Sadist ve Mazoşişt

Sanırsam, pek mutlu bir bölüm olmadı. Üzgünüm. Sizce neler olacak ?  Tahminlerinizi alırsam, sevinirim. :) Peki, bebeğin adı ne olmalı ? Neyse, bölüm şarkısıyla  iyi okumalar :* Multimedyadaki bebişe bakın !

Çocuk sahibi olmaya karar vermek önemlidir. Kalbinizin, sonsuza dek bedeninizin dışında atmasına izin vermekt demektir.

-Elizabeth Stone

Uyandığımda yatağımın üzerindeydim. Neden bayılmıştım ki ? Ah, lanet bayılmalarım. Hiç olmayacak zamanda bayılıyordum. Yavaşça toparlandım. Yanımda Akorn ve Delilah vardı.

Delilah " İyi misin, canım ? "

" İyiyim. Başım döndü ve bayıldım." dedim.

Akorn " Jade, şimdi sana soracağım sorulara düzgünce cevap verir misin ? Cevapların, teşhişimi doğrulayacak."

" Nasıl cevaplar ? "

" Ben bir tür doktorum. Yer Altı Dünyasındaki, şifacılardan birisiyim. Ona göre cevapla."

" Peki, o zaman."

" İlk önce, en son ne zaman regl oldun ? "

" Düğünümden önce. 2 aydır görmüyorum."

" Peki, göğüslerde bir hassaslaşma, şişme var mı ? "

" Evet, var."

" Sık sık tuvalete gidiyor musun ? "

" Evet, bu aralar sık tuvalete gidiyorum."

" Son sorum. Belki özele girecek ama sormam lazım. Haru ile ilişkiye girerken, korunuyor muydun ? "

" Açıkçası evlendikten sonra korunmadım. Daha önceleri korunurdum. Düzenli olarak, haplarımı alırdım. "

" Kesin olarak tahminim doğru. Hamilesin, Jade. Tebrikler, anne oluyorsun ! "

" Ben ve annelik mi ? " dedim ve elim karnıma gitti.

Orada, içimde büyüyen minik bir can vardı. Canımdan, can verdiğim minik bir kalp vardı. Ah, benim güzel bebeğim oradaydı. Benim bebeğim ! Korumam gereken minik bir kalp. Annesinin bir tanesi olacak, minik bir kalp vardı. Haru ve benim, parçalarımızı taşıyan minik bir ufaklık. O, şu an gözümde dünyadaki en önemli  şeydi.

" Seni ölesiye seveceğim, bebeğim. Sana tapacağım." diye mırıldandım.

Delilah " Tebrikler, canım ! " dedi ve bana sarıldı.

" Şu an hissetiklerim, o kadar kutsal ki ! Ah, bebeğim olacak." dedim.

Akorn " Bu kutlu haberi, Haru'ya da vereyim." dedi ve çıktı.

Bende ayağa kalktım ve boy aynamdan kendime baktım. Karnıma dokunduğum an, içimdeki miniğin kıpırdandığını hissettim.

" Senin varlığını biliyorum, bebeğim. Korkma, annnen senin orada olduğunu biliyor. Tıpkı babanında şimdi öğreneceği gibi." dedim ve güldüm.

İçeri buz gibi bakışlarıyla Haru girdi. Delilah'a çıkmasını işaret etti.

Haru " Jade, duyduğum şey doğru mu ? " dedi soğukça.

" Ne doğru mu ? " dedim.

" Hamile olduğun. "

" Evet, doğru aşkım. Hamileyim. İçimde, ikimizin ortak bir karışımı var. "

" Sana zarar verecek bir karışım bu ! "

" Nasıl zarar verebilir ? Sakın şu masalı deme. Ölümlü ve vampir karışımı çocuklar, annelerini öldürür."

" Bu diyeceğim şey, o dediğinden daha az tehlikeli."

" Neymiş o ? "

" Jade, ikimizin enerjisi bu bebeği etkiliyor. Sen aydınlıksın, ne kadar karanlık güçlerin olsa da, aydınlıksın ve ben ise karanlığın dibine kadar batmış bir adamım. Meydana gelecek olacak bu çocuk, sihiri yüksek enerjili olacak. Bu yüksek enerjiye, bir de vampir enerjisi ekleyince seni boğacak bir şey meydana gelecek. Zamanla senin enerjini çalıp, öldürecek."

