7

7|DÜZENLENDİ

Üzgündüm. Biraz sinirli, biraz da buruk. Yeni bulduğum işten bir anda çıkarılmış olmak beni fazlasıyla üzmüştü. Annemle paylaştığımda benden daha çok sinirlendi.

"Şimdi mi söylenir bu?" Annem sırtını sandalyeye yaslayıp çatık kaşlarıyla bana baktı. "Öyle iş yerini sattım deyip insanları kapının önüne koymak da nereden çıktı?"

"Anne sinirlerim bozuldu zaten. Kapatalım şu konuyu." Çorbamı içmeye başladım. Şanssızın tekiydim zaten.

"Sıkma canını. Başka bir iş bulursun."

Gelişigüzel başımı salladım. Annem yemeğini bitirip masadan kalktığında telefonumu kontrol ettim. Soner'e kafeden çıktığımda mesaj atmıştım ama hala görmemişti. Mutfağı toplayıp odama geçtim. Yatağa uzanacakken telefonum çaldı. Mesaj atmak yerine aramayı seçmişti.

"Efendim."

"Napıyosun Çilli?"

Yatağa oturdum. "Yemek yedim. Sen napıyosun?"

"Uzanıyorum. Neyin var senin?"

"Hiçbir şeyim." dedim durgun bir sesle.

"Büşra, ikiletme."

"Ya Soner inanabiliyor musun?" diye sitem ederek başladım. "Tam her şey yoluna girdi diyorum, iş buldum çalışacağım diyorum bir şeyler çıkıyor."

"Ne oldu ki?" diye sordu düşünceli sesiyle.

"Çalıştığım kafe satılmış. Aslında işe girmeden önce bilmem gerekiyormuş ama ben ilan kağıdında yazanları okumadım." Ofladım. "Ben de diyorum ki benden önce neden kimse başvuru yapmamış. Meğer satılacak diye kimse oralı olmamış."

"Güzel kafanı buna mı takıyorsun?"

Ya salak söyleme şöyle şeyler. Ne diyordum ben, unuttum!

"Sinir oldum."

"Boşversene. Biraz senin de hatan var ama olan olmuş sonuçta."

"Haklısın." diye kabullendim.

"Ne yapacaksın şimdi?"

"Yarın evde olurum. Sonra tekrar iş aramaya başlayacağım."

"Müsait misin şimdi?"

"Artık hep müsaitim Üsame. Unuttun mu işim bile yok." Gülüşü kulağımı doldurdu. Tebessüm ettim.

"Uyumadan beni gör o zaman."

Cidden mi? Seni göreyim demek varken, beni gör ne demekti? Sinir oldum.

"Olur, göreyim seni." dedim vurgu yaparak. Kapattıktan sonra hemen görüntülü aradı. Pencerenin önündeki yerime geçip cevapladım. Onu görünce yüzüme istemsizce bir tebessüm oturdu. Dediği gibi uzanıyordu. Üzerinde gri bir kapüşonlu vardı.

"Sinirlendin mi sen?"

Ciddileştim. Bir de halimle dalga geçiyordu. "Bakınca belli olmuyor mu?"

Ağzıyla cık sesi çıkardı. "Olmuyor."

"Kaşınıyor musun sen?"

"Ciddi durmaya mı çalışıyorsun sen?"

Duruşumu bozmamaya çalışıp elimi saçlarımdan geçirdim. Her an gülebilirdim. "Çalışmama gerek yok. Ciddiyim zaten."

"Güldürme." dedi sırıtarak. Ciddi durmaya çalışmaktan vazgeçip dudaklarımı büzdüm.

"Yakınlardaki her yere bakmıştım. Uzağa gitmek istemiyorum."

"Gitme o zaman."

"Anneme yardım etmem gerek. Annem en azından birikim yapmamı istiyor."

Eliyle sakalını kaşıdı. "Belki işten ayrılan vardır. Bir daha kontrol edersin."

"Umarım vardır. Yoksa bu gidişle annemin çalıştığı yalıya gitmek zorunda kalacağım."

Kaşlarını çattı. "Ne yalısı!"

"Söylemiştim ya!"

"Kimin yalısı bu?"

Kulağımda kimin öyküsü bu çalmaya başladığında kendi kendime sırıttım. Bana gözlerini devirdi. "Zengin bir adamın. Baya konuk ağırlıyor her hafta evinde. Biraz sinir bozucu biri ama."

