Parmaktaki Yüzük
Evet, yeni bölüm ! Del ne söyler ? Onları çok özlediğim için, geri getirtdim. Balayını kısa kestirtdim :D ihihihihi :D Neyse, sizce düğün nasıl olmalı ? Fikir verin ! Bölüm şarkısıyla iyi okumalar !
Fuji Dağı manzarası içinde, şarabımızı içiyorduk. Tek taşımı, sağ elimin yüzük parmağına bizzat Haru takmıştı. Yüzüğün içinde Ja-ru Sonsuza Dek yazması, beni duygulandırmıştı. İkimizde şaşkındık. İkimizde aşıktık. Bu teklif ile, kaderimde yeni bir sayfa açılacaktı ve o sayfayı Haru ile birlikte yazacaktım. Biz, siyah ve beyazın birlikteliğiydik. Düğünümü düşündükçe kalbim heyecanlanıyordu. Bir iki defa gelinlik giymiştim. O da, mankenlik denemeleri içindi. Ya balayımız ? O neresi olacaktı ? Haru, halleder miydi ?
Haru " Bu manzara karşısında, seninle şarap içmek çok hoş. Ama en çok hoşuma giden, senin Bayan Fujioka olacak olman."
" Benim de en çok hoşuma giden, senin benim kocam olacak olman ! Benim kocam bir sadist ! Ne hoş bir cümle ! " dedim gülerek.
" Kocam bir sadist, cümlesi bence de hoş ama seninde hoşuna gitmesi beni ürküttü."
" Ee, artık karın olacağım. Alış bu cümlelerime. "
" Seni seviyorum ! "
" Bende seni aşkım ! Beyaz gelinliğim ile, beni alacaksın."
" Siyah gelinlik, olmaz mı ? Herkes siyah giyinsin böyle düğünde. Çok güzel olur ! "
" Hey koca adam ! Siyaha bana aşık olduğundan daha fazla aşıksın ama, düğünde herkes siyahlara bürünmeyecek ! "
" Tamam, kızma ! Hem ben sana çok aşığım.Anlatamayacağım kadar çok aşığım. Öyle böyle değil, deliler gibi aşığım ! "
" Peki, ikna oldum. Keşke Delilah burada olsaydı."
" Emin ol, şu an çok meşguldür." dedi kıkırdayarak.
" Haklısın, Yugin ile ilgileniyor. Herkes evliliğe karşı çıkacak. Dur sana kimler karşı çıkar sayayım. En başta babam. Sonra tehlikeli rakibim Marcus ve bana saldıran General Hugo, bana tapan Luis, aşkıma sadık kalmaya çalışan Jack ve çocukluğundan beri bana deli olan Sam. Daha sayayım mı ? Kim destekler ? "
" Desteklemezlerse, seni gerçekten sevmiyorlardır. Biz evleneceğiz ve kimse karışamayacak. "
" Korkuyorum ! "
" Korkmana gerek yok. Sakın korkma. "
" Peki. Aslında neden Jack, benim kaderimmiş gibi gözüme göründü ? "
" Aslında o görüntünün sebebi benim. Seni, takip ediyordum. Uzaktan uzağa, dokunmadan aşık olmam o zaman başladı. O zaman kendime seni yakıştıramadığım için, o görüntüyü görmeni sağladım. Görürsen, sen Jack'e aşık olurdun ve benim sana olan sevgim biter demiştim Ama yanıldım, Jade. Aşkın ne olduğunu bilmediğim için, ilk defa bir konuda acemice davrandım. Aşkta hala bir öğrenciyim ve sende benim öğretmenimsin." dedi ve elimi alıp, yanağına dayadı.
Ona gülümsedim. O benim gözümde büyümeyen, savunmasız bir oğlan çocuğuydu. Sürekli sevgi isteyen fakat göremeyen. Göremediği için, kendi içine kapanan bir çocuktu.