" Hayır, benim bebeğim annesini öldürmez. Haru'nun bebeği, annesini öldürmez ! "

" Öldürür Jade. İçindeki bebek, senin ölümün olabilir!"

" Ne yapmalıyım ? "

" Bu bebeği aldır ! "

" Hiç bir güç, bu bebeği aldırmaya beni zorlayamaz."

"Ben zorlarım ! Aşık olduğum kadının, benim çocuğum için ölmesine asla izin vermem ! " dedi ve kolumu sıktı.

İşte sadist Haru, geri dönmüştü ! Sadist, bencil ve soğuk Haru geri gelmişti.

" Sen bu bebeği istemeyerek, beni de istemiyorsun ! " dedim.

Haru " Hiçbir erkek, seni benim istediğim kadar isteyemez ! "

" O zaman bu bebeği de kabul et. Benim ölmeyeceğimi kabul et ! " dedim.

" Aldıracaksın o bebeği dedim. Ben senin kocanım ve bana uymak zorundasın. "

" Evet, benim kocamsın. Evet, sana uymak zorundayım fakat hayır, bu konuda uymayacağım. Seni terk ediyorum. Bebeği, kabul ettiğin an eve döneceğim. O zamana kadar görüşmemek üzere ! " dedim ve kolumu daha fazla sıktı.

Haru " Beni bırakamazsın ! " dedi ve ona karanlık bir sihir enerjisi savurdum.

Savurduğum enerji, Haru'yu yere yapıştırmıştı.

" Bu sana duyduğum öfkem ! " dedim ve balayı bavulumu boşaltıp, dolabımdaki kıyafetleri doldurdum.

 Hızla üstüme, bir tane kaban geçirdim ve bavulumla beraber aşağı indim. Salonda beni görenlerin üstlerine kapıyı kilitledim. Sinirimi alamadım ve sihrimle kapıyı kilitledim. Böylece çıkamayacaklardı. Aynı sihri, Haru'ya da uyguladım.Bavulumla hızla aşağı indim ve siyah, Haru'nun arabasına bindim ve çalıştırdım.

Şimdi nereye gidecektim ? John babamın evine mi ? Ona ne diyebilirdim ki ? Haru, bebeği istemedi desem, kesinlikle kalp krizi geçirirdi. Oraya gitmeyecektim. Jack'e gitsem nasıl olurdu ? Kesin karşıma geçer, hadi gel buradan kaçalım ve bebeğine de razıyım derdi. Ona da gidemezdim. Elim, kolum bağlıydı anlaşılan. Arabayı sürdüm ve şehrin merkezine geldim.

" Korkuyorum, bebeğim. Seni nasıl koruyacağımı bilmemekten korkuyorum. Ah, canımın içi ! Canımdan, can verdiğim benim güzel meleğim. Baban için sakın üzülme veya kızma. O senin gelişine çok sevindi. Sadece, duygularını geç belli eden bir odun." dedim ve arabamı karanlık bir sokağa park edip, bir kafe adımımı attım.

İçeri gitdiğimde, boş olan masaya hemen oturdum. Garsondan, bir bardak su istedim. Suyum gelince, rahatça içtim. Şimdi nereye gitmeliydim ? Yer Altı Dünyasına gidemezdim. Gidersem, ölürdük. John babama gitsem, o ölürdü. Jack'e gitsem, faydası olmazdı. En iyisi, bu gecelik bir otelde kalmaktı. Evet, yarını sakin bir kafayla planlardım. Parayı ödedim ve dışarı çıktım. Arabama binmeden önce, yan taraftaki dükkana girdim ve kendime bu gece için pijama aldım. Arabamın bulunduğu sokağa girerken, arkamdan birilerinin beni takip ettiğini hissettim. Acaba Haru muydu ?

" Haru ? " dedim.

