MART

🌹


Gidişinle kışın soğuğunu da götürdüğünde Mart çoktan kapımızdan bakıyor, içeri gireceği günü bekliyordu.

8 Mart Kadınlar Günü'nde kapıma gelen bir gül sepetiyle uyandım. Notunda şöyle yazıyordu.

Son bir ayda hayatıma anlam katan kızın kadınlar günü kutlu olsun!

Ve birkaç gün sonra gireceğin, o kafanda çok büyüttüğün sınavında başarılar. Bana söz vermeni istiyorum, stres yapmayacaksın. Anlaştık mı?

Bugün tam tamına bir aydır hayatımdasın, iyi ki varsın. Seni seviyorum.

New York'dan sevgilerimle,

Deniz Gökdeniz.

Üzerine, ilk gün çekildiğimiz fotoğrafın baskısını alınıp çiçekleri sarmalayan tüle zımbalanmışt. Altına da tarih yazılmıştı.

08.01.2015 - İyi ki'msin.

Seni bu yüzden seviyordum. İnce düşünceliydin, kalbimi kazanmak için kırk takla atmak yerine en basitinden bir gül ile beni mutlu edebiliyordun.

O büyük sınav günü sabahı beni aradın. Konuşmak çok iyi gelmişti, beni rahatlatmıştın. Hatırlıyor musun? Anneannem ağzıma zorla okunmuş pirinç tıkıştırmaya çalışırken seninle konuşuyordum. Henüz seni bilmiyordu, o yüzden sanki samimi bir arkadaşımmışsın gibi konuşuyorduk. Ama en yakın zamanda onlara senden bahsedeceğime dair sana söz verdim.

En sonunda canına tak ettiğinde telefonu elimden aldığını da hatırlıyor musun? Tam bir komediydi! Telefonun öbür ucundan gelen kahkahalarını hiç unutmuyorum. Sınav sonrasında seni aramamı söylerek telefonu kapattın.

Sınava girdim. Söz verdiğim gibi stres yapmadım. Belki azıcık ucundan olabilir... Ama vallahi sınavımın kötü geçmesini sağlayacak kadar çok fazla değildi! Yaz tatilinden beri her gün çalışıyordum ve boş bıraktığım sorular çok azdı.

Sınavdan çıkar çıkmaz seni aradım. Telefonu açar açmaz söylediğin ilk cümle, "Seninle gurur duyuyorum, sevgilim." oldu. "Teşekkür ederim, sevgilim."

Ardından her günümü LYS'ye adayarak geçirdim. Ders kitapları masanın üzerinden hiç kalkmıyordu. Ve Türkiye'ye döner dönmez üniversiteyi açıktan bitireceğine dair söz verdin. Her telefon konuşmamızda benim sayemde ders çalışmaya başladığını dile getirmen iyi hissettiriyor. Ve karşılığını alacağını biliyorum. Bir seneyi boş geçirmen bir şansının daha olduğu kanısını değiştirmez, biliyordun.

İlkbahar yapraklarını göstermeye başladığı gün, Mart ayı neredeyse bitiyordu. Hava ılıktı, fakat çiçekler yeni yeni açıyordu.

Ben yine dersten kafamı kaldıramadığım bir gün, beni aradın.

"Selam, ballı çörek."

"Deniz! Sen yine mi açsın?"

"Sayılır."

"Peki."

"Seni babama anlattım!"

Hem sevinci hem de utancı bir arada yaşamıştım. Babanın bir gün benimle görüşmek ailemle tanışmak istediğini söylediğinde mutluluktan ağlayabilirdim, ama yapmadım.

"Baban benim hakkımda ne dedi?"

"Çok güzel olduğunu..."

"Dalga geçme!"

"Tamam, geçmiyorum! Ama cidden bunu söyledi. Ve 'Mesafelerin size engel olmasına hiçbir zaman izin vermeyin,' dedi."

"Mesafelerin bize engel olmasına asla izi vermeyeceğim."

"Mesafelerin bize engel olmasına asla izi vermeyeceğim."

