2
2|DÜZENLENDİ
Bana verebileceğin bir şey yok.
Ekrana öylece bakarken yeni bir mesaj yazdı. Gereğinden fazla beklemiştim sanırım.
Üsame : Orada mısın?
Üsame : Sadece sinirini bozmak istedim.
Üsame : Ben kazandığıma göre istediğim şeyi söyleyebilirim.
Büş' : Neden sinirimi bozmak istedin ki? Kendinle çelişiyorsunuz.
Üsame : Çelişiyoruz arada.
Kendimi tutamayıp güldüm. Tamamen farkında olmadan yaptığım bir yazım yanlışıydı. Yazıyor olduğunu görünce bekledim.
Üsame : İstediğim şey seni görmek.
Sinir bozuculuğun kitabını yazıyordu. Az önce görmek istemediğini söyleyerek oyunu kazanmıştı. Şimdi ise görmek istediğini söylüyordu.
Büş' : Yalan söyledin yani. Haksızlık yaparak oyun kazanamazsın.
Üsame : Kazandım mı kazandım. İsteğimi de belirttim. Sana kalmış.
Büş' : Atmazsam ne olur?
Üsame : Tehdit olarak algılama ama son konuşmamız olur. Yüzünü görmediğim biriyle neden konuşayım ki?
Dudağımı ısırdım. Haklı mıydı bilmiyorum ama o an düşündüğüm tek şey benimle konuşmama ihtimaliydi. Önemi olmamalıydı. Yine de attım. Az önce paylaşım yapamayacağımı düşündüğüm için konuşmak istemediğim adamın benimle sohbet etmeye devam etmesi için istediğini yapıp fotoğraf attım.
Hemen sayfadan çıkıp ana sayfayı açtım. Bunu yaptığıma inanamıyordum. Kapının sesini duyunca doğruldum. Saat beş olmuştu. Ekranı üzerine vuracakken gelen bildirim yavaşça yutkunmama neden oldu. Birkaç saniye bekledim ve mesajın başında beklemediğini düşündürerek mesajı açtım.
Üsame :Şimdi işim var. Akşam girersen konuşuruz.
Yorum bile yapmamıştı. Mesajına öylece bakarken annemin sesini duydum.
"Büşra!"
"Üf anne bir dur ya!" diye karşılık verdim.
"Dilin hiç kesilmedi senin herhalde."
Nefesimi tutup yanaklarımı şişirdim. Cevap verip ekranı kapattım.
Büş' : Muhtemelen girmem.
Mutfağa gittiğimde annem patatesleri kızartıyordu.
"Sigara aldın mı?" diye sordum.
"Çantada, git zıkkımlan." Gülümsedim ve sandalyedeki çantasından sigarayı alıp yanağını sıktım ve odama gittim. Odam benim yaşam alanımdı. Bir dal sigarayı annemin tabiriyle zıkkımlandıktan sonra yatağa uzandım. Uyandığımda hava karanlıktı. Annem iyi ki beni yemek için uyandırmamıştı. Yattığım gibi uyanmayı dilerdim ama sevgili yastığım yine bacak aramdaydı. Bu alışkanlığım nereden geliyordu bilmiyorum.
Kalkarak salona gittim. Annem televizyon izliyordu.
"Yarın kaçta çıkacaksın?"
Çekirdek çitlerken bana bir bakış attı. "Günaydın kızım. Uyusaydın daha, sabaha çok var." Sesindeki alaya gözlerimi devirdim.
"Sekizden önce çıkarsan uyandırma. Geç çıkarsan beni de uyandır gitmeden."
"İş mi bakacaksın?" diye sordu umutla.
"Yaa, beni bekleyen birkaç yer varmış. Görüşmeye gideceğim."
"Küstah." dedi ve önüne döndü. Yüzümü yıkayıp odama geri döndüm. Bilgisayarımı şarjdan çıkarıp kucağıma çektim. Düşünmeden son sekmelerden sayfayı açtım. Yazıp yazmadığını merak ediyordum. Yazmamıştı. Görüldü de yapmamıştı. Gerçekten işi vardı demek.
Sayfayı kapatmadan başka bir sekme açtım. Reytinge göre rastgele bir film açtım. Sanırım listenin 70. filmindeydim. O kadar boş vaktim vardı ki son birkaç ayda birçok yabancı dizi bitirmiştim. Bundan rahatsız değildim. Çünkü benim tercihimdi. Filmin sonuna gelirken yan sayfadaki bildirim sayısına gözüm gitti. Umutsuzca üzerine tıkladım. Yazmıştı!
