Melek ve Şeytan
**** Evet, Okur-chanlar ! Bu bölüm Haru'yu serbest bırakan akıllıyı açıklamadım :) Sizce Jade, kimin yanında? Tahmin edin ve votelayın. Aslında ipucum Bao Bei :D Hangi dil olduğunu bulun bakalım :D Yorumlarınızı okumak istiyorum :) Votelarınızı görmeliyim ayrıca. Neyse bölüm şarkısı ile iyi okumalar ! **
Tüm aramalara rağmen, Haru bulunamamıştı. Onu uyandıran kişi de, kesinlikle çok akıllı birisiydi. Çünkü tüm sihir sistemini çökertmiş, askerlere bayıltıcı toz sihrini uygulamıştı. Normalde, her türlü sihre karşı bağışıklığı olan askerlerin, bu sihirde uyutulması garipti. Tüm araştırmalara rağmen, yapan kişinin ve Haru'nun hiçbir bağlantısı bulunamamıştı. Şimdi akşamüstüydü ve benim odamda Delilah'ın nişan balosu için hazırlık yapılıyordu. Açıkçası herkesin hazırlığı bitmiş, Del'in hazırlığının bitmesi için seferberlik ilan edilmişti. Çünkü hanımefendi, hiçbir şeyinden memnun değildi. İlk önce elbise seçimini son dakikada değiştirdi, sonra saçını 5 defa değiştirdi. Şimdi ise makyajını ve takıları için herkes uğraşıyordu. Kraliyet kuaförünü ve kendi kişisel kuaförü getirmeme rağmen, memnun olamıyordu. Benim hazırlığım yarım saat de, bitmişti. Saçlarım dağınık topuz yapılmış ve makyajımda gözlerim ön planda tutulmuştu. Elbisem ise, koyu kırmızı, korseli ve geniş eteği olan, straplez ve uç bölgeleri siyah dantel ile süslü olan bir elbiseydi. Kısa siyah dantel eldivenlerim ve siyah inci küpelerim uyumla bana eşlik edeceklerdi. Del, hazırlanmış ve bana bakıyordu.
Del " Jade, bakışlarında bir tuhaflık var sanki."
" Hayır, canım. Ne tuhaflığı var ki! " dedim ve Jack geldi.
Giydiği siyah smokin ile çok sevimli bir penguene benziyordu.
Jack " Leydi Prenses, benimle beraber aşağı balo salonuna gelebilir misiniz ? "
" Memnuniyetle, Yakışıklı Lordum. " dedim ve Jack'in koluna girdim.
Jack " Haru'nun serbest olması, seni gerginleştirmiyor değil mi ? Biliyorsun, baloları mahvetme gibi kötü bir alışkanlığı var. "
" Bu balo mahvolamaz. Haru şu an aranıyor ve aklı varsa, gelmez. Hem başka balo mahvedebilir ki ? "
" Onu serbest bırakan geri zekalıdan haber var mı ? Hangi akla hizmetten böyle bir şey yaptı ?"
"Keşke bilsem ve yapan kişinin boğazına sarılsam. Haru'nun serbest kalması, o kadar kötü ki. İstemeden korkuyorum."
"Korkma, o Japon Balığından. " dedi ve sırıttı.
Bende ona gülümsedim ve merdivenlerden indiğimizde Luis bizi gülümseyerek karşıladı.
Luis " Buranın hangi balo salonu olduğunu biliyor musun, Jade ?"
" Sanırsam, asillerin kullandığı değil mi ? Kraliyet balosu daha büyüktü. " dedim.
" Neden burada yapılıyor biliyor musun ? Çünkü Haru'nun gelmesi imkansız olması için."
" Ne güzel ! Buranın balkonu da varmış ! Hadi, oraya gidelim. " dedim ve balkona doğru yürüdüm.
Gördüğüm her saraylıya gülümseyerek karşılık verdim. Balkona girdiğim de, soğuk hava tenimde ürpermeme sebep oldu. Başım dönmeye başlamıştı. Birden karanlık tarafımın kahkahalarını duyar gibi oldum. Balkona sıkıca tutundum. Jack, arkamdan bana sarıldı.
Jack " Neyin var, sevgilim ? Üşüdün mü ? Isıtabilirm, istersen ? "
Luis " Onu sen değil, ben ısıtarım."
" Yeter ! Başım dönüyor ve nedense hava ile uyum içinde değilim. Hadi içeri girelim, beyler. " dedim ve ikisi aynı anda beni taşımak için koluma girdiler.
Onlara gülümsedim. İçeri girdiğimizde, bize ayrılan yere geçtik. Anons yapıldı ve Del - Yugin çifti geldi. Neşe içinde gülümseyen bu çift, ne kadar mutlu ve umutlu görünüyorlardı. Delilah mavi elbisesi içinde güzeldi ve Yugin beyaz takımı içinde Del'e uyumla eşlik ediyorlardı.
