Aşka İnanmayan Adam

***Haru anlatıyor ! Nasıl amaa ? Yorumlarınızı alalım. Onun bakış açısına göre yazmak, zevkli oldu. Ah, bu bölüm şarkısı Ja-ru'ya çok uygun. Anlamına bakın lütfen. Bölüm şarkısı için Kubraardic'e teşekkür ederim. Sizde şarkı önerebilirsiniz Ja-ru için veya diğerleri için ! Neyse iyi okumalar ! Multimedayda kim var !

(Haru)

Ben Haru Fujioka. Güçlü karanlık büyücü ve vampir olan sadist Haru veya aşık olduğu kızı en mutlu edebilecek Haru. Bu Dünya'da yaşamım boyunca aşk nedir bilmiyordum. Fakat o yeşil ve mavi arasındaki gözleri gördüğümde, aşkın ve gururun tanımını yapabilir hale gelmiştim. Aşk mı, gurur mu diye kendimle hesaplaşmış ve gururda karar kılmıştım. Neden mi gurur seçmiştim ? Benim gibi karanlık ve güçlü birisi, onun gibi güzel ve narin bir meleğin ayağına gidemezdi ! Hatta o meleğin güçleri, benim olmalıydı diye hırslanmıştım.  Meleğin kızması aslında beni hırslandırmıştı. Beni tanımadan, kötü damgası yapıştırması ile deliye dönmüştüm. Tamam, belki yaramaz bir çocuktum ama kötü değildim ! Onunla savaşmıştım. Hem melekle savaşmıştım, hem de ona duyduğum aşkla savaşmıştım. İlk başta emin olamamıştım fakat onu kendi vampir oğlumdan kıskandığımı fark edince, anlamıştım. Aşk dedikleri bu olsa gerek diye düşünmüştüm. Benim olması için ölümlü aşkı Jack ile, arasını bozmuştum. Herhalde bana gelir demiştim ama olmamıştı. Luis, o zaman sinirimi bozmuştu. Ufaklık ! Kimi zaman çok seviyorum, kimi zaman ölesiye nefret ediyordum. Fakat iyi bir dosttu. Bunun acısını ona, işkence ederek çıkarmıştım. Zavallı Lui-chan ! Onun en büyük cezası Jade'ye kavuşamamaktı. Sonra baloyu duymuştum. Öfkeden kudurmuş ve işgal etmiştim. İşgal ettiğimde artık beni seçer demiştim. Eğer seçmezse, zorla sahip olacağım diye düşünürken, beni yenmişti. Hatta öldürmüştü. Ruhumu serbest bırakmıştı. O zaman yanından ayrılmamıştım. O ilk başlarda istemese de kabuslarına, dertlerini dinlemiştim. Aramızdaki ilişki düzelmişti. Sonrası çorap söküğü gibi gelmişti. İlk başa başa geçirdiğimiz gecemizde, ona ikimizin mükemmel olacağını görmüştük. Sonra Jack, Sofia'ya uydu ve Jade bana geldi. İlk başta Luis'e gider diye düşünmüştüm fakat bana gelmişti. İşte o zaman zıtlıkların bile mükemmel bir uyum sergilediğini görmüştüm. Şeytan ve meleğin buluşmasını. Gece ve gündüzün aynı yerde olabileceğini görmüştüm. Fakat ters giden yine bir şey olmuştu. Ters giden şey, Jade'nin güçleriydi. Karanlık enerjisi, onu öldürmeye çalışıyordu. Tabi ona bu şekilde demedim. Durumunun açıklığını bir tek ben ve Yugin biliyorduk. Ona, karanlık enerjisinin onu öldürmeye çalışacağını tam dememiştim. Demeyecektim de. Sadece güçlerini kontrol etmesi gerektiğini biliyordu. Bu olumsuzluklar karşısında onu kurtarmaya çalışacaktım. O kanserli bir hasta ise, ben onun  doktoru olacaktım. Şu an ki tek korkum, onun kollarımın arasında ölmesiydi. Ölürse, onun gördüğü karanlık tarafı ele geçirecekti fakat ruhen ölü sayılacaktı. Zavallı Kır çiçeğim ve zavallı ben ! Aşka inanmayan bir adamken, şimdi aşkın en sadık kölesi haline gelmiştim. Ne kadar komikti ? Herhalde beraber olduğum, kullandığım fahişelerin bedduası tutmuştu. Fahişelerle pek beraber olmam ama, nedense beraber olduklarıma fahişe demek geliyor. Tabi, Jade hariç. Çünkü ona aşık olmuştum. Aşk denilen cennet meyvesini onunla tatmıştım. Ah, ben böyle biri miydim ?  Aşk için, ölebilecek hale gelmiştim. Şimdi kollarımın arasında, güzelliği saftan olan sevdiğim kadın duruyordu. Az önce, onun güçlerinin kapasitesini ölçmüştüm. Benimkisi ile eş değerdi. Benimkisi ile eş değer birisi yoktu. Olanları ise öldürmüştüm. Ender olmayı seviyordum fakat Jade'yi öldürmeyecektim. Karanlık enerjisi ile aydınlık tarafı dengedeydi fakat her an bozulacak gibiydi. Onu kucağıma aldıktan sonra, alnından öptüm. Jack bana bakıyordu. Aptal ! Sofia ile kendi iradesiyle gitmişti ve birlikte olmuştu. Neden yalan söylüyordu ? Tamam, Sofia etki altına almıştı fakat Jack zayıftı. Hem Jade'den sıkıldığını düşünüyordu. Yine de ona deliler gibi aşıktı. Yanıma geldikten sonra bana baktı.