Haru " Ben yeterince büyüdüm, Aimi. Seni ben büyüteceğim."
" Biliyorum. Beni büyüt ! " dedim.
" Ah, bu kadar güzel olmak zorunda mısın ? Güzelliğin bu kadar başına bela olmak zorunda mı ? Seni neden bu kadar çok seviyorum ? Neden sana olan aşkım gittikçe, derinleşiyor."
" Bu sorunların cevabını sadece sen bulabilirsin."
" Bence şimdi Los Angeles'a gitmeliyiz. Zaten bizi Japonya'da biliyorlardı, değil mi ? "
" Evet, şu an herkesin gözünde Japonya'dayız. O zaman, John babamların evine gidelim ve ilk onlara açıklayalım."
" Umarım bizi evden kovmazlar. Ah, ben bu hallere düşecek bir adam mıydım ? "
" Ne varmış halinde ? Yoksa bana evlenme teklifi ettiğin için, pişman mı oldun ? Ah, Tanrım ! "
" Sakin ol ! Pişman değilim, tamam mı ? "
" Neden halini beğenmiyorsun ? Yoksa kendini, bana mı yakıştıramadın ? "
" Jade, sakin olur musun ? Bağırma, lütfen ! Bir laf söyledim, bin azar işittim ! Beni azarlamaya hakkın yok ! "
" Peki, sakinim. Sakin olacağım. " dedim ve gözyaşlarım sinirimden akmaya başladı.
Haru ise, bana bakıp gülüyordu. Benim ağlamamdan, zevk almış gibiydi. Evet, o bir sadistti ! Evleneceği kadının ağlamasından, zevk alan bir sadist !
Haru " Merak etme, şu an bende sinirimden gülüyorum. Sadistliğim ile bağlantısı yok. Sen sinirinden ağlarsın, bende gülerim. Bunda bile zıtız. Hadi beni affet ve bunu yaşanmamış sayalım."
" Peki, unuttum. Hadi Los Angeles'a gidelim." dedim ve ayağa kalktım.
Haru, ayağa kalktı ve göz yaşlarımı elliyle sildi. Sonra koluna girdim. Gözlerimi kapatıp, açtığımda Los Angeles'da Haru'nun evinde olduğumuzu gördüm. Hemen üstüme kotumu ve seçtiğimiz kazaklardan siyah olanını giydim. Eyelinerımı çektim ve kırmızı rujumu sürüdüm. Spor ayakkabılarımı giyince hazır olmuştum. Haru, çoktan hazırdı. Elimi tuttu ve bana gülümsedi. Bende ona gülümsedim. Haru'nn siyah arabasına bindik ve yol almaya başladık.
Haru " Evde, kazık yok değil mi ? Seninle evlenmeden ölmek istemiyorum. Sonuçta artık ölümlü bir vampirim."
" Korkma, kazık yok. En son yoktu." dedim gülerek.
" Utanmadan gülüyorsun. Bak, evlendiğimiz zamanda böyle olalım. Ciddiyet girmesin ! "
" Girmez merak etme ! " dedim ve yalıya gelmiş olduğumuzu gördüm.
Saatte baktığımda, akşam üzeri 5 idi. Evet, akşam yemeğine kalabilirdik. El ele tutuştuk ve yukarı çıktık. Salonda tüm aile vardı. Hatta Amber'ı da gördüm. John babacığım, Kevin ile satranç oynuyordu. Maria, Amber ve Sam ise sohbet ediyordu. Kapıda bizi fark eden ilk Sam oldu. Mavi gözleri beni görünce ışıl ışıl parladı.
Sam " Sevgili Jade, Japonya'dan dönmüş ! "
" Evet, döndüm ! " dedim ve salonun orta yerinde sarıldık.
Beni hava kaldırdı ve döndürdü. Yere bastığımda ona gülümsedim. Sam'de bana gülümsüyordu. Çok sevimliydi. John babam da, aramıza katılmıştı. Beni sevgiyle selamlamış ve oturmuştu. Bende hemen yanına oturdum. Haru'da yanıma gelmişti.