Mart ayının son cuma gününü cumartesiye bağlayan gece, bana sadece iyi geceler dilemedin. Bana beraber izleyeceğimiz ilk diziyi o gece izlemeyi teklif ettin. Ama okul, iş ve derslerin yoğunluğundan haberin yoktu...

○HuzurAdam çevrimiçi.

yazıyor...

İyi geceler, fıstıklı çikolatam. (00.00)

•Rüyanda beni gör, demedin? (00.00)

Evet. (00.01)

•Neden? (00.01)

Çünkü bugün uyumana izin vermiyorum. (00.01)

•O da ne demek? (00.01)

Beraber bir diziye başlayacağız, demek. (00.02)
Bütün gece uyanık kalıp dizi hakkında birbirimize yorumlar yapacağız. (00.02)
İtiraz kabul etmiyorum. (00.02)

●Bütün gece yarısı mı? (00.03)
•Bu gece olmasa? (00.03)

Neden? (00.04)

•Bütün gün Aristotales'lerle Sokrates'lerle uğraştım... (00.04)
•Üstüne dört tane matematik testi çözdüm. (00.04)
•Ve işten geç çıktım, biraz yorgunum...

Bugün cumartesi. (00.05)
Sabah bol bol uyursun. (00.05)
Bu geceni bana ayırsan?  (00.06)

Ben daha sana cevap veremeden uyuyakalmıştım bile. Sabah gördüğüm, gece attığın ekran fotoğrafında son görülmem yazıyordu. Altında da her gece yazdığın not.

[ GeceYarım  son görülme 00.05 ]

İyi geceler, sevdiğim. Rüyanda beni gör.

Ama sabah uyandığımda bütün gecemi sana ayıracağıma söz verdim. Bütün gün işlerimi ayarlamıştım. Faturaları ödedim, alışveriş yaptım... Akşam için iki poşet cips, iki buçuk litrelik kola ve birkaç jelibon almıştım. O gün kafamı yormamak için ders çalışmaya bir günlük ara vermiştim. Heyecanla senin işten gelmeni bekliyordum. O gün cumartesi olduğu için işten erken çıkacağını söylemiştin.

O zamanlar New York'un en işlek caddelerinden birine kurulmuş bir kafede garsonluk işine yeni girmiştin. Tıpkı benim gibi. Sadece Bodrum bir tatil beldesi olduğu için kışın çok fazla iş çekmiyorduk.

Ondan öncesinde çalışmıyor, sadece evde takılıyordun. Bir de bana söylediğin kadarıyla ders çalışıyordun...

○HuzurAdam çevrimiçi.

Bu yazının beni ne kadar mutlu ettiğini tahmin dahi edemezsin... İsmin gibi huzurla dolduruyor içimi. Nefes almalara doyamıyorum.

İşte geldim! (22.45)

Türkiye'de saat on bire gelirken sen New York'da akşam üstünü yaşıyordun. Bu pek adil değildi fakat ikimiz de sorun etmemiştik.

Hoş geldin, sevdiceğim! (22.46)

Ee, hazır mısın bakalım? (22.46)

•Evet. (22.47)
Bu arada... Dün için özür dilerim. (22.47)

Dileme. (22.48)

•Ama hevesini kırdım. (22.49)

Sorun değil, Gece. Şimdi buradasın ya! (22.49)

•Pekâlâ... (22.50)
•Dizimizi seçtin mi? (22.50)

Ardından bir link gönderdin ve o diziyi aynı anda izlemeye başladık. Her bölüm sonunda birbirimize mesaj atıyor, bölüm hakkındaki duygularımızı paylaşıyorduk. Ve iki haftada bir dizi izleme günü yapacağımız konusunda anlaştık.

Her ne kadar sana çok belli etmesem de, seni özledim. Her geçen saniye daha fazla özlüyorum. Yanımda olsan, kokuna bulanıp sana sardığım kollarımı senden hiç çekmesem...

Burnumda tütüyorsun!

Ama az kaldı sevgilim, iki ay sonra kollarımda olacaksın. O satırları yazmak için sabırsızlanıyorum.

Seni seviyorum.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top