Yugin " Bugün için, burada olmanız ben ve sevgilim Delilah'ı çok memnun etmiştir. Öncelikle sevgili Prenses Jade'ye teşekkürlerimiz sunarız. Bu gece için elindeki her şeyi, bizim kullandı. Evet, bu balo kutlama balosudur ! İyi o zaman, ilk dans başlangıcından sonra herkesi burada bekliyoruz." dedi ve keman sesi ile birlikte uyumla dans etmeye başladılar.
Başımın dönmesi şiddetlenmişti.
Jack " Dans edelim mi ? " dedi ve başımla onaylayınca, dans pistinde yerimizi aldık.
Uyumla dans eden bir çift gibi gözüksek de, başım gittikçe daha fazla dönüyor ve Jack'in arkasında beliren Karanlık Jade'yi görüyordum. Bana sinsice gülümseyen bu kızdan, korkmuştum. Bir insan acaba kendisinden korkar mıydı ? Evet, korkardı. Ben de korkuyordum.
Jack " Jade, rengin bembeyaz oldu. İyi misin ? "
" İyi değilim, hem de hiç iyi değilim. Tehlikenin farkında değil misin, Jake ? "
" Ne tehlikesi ? Haru mu geldi ? Onu mu hissediyorsun ?"
" Hayır, Haru'dan daha tehlikeli biri geldi."
" Kim ? "
" Benim, o benim. Görmüyor musun ? "
" Sen ne diyorsun ? Bir melek nasıl bir şeytana dönebilir ? "
" Olabilir, sana söylemeye çalıştığım buydu. Haru öldüğünde, içimdeki karanlık güç uyandı ve benden daha güçlü. " dedim ve birden bir şey oldu.
Kendimi bedenimin dışında bulmuştum, havada süzülüyordum. Fakat bedenim yere yığılması gerekirken, ayaktaydı. Bedenim, benim bulunduğum yere baktı ve sinsice gülümsedi. Bu Karanlık Jade idi. Hayır, dediği olmuş ve beni ait olduğum yerden çıkarmıştı. Kim yardım edecekti bana ? Karanlık Jade, Jack'i itecek bir rüzgar sihri uyguladı. Jack, şaşkın gözlerle bakıyordu. Herkes, benim bedenime bakıyordu. Herkesin düşüncesi aynıydı. Prenses'e ne oldu ?
Luis'in yanına gittim ve kendimi fark ettirmeye çalıştım fakat olmuyordu. Luis, hemen Jack'i ayağa kaldırdı. Jack'in burnu kanıyordu.
Jack " Hayır, bu gerçek Jade değil ! "
Karanlık Jade " Sevgilim, benim işte. Aynı ben. Sadece bazı gerçekleri gördüm, mesela karanlık güçlerimi ! "
Luis " Jade değil bu ! Bunu aramızdaki vampir bağı ile söyleyebilirim, söyle her kimsen ona ne yaptın ? "
Karanlık Jade " Ben, benim Lui. O aşık olduğun kadın ! "
Yugin " Hemen defol, buradan ! "
Karanlık Jade " Peki ! " dedi ve Yugin'e ateş topu savurdu.
Gelen bu topu durdurabilecek olan Yugin, yere yığıldı.
Delilah " Seni pis cadı ! "
Karanlık Jade " Ben mi pi cadıyım ? Ben normal benim, o Haru'yu yenen kızım. Bir aptal insan ile peşimde koşan vampiri parmağında oynatan kızım. Acaba başka kimi parmağımda oynatsam, Yugin'i mi ? " dedi ve Delilah'a buzdan heykele dönüştürdü.
Jack " Jade, kendine gel ! "
Karanlık Jade " Zaten kendimdeyim. Senide bak kafese tıkarım ! Akıllı ol! "
Luis " Yeter ! Her kimsen bu bedenden çık, sana söylüyorum."
" Lui, sakın yanlış kadını arzulama. Ben varsam, herkes benimdir ! Yoksam da, benimsiniz ! " dedi ve Yugin'in gizli saldırısından kolayca kurtulup, Yugin'i ateşten iplerle bağladı.
Karanlık Jade " İşte böyle ! Seni eğitmem için, tasma kullanmam mı lazım ? "
Lui " Yeter ! " dedi ve demesiyle taş gibi kesildi. Sadece konuşabiliyordu.
Karanlık Jade " Benim işte ! Sizden gerçek yüzümü sakladım ! Hep melekmişim gibi göründüm fakat ben bir şeytandım ve şimdi gerçeği gösteriyorum ! "
Jack " Hayır, bu sen olamazsın J. Kendine gel, lütfen. Sana yalvarıyorum ! " dedi ve o da olduğu yerde yapıştı kaldı. Çünkü ona da buzdan yılan sihri uygulanmıştı.