Kevin " Japonya nasıldı ? Anlatsana, Jade ! "
Haru " Japonya, kaçmıyor Kevin-chan ! Bir gün gideriz olur mu ? "
" Gerçekten mi ? " dedi gözleri heyecanla.
Haru " Evet, hep beraber gideriz ! O zaman nasıl bir yermiş, görürsün ve yorum yaparsın. " dedi gülerek.
" Ah, çok harika bir haber ! "
Maria " Birbirinize çok uyuyorsunuz. "
Sam " O kadar fazla uymuyorlar, Maria. "
" Evet, biz Amber ve Sam kadar uymuyoruz. " dedim gülerek.
John babam " Evimizin neşesi Jade, parmağında bir yüzük var. "
" Evet, babacığım önemli bir açıklamam olacak. Haru ile evlenme kararı aldık." dedim.
Kevin " Gerçekten mi ? Jack ile de öyle düşünmüştünüz. Ama sonuç, orta da."
" Bu sefer ciddiyim. Jack, olmazdı. Çünkü beni sürekli yormuştu. Bende yorulmuştum ve onu bıraktım. Fakat Haru öyle değil. Bu ilişkiyi birlikte taşıyoruz. Yorulmuyoruz ve sonuna kadar sürdürebileceğimize inandığım için teklifini kabul ettim."
Haru " En geç 2 ay içinde evlenmek istiyoruz. Ne kadar erken, o kadar iyi olacak. " dedi ve Sam içtiği suyu dışarı doğru püskürdü. Sonra boğazında durduğu için öksürmeye başladı. Amber, Sam'in sırtını okşadı ve endişeli gözlerle bana bakıyordu. Sam kendine gelince bana baktı ve sonra gözleri yüzüğüme kaydı.
Sam " Şaka ise, hiç iyi değil."
" Ciddiyim, Sam. " dedim.
" Bu kadar erken miydi ? Daha otuzuna, otuz beşine kadar bekleyebilirdin."
Haru " Sam, söz senin için 35 yaşımızda iken bir daha bir düğün yaparız. "
Sam " Çok ama çok ani. Bugünleri göreceğim, hiç aklıma gelmezdi. "
" Samuel. Ben, evlenmek istiyorum ve yaşımda tam zamanı. Lütfen, yanımda ol kardeşim. Lütfen benim tatlı, sevecen abim ol. " dedim.
" Tek ben mi karşı çıkıyorum ? "
Amber " Evet, hayatım."
Sam " Peki, izin verdim."
Maria " Ay, şimdiden düğün kıyafetim için hazırlaya başlamalıyım ! Tanrım, hangi renk giymeliyim ? Beyaz giymem. Gelin ile aynı renk, olur. "
" Deli kız. Ben bile daha bir çok şeyi düşünmüyorum, hemen telaşa kapılma ! " dedim gülerek.
"Kolay mı, Jade ? Japonya'dan birisini buluyorsun ve evleniyorsun."
Amber " Nedimelerin kim olacak ? "
Sam " Sarışın arkadaşı vardı. Kesinlikle o baş nedimesidir. " dedi ve telefonuma mesaj geldi.
Mesaj, Delilah'dandı. Bu kız, balayında değil miydi ? Neden mesaj atmıştı?
Del " Balayını kısa kesiyoruz, çünkü beklenmeyen bir şey oldu ! Bir şey gördüm ve seninle paylaşmam gerek. Nerede buluşalım, biliyor musun ? Los Angeles'daki yeni evimizde. Adres yazıyor. Hem akşam yemeğini beraber yeriz." diye yazmıştı.
Haru'ya da mesaj gelmişti. Anladım ki, Yugin mesaj atmıştı. Bu çift kesinlikle çatlaktı.
