3

3|DÜZENLENDİ

Öğlene doğru uyandığımda önce annemi aradım. Akşama geleceğini ve yemek yapmamamı, yalıdan bir şeyler getireceğini söylemişti. Her ne kadar tamam desem de yemek yapacağımı biliyor olmalıydı. Yalıdan getirdiği yemekleri yemek istemiyordum.

Bilgisayarı mutfaktaki masaya koyup açılmasını beklerken çay koydum. Tabi ki yazmamıştı.

Büş' : Günaydın.

Salatalık dilimlerken ekmeğin olmadığını hatırladım. Üşengeç bir halde şortumu çıkarmadan üzerime hırkamı aldım ve bozuk paraların olduğu keseye elimi daldırıp bir avuç aldım. Sigaramı cebime atarken aklıma üç dal geldi. Şimdi içsem, akşama doğru bir tane içsem, yatmadan önce de bir tane... Oflayarak sigarayı bıraktım. Yarım saate eve döndüğümde demlenmekten bir hâl olan çayın altını kapattım. Giderken kısmayı unutmuştum.

Bilgisayarı kontrol ettiğimde Üsame'den gelen mesajlar şaşırmama neden olmuştu. Ekranı açık bırakıp gitmişim.

Üsame : Günaydın.
Üsame : Okundu ha?
Üsame : Şaka mısın kızım? Cevap versene.

Gülsem mi bilemedim. Görüldü atıyor oluşumu umursuyordu.

Büş' : Ekmek almaya gittim, ekran açık kalmış. Kusura bakma.

Üsame : Affetmiyorum.

Büş' :  😭🤗

Büş' : İkincisi yanlış oldu.

Üsame : Sık kullanılanlarda o emoji napıyorsa.

Büş' : Kimseye atmıyorum.

Üsame : Yalanını yesinler.

Büş' : Yalan borcum mu var ya! Bilgisayardan yazıyorum yanlışlıkla oldu işte.

Üsame : İyi.

Büş' : Gel beraber kahvaltı yapalım.

Üsame : Tokum ben.

Büş' : Ne yapabilirim, affetmen için?

Üsame : Fotoğraf at.

Gözlerimi devirdim. "Üf!" diye söylendim. Şu anki halimi atmak istemediğim için galeride keşfe çıktım. Yakın geçmişte çektiğim bir fotoğrafımı gönderdim. Hem de çillerim belliydi. Birkaç saniye mesaj görünürde kaldı.

Üsame : Bu seferlik eski olsun bakalım.

Eski olduğunu anlamıştı. Dudaklarımı kemirmeye başlamıştım. Al işte, çillerim açığa çıkınca bir şeye benzemiyordum. Bunu o da fark etmişti bence. Kalkarak kendime çay döktüm.

Üsame : Üstelemeden kabul ettin. Şaşırtıcı.

Büş' : Söylediklerini yapmayınca tehdit ediyorsun.

Üsame : Benimle konuşmak bu kadar önemli mi senin için?

Büş' : Başlarda fark etmezdi.

Üsame : Artık fark eder mi?

Büş' : Eder.

Üsame : Benimle konuşmak sigarandan da mı önemli?

Büş' : Bilmiyorum. Sigaram hep vardı, sen yoktun.

Üsame : Artık varım.

Cümlesini nasıl yorumlamam gerektiğini düşündüm. Of, keşke benim hakkında ne düşündüğünü bilebilseydim. Cümlesinin üzerinde durmadan konuyu değiştirdim.

Büş' : Bak sana ne atacağım.

Gezinirken gördüğüm bir paylaşımı onunda paylaşmak istemiştim. Burçların yorumlandığı bir paylaşımdı. Akrep burcunun yanında bu ay sevimlilik oranı yazıyordu ve %8 oranı vardı.

Üsame : Sevimsiz mi demek istiyorsun bana?

Büş' : Pek de sevimli olduğun söylenemez. Suratına bakınca katil tipli birini görüyorum.

Üsame : Belki katilim.

Büş' : Ben katil olurum, sen olmazsın.