Üsame : Burada mısın?
Büş' : Burdayım.
Üsame : Gelmem demiştin.
Yazacak bir şey düşünürken profili değişti. Adının üzerine tıkladım. Profili gizliydi. Fotoğrafına tıklayıp büyüttüm. Kaşı yaralı fotoğrafı kaldırmış, önceki fotoğrafının aksine gülümseyen bir fotoğrafını koymuştu.
Büş' : İşim vardı da erken bitti.
Neden açıklama yapma gereği duyduğumu bilmesem de kendimi açıklamak istemiştim. Beni yalancı olarak bilmesini istemezdim.
Üsame : Günün nasıl geçti?
Büş' : Ev işleriyle geçti.
Yalan sayılmazdı.
Üsame : Anladım. İyi geceler.
Büş' : İyi misin sen?
Üsame : İyiyim.
Bana pek de iyiymiş gibi gelmemişti ama üstelemedim. Ne yazacağımı bilemediğim için görüldü olarak bıraktım. Pek umursayacağını düşünmüyordum. Filmimi bitirip bir sigara yaktım. Dışarıda yağmur yağıyordu. Yarın iş aramaya başlamam gerekiyordu. Anneme yardımcı olmalıydım. En azından kendi ihtiyaçlarımı görsem yeterdi.
Bilgisayara uzandım. Fazla düşünmeden ona mesaj attım.
Büş' : İşin bitti mi?
Birkaç dakika ekran ile bakıştım. Mesajı gördüğü anda mesajdan çıkıp bekledim. Benim de bir karizmam vardı(!).
Üsame : Hayır.
Büş' : Çalışıyor musun?
Üsame : Hayır.
Büş' : Peki.
Konuşmak istemediğini daha nasıl anlatabilirdi bilemiyordum. Dudaklarımı büzüp mesaj kutusuna bakmaya devam ettim. Beklediğimin aksine cevap vermişti.
Üsame : Sen n'apıyorsun?
Hemen cevap yazdım.
Büş' : Sigara.
Üsame : Seviyor musun sigarayı?
Büş' : Hayır ama vazgeçemiyorum.
Üsame : Hiçbir şey vazgeçilmez değildir.
Sen öyle san!
Büş' : Fotoğraf ile ilgili bir şey söylemedin.
Biraz fazla açık olmuştu sanırım. Resmen bana yorum yap kahrolası, cümlesini kibarlaştırıp yazmıştım.
Üsame : Fikrim senin için önemli mi?
Büş' : Çok da değil. Sadece merak ediyorum.
Üsame : Normal bir insansın işte. Ne yorum yapabilirim?
Tamam yazıp mesajlardan çıktım. Sıradan olduğumu zaten biliyordum. Hissettirmesi yine de sinirimi bozmuştu. Anlık cesaretle profilime kendi fotoğrafımı koymaya karar verdim. Ne olacaktı ki sanki? Normal bir insandım sonuçta.
Bilgisayarı kapatıp yatağa uzandım. Pencereden içeri giren rüzgar tenimi tatlı bir şekilde okşuyordu. Camı kapatmamaya karar verip uyudum.
Sabah annem gitmeden beni uyandırmıştı. Kot ceketimi tişörtümün üzerine giyip benim için hazırladığı kahvaltıya oturdum. Bugün iş bulmalıydım. Anneme fazla yüklendiğimin farkındaydım. Bir şeyler atıştırıp sırt çantama deodorantımla işe yaramaz telefonumu ve olan paramı atıp aynada kendime baktım. Umarım biri daha saçlarımı sorun etmezdi. Odadan çıkmadan önce bilgisayarımla bakıştım.
'Bence yazmadı.'
'Ya yazdıysa?'
'Ya yazmadıysa?'
"Keyfi bilir." dedim ve bilgisayarı açtım. Dudağımın içini kemiriyordum.
Ve onu gördüm. Hemen mesaja girip okudum.
Üsame : Kuş tüyü daha iyiydi sanırım.
Ve yarım saat sonra.
Üsame : Bilerek fotoğraf değiştirdin.
Büş' : Derken?
Aktifti! Mesajımı görmüştü.
Yazıyor...
