Bölüm şarkısıyla İyi okumalar ! Lütfen en sevdiğiniz Haru repliğini yazın :)

(Haru)

Jade'nin o solgun bedenine gittim. Arkasında bıraktıkları nelerdi ? Yeni doğmuş melez bebekler ve kalbi ölen bir adam. Bu yaptıklarına rağmen, yüzünde bir tebessüm vardı. Saf bir tebessüm.

" Beni bırakmana rağmen, nasıl gülümsüyebilirsin ? Sen, beni terk ettin ve şimdi karşıma geçmiş gülüyorsun ! " dedim.

Yatağa oturdum ve elini aldım. Nabzı yoktu fakat sihir enerjisini hissediyordum. Zayıf fakat güçlüydü. Bu güç, her saniye azalıyordu. Evet, düşündüğüm şeyi uygulayabilecektim. Zamanında yetişirsem. Yetişemezsem, Jade'nin bana batırdığı Yeşim Hançeri ile kendimi öldürecektim. Üzgünüm ikizlerim. Sizi terk ettiğim için, üzgünüm. Anneniz olmadan, bu hayat benim için anlamsız. Jade'nin yüzüne baktım.

" Seni kurtaracağım ve cennete gitmeni engelleyeceğim. Senin yerin, benim yanımdır." diye fısıldadım.

Sonra elini öptüm ve odadan çıktım. Salona girdiğimde herkes, ikizleri seviyordu. Amber'ın dediğine ikizlerin adını vermişti. Jadia ve Haden. Ne hoş isimlerdi ! Haru ve Jade'nin birleşimi Haden ve Jade'den türetilen, Jadia. Elbet yarı Japonlardı. Japonca isim vermem gerekiyordu.

" Onlara Japonca isim vermem lazım. " dedim ve Amber oğlumu kucağıma verdi.

Minik oğlan bana bakıyordu. Kendi gözlerim, bu minik suratta yer almıştı. Gülümsedim.

" Haruto. İsmin bundan sonra Haruto Haden." dedim ve öptüm.Yüzüne baktığımda, bebek kucağımda gülüverdi.

Onu, Amber'a uzattım ve kızımı aldım. Annesi gibi bakan, güzel kızım. Hep Jade'den bir kızım olmasını istemiştim. Onun gibi gülen, güzelliği kıskandıran ve gözleri annesi gibi eşsiz olan bir kız.

" Airi. Aimi'nin kızı, Airi. İsmin Airi Jadia, güzel kızım. Güzelliğini, annesinden alan kızım." dedim ve öptüm.

Kızımı Sam'e verdim. Luis, bana bakıyordu.

Luis " Jade, yukarda uyuyor değil mi ? "

Cevabını bildiği soruyu bana sorması, gıcık bir durumdu. Her zaman böyle olmuştu. Bildiği şeyleri, bana sormuş ve öyle inanmıştı.

" Evet, uyuyor. Sessiz ve huzurlu bir şekilde. Sanki hiç uyanmayacakmış gibi." dedim acı bir sesle.

" Yoksa, öldü mü ? " dedi ve yakama yapıştı.

Evet, uyuyan maymun uyanmıştı ! Öldü, Salak Luis ! Öldü ! Ve sen bunu geç anladın. Gerizekalı herif !

" Daha yeni mi fark ettin ! Aptal aşık ! " dedim.

Luis " Onu sen öldürdün ! "

" Bende biliyorum. Evet, ben öldürdüm. Benim lanetli aşkım öldürdü. Onu, kendi karanlığımın içine çektim ve aydınlığını öldürdüm. "

" Seni aşağılık ! Ben onu yaşatmaya çalışırken, sen onu öldürüyorsun ! Hep ona ölümü getirdin ! "

" Onun ölümü benim yüzümdense, sen hiç suçlu değilsin değil mi ? Hep ben kötüyüm. Kötü adam Haru ! Beni kötü yapan, hayatım boyunca yaşadıklarımdandır. Çek şu ellerini yakamdan yoksa, fena olur. Hayatın boyunca tatmadığın acıları, sana burada beş dakika da minik bir fragman göstertirim."