Jack " Neden bayıldı ? "

" Enerjisinin tamamı ortaya çıktığı için, bayıldı. Korkma, bir şey olduğu falan yok. " dedim.

Luis " İçinizde herhalde Haru'ya en fazla güvenen benim. "

" Luis, seni geçen biri var. " dedim.

" Kim ? "

" Jade. " dedim. Sanki ismi özel bir tarifmiş gibi.

" Onu saymazsak, diyorum o zaman."

Yugin " Keşfetmek zor olmayacak mı, Haru ? "

" Hayır. Çünkü onda kendimi görüyorum." dedim.

Delilah bana buz gibi baktı. Kahin, bu lafımı sevmemişti.

Delilah " Sen ve J, asla birbirinize benzemiyorsunuz. O hayat dolu, sen ise mezarın nefesini getirtiyorsun."

" Sen öyle düşün ama benziyoruz. Birbirimizi zıtlıklarla tamamlıyoruz, Delilah. Sırf bu beraberliğimizi gördüğün için ve engellemediğinden bana kızıyorsun. " dedim.

" Geçmişte yaptıklarını ben unutmadım, Haru ! Asla da unutmayacağım. Zavallı dostuma, acı çektirişini unutmayacağım."

" O zaman onu, nasıl mutlu ettiğimi de unutmazsın. "

" Yine  de geçmişte yaptırdıkların, bunları bana gösteremez pis sadist ! "

Yugin " Del, canım. Bilmediğin bir şey var. Jade'ye şu iyi gelecek tek kişi Haru. Bunu görmeye de çalış. Tamam, geçmişi iyi değil ama yine de Jade için böyle şeyler düşün."

Delilah " Neyi bilmiyorum ? "

" Bunu söylersem, kötü olur." dedi ve bana baktı.

Omuz silktim.

" Eve gidiyoruz ! "  dedim ve arkamdaki kalabalığa bakmadan vampir gücümle hızlıca koştum.

Ah, vampirliği seviyorum ! Ben vampir olmak için, doğmuştum. Jack'in ormanlıktaki evi, herkesin bir yuvası olmuştu. Herkeste anahtarı vardı. Ortak buluşma mekanımızdı. Kapıyı açtım ve Jade'yi beyaz koltuğa yatırdım. Yüzündeki ifade, huzurluydu. Nefes alışı düzenliydi. Tebessümle ona bakıyordum. Melekler bile kıskanırdı bu saflığı. Saf bir bakire gibiydi benim gözümde. Kapı açıldı ve içeri sadece Luis girdi. Yanıma oturdu. O da, benim gibi karşımdaki uyuyan saflığa bakıyordu.

Luis " Seni eskisinden daha çok kıskanıyorum, Haru."

" Neden beni kıskanıyorsun ? Tamam kıskanılabilecek birisiyim ama neden daha fazlalaştı ? " dedim.

" Çünkü, benim delice peşimden koştuğum kadına sahip oldun. "

" Zavallı Lui-chan. Hatırlıyor musun ? İspanya'da bir falcıya gitmiştik. Bize aynı kadına aşık olacaksınız demişti. Ben ise kızmıştım fakat sende gülmüştün."

" Çünkü ikimizde kadınlarla eğlenen tiplerdik fakat şimdi falcının dediği tuttu. Bence o kadın buradan değildi. "

" Sonra bana ona ikiniz de sahip olacaksınız fakat o sonuncunuzu seçecek demişti. Buna kızdığım için öldürmüştüm."

" Öldürmeseydin keşke. "

" Öldürmese miydim ? O an saçmalamıştı bence. " dedim ve sırıttım.

