affettiğimi bilmeli.Of diye düşündü.Henüz ölmeye hazır değildi.Hayatta yapmak istediği planları vardı.Hayat niçin bu denli adaletsiz ve de kötü olmak zorunda ki?diye düşündü.

Niçin?

Kim bilir?

Belki bir gün bu soruya da bir yanıt bulunabilirdi.Ya da bulunamazdı.

Ya da belki de,

Hiç bir  zaman

"İsterseniz sizler gidin vakit kaybetmeyin,dedi,"Asu.

"Saçmalama seninleyiz,ve yanındayız bekliyoruz,dostum,dedi"  Ezel.

"Sağolun,  iyi  ki varsınız".

"Her zaman"  diyerek araya girdi,Beyza'da.Bu esnada Beyza'nın,telefonu çalmaya başladı.Arayan kişinin kim olduğunu bilmiyordu,çünkü onda kayıtlı değildi.Bilinmeyen bir numaraydı.Gene de açtı.

"Alo".

"Alo Beyza,benim Kıvanç.İyi misin?".

"İyiyim Kıvanç,neredesin?sana ulaşamadım,yani birbirimizi kaybettik.Ben çok korktum,"diyerek ağlamaya başladı,Beyza.Konuşamıyordu.

"Bebeğim.Neredesin?söyle bana hemen oraya geleceğim.Cep telefonum kırıldı.Ve kimse de aramam için izin vermedi.Beni dinlemediler bile,sürekli koşup duruyorlar.Sonunda oturmakta olan iki gence denk geldim de,çok şükür birisi telefonunu kullanmama izin verdi.Sana ulaştığıma çok sevindim.Söyle bana neredesin?".

"Ben buradayım,"  diyerek bulunduğu yeri kısaca tarif etti,Beyza.Kıvanç'ın, iyi olduğuna sevindi.Başına bir şey geldiğini düşünmüştü.Zaten insan böyledir dedi içinden.Sevdiğini merak eder,sürekli onu düşünür,ve onun için endişelenirdi.Ayrıca kaybetmekten de çok korkardı.Aşk bu olsa gerek diye düşündü,içinden.Beyza,Kıvanç hayatına girmeden önce asla aşka inanmazdı.İnanmayı denemişti,ama, her seferinde hayal kırıklığına uğramıştı.Hayatına giren tüm erkekler onun güvenini sarsmıştı.Ya aldatılmıştı, ya da sadece kendisiyle gönül eğlendirmek amacıyla birlikte olmuşlardı.Kullanılmış,ve üzülmüştü.Oysa şimdi düşündüğünde verdiği tek tepki gülümsemekti,o kadar. Çünkü hepsinin geçmişte kaldığını biliyordu.Ve yakın zamanda öleceğini de.Kıyamet günü derlerdi de ,işte bu bence artık dünyanın sonunun geldiğini gösteriyordu.Son yaşanılanlar adeta bunu kanıtlar nitelikteydi.Teknoloji miydi insanları öldüren?yoksa insanlar mıydı birbirlerini öldüren?işte şimdi de hayat insanlardan intikam alıyordu.Dünyayı sömüren,kötü hale getiren insanların cezasını şimdi onlarda çekiyordu.

Tüm dünya çekiyordu.

Artık hesaplaşma vakti gelmişti.

Ve o gün bugündü.

"Yasemin,yoldaymış dedi"  Asu.Bunu söylerken elleri titriyordu.Bu onu göreceği için değildi,içinde büyük bir korku vardı.

Bu onu kaybetme korkusuydu.İnsanın sevdiğini kaybetme korkusu korkunçtu.Düşüncesi bile kötüydü.

"Bazen düşünüyorum da ya bu yaşadıklarımız birer rüyaysa?dedi "Ezel.Carlos,bu esnada yanında ona sımsıkı bırakmamışçasına sarılmaktaydı.

"Gene başladın, "Ezel.Bu yaşadıklarımız rüya filan değil,gerçek hayal aleminden sıyrıl artık ve gerçek dünyaya geri dön lütfen diyerek bulundukları yerdeki kaldırıma oturdu,Asu.Eliyle başını tutuyordu.Başı çatlayacakmışçasına ağrıyordu.