Haru " Üzgünüz, kalkmamız lazım. Arkadaşlarımıza yemek sözümüz vardı. İyi günler dilerim."
John babam " İyi günler." dedi ve biz el ele tutuşarak çıktık.
Arabaya bindiğimiz de, müzik çalar sistemini açtım. Son çalan şarkı ' Eminem - Not Afraid ' idi. Oynat tuşuna bastım ve şarkı baştan başladı. Haru da, benim gibi Eminem şarkılarını seviyordu. En azından bir tanecik, ufak ortak noktamız vardı.
Haru " Balayından dönmüşler ve bence çok erken döndüler. Neden geri geldiler acaba ? Ne güzel, kafamızı dinliyorduk. "
" Keşke bende bilsem. Delilah, bir şey gördüğünü ve bunu bilmem gerektiğini söylüyordu." dedim.
" Bu çift tam baş belası. Elime silah alırsam, dimdirek onları öldürürüm. "
" Seni pis, seri katil ! "
" Sende bir seri katilsin. Sana aşık olanlar kurban, sende katilsin."
" Galiba adrese geldik." dedim ve arabadan indik.
Apartmana girdik ve asansörde 13 numaraya bastık. Kapılarının önüne geldiğimizde, Haru zile bastı. Kapıyı açan Delilah oldu. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Evlilik yaramıştı. İçeri girdiğimizde Evleri krem ağırlıktaydı. Amerikan tarzı mutfakları, krem rengi salonları ile müthişlerdi. Manzaraları, Los Angeles idi. Yugin ise, mutfakta salata hazırlamakla meşguldü. Bizi görünce, salatayı bıraktı. Elini yıkadı ve yanımıza salona geldi.
Delilah " Ah, Jade. Evlilik bana şimdiden yaradı. Evli olmak gibisi yok."
" Balayını kısa kestin ama." dedim.
Yugin " Bize her gün balayı Prenses. Balayını erken kestik ama burada olduğumuzu kimse bilmiyor. Lütfen söylemeyin. "
Haru " Korkma, söylemeyiz ! "
Delilah " Jade, parmağında bir yüzük var. " dedi ve sağ elimdeki yüzüğü çıkardı.
Yüzüğün içindeki yazığı okuyunca, gözleri fal taşı gibi olmuştu. Sonra yüzüğü aldım ve ait olduğu yere taktım.
Del " Ja-ru. Sonsuza Dek. Ne oluyor Jade ? "
Haru " Hala anlamaman senin aptallığını gösterir. Bugün evlenme teklifi ettim ve o da kabul etti."
Yugin " Bak, Delilah. İlk gördüğün evlilik teklifi çoktan gerçekleşmiş. Böyle Fuji Dağı karşısında olan teklif."
Del " Peki, sindiriyorum. Karşı çıkmayacağım. Çünkü ilerde mutlu olacağın bir kara verdin. Bunu nereden biliyorum, çünkü görüşlerimden. Ah, peki ya Jack görüşü ? "
Haru " O, benim hilem. Sıkıntı yok."
" Del, seni seviyorum biricik dostum. Ama merak etme, karşı çıkacaklar olacak." dedim.
Del " Karşı çıkacaklara beraber savunmamızı yaparız. Bu savunmayı sadece senin için, yapıyorum. Haru için değil."
Yugin " Ama Jade, ciddi itirazlara hazır ol. Haru'nun geçmişi kesinlikle karanlık ve tamamen onlara batmış. "
Haru " Karanlıktan çıkmak isteyen kim ? " dedi ve omuz silkti.
" Onun geçmişini bilerek kabul ediyorum. Bana ne anlatacaktın ? " dedim.
Delilah " İsterseniz, balkonda yemeğimizi yerken anlatalım. " dedi ve hep beraber balkona geçtik. Haru karşıma oturmuştu. Del ve Yugin de karşılıklıydı. Ne söyleyeceğini merak ederek, yemeğimize başladık.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top