Üsame : Kendini paylaşmayı sevmediğin halde dünden sonra fotoğrafını koymak niye?
Yazıyor...
Üsame : Tek sebebi inat.
Yutkundum. Dudağımı kemirmeyi bıraktım. Gerilmiştim.
Yazıyor...
Üsame : Sırf fotoğrafını sıradanlaştırdığım için inat ettin.
Yazıyor...
Üsame : Ama o fotoğrafı zaten kaldıracaksın.
Ağzım şaşkınlıkla aralandı.
Yazıyor...
Üsame : Bunun için yeni bir oyun oynamamıza gerek bile yok. Sen zaten fotoğraf koymayı sevmeyen birisin. İnadın geçtiğinde kaldıracaksın.
Onun yerine ben nefes aldım. Tepkisi beni şaşırtmıştı. Bu kadar umursayacağını düşünmemiştim.
Büş' : Beni tanımıyorsun ki. Nasıl böyle kolay yorum yapabilirsin?
Üsame : Fikrimin arkasındayım.
Haddinden fazla sinir bozucuydu. İnatlaşmaya karar verdim.
Büş' : Ön yargılısın.
Üsame : Kendini sevmemene diyecek bir şeyim yok ama düşündüğün kadar çirkin değilsin.
Yani çirkinim, ama az. Övüyor muydu gömüyor muydu anlamamıştım.
Yazıyor...
Üsame :Çillerin mi var?
Çillerim oldukça belirgindi. Burnumda yoğunlaştıkları için onları saklamak istiyordum.
Büş' : Ne yazık ki.
Üsame : Gözlerimi devirdiğimi görmeni isterdim Büş.
Gülümsedim. Benim sözlerimle yanıt vermişti.
Büş' : Göster o zaman.
Birkaç saniye okundu olarak kaldı. Ardından dişlerimi göstererek gülmeme neden olan fotoğrafını attı. Fotoğrafı büyüttüm. Kaşları hafiften kalın, gözleri maviydi. Ah, içim bir tuhaf olmuştu. Onun gibi yaparak fotoğrafı hakkında yorumda bulunmadım.
Büş' : Akşam gireceksin değil mi?
Üsame : Çıkıyor musun?
Büş' : Çıkmam lazım.
Vedalaştıktan sonra üzerimi değiştirdim. Dün internetten ilanlara bakmadığım için pişmanlık yaşayarak evden çıkıp rastgele dolandım durdum. Çalışmam gerektiğinin farkındaydım ama çalışasım da yoktu. Üşengeçlikten değildi. Sadece sıkılıyordum. Kendimi soyutladığım için arada sırada buluşup kahve içme planı yapabileceğim arkadaşlarım yoktu. Keşke her şey daha farklı olabilseydi.
Telefonum çalınca bakmadan açtım.
"Efendim anne."
"N'apıyorsun?"
"Dolanıyorum." dedim.
"Akşama kalma eve git. Bu akşam yalıdayım."
Yine mi ya!
"Ya bu adamların her hafta misafiri mi geliyor? Sıkıldım artık." diye söylendim.
"Sen de gel buraya o zaman."
"İstemiyorum." dedim zor duyulan sesle.
"Boş boş dolanma bari eve git. Hava kararır bir iki saate."
"Görüşürüz." deyip çağrıyı sonlandırdım. Evde yalnız kalma gibi bir korkum yoktu ama annemin orada kalmasını istemiyordum. Eve geri döndüğümde üzerimi değiştirip ocağa çorbayı koydum. Ne kadar üşeniyor olsam da yemek yemeden öğün yapamıyordum. Abur cubur düşkünlüğüm yoktu. Vücuduma sigarayla verdiğim zararı buradan kesiyordum sanırım.
Çorba ısınırken mutfaktaki sandalyeye oturdum. Cep telefonumdan silip bilgisayara yüklediğim uygulamayı tekrar telefona indirmeye başladım. Mesaj atmamıştı. Mesaj konusunda takıntılı olmadığım için onu beklemeden ben yazdım.
Büş ' : Burada mısın?
Mesaj beklerken çorbayı karıştırdım ve küçük bir salata yaptım. Hala girmemişti. Belki de dünkü işini hallediyordu. Masaya oturduğum sırada mesaj gelmişti. Zamanlaması harikaydı.
Üsame : Geldim. Neler yaptın?
Büş' : İş aramaya çıkmıştım.