"Haklısın ben sadece bir an için düşündüm ki",gerisini tamamlayamadı.

"Boşuna uğraşma çünkü bu tarz laflar moralimizi düzeltmeyecek,ve yakında hepimiz öleceğiz".

"Azda olsa bir umut vardır,belki ha ne dersiniz?diyen"  Carlos'a,ha iki aynı hayalperest birbirlerini bulmuşlar,işte ne güzel diyerek karşılık verdi,Asu.Bu ara sinirleri oldukça bozuktu.Yasemin'de nerede kaldı?diye düşündü.Onu merak ederken kulaklığını taktı.Müzik dinlerse azda olsa unuturdu.Aksi taktirde saatler azalırken kafayı yiyecekti.Celine Dion'dan,"Thats the way it is"adlı şarkı çalarken bir elin omzuna dokunduğunu fark etti.Kafasını çevirdiğinde Yasemin'i,gördü.Onu sanki çok uzun zamandır görmüyor gibiydi,özlemişti,ve sarıldılar.

"Seni çok merak ettim Asu,iyi misin?".

"İyi olmaya çalışıyorum diyelim".

"Artık bundan sonra beraberiz".

"Sağol ama öleceğiz,ve yapabileceğimiz hiç bir şey yok".

"Gene de denemeliyiz, yani burada öylece oturarak ölümü bekleyemeyiz,mücadele etmeliyiz,Asu dedi "Yasemin.

"Yasemin,Asu'yu,bari sen ikna et.Ben çok uğraştım,ama,çoktan pes etmiş durumda ve sürekli olumsuz düşünüyor".

"Buna olumsuz demesek de gerçekçi desek üzgünüm, ama, ben sizin gibi hayal kurarak kendimi kandıramam. Ölüme hazır olmalıyız, buna mecburuz bilmem anlatabiliyor muyum?".

"Anne çok korkuyorum,dedi,"Eda.

"Korkma bir tanem" diyerek kızına sarıldı,Asu.

"Bak kızı da korkuttun işte,hiç değilse bari kızın için sürekli öleceğiz, lafını kes yani öleceksek de öleceğiz,ama,sürekli olarak öleceğiz demenin de anlamı yok ki,dedi,"Ezel.

"Ezel,haklı bak hem böyle yaparak kızını da korkutuyorsun,dedi  Carlos.

"Aman be tamam üstüme gelmeyin sizde artık dedi "Asu.

"Canım sen Eda, mısın?sonunda seninle tanıştığıma çok sevindim.Ben annenin yakın arkadaşlarından biriyim, ismim Yasemin".

"Çok memnun oldum "Yasemin,abla diyerek tebessüm etti,Eda.Yasemin'de,bu esnada ona sarıldı.

Beyza,uzaklara doğru dalıp gitmişti ki,birdenbire koşmakta olan sevgilisini gördü.Kendisine doğru koşuyordu.Ayağa kalktı oda ona doğru koşmaya başladı.Ve sokak ortasında birbirlerine sarılarak öpüştüler.Nihayet kavuşmuşlardı.Artık ölecekseler bile birlikte öleceklerdi.Birlikte mücadele edecekler, ve gerekirse birlikte ölüme gideceklerdi.

"Bebeğim seni çok özledim.Seni kaybedeceğimi sandım,çok şükür yaşıyorsun,tatlım".

"Bende seni kaybettiğimi sandım.Seni bir daha hiç göreceğimi düşünüyordum".Beyza,birdenbire ağlamaya başladı.Gözyaşlarına engel olamamıştı.Kendini tutamadığı zamanlarda hep böyle oluyordu.

"Lütfen ağlama geçti artık ben yanındayım".

"Biliyorum,ama,sana kavuşmuşken seni tekrar kaybedeceğimi bilmek beni çok üzüyor, yani biliyorsun biz öleceğiz,"  ve diyordu ki,Kıvanç,araya girerek onu susturdu.Beyza'nın,lafı yarıda kalmıştı.

"Bize bir şey olmayacak,buna asla izin vermeyeceğim".

"Keşke buna inanabilsem".

"İnan ve bana güven".

"Kadro tamamlandığına göre yolumuza devam edelim"  dedi Ezel.

"Edelim bakalım da nereye kadar?"diyerek söylenerek hazırlanmaya başladı,Asu.Onun bu hallerine artık alışmışlardı.