Büş' : Baksana, ben de seni görmek istiyorum. Yani mümkünse.

Okundu olduktan bir dakika kadar sonra fotoğraf attı. Yüzüme ince bir tebessüm yayılırken mesaj bildirimi gelince fotoğrafı küçülttüm.

Üsame : Fazla bakma, kafa yapar.

Tabi ki baktım. Dudaklarından gür kaşlarına kadar inceledim. Yüzünü bu kadar yakından ilk defa görüyordum. Çok yakışıklıydı.

Büş' : Sigara yok dedin, ben de seninle kafa buluyorum.

Üsame : İçtin mi hiç bugün?

Gece ağrıyan başımdan ve sabah uyandığımda deli gibi sigara içme isteğimden ona bahsetmedim.

Büş' : İçmedim. Hâlâ kahvaltı yapıyorum.

Üsame : Çok programsızsın.

Büş ' : Program yapmayı lisede bıraktım.

Üsame : İnsan gibi bir hayat yaşaman için program yap.

Büş' : Ben ne hayatı yaşıyorum?

Üsame : Boş. Yine bozulma bana. İyiliğin için konuşuyorum. Program yap demekten kastım bir kağıda yazıp dolabına asmak değil. Kendine bugün şunu yapacağım falan de.

Büş' : Ona bakarsan dün iş bulacaktım.

Üsame : Sen dün iş aramadın.

Büş' : Canım istemedi.

Üsame : Git biraz dolaş. İş ara. Kendin için bir şeyler yap. Bazen tek başına sinemaya gitmek bile iyi gelir insana.

Büş' : Beni evcilleştirmeye mi çalışıyorsun?

Üsame : Kendinden öyle bahsetme. Biraz çabalasan birçok şeye ulaşabilirsin.

' Sana da ulaşabilir miyim? '

Büş' : Deneyeceğim.

Üsame : Alışırsın birkaç güne zaten.

Büş' : Teşekkür ederim. Ben çıkıyorum. Akşam girerim.

Üsame : Nereye?

Büş' : Dediğin gibi dışarı çıkıp dolaşacağım.

Üsame : Annen geldi mi?

Büş'
Hayır. Annem için yemek de yapacağım.

Üsame : İyi bakalım. Dikkat et kendine.

Büş' : Ederim. Akşam gireceksin değil mi?

Üsame : Değişebilir.

Büş' : Peki.

Yazıyor...

Okundu.

Yazıyor...

Okundu.

Ve çıktı.

🌙

Hazırlanıp dışarı çıktığımda hava sıcacıktı. Hırkamı elimde gezdirip tişörtle dolandım. Aklımda Üsame'nin söyledikleri vardı. Verdiği tavsiyeler doğru olsa da beni üzüyordu. Hatalarımla yüzleşmek alışkın olduğum bir durum değildi.

Bir giyim mağazasının camına asılan TECRÜBELİ ELEMAN ARANIYOR yazısına istinaden içeri girip konuşmuştum. Lise terk olduğum için tecrübelerimi dinlemeden olumsuz yanıt vermişlerdi. Moralim bozulunca yarıda bırakıp eve dönmüştüm. Üsame bundan hoşlanmazdı belki ama ben de hoşlanmamıştım.

Annem nihayet eve döndüğünde her zamanki rutine geri döndüm.

"Ne yaptın ben yokken?" diye sordu.

Tabak çıkarıp annemin önüne koydum. Yalıdan bir sürü yemek getirmişti. Yine de pilav, cacık ve çorba yapmıştım. O yemezse ben yerdim.

"Biraz dolandım. İş bulamadım."

"İki mahalle aşağıda bir kuaför var. Orayla konuş. Tipini görürse alır seni." dediğinde gözlerimi devirdim.

Ona baygın bir bakış atıp yemeye başladım. "Bugün ayın kaçı?"

"Tarihten haberi de yok." dedi etli yemekten ağzına atarken. "27 Nisan."

Duvardaki saate baktım. Sekize geliyordu. Acaba Üsame gelmiş miydi? İnternetim kapalı olduğu için yazıp yazmadığını bilmiyordum.