Luis " Nasıl bu kadar manyak olabilirsin ? Bir yanım senden tiksinirken, diğer yanım seni iyi bir dost olarak görüyor. "

" Duygularımız aynı o zaman, Lui." dedim ve Jade uyandı.

Gözlerini açtı ve bir kaç kez kırpıştırdıktan sonra, oturdu. Bize safça gülümsedi. Hemen yanına oturdum. Ellerini - o masum, beyaz küçük ellerini- tuttum.

Jade " Ufak bir baygınlık geçirdim fakat baygınken gördüklerimden memnunum."

" Ne gördün ? " dedim.

"  Ne mi ? Cennet bahçesindeydim. Huzurla kucaklaşmıştım."

" Ah, bende cehennemdeyken huzurlu bir nefes alıyorum. Kendi şeytanlarım, karşımda dans ediyorlar."

" Ben neyim peki ? "

" Sen saf bir meleksin. Kimsesi olmayan ve şeytana sarılan bir aptal meleksin."

Luis " Ah, melek ve şeytan. Romeo ve Juliet. Anladım. Onlar sizsiniz ! " dedi ve kapı açıldı.

İçeri girenler bana soğukça baktılar ve herkes bir yere toplandı.

Yugin " Evet, size bir şeyler açıklamak istiyorum."

Jade " Ne ? Yoksa Del hamile mi ? " dedi safça.

Ben gülümsedim. Delilah ise dil çıkardı. Bu ikisinin çocukları açıkçası, ilgimi çekmezdi. Çünkü sarı olacaktı. Ama Jade ve benim çocuklarım ilgimi çekerdi. Melez olacaklardı. Peri ve vampir. Aynı zamanda Japonlukta olacaktı. Sevimli olurlardı. Evet, sevimli ve şeker olurlardı. Delilah'ın sesiyle düşüncelerimi böldüm.

Delilah " Korkma, hamile değilim. Daha anne olmak için çok gencim. "

" Ne o zaman çok önemli olan şey ? Yoksa olmayan beynin mi bulundu Delilah ? " dedim dalga geçerek.

" Sinir bozucu, Sadist ! Şeytanlar peşini bırakmasın ! "

" Aptal Sarı ! Neden tüm sarışınlar aptal olmak zorunda ? Sen, Sofia aptalsınız. Ben şeytanın kendisiyim. Bunu göremedin mi ? "

Sofia " Bana laf dokundurtmasan, olmaz sanki ! "

Jade " Yeter ! Aptalsanız, aptalsanız ! Yugin açıkla lütfen."

Yugin " Sadece  evlilik tarihini açıklayacaktım. Yakın zamanda evleniyoruz. "

Luis " Bu kadar önemli olan şeye bak."

Sofia " O zaman benim de size açıklayacağım  önemli konu var. Birincisi, ben ve Jack evlenme kararı aldık. "

Jack " Evet, dün bu kararı aldık. Zaman beklemek için çok geç. " dedi acı bir şekilde.

Anlaşılan Jade'den ümidi kesmişti ve elindeki ile mutlu olma kararı almıştı. Zavallı ! Jade'ye baktığımda ise, tepkisi gülümsemekti. Düşüncelerinde ise Jack ve Sofia'nın uyumu vardı.

Jade " Tebrik ederim o zaman. "

" Evlenme ciddi bir karar bence. " dedim.

Delilah " İnsan eşini bulduktan sonra ciddiyetin önemi kalmıyor. " dedi ve güldü.

Jade " Bende buldum eşimi. Kıskanın ! " dedi ve bana sıkıca sarıldı.

Bende ona sarıldım. Evet, biz birbirimizin eşiydik. Evlenmek mi ? Gerekirse onu da yapardım. Alt tarafı yemin edecektim. Hatta onun için vampirliği bırakırdım ve sadece karanlık bir büyücü olurdum. Beni, ona bağlayan ilk şey gözleriydi. Son şey ise vücudu olmuştu. Her zaman bağlı tutacak olan şey ise, kalbiydi.

Kalbimdi, kalbiydim. Birbirinden asla kopamayan güneş ve aydık. O bana ulaşılmazdı, ben ise ona yasaktım. Şimdi ise zincirlerimiz kırıktı. Aşka inanmayan adamken, beni aşka bağlı adama dönüştürmüştü. Bende onu, aşkımın tanrıçası yapmıştım. Her zamanda böyle kalacaktı. Aşka inanmayan adam ve Aşk Tanrıçası. Şeytan ve Melek. Romeo ve Juliet. Haru ve Aimi/Jade. İki beden, iki güç ve tek kalptik.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top