"Seninle el ele yürüyerek koşmak istiyorum,"dedi, Carlos.

Vay romantizme bakın hele dedi Asu.Arkadaşlarına takılmadan duramıyordu.

Ne mutlu bize ki öyleyiz diyerek karşılık verdi,Carlos'da.

"Sen ona bakma bize takılmadan edemez. Biraz uyuzdur kendisi ,ama, ne de olsa arkadaşımızdır , ve onu çok severiz,dedi",Ezel,Carlos'un kulağına doğru sessizce konuşarak.

"Orada dedikodu seziyorum,dedi",Asu.Yasemin,ise bu esnada güldü.İlahi Asu bu durumda bile bizi güldürüyorsun ya ben daha sana ne diyeyim, diyerek konuştu.

"Hazır mısın bebeğim?dedi" Kıvanç.

"Hazırım"diyerek karşılık verdi,Beyza.Böylece onlarda el ele tutuştular.

"Seni çok seviyorum sevgilim" diyen Kıvanç'a,bende seni diyerek karşılık verdi,Beyza.Koşarlarken unutma ben artık o kötü adam değilim diyerek bağırdı,Kıvanç.

"Bunu biliyorum Kıvanç,sen benim gözümde asla kötü olmadın,ve bunu unut artık,sen hırsız filan değilsin,tamam mı?".

"Biliyorum,ama, tanıştığımız o günü kafamdan bir türlü atamıyorum.Yani tanışma hikayemiz kötü öyle değil mi?iyi değil".

"Hey bunu niçin konuşuyoruz ki?bu meseleyi artık aştık sanıyordum".

"Biliyorum,sadece ölmeden önce yani bilirsin seninle her şeyi konuşmak istiyorum bebeğim.Kafamızda en ufak bir soru işareti bile kalmamalı.Ben seninle olmaktan dolayı çok mutluyum,tanışma hikayemiz her ne olursa olsun.Her şeye rağmen.Sende böyle mi hissediyorsun?,merak ediyorum.

Her şeye rağmen...

"Kıvanç,elbette seninle olmaktan mutluyum.Hatta ölüme gitmekten bile.Yalnız ölmektense seninle birlikte ölmeyi tercih ederim.Anlıyor musun?".

"Biliyorum sevgilim biliyorum,"diyerek Beyza'nın, elini daha bir sıkı tuttu,Kıvanç.

Delicesine,hızlıca koşmayı sürdürdüler.Koşabildikleri kadar gittiler.

Asla pes etme...

Koşarlarken çok değişik insan tablolarıyla karşılaşmışlardı.Kimi ölmekten dolayı çok korkuyordu,kimiyse aksine sanki böyle bir olay yokmuş gibi davranıyorlardı.Aslında onlarda gerçeği biliyorlardı.Fakat bunu ret etmek ve bir şey olmamış gibi davranmak gerçeği bilmekten çok daha iyiydi.Rahat davranıyorlardı.Belki de kalan son saatlerini öylece ölmeyecekmiş gibi rahat geçirmek daha iyidir diye düşündü,Beyza.Ezel,ise halen daha içinden bu bir rüya deyip duruyordu.Birazdan yataktan uyanacaktı.Hiç bir şey olmamış, ve yaşanmamıştı.Hem zaten şu anda yaşadıklarının gerçekten uzaktan yakından bir alakası yoktu.Ne yani teknoloji mi dünyanın sonunu getirmişti?cep telefonlarından yayılan virüs programı mı insanlığın sonunu getirecekti?bu saçmalık dedi içinden.

Çok az kaldı, zamanımız giderek azalıyor yakında hepimiz öleceğiz, telefonlar hepimizi patlatacak havaya uçuracak ,hayırrrr diyerek eline aldığı cep telefonunu parçalamaya başladı,koşarken gördükleri bir adam.Bir diğer kadınsa kaldırımlardan birine oturmuş, kulaklığını takarak müzik dinliyordu.Sanki hiç bir şey yokmuş, ve olmayacakmış gibi.

Hiçlik.