" Bırakmıyorum ! " dedi.

Kendisi kaşındı. Ona gülümsedim ve bakışlarımla karanlık sihrimin iğnelerini batırdım. Bir anda acı içinde çöktü. Bu acıdan zevk almıştım. Karşımda kıvranan adamın acısı, bana zevk vermişti.

" Şimdi, çekil yolumdan da Jade'mi kurtarayım. Onu, ben ve bebeklerim için kurtaracağım. Bir başkası için değil ! " dedim ve mutfağa yöneldim.

Çekmecelerden bir bıçak çıkardım. Aynı zamanda beyaz bir kase. Kanımın bir kısmını, buraya boşaltacaktım. Aynı zamanda, karanlık enerjimi boşaltacaktım. Amacım, onu vampire çevirmek değildi. Amacım, karanlık enerjisinin onu bedenine geri çekmesiydi. Böylece ölümün kıyısından dönecekti ve tekrardan kalbi atacaktı. Tabii, bunu ilk deneyen ben olacaktım. Kimileri korktuğu için denememiş, kimileri de uygun kişi bulamamışlar. Ben, hem uygun kişiyi bulmuştum, hem de korkmuyordum. Elmi kestim ve gözlerimi akan kana yoğunlaştırdım. Kandaki gücün güçlü ve bağlayıcısı olması için, Jade ile ilgili anılarımı düşündüm. İlk görüş, ilk bakış, ilk sözler ve ilk öpüş. Hançerin acısıyla, cesaret ettiğim aşk itirafım. Yine onun cesaretiyle, öpüşüm ve bana gizliden karşılık vermesi. Ruhumun onun peşini bırakmaması ve dirilişim. Aniden uyanışım, Jade ile birlikte ilk gecemiz, sonunda kendisininde bana olan aşkını ifade edişi, ilk dokunuş, evlilik teklifim, düğün, geçmişe gitmemiz ve şimdi bebeklerimiz. Bunlar bizi biz yapandı. Hiçbir çift, bizimki gibi değildi. Biz, kendi cehennemimizi yaratmıştık. Benim gideceğim yer orasıydı, Jade ise Cennet'e gidecekti. Tabii, ben engel olmazsam. Engel olacaktım. Kasede yeterince, kanım vardı.

" Karanlığın büyüsü, yaşam bağını onar ve ruhu bedene geri döndür ! " diye sihirli sözcükleri fısıldadım.

Artık kasem hazırdı ve hızlı bir şekilde yatak odasına geldim. İlk önce, elini tuttum. Evet, sihir enerjisi vardı. İlkine göre az ama yinede vardı ! Boynunu tuttum ve kaseyi ağzına dayadım.

" İç bunu sevgilim. Benim için, Jadia için, Haden için, iç. İç ki, yaşama geri dön. Yaşam bağını onar. Güçlüsün, meleğim. Bu kadar basit ölemezsin ! " dedim ve kaseyi içirttim.

Bir şekilde içmişti. Fakat bir etki yoktu. Jade'den geriye kalan solgun, kanlı bir beden vardı. Gözlerim doldu ve yaşlarım yanaklarımdan aşağı süzüldü. Kalbimin taştan olduğunu sanıyordum fakat yanılmışım. İşte ağlıyordum. Bu saf, temiz işi yapıyordum.

" Uyan, lütfen. Uyanmazsan bu bebekler hem öksüz, hem de yetim kalacaklar. Böyle olsun ister misin ? Beni, senin varlığından mahrum bırakma. Sen benim ışığımsın. Kendi cehennemimde beni kurtarmaya gelen bir meleksin. Ben ise, senin cennetinde yer alan bir şeytanım. Senin aydınlığını kirleten bir şeytan." dedim ve yüzüne baktım.