"Kime diyorum? Gidecek misin yarın konuşmaya?"

Program yap!

"Gideceğim." dedim.  "Sabah beni de uyandır."

Memnun olarak başını salladı. Bir şeyler daha atıştırıp odama kapandım. Telefonumu çıkarıp interneti açtım. Belki de benden mesaj bekliyordu.

Ha ha. Yazmamıştı.

Büş ' : Geldim.

Bir sigara yaktım. Bu ikinciydi. Dışarı çıktığımda bir tane içmiştim. Bazen başım ağrısa da sandığım kadar zorlanmıyordum.

Üsame : Annen geldi mi?

Büş' : Geldi. Yemek yedik. Şimdi de ikinci sigaramı içiyorum. Yarın da yine iş bakmaya gideceğim.

Üsame : :)

Sigaramı bitirip bardağa attım.

Büş' : Sen ne yapacaksın?

Üsame : Arkadaşlarla olurum. Bugün girmedin.

Büş' : İş arıyordum. Bu arada bir şey soracağım Üsame.

Üsame : Şapşal. Üsame adım değil.

Şaşırsam da bir anda gülümsedim.

Büş' : Adını söylemedin, ben de öyle hitap edeyim dedim.

Üsame : Bay Salça daha iyiydi.

Büş' : Üsame ne o zaman?

Üsame : Soyadım.

Büş' : Adın ne peki?

İmkansızı mı istiyordum bilmiyorum ama duruşu bile kalbimi titretmeye yetiyordu.

Üsame : Soner.

Tebessüm ettim. Adı çok hoştu.

Büş ': Sorumu sorayım mı?

Okundu yapınca devam ettim.

Büş' : Ciddi bir ilişki yaşadın mı?

Üsame : Evet.

Büş' : Ne kadar ciddi?

Üsame : Üç yıl sürdü.

Kaşlarım havalandı. Bitmesi onun için zor olmalıydı.

Büş ' : Neden ayrıldınız?

Üsame : Ailemin önüne geçmeye çalıştı. Kıskançlığı beni boğuyordu artık.

Büş ' : Ama onu seviyordun?

Üsame : Sevmeden üç yıl geçer mi Büş?

Tuhaf bir şekilde kıskandığımı hissettim. Bir kadını sevmişti. Hem de üç yıl boyunca.

Büş' : Hala görüşüyor musunuz?

Üsame : Hayır. Ayrıldıktan sonra karakteri değişti.

Büş' : Olgun bir insansın. Kendimi küçük hissediyorum.

Üsame : Küçüksün.

Büş ' : Evet ama fazla şey biliyorsun. Ben de bilebilirdim. Düşünce şeklin de çok hoş. Anlayışlı bir insansın.

Üsame : Sagopa-Galiba.

Alt sekmede yazdığı şarkıyı aratıp dinlemeye başladım. Daha önce dinlemiştim. Ama daha önce böyle hissettirmemişti. Yüzümde salak bir sırıtışla sıkılmadan şarkıyı dinledim. Bu sürede benim yazmamı bekledi.

Büş ' : Soner.

Üsame : Efendim?

Büş' : Bir gün uyandığımda burada olmazsan?

Üsame : Uyuyorumdur. İşim vardır.

Sesli bir şekilde güldüm.

Yazıyor...

Üsame : Giremeyeceğim bir yerdeyimdir.

Büş ' : Ya benden sıkılırsan?

Üsame : Habersiz gitmem Büşra.

Adımı kullanmıştı. Ciddiydi. Of, kalbim neden bu kadar hızlı atıyordu ki sanki?

Büş' : Gitmeyeceğine söz verir misin? Yani arkadaşlığımızın baki kalmasını isterim.

Arkadaşlık lafın gelişiydi. Ona alışmıştım. Eğer daha kazanmamışken onu kaybedersem feda ettiğim sigaralar bile kurtaramazdı beni. İlk defa annem dışında bir şeyler paylaşabileceğim biriyle tanışmıştım. Mesafeyi onun deyişiyle boş verebilirdim. Gitmesin yeterdi.