Karanlık Jade " Evet, başka kabul etmeyen bir kişi varsa sonu bunlar gibi olur. " dedi ve herkes saygı ile eğildiler.
Karanlık Jade " İşte böyle ! " dedi ve kahkahasını attı.
Haru'nun varlığını hissettim ve bana gülümsüyordu.
Haru " Jade, şimdi sana dediklerimi uygula ve şu korkunç kızı kontrol edelim ! " dedi.
" Haru ! İlk defa geldiğine çok sevindim. Lütfen, yardım et ! " dedim.
Haru bir eli ile belime sarıldı, diğer eli ile elimi kaldırdı.
Haru " Dediklerimi, benden sonra tekrar et. Unutma, bana borçlanıyorsun."
" Peki, sana borçlanıyorum ve ödeyeceğim. " dedim.
Haru " Siyahın büyüsü ve beyazın büyüsü,
Aydınlığın çıkması ve karanlığın saklanışı.
Karanlık çıksın ve aydınlık geri dönsün !
Bu emir Ateş, Hava ve Su efendisinindir. " dedi.
Onun dediklerini aynısını dedim ve bedenime doğru çekilirken, Karanlık Jade öfke çığlıkları atıyor ve bana kızıyordu.
Bedenime geri döndüğümde, Haru gitmişti. Şaşkınlıkla etrafıma bakıyordum. Hemen çevremdeki sihri bozdum ve yapılanlara baktım.
Jack darmadağın haldeydi. Delilah, ise kırgın ve çökmüş bir halde oturmuştu. Yugin ise, hiçbir şekilde tepki veremeyecek halde yerde uzanıyordu. Lui ise, bana bakıyordu. Çevremdeki insanlar korku dolu gözler ile bana bakıyorlardı. Hepsi benden korkmuş ve nefret etmişti.
Luis " Gerçek Jade, sen misin ? "
" E-evet, Luis. Benim, ben ! " dedim hıçkırarak.
Jack, yanıma geldi ve elimi tuttu.
Jack " Geçti. Biz senin o kız olmadığını biliyorduk hayatım."
" Hayır, yinede ben izin verdim ! Yine de ben yaptım ! " dedim ve Jack'in elini bıraktım.
Luis " Jade, sen değildin ! Bize zarar veren sen değildin, hayatım. "
" Bendim. O kız, benim içimdeydi ve ben uyandırdım. " dedim ve Yugin ile Delilah'ı karşımda buldum.
Yugin " Prenses, korkmayın kontrol edebiliriz ! "
Del " Biz birlikte her şeyi başarırız, Jade ! "
" Hayır, bu karanlık kızı bir kişi öğretebilir Yugin ve o, sen değilsin ! " dedim.
General Hugo " Juman, 5 asker al ve Prenses'i kontrol etmek için bayıltıcı toz verdir ! "
" General, ben kontrolden çıkmış değilim ! " dedim ve balkona koştum.
Balkondan aşağı baktım. Atlarsam, bir şey olmazdı. En fazla bacağımı kırardım fakat sihirlerim sayesinde yumuşak bir Planım kısa ve netti. Balkondan atlayıp, saraydan kaçacaktım.
Luis " Sakın düşündüğünü yapma. "
" Hayır, Lui. Yapacağım ve gideceğim. " dedim ve kendimi aşağı attım. General, hemen aşağı inip, beni yakalamalarını emrediyorlardı.
" Rüzgar tutuculuğu ! " dedim ve rahatça yere indim. Yağmur yağmaya başlamıştı. Hemen ormanlığa doğru koşmaya başladım. Ayakkabılarımı çıkardım ve hızlıca koşmaya başladım. Arkamdakilere sis büyüsünü uyguladım böylece, Luis bile yavaş gelecekti.
~~
Islanarak koşuyordum, en sonunda saraydan çıkmış ve bilinmeyen bir ormanda kaybolmuştum. Arkamda çok sihir tuzakları bırakmıştım, bu yüzden arkamdan gelmeyi bırakmışlardı. Ayrıca Lui, ile bağımı kapatmıştım. En sonunda yorgunluktan düştüm. Zaten yol boyunca sürekli düştüğüm için, yaralanmıştım. Çamurun tadını ağzım hissetmiştim. Tek istediğim uyumaktı. Uyumak ve yok olmaktı. Birden birisinin geldiğini duydum. Yavaş yavaş gelmiş ve beni kucağına almıştı.
" Merak etme, benimle güvendesin Bao Bei. (Bao Bai = Sevgilim) Senin tüm yaralarını saracağım, Bao Bei." dedi ve ben bayılmıştım.
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top