KAÇIRILMA BÖLÜM:18

Mick, sürüklenerek arabadan dışarı çıkartılırken, onlar için hiçbir tehdit oluşturmadığını düşünebilirler umuduylahâlâ

Mick'te değildi

dördekarşı bir. Ya da Jason'ın nerede ve hangi koşulda olduğunabağlı olarak, iki. Ayrıca dördü de silahlıydı. Yine de, açıkçagörülüyordu ki herhangi bir hamle yapmanın ilk adımı kısıtları yok etmekti. Arkasını dönüp parmaklarını kıpırdatarak, ikinci Sürüm'e gösterdiği aynı ukala tavırla ekledi. Bukelepçeleri çıkarmak ister misin? Zahmet olmazsa, lütfen?ikinci Sürüm küçümseyerek güldü. Otis mutsuz bir halde cevap verdi. 'Yapamam Mick. Üzgünüm.Ne demek yapamam? Çıkar şu lanet kelepçeleri!Otis özür diler gibi omuzlarını kaldırırken, Öyle bir şey olmayacak, dedi ikinci Sürüm ve sonra polislere baktı.Üzerini aradınız, değil mi? Silahı nerede?Belli ki yetkili kişi Otis'ten ziyade oydu. Friedman görüş hattına girdi ve Mick onun bir elinde Jason'm çantasını taşıdığını gördü. Polis aracına hızlıca bir baktığında, korkudantir tir titrediğini hissetti. Çantayı arabadan indirdiklerini farketmemişti. Belki de Jason'a bir şeyler yaptıkları anı kaçırmıştı.Parayı kurtardık. Friedman herkes görsün diye çantayı hafifçe salladı.Parayı ben kurtardım, dedi Mick. Ayrıca onu çalan adamı da yakaladım. Bu yüzden, kelepçelenmiş halde tam olarak ne yaptığımı bana açıklamak ister misiniz?Bize söylenen, seni alıkoymamızda Mick'in bakışlarıyla karşılaşan Otis rahatsız olmuş görünüyordu.Mick dik dik baktı. Bu tamamen saçmalık. Bunu sana kim söyledi?

Otis dudaklarım yaladı, 'Yapabileceğim bir şey yok.

Söylenen bu.İkinci Sürüm, Otis'e seslendi. Neden çeneni kapamıyorsun? Sonra diğer polislere döndü. Pekâlâ, silah? Arama?Silahını aldık.Adamınkini de. Diğer polis, Mick'in Glock'unu ve Jason'ın Sig Sauer'ini belinden çıkarıp havayakaldırdı. Ama... şey... üzerini tam olarak aramadık.Parayı buraya getir, diye emretti İkinci Sürüm. Çantayı ve silahları kaputun üzerine koy.Friedman'la ortağı yakına gelip silahları ve çantayı dikkatlice aracın kaputuna yerleştirirken, Mick tepesi atmış bir amirin katı öfkesiyle, Canınıza okuyacağım, dedi her ikipolise de. Saldırgan bakışlarıyla onların dizlerini titretmesigerekirdi. Fakat gerçek şuydu ki, polisler Nicco Amca'nınadamlarından açıkça rüşvet aldıkları ve Mick'in de bunu bildiğini bildikleri için zaten o kadar belaya bulaşmışlardı ki artık geri dönüşü yoktu. Yine de Mick onları biraz zorlamayı,merkeze bir şey söylememesi için kendisini yatıştırabileceklerini düşünmelerini istedi. Neticede, hepsinin bildiği gibi,Nicco Amca'nın bütün hikâyeyi duyar duymaz o meşhurbağrına basma olayına girmesi ve Mick'in de kötü polislere katılması her daim mümkündü. Beni lanet olası bir şoktabancasıyla vurma hakkını size kim verdi? Hakkınızda şikâyette bulunacağım ve ikinizin de rütbesi alışveriş merkezipolisliğine düşürülecek.Arabaya yaslan. Hiç de kibar olmayan bir şekilde, İkinci Sürüm Mick'in kamını araca bastırdı. Motor hâlâ sıcaktı. Mick kaportanın üzerinden sıcaklığı hissedebiliyordu.

On

camdan içeri göz attı ama Jason'dan hiçbir işaret yoktu. Başını çevirip Crown Vic'in uzun kaputuna baktığında Glock'unun ve Jason'ın Sig Sauer'inin kolayca ulaşılabilir bir yerdeolduğunu keşfetti elleri bağlı olmasaydı ve herhangi birşeye erişebiliyor olsaydı tabii. Talimi biliyorsun. Kollarını vebacaklarını yana aç. Polislere dönüp ekledi. Bir tek bu çantayı mı ele geçirdiniz? Sonra, laf arasında, tahminen Otis'e,Ağlayacakmış gibi bakmayı kesip ben üzerini ararken onugözaltında tutmaya ne dersin? dedi.Sadece bir tane çantaları vardı, diye yanıtladı Friedman.Otis sertçe cevabı yapıştırdı. Hey, Favara, açıklığa kavuşturalım diye söylüyorum, gözlerimin sulanmasına sebep olan bir alerjim var.Peki paranın geri kalanı nerede? ikinci sürüm Favarasilahıyla Mick'in kaburgalarını dürttü ve Mick sorunun kendisine yöneltilmiş olduğunu anladı. Uç çanta olmalıydı.Rüyanda görürsün, dedi Mick. Adamın ellerinin bacaklarından yukarı doğru çıktığını hissetmek, onun burnunu döner tekme ile dümdüz etme isteği uyandırdı, ama bunuyapması durumunda kendisine yöneltilmiş dört silahın dahaolduğu düşüncesi, onu durdurdu. Sam anlatacağımı mı düşünüyorsun?Friedman'ın ortağı öne atıldı. Adam üç tane çantadan bahsetti. Her birinde yarım milyon var. Toplamda bir buçukmilyon dolar.O halde, konuş bakalım bebek. Favara ellerini Mick'in montunun altından belinin etrafında gezdiriyordu. Mickyine

sabırsızlıkla onu dümdüz etmeyi düşündü. Ben

senikonuşturmadan evvel.Konuşacağım tek kişi Nicco Amca, dedi Mick. Sanki beyninde bir ampul yanmışçasına aniden, iki kayıp çantanınhayatta kalmanın anahtarı olduğunu anladı. Çantaların yerinibildiğini düşündükleri sürece, onu öldürmeye hevesli olmayacaklardı. Aynısı Jason için de geçerliydi. Elbette güvenlikkayıtları Jelly'nin paralan alıp kaçtığını gösterir ve ayrıca evdeki ekip de bunu hatırlayabilirdi. Derken bir soru belirdi:Jelly paraları nereye götürmüştü? Bunun cevabı da hayattakalmalarını sağlayacak değerdeydi. Ve Mick biraz ekstra sigorta için, geri çekilmelerini sağlayabilir umuduyla bu kabadayılara patronlarıyla olan yakın ilişkisini hatırlatmaya devamedecekti. Taktik olarak muhtemelen uzun süre tutmazdı fakat Mick'in burada esas olarak yaptığı şey zaman kazanmayaçalışmaktı.Otis, Bay Marino yolda, dedi Mick'e. Buna pek de sevinmiş gibi görünmüyordu.İyi. İçtenlikle tasdik eder gibi cevap vermiş olsa da, aslında Mick de pek sevinmiş değildi. Yıllarca biricik amcası olarak düşündüğü adamla yüz yüze geldiğini hayal edinceiyice dibe vuran Mick, önce montunun üzerinden ve sonrafermuarını açarak içeriden göğsünü ve sırtını tarayan ellerinküçük düşürücü muamelesini neredeyse fark etmedi. Favara titiz ama gayri şahsiydi ve Mick'in ceplerini dışarı dökerek aramayı bitirdi. İçlerinde çok da bir şey yoktu: Kelepçeanahtarı ki orada olduğunu bilmediği için bu, Mick'e anibir sancı sapladı ama farklı kelepçelerde muhtemelen işe yaramayacağı ve zaten ona ulaşmayı başaramayacağı

düşüncesiyle kendini rahatlattı

kar maskesi vegöğüs cebinin içindefotoğraflar.Favara onları bulduğu ve çekip çıkardığı an, Mick'in kalp atışları hızlandı.Bu arada Favara, Mick'i çevirip sırtım araca yaslamıştı. Katlanmış kâğıt parçalarını merakla açarken Mick aracın üzerinden kalktı. Kaşlarınıçatarak fotoğraflara bakan Favara'yıöylece izlemek, Mick'in alnının soğuk soğuk terlemesineoldu.Parayı unutun. Onu öldürtecek olan buydu.Bunlar da ne böyle? Fotoğrafları Mick'in yüzüne dayamadan önce bir deste kart gibi sallayarak cevap bekledi Favara. Mick üç tanesini sonra kullanmak üzere zulalamıştı ama her bir detay beynine kazılıydı. Şimdi, onlara tekrar bakarken her şeyi kapsamlı bir şekilde görüyordu: İlk fotoğrafta,Edward Lightfoot bir sandalyeye bağlanmış, başına bir silahdayanmış; ikinci fotoğrafta, silahlı adamın tetiği çekmesiyleLightfoot'un başının arkası patlamış; üçüncü fotoğrafta, alnındaki iki delikten ikili seri atışkanlar sızarken Lightfoot'un cesedi sandalyeye yığılmıştı. Nicco Amca üç fotoğrafınarka planında da net biçimde teşhis edilebilirdi. Yanındakiadam da öyle, ama Mick onun kim olduğunu bilmiyordu.Kameraya daha yakın açıdaki silahlı adam bulanıktı ve ancakyer yer belirgindi: Silah, el, kol, omuz, çene ve ağzının birkısmı, üst bedeninin bir bölümü; belki iyi bir sanatçı veya birtür tanımlama yazılımı onu teşhis edebilir hale getirebilirdi.Ve yalnızca ilkinde, sağ üst köşede kısmen bir parmak vardı.Açıkçası fotoğrafları her kim çekmişse, bu tek karede objektifin önüne parmağını yerleştirmişti.

Mick'in aklına i

lk defa fotoğrafların kim tarafından ve neden çekildiğini merak etmek geldi. Bunlar, cinayetinmahkûm edici kanıtlarıydı. Fotoğrafları gören hiç kimse, Lightfoot'a ne olduğu ya da kimlerin işin içinde olduğu gerçeğiyle ilgili şüpheye düşmezdi.Detaylarıbir kez daha görünce, Mick'in göğsü sıkıştı ve nabzı hızlandı.Bunları nereden buldun? Favara kâğıtları burnunun dibinde sallıyordu. Durup dururken çıkardıkları aşın gürültü, Favara'nm omzunun ardından onları izleyen Otis'i ürküttü.Mick onun terlediğini gördü. Otis aptal değildi: Eğer fotoğraflara dikkatlice baktıysa, muhtemelen onu da korkutuyorlardı. Ya da belki Mick'in bilmediği bir şeyi biliyordu: Meselaburaya öldürülmek için getirilmiş olması gibi.Canı cehenneme! Elinden geldiğince buna müsaadeetmeyecekti. En azından, yenilecekse de, canı pahasına savaşarak yenilecekti.Onları daha önce hiç görmedim, diye yalan söyledi Mick. Korku, midesini bulandırdı, ağzını kuruttu. Bu savunma cümlesi, en azından sonuç olarak ve Nicco Amca'nınilgilendiği kadarıyla bir fayda sağlamayacaktı: Fotoğraflarıdaha önce görmemiş olsaydı bile, şimdi kesinlikle görmüştü. Fakat amacı, kendisinin hâlâ Marino ekibinin güvenilirbir üyesi olduğuna bu adamları ikna etmekti. Gitmesine izinvermeleri için onları ikna edebilmesi, hâlâ tam olarak ihtimaldışı değildi. Otis ona kederli bakışlar atmaya devam etti. Belki onu yalnız yakalayabilirse...