Üsame : Nereden çıktı bu sorular? Bana böyle saçma sorular sorma. Ben net bir adamım.

Büş' : Öyle olsun tamam.

Üsame : Uyuyalım Çilli. Yarın ikimizin de işi var.

Yüzüm düşse de uzatmadım. Birbirimize iyi geceler diledikten sonra sohbetten çıktık. Ama ben internetimi kapatıp mesajlaşmalarımızı tekrar okudum.

🌙

Büş' : Günaydın.

Kahvaltı yapmadan evden çıktığımda saat sekizdi. Müşteri gelmeden gidip konuşmak istiyordum. Yürüyerek yarım saatte kuaföre gidebilmiştim. Sahibini tanımıyordum. Sırf annem istediği için gelmiştim. Bu işlerden pek anlamazdım.

"Günaydın." dedim içeri girdiğimde. Dövmeli adam bana sorgulayıcı bir bakış attı.

"Daha açmadık."

"Biliyorum." dedim. "Ben iş için gelmiştim."

"İş?"

"Çalışana ihtiyacınız var mı?"

"Sana ihtiyacımız yok." Yüzüme durgun bir ifade oturdu.

"Anlamadım?"

"Eymenlerin kızı değil misin?"

Yutkundum. Eymenlerin kızı. Ben bu muydum? İstemediğim bir soyadı insanlığımla ilgili tüm cevapları verebiliyor muydu?

"Ne olmuş?"

"Git annenin yaptığı işi yap ufaklık. Babanın işinden sana fayda gelmez."

Elimi yumruk yaptım.

"Ne diyorsun sen?"

"Baban yüzünden mesleğimiz karalandı. Bir de seni alalım müşterimiz kalmasın öyle mi?"

Elime gelen saç spreyi alıp adamın kafasına fırlattım.

"İşin batsın, orospu çocuğu!"

Kuaförden çıkıp hızlı adımlarla sahile yürüdüm. Nefret ediyordum. O adamın soyadından, bana bıraktığı aşağılayıcı her şeyinden nefret ediyordum.

"Pislik." diye mırıldandım. Çimenlere oturup sırt çantamı yere fırlattım.

Babam bu mahallede başka bir kuaförde birkaç ay çalışmıştı. Ama bir kadına asılmış, taciz etmiş, evini öğrenip rahatsız etmişti. Para cezası aldığını biliyordum. Üç yıl önce tamamen gitmişti. Onu ne annem ne de ben bir daha hiç görmemiştik. Benimle ilgili uzaklaştırma yasağı bile vardı. Döverdi, aşağılardı. Bir keresinde eve arkadaşını getirmişti. Bizi yalnız bırakıp çıktığında adamın beni taciz etmesine izin verdiğini anlamıştım. Kafasında vazo kırıp evden kaçtığımda onu polise şikayet etmiştim. Umarım geri gelmezdi. Onu gördüğüm yerde öldürürdüm.

Telefonumu çıkarıp internetimi açtım. Bildirimi hemen gelmişti. Yüzümde buruk bir gülümseme oluştu.

Üsame : Günaydın Büş.

Büş' : Erkencisin.

Üsame : Genelde bu saatlerde uyanırım.

Büş' : Neden ki?

Üsame : Çok uyumayı sevmem. İş bulmaya gidecek misin?

Anlatmalı mıydım bilmiyorum. Babamdan bahsetmek istemiyordum.

Büş' : Gittim ama olmadı. İhtiyaç yokmuş.

Üsame : Yoksa neden gittin?

Büş' : Şansımı denemek istedim.

Üsame : Olsun. Yapacak bir şey yok.

Ekrana öylece baktım. Üzgündüm. Birkaç dakika öncesi aklıma geldikçe daha da üzülüyordum.

Üsame : İyi misin?

Büş ' : Evet.

Üsame : Öyle olsun.

Ağlamamak için kendimi sıkıyordum resmen. Anneme de söyleyemezdim. Çantamdan bir sigara çıkarıp yaktım.

Üsame : Büşra?

Hissettin mi sigara içtiğimi?