Birden arkamdaki gölge beni aldı ve kendine doğru çekti. Elideki bezi burnuma dayayınca, bayıldım.

~~~

Sonunda kendime gelmiştim. Bir sandalyede oturtulmuş ve ellerim arkama doğru bağlanmıştı. Tanrı aşkına, neredeydim ? Haru mu almıştı ? Zorla işkence ederek, içimdeki miniğimi öldürecekti. Hayır, bu kadarını yapamazdı. Bu kadarına izin veremezdim. Gözlerimi açtım ve karşımda 3 adam gördüm. Bir anda Marcus'un yüzü belirdi.

Marcus " Jade ! Sevgili, gayrımeşru kuzenim !"

" Lanet olası, Marcus ! Ve onun yalaka takımı ! " dedim.

Birden ışığa doğru Juman çıktı.

Juman " Böyle deme lütfen. Gururumuzu kırıyorsun."

" Sende gurur mu var ? Neden buradayım ? Ne yapacaksınız bana ? " dedim.

Marcus " Biraz sohbet ettikten sonra infaz edileceksin ! Senin yüzünden, ülke hala karışıklık içinde ve sen ölürsen bu karmaşa son bulacak. Senin o güzel kafanı, kılıcımla vücudundan ayıracağım. Sonra kafanı alıp, ülkemizde meydanlarda dolaştıracağım. Benimle savaşa girenin sonu budur diye bas bas bağıracağım. Nasıl ? "

" Hamile bir kadına yapılacak şey midir ? "

" Hamile misin ? Ne uğursuz bir haber ! Merhaba şanssız yiğenim ! Ben dayın Marcus, birazdan anneni öldüreceğim. Sakın korkma tamam mı ? "

" Sen bir manyaksın ! "

" Asıl manyak olan sensin. Karnında kendi enerjinin zıttı olan, bir bebek var. Bu enerji seni yok edecek. Zamanla güçten düşeceksin ve yatakta kalacaksın. Sonra doğuma kadar çaresiz bir hale bürüneceksin. Doğumdan sonrada ruhun, bedeninden ayrılacak. Puf ! "

" Bu asla olmayacak. Sen nereden biliyorsun ? "

" Kız kardeşim böyle öldü ! Aptal bir kara büyücüye inandı, o adamın piçini taşıdı ve sonuç, öldü ! Şimdi o piç etrafta seni arıyormuş ama bulamayacak. Buna izin vermeyeceğim. "

" Taht hırsı, gözünü bürümüş."

" Geçmişte ne olduğumu bilseydin, o zaman beni anlama şansın olurdu."

" Sende beni anla ! Ben mutlu olmak istiyorum. Derdim, sıkıntım olmadan huzurlu bir şekilde yaşamak istiyorum."

" Huzuru, bulamazsın. Artık ölüme hazırlan, bu kadar konuşma yeter." dedi ve güldü.

Tanrım, lütfen biri gelsin. Kim gelirse, gelsin ve beni bu ölümden kurtarsın. Haru bile gelebilir. Peki, kavga ettik ama olsun. Beni kurtarsın. Bebeğimizi kurtarsın. Ah, keşke Luis ile olan bağımı bozmasaydım belki şu an beni kurtarırdı. Peki, ne bir kapıyı kıran vardı ne de gelen bir kişi. Sihirle bile ulaşılamıyordum. Juman, gözlerimi bağlı. Evet, en azından bana bu merhameti göstermişlerdi ! Kılıcı görmeyecektim. Kabusum olan kılıcı görmeyecektim.

Marcus " Ölüme, öbür tarafa merhaba de kuzen ! " dedi ve birden bir patlama oldu.

Ne olduğunu anlayamamıştım. Birden gözlerimdeki bağ açıldı ve karşımda kızgın fakat rahatlamış bakışları ile Haru'yu buldum.

Haru " Ne oldu ? Seni bulamayacağımı mı sanıyordun ? "

" Evet, beni bulmayacağını sanıyordum ! " dedim.

" Şu ellerini çözeyim, şu serserileri bir dövelim sonra kavgamızı kaldığı yerden devam ederiz."

" Memnuniyetle, pis sadist ! "

" Peki, aptal kelebek ! " dedi ve elleri çözdü.

Ellerimi ovuşturdum. Sonuç olarak canım acımıştı. Evet, çok acımıştı. Şimdi sihrimi gösterme zamanımdı. İlk hedefim Juman idi.

" Ateş Kasırgası ! " dedim ve sihrimi ona savurdum.