Yalan söylemeyi sevmezdim. Ona da söylemeye gerek yoktu. Yemeğimi yemeye başladım.
Üsame : Ne işi?
Büş' : Ne olursa. İşten çıktım da.
Aslında kovuldum ama bilmesine gerek yoktu.
Üsame : Kaç yaşındasın sen?
Büş' : 23
Üsame : Neden çalışıyorsun?
Büş' : İnsanlar neden çalışır Bay Salça?
Üsame : Okumuyor musun?
Bu soruyu genelde kızlar sormaz mıydı?
Büş' : Hayır. Lise terkim.
Üsame : Ne yapıyorsun yıllardır? Erkek kankalarınla okeye falan mı gidiyorsun?
Gerçekten tam bir salaktı.
Büş' : Yıllardır çalışıyorum.
Üsame : Ailen?
Neden her haltı merak ediyordu ki sanki?
Büş ' : Annemle yaşıyorum.
Üsame : Arkadaşların?
Büş' : Yok.
Üsame : Sevgilini sormuyorum.
Büş' : Sorma zaten. İlişki yürütmek bana göre değil.
Üsame : Daha önce yürütemediğinden mi öyle söyledin yoksa hiç olmadı mı?
Büş' : Kendimi bildim bileli çevremde pek insan olmadı. Annem ve ben, o kadar.
Büş' : Peki ya sen çalışıyor musun?
Üsame : Sayılır.
Büş' : O ne demek?
Üsame : İş çıkınca giderim.
Büş' : Ailen?
Üsame : Ailemle yaşıyorum.
Burukça güldüm. Yalnız değildi.
Büş' : Sevindim.
Üsame : Bulabildin mi iş?
Büş' : Henüz hayır ama yarın daha ayrıntılı arayacağım.
Üsame : Annen de çalışıyor mu?
Büş' : Aslında o hala işte. Benim de gitmemi söyledi ama ben pek kalabalığa gelebilen biri değilim.
Üsame : Annen neden hala işte?
Çocuk sırf sorgu sual.
Büş' : Bir yerde mutfak ve temizlikle ilgileniyor. Bu gece davetliler varmış sanırım. Bu yüzden orada kalacak.
Üsame : Evde teksin yani.
Büş' : Evet. Alışkınım.
Üsame : Bizimkilerle yemek yiyeceğiz. Sonra konuşuruz.
Büş' : Olur.
Okundu.
Ailesi ile yemek yiyecek olması buruk bir şekilde yüzümü asmama neden olsa da tek başıma yemeğimi yemeye devam ettim.
🌙
Yeni bir film daha!
Yaklaşık üç saattir Üsame yoktu. Allah aşkına, ne ara onunla konuşmayı bu kadar istiyor hale gelmiştim ben? Saat 23.00'a geliyordu. Acaba uyumuş muydu? Düşüncelerle cebelleşirken bildirim gelmesi heyecanlanarak mesajı açmama neden oldu.
Üsame : Geldim. Ne yaptın bakalım?
Büş : Film izledim.
Üsame : Başka?
Büş ' : Ortalığı topladım. Bir de seni bekledim.
Üsame : Sebep?
Büş' : Konuşmak için.
Ciddi miydi bu adam?
Üsame : Ne konuşacaksın ki?
Büş'
Hava
Su
Toprak
Ateş
Üsame : İlgi çekici bir konu.
Yazıyor...
Ateş demişken, biraz fazla sigara içmiyor musun?
Büş' : Bilmem. Saymıyorum.
Üsame : İşine karışmak için söylemiyorum ama içme sebebin sadece keyfiyse azalta azalta bırakmanı öneririm.
Kaşlarım havalandı.
Büş' : Karışıyorsun ama.
Üsame : İyiliğin için konuşuyorum. Günde üç dal yeter.
Büş' : Sigaramdan vazgeçmem.
Üsame : Çünkü?
Kısa bir süre düşündüm. Neden böyle bir şey istiyordu ki?
Büş' : Çünkü...
Sıkıntıyla ofladım.
Büş' : Çünkü insan kendine iyi gelen şeyleri öylece hayatından çıkaramaz.
Üsame : Sigaranın sana iyi geldiğini mi söylüyorsun?
Cevap yazacakken yazıyor olduğunu görünce bekledim.
Söylesene başka ne sana iyi geliyor? Bileklerini de kesiyor musun? Veya elinle aynayı falan kırıyorsundur.