İnsanlar bir tek ona mı tuhaf geliyordu?,bilmiyordu,ama,Beyza,gördükleri karşısında bir kez daha şoka uğramıştı.İlginç,diye düşündü.Daha sonra kadının iyi yaptığını düşündü.Yakında öleceklerdi,ve kadın son dakikalarını güzel bir şarkı dinleyerek geçiriyordu.Ve o an içinde mutlu oluyordu.İnsan kısa bir süreliğine de olsa gerçeklerden uzaklaşıp, mutlu olmayı hak ediyordu.İyi ki Kıvanç,şu anda düşüncelerimi okumuyor diye düşündü,içinden.Herhalde deli olduğumu düşünürdü.Gerçi hangimiz normaliz ki?diye eklemeyi de ihmal etmedi.Beyza,çocukluğundan beri hayatın ölümlü olduğunu biliyordu.Ölüm hayatın en acı gerçeklerinden biriydi.Kimi içinse kurtuluştu,belki orası ayrı.Çünkü dünyada çok acı hayatlar vardı,sadece bazı insanlar bunu göremiyorlardı.Herkes kendi hayatından,acılarından ve de sıkıntılarından sorumluydu.Ve sanki tek acı çeken kendisiymiş gibi.Bir tek onun hayatı boktan,sıradan ve sanki bir tek onun ülkesinde dertler varmış,başka ülkelerde yaşayan herkes mutluymuş gibi.Aslında bu bir çeşit kendini kandırmaktı.O anki hayallere inanarak, gerçekleri görmezden gelmek,gibiydi hayat.

"Ne düşünüyorsun?"diye sordu,Kıvanç.

Kadın oturmuş hiç bir şey olmamış gibi müzik dinliyordu.

"Kurtulacağına inanmıyor olabilir "dedi Kıvanç.

"Peki ya biz kurtulacak mıyız?"Kıvanç,bir anda ne yanıt vereceğini bilemedi.Şu anda ne dese boştu.Onunda geçen saatlerden sonra açıkçası kurtulacağına dair umudu gittikçe azalıyordu.Umut, yok oluyordu.

Belki de iyi yapıyor.

"Ne kim?".

"Az önce anlattığın kadın.Kalan son zamanlarını eğlenerek,yani müzik dinleyip rahatlayarak, geçiriyor.Bu sence de güzel değil mi?".

"Haklı olabilirsin.Bir ara koşarken bende mi öyle yapsam? diye düşünmedim,değil".

"Ya kimi dinlemek isterdin?".

"Bilmem yani o kadar çok ki.Eskilerden olabilir.Mesela Cem Karaca,Zeki Müren,Barış Manço,Ahmet Kaya".

Müzik gerçekten de insanı rahatlatıyordu.Müzik ruhun gıdasıdır, diye boşa denmemişti.Bazı insanlar boşuna ölmedi diye düşündü.Mutlu gelip,gittiler bu hayattan, çünkü arkalarında bir şarkı,eser,yapıt bıraktılar.Ve eserleriyle yaşayacaklardı.

  Bazıları asla ölmeyeceklerdi.

Onlar kalbimizdeydiler.

Tıpkı sevdiklerimiz gibi.

Eski şarkıları bende çok seviyorum,dedi,Kıvanç.

Biz senle aynıyız.

Aslında tam olarak aynı değiliz,ama,olsun.Ben bir ilişkide farklılıklar da olması gerektiğine inanıyorum.Tamamen aynı zevklere sahip kişiler de bence birbirleriyle pek iyi anlaşamazlar.Yani düşünsene her şeyimiz aynı,çok saçma olmaz mıydı?

"Beni güldürdün,"diyerek karşılık verdi,Beyza.Aslında oda aynı fikirdeydi.Farklılıklardı, hayata anlam katan.Kimse aynı olamazdı.Olmamalıydı da.

"Bebeğim lütfen sakin ol daha fazla üzülme kurtulacağız dedi "Carlos.

"Buna inanmayı o kadar çok isterdim ki".

"Pekala inanmasan bile inanmayı deneyebilirsin, öyle değil mi?benim için".

"Sağol Carlos,dedi,"Ezel.

"Her zaman seninleyim,bunu unutma dedi",Carlos.Bunu söylerken Beyza,ona bakarken bir kez daha gözlerinin içinde eridi.Aşk,bu olsa gerek.

Sevgidir ihtiyacımız olan...


Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top