"Evli mi?"

"Evet, karısı ondan küçük biraz."

"Çocukları var mı?"

Oturmuş annemin patronunun ailesi hakkında konuşuyorduk. Buna inanamıyordum.

"Adamın ilk eşinden oğlu var. Yirmi yaşında falan."

Yattığı yerde doğruldu. "Yaşını nereden biliyorsun?"

"Annem demişti."

"Saçma salak konuşma." A-ah! Ne dedim ben şimdi be! "Yirmiymiş."

"Ne üzerime geliyorsun benim! Bir şey mi dedim? "

"Yalıda çalışma fikri hoşuma gitmedi."

İçimden sırıttım. Utanmasam şimdi de gülebilirdim ama gözlerimi kaçırmayı seçtim. Beni kıskanmış mıydı o?

"Çocuk benden küçük." diye açıklama yaptım.

"Ne fark eder?"

"Tamam çalışmayacağım. Hatta hiç çalışmayacağım. Akşama kadar orada burada sigara tüttüreceğim."

Yüzü daha sinirli bir hal aldı. Şu an yüzü çok eğlenceliydi.

"Hay senin sigaranın dumanına!"

"Şaka yaptım." dedim gülüşümü bastırarak.

"Uyuyacağım ben. Hadi sen de yat." dedi konuyu kapatmaya çalışarak. Resmen beni kıskanmıştı.

"Yarın konuşuruz zaten. Evdeyim."

"İyi geceler." dediğinde gözlerimi devirdim. Çilli demeyecek miydi?

"Benden daha çocuksun." dedim ekrana yaklaşıp. "İyi geceler Bay Salçalı Surat."

Çağrıyı sonlandırdım ve gülerek konuşmamızın başında aldığım ekran görüntüsünü ona gönderdim.

Ben : Tarzsın doktor.

Üsame : Bilmediğim bir şey söyle.

Ben : Egon diyorum, Ankara'dan buraya kadar uzanıyor.

Üsame : O zaman onu sıkı tut. Belki seni bana getirir.

Seni yiyebiliyor muyduk?

🌙

Ben : Günaydın Üsame.

Kahvaltımı yaparken o kadar rahattım ki bir saate yakın masada kaldığıma emindim. Yaşasın rahat yaşam. Telefon titreyince pekmezli parmağımı yalayıp mesajı okudum.

Üsame : Günaydın Olric.

Sırıttım. Sanırım doymuştum.

Ben : Ne yapıyorsun?

Üsame : Plan.

Ben : Ne planı?

Üsame : Bugün annemle barınağa gideceğim. Sen de git istersen. Değişiklik olur. Tabi hayvanları seviyorsan.

Ben : Buralarda var mıdır bilmiyorum ama bakacağım.

Üsame : Bak benim kedim var 😂 Onunla anlaşamazsan bozuşuruz.

Ben : Bugünden itibaren hayvanseverim.

Üsame : He he.

Sırıttım.

Ben : Birazdan hazırlanıp çıkarım.

Üsame : Dedi ve uyudu.

Sesli güldüm. Ne olmuş uykuya aşıksam?

Üsame : Ya bir git de hazırlan.

Ben : Hemen doktor.

Wp den çıkıp mutfağı topladım. Aceleci hareketlerle odama gidip üzerimi değiştirdim. Hava sıcaktı. Kafama şapkamı da alıp evden çıktım.

Ben : Çıktımm.

Sora sora, haritalara baka baka bir hayvan barınağı bulmuştum. Eve biraz uzaktı. Umarım değerdi. Çekingen adımlarla içeri girdim. Beni gören genç bir adam gülümseyerek bana yaklaştı.

"Merhaba, hoş geldiniz."

"Hoş buldum. Hayvanları görmek için ne yapmamız gerek?"

"Yanlarına gitmeniz yeterli. Onlarla ilgilenmek serbest. Mamalar için size yardımcı olabilirim."

Gülümsemeye çalıştım. "Ama ben daha önce pek hayvan sevmedim. Onları beslerken yanımda olur musunuz?"

"Tabi, beni izleyin."

Birlikte bir odaya girdik. Hava alabilen kutuların içinde köpekler vardı. Bizi görünce havlamaya başladılar. Ürkerek adama baktım.

"Sorun yok. Mama saatine denk geldiniz."

Adam yere eğilip bir kafesin kapısını açtı