Dudaklarım titremeye başlamıştı. Canım mı yanmıştı benim? Canımı yakmıştı. Bileklerimi falan kesmemiştim. Ayna da kırmamıştım. Yalnızca canım istediği için sigara içtiğimi ona neden kanıtlamalıydım?
Bir şey yazmadığımı görünce beni şaşırtarak mesaj attı.
Üsame : Söylediklerim sana ne düşündürdü?
Büş' : Beni aptal bir ergen gibi gördüğünü. Evet arkadaşım yok, sürekli görüştüğüm bir akrabam yok, babam nerede bilmiyorum. Yalnızca konuşabileceğim, konuşurken rahatlayabileceğim biri olsun istedim. Kız ya da erkek fark etmezdi.
Üsame : Niyetim seni kırmak değildi. Benimle bir şeyler paylaşmak istediğini ama cesaret edemediğini biliyorum. Sana yardımcı olmak için üzerine gitmek zorunda kaldım.
Büş' : Düşünmeden konuşman kırıcı olabiliyor.
Kırılmıştım. Düşüncesizce konuşmuştu. Bunun farkında mıydı bilmiyorum ama hala konuşmadan çıkmadığım için kendime kızıyordum.
Üsame : Zıtız. Baya zıtız.
Büş' : Mesela?
Üsame : Sigaradan nefret ederim. Aile değerlerine önem veririm. Net bir insanım. Sürekli karar değiştirmem. Çalışmasam da okumaya değer veririm. Üniversite mezunuyum. İnsanların saçlarım veya vücudum hakkında ne söylediğini umursamam. Çillerim olsaydı kapatmazdım.
Dudaklarımı büzdüm. Bana şu an neden konuşmamızın imkansız olduğunu mu açıklıyordu? Birazdan konuşmayalım diyeceğini hissediyordum.
Üsame : Paraya ihtiyacı olan biri değilim. Ama olsaydı ve çalışmak zorunda olsaydım yorularak, alın teri dökerek kazandığım üç beş kuruşu gidip de sigaraya vermezdim. Hele de benim için temizlik yapan anneme bunu yapmazdım.
Yazmayı kesti. Bir şeyler yazmamı bekliyordu sanırım. Her şeyi yüzüme vurmuştu. Gözlerimin acıdığını hissettim. Ağlamayacaktım. Haklıydı. Lanet olsun ki haklıydı.
Büş' : Haklısın demek istemiyorum. Sigarayı nasıl bırakacağımı da söyle o zaman.
Üsame : Canın sigara istediği zaman çikolata ye.
Büş' : Çikolata pek sevmem.
Üsame : Dal hesabı yapmadan vazgeçemezsin zaten. Yavaş yavaş azaltman gerekiyor.
Büş' : Deneyeceğim.
Üsame : Anlaşmaya başladık Büş.
Gülümsedim.
Büş': Hangi şehirdesin?
Üsame : Ankara. Sen?
Büş' : Muğla. Yürüyerek 5 gün.
Üsame : O kadar toplu taşıma aracı varken yürümeyi mi hesaplıyorsun? Uçakla 1 saat ayrıca.
Büş' : Olsun. Mesafe mesafedir.
Üsame : Uzaklar yakın edilebilir. Mesafeyi görmezden gel.
Güldüm. Ne demek istemişti? Anlamasam da mutlu olmuştum. Uzakları yakın etmek, mesafeleri sıfıra indirmek demekti.
Büş' : Normalde mutlu bir insan değilim ama şu an iyi hissediyorum.
Üsame : Mutlu olmak için çabalıyor musun?
Büş' : Bazen. Saçlarımı boyamak benim fikrimdi mesela ve boyadıktan sonra çok mutluydum.
Üsame : Sigara içmek de senin fikrindi. Fikirlerin bir işe yaramıyor.
Büş' : Başlamayalım istersen. Hem, sen mutlu biri misin Bay Salça?
Üsame : Genelde evet.
Büş ' : Senin adına sevindim.
Gözlerimi ovuşturdum. Yarın uzun bir gün beni bekliyordu.
Büş' : Uykum geldi. Sen uyuyacak mısın?
Üsame : Uyurum.
Büş ' : Yarın konuşuruz o zaman, Bay Salça.
Üsame : Kapıları kilitle, Büş.
🌙
*3, 4 ve 5. bölümlerin düzenlenmiş halidir.*
Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top