Savurduğum sihir sayesinde, yere yapıştı. Haru'ya baktığım gayet soğukkanlı bir şekilde Marcus'u havadan, Juman'ın yanına fırlattı.

Haru " Bir daha, Jade'yi incetmeye çalışırsan seni bin parçaya ayırırım. Parçalarını da köpeklere yedirtirim ! " dedi ve yanıma geldi.

Marcus " Onu zaten sen incetebilirsin, doğru değil mi ? Zaten ona en büyük zararı, o bebekle vermişsin. Fakat ben daha fazla acı çektireceğim. Benim acı çekmemin sebebi olan Jade'ye daha fazla acıyı çektireceğim. Bunu yapmaya başladım bile. Gör bak Jade, sevdiğin herkesi kaybedeceksin !" dedi ve kayboldular.

Sevdiğim herkesi kaybetmek ? Ah, hayır bu olamazdı. Sevdiğim herkesi kaybedemezdim. İlk kimi kaybedecektim ? Bebeğimi mi ? Ah, hayır. Olmamalıydı. Haru içini çekti. Ona baktım. Sanırsam, kötü bir haberi vardı.

Haru " Hadi, hastaneyeye gidiyoruz."

" Ne hastanesi ? " dedim.

" Yürü ! Oraya gidince öğrenirsin . " dedi ve beni dışarı sürükledi.

Arabamıza bindik. Benim kaçış arabamdı.

Haru " Evet, kavgaya devam edebiliriz. "

" Peki, devam edelim ! Sen bir sadistsin, tamam mı ? En çok acı çektirmekten zevk aldığın kişi de benim ! "

" Evet, bir sadisttim. Bununla da gurur duyuyorum. Sende bir mozoşitssin ! Acı çekmeyi çok istediğin için, benimle evlendin. Mazoşişt ile sadisttin mükemmel uyumu ! "

" Benim tek istediğim, bu bebeğin yaşaması tamam mı ? Ne olur, bu bebek yaşasın. "

" Bebeğin yaşamasını çok mu istiyorsun ? "

" Evet, lütfen."

" Benimle, bunca kavgayı bu bebek için mi yapıyorsun ?  Sana inanamıyorum."

" Baba olacaksın, farkındasın değil mi ? "

" Evet, baba olacağım. " dedi ve alaycı bir şekilde güldü.

Gülmek ona çok yakışıyordu. Bebeğim de babası gibi, çok güzel gülecekti. Arabayı durdurdu. Hastaneye gelmiştik. Elini tuttum ve karnıma götürdüm. Hafif şiş olan karnıma götürdüm. İçimdeki bebek, kıpırdandı. Bu kıpırtıyı, umarım hissetmiştir.

" Bak, bebeğim. Baban seni, ilk defa hissediyor. " dedim gülümseyerek.

Haru " Bu kıpırtı, ondan mıydı ? "

" Evet, bir şekilde sana merhaba babacığım dedi. Lütfen, yaşasın. Lütfen."

" Peki, o ve sende yaşayacaksın. "  dedi ve gülümsedi.

Dudaklarını öptüm ve arabadan dışarı çıktık. Üstüme, ceketini verdi.

" Buraya neden geldik ? " dedim.

Haru " Hiç iyi bir nedenden değil." dedi ve hastanenin içine girdik.

Kantin kısmından benim için meyve suyu aldık ve yukarı çıktık. Geldiğimiz katta kocaman harflerle AMELİYATHANE yazıyordu. Bekleyenler ise Yugin, Luis ve Akorn idi. Bir de Sam'in sevgilisi Amber vardı. Acaba Sam'e mi bir şey oldu ? Fakat Delilah neredeydi ? Yugin'in yanına koştum. İçeriden doktor çıktı.

Doktor " Buraya şu anki durumu belirtmek için geldim. Anne ve bebek, şu an için tehlike altındalar. İkisinden birini kaybetme riskimiz var. Buna göre kendinizi hazırlayın. "  dedi ve geri ameliyathaneye döndü.

Elimdeki meyve suyu, yere düştü.

Delilah ! Kız kardeşim ! Hayır, onu kaybedemezdim. Marcus'un dediği olamazdı ! Olamazdı, olamazdı ! Hıçkırıklara boğularak, ağlamaya başladım. Haru yanıma geldi ve kafamı onun omzuna gömdüm. Hıçkırıklarım arasında boğuluyordum ve ilk defa korkum ile karşı karşıyaydım.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top