Büş' : Sigara. İlk.

Üsame : Tamam.

Büş ' : İçmem lazım.

Üsame : Açıklama yapmana gerek yok. Sen iyi olduğuna emin misin?

Büş ' : Canım sıkkın.

Üsame : At o sigarayı.

Keşke canımın ne kadar yandığını bilebilseydi.

Büş' : Hakkımı kullanıyorum.

Üsame : Canın sıkkınmış. Sigarayı atıp canının neden sıkkın olduğunu benimle paylaşabilirsin.

O kadar isterdim ki anlatmayı. Bana bakışının değişmesini istemiyordum. Çantamı alıp bankalara yürüdüm. Sigarayı bir kere daha içime çektiğimde mesaj geldi.

Üsame : Bak çıkarsam girmem bir daha.

Büş ' : Girene kadar beklerim.

Üsame : Girmem. Zaten İnstagram'da çok takılmıyorum.

Büş' : Beklerim.

Üsame : Büşra.

Büş ' : Benden soğumanı istemiyorum.

Burnumu çektim. Ağlamak istemiyorum. Okundu olunca anlatmamı beklediğini anladım. İç çekip sigarayı yere attım.

Büş ' : Kuaföre gidip çalışana ihtiyacı olup olmadığını sordum. Açık açık beni istemediğini söyledi. Adamı tanımıyorum bile!

Bir kere daha burnumu çektim. Gözyaşlarıma direniyordum.

Büş' : Nedenini sordum.

Duraksadım. Utanç duyuyordum.

Üsame : Evet Büş?

Büş' : Beni babama benzetti.

Üsame : Babanın nerede olduğunu bilmediğini söylemiştin.

Unutmamış.

Büş' : Evet. Ama gitmeden önce nasıl biri olduğunu biliyorum. Pisliğin tekiydi.

Büş' : Yani...

Büş' : Gözü başka kadınlardaydı.

Allah belasını versin! Mesajlardan çıkıp interneti kapattım. Beni düşürdüğü duruma bak. Keşke hiç bahsetmeseydim. Cebimden sigara çıkarıp dudaklarıma götürdüm. Yarım saatte üç dal içmiştim. Acaba sohbetten çıktığım için kızmış mıydı? Ya bir daha girmezse? Kahretsin! Belki de onu kaybetmiştim. Bir dal daha çıkardım.

Üç dal.

Sigarayı yere fırlatıp ayaklandım. Eve geldiğimde öğlen olmuştu. Üzerimi değiştirip kendimi her şeye hazırladım ve internetimi açtım.

Üsame : Bunun faturası sana neden kesiliyor?

Fazla anlayışlısın Üsame!

Üsame : Hayır yani niye? Umarım ağlamıyorsundur.
Üsame : Nereye gittin?
Üsame : O adam yerine utanma, sakın boyun eğme. Ben buradayım. İnternetim her zaman açık. Sigaradan daha önce sana ulaşabilirim.

Keşke burada olsaydın. Keşke sana ulaşmak dediğin kadar kolay olsaydı.

Büş ' : İyi ki varsın.

Bunu o kadar içten yazmıştım ki kilometrelerce uzaktan hissettiğine emindim.

Üsame : İstediğin sürece olurum.

Hep isterim salak. Kurduğu cümleye bak.

Üsame : Neredesin?

Büş' : Evde.

Kapüşonumu başıma geçirip fotoğraf attım.

Üsame : Ağladın mı?

Büş' : Kuru ağladım.

Üsame : O nasıl oluyor?

Büş' : Gözyaşı dökmeden. İçime içime ağladım.

Birkaç saniye geçti. Hatta bir kere yazdığı mesajı geri alıp biraz daha bekledi. Sonuç olarak ne istediğimi ne de istediklerini yazabildi.

Üsame : Çıkmam gerek. Akşam girerim.

Büş ' : Görüşürüz.

Okundu.

Yazıyor...

Okundu.

Yazıyor...

Üsame : Kendine iyi bak Çilli.

🌙

*6,7 ve 8. bölümlerin düzenlenmiş halidir.*

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top