Senin lanet olası cebinden çıktılar, diye kükredi Favara

ve aynı anda fotoğrafları Otis'in önüne sürmek için arkasınadöndü. Bunlarla ilgili bir şey biliyor musun?Otis baktı, rengi attı ve başını salladı. Hhayır. Hayır.Mick, Otis'in silah tutan elinin biraz titrediğini gördü. Belli ki o da fotoğrafların ölümcül önemini kavramıştı.O halde nereden geldiler? Farava gözlerini yeniden Mick'e çevirdi. Mick, saç çizgisinin etrafında birikmiş ve gerçeği açık eden ter damlalarını büyük ihtimalle gizleyen, karmakarışık olmuş saçları için bir anda şükretti. Kendi iyiliğin içinkonuşmaya başlasan iyi edersin.Canın cehenneme Favara,dedi Mick, onun gözlerinin içine bakarak.Favara'nın yüzü gerildi. Yumruğunu sıktı ve bu, fotoğrafların ucunun birazcık buruşmasına sebep oldu. SeniOtis aceleyle araya girdi. Ah! O Mick'in montu değil. Mick, Otis'in onu korumaya çalıştığı izleniminekapıldı. Tamanlamıyla arkadaş sayılmazlardı ama birbirlerini çok eskidenberi tanıyorlardı ve bu da onu bu düşman grubu içinde müttefik olabilecek en yakın kişi haline getiriyordu. Otis onunen büyük umudu, odaklanması gereken olası kaçış yoluydu.Onun üzerinde mont yoktu. Yanındaki hırsızın olabilir sanırım.'Ya, demek öyle? Favara, Friedman'a baktı. Adam elinizde mi? Friedman evet der gibi kafasını sallayınca Favara, Nerede? diye sordu.Arabanın arkasında. Friedman başıyla arabayı işaret etti.Getir onu buraya.

Ah, nasıl yani, nihayet onu yakalayan polisin yerine

hırsızın kendisine gözdağı verecek vakti bulabildin mi? diye alay etti Mick, aynı anda Jason'm hayatta olduğunun inkâr edilemez kanıtıyla ürpertici bir rahatlama hissine kapıldı. Onunnehalde olabileceğini ya da başına neler gelmek üzere olduğunu düşünmek, amaca ters etki yaratıyordu, o yüzden bukonuyu düşünmemeye çalıştı. Buradaki kilit nokta, Jason ileaynı tarafta olmadıkları için ona ne olacağını umursamıyorgibi davranmaya devam etmekti. Sadece bana mı öyle geliyor yoksa siz dâhiler bu işi tamamen karmakarışık bir şekildemi ele alıyorsunuz?Biliyor musun? Fazla gevezesin, dedi Favara, gözlerini öfkeyle kısmıştı.Mick cevap veremeden, garaj kapısı felaket habercisi gibi tangırdadı ve yukarı doğru açılmaya başladı. Gürültü herkesin dikkatini çekecek kadar yüksekti. Bütün dikkati, hızla açılan kapıdan depoya girmekte olan siyah SUV'a yönelmedenönce, Mick bir anlığına karla kaplı bir saha, tel örgü çit veonun ilerisinde sabahın soğuk ve gri ilk ışıklarıyla terk edilmiş görünen bir sanayi mahallesi gördü. Araba, polis aracınınyolcu tarafına yanaştı, Mick'in belki üç metre kadar ilerisindefrene bastı. Araba daha durmadan ve gıcırdayarak en tepeyekadar açılmış olan garaj kapısı yeniden kapanmaya dahi başlamadan, Mick önde oturan adamı tanımıştı. Iacono kullanıyordu. Yanındaki yolcu koltuğunda ise fotoğraflarda NiccoAmca'nın yanında duran adam vardı

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top