Bir tepki yoktu. Benim en sevdiğim ritim olan kalbi, atmıyordu. Ölmüştü. Benim sevgilim, ölmüştü ! Sebebi bendim. Ben ve bencilce arzularım. Belki onu uzaktan sevseydim, böyle olmazdım. Yaşardı ve herkese ışık saçan gülümsemesini gösterirdi.

Nazikçe dudaklarını öptüm. Buz gibi olan dudaklar. Sonra ayağa kalktım. İçeride Sam, Amber, Akorn ve Luis vardı.

" Luis, ikizlere ve Sunn'a çok iyi bak. Onu senden başka kimseye emanet edemem. Hoşça kalın. Umarım beni iyi hatırlarsınız." dedim ve odadan çıktım.

Özel çalışma odama geldim. Özel kasamın şifresini girdim ve yeşim hançerini çıkardım. Dokununca bile acı alıyordum. Şimdi kalbime saplayacaktım ve birazdan Jade'ye kavuşacaktım. Derin bir nefes aldım. Son nefesimdi bu. Hayatım gözlerimin önüne geldi.

" Tanrım, beni yaptıklarım için affet ! Ben, o bildiğin küçük Haru'yum." dedim ve hançeri kaldırdım.

Hızla kalbime indirecekken, bir ses duydum. Hafif, melodik bir ses. Benim en sevdiğim ses miydi ? Kapının önünde Luis belirdi.

Luis " Haru, dur ! Jade, Jade ! Hayata geri döndü. "

" Yaşıyor mu ? " diye fısıldadım.

" Evet, yaşıyor. Yaşama geri döndürdün, Haru. Başardın ! " dedi ve bana sarıldı.

Elimdeki hançer, yere düştü. Hemen Luis'i ittim ve yatak odasına girdim. Yatağın dibine çöktüm ve Jade'nin elini tuttum. Nabzı atıyordu. Zayıf ve güçlü.

" Beni bırakmayacağını, bizi bırakmayacağını biliyrodum, Aimi'm." dedim ve elini öptüm.

" Amber, banyodaki kuveti hazırlayın." dedim ve onlar banyodaki kuveti hazırlamaya gittiler.

Bende Jade'yi kucağıma aldım. Banyoya girdiğimde kuvet hazırdı. Başımın hareketiyle, dışarı çıktılar.Jade'nin kıyafetlerini, nazikçe çıkardım ve onu kuvete yatırdım. Kuveteki suya, lavanta kokusu ekledim. Lavantayı ikimizde severdik. Hemen bir keseyi aldım ve onun nazik bedenindeki kanları yıkadım. Daha sonra saçlarını yıkadım.

" Tertemiz bir şekilde, yine yanımda olacaksın." diye fısıldadım.

Yıkamam bittiğinde, yatak odasındaki örtüyü değiştirdim. Beyaz gecelik çıkardım. Daha sonra, Jade'nin bedenini aldım. Kuruladım ve geceliğini giydirdim. Saçlarını ıslak bıraktım. Lavanta kokusu, rahatlatmıştı. Islak saçlarını okşadım.

" Beni bırakmadığın için, teşekkür ederim. Tanrım, sana da teşekkür ederim. Duamı, duyduğun için." dedim.

Bir melodik bir fısıltı duydum.

" Buraya sen ve ikizler için döndüm, Haru. Seni bırakmaya niyetim yok." diye fısıldadı Jade.

" Biliyorum, şimdi uyu ve gücünü topla. Gücünü topla ki, mutlu günlerimizi hep birlikte yaşayalım. İkizlerimiz, annelerini bekler. " dedim ve saçlarını okşadım.

Anlaşılan uykuya geçmişti. Canım, sevgilim. Çocuklarımın annesi, hayatımın kadını. Yaşamımın tanrışçası ve aşkımın efendisi. Beni hiç bırakma, olur mu ? Sen ölürsen, bende ölürüm. Bu yüzden hep yaşa. Ölürsekde beraber ölelim. Seninle ölüme, düğüne gider gibi giderim. Seni seviyorum Aimi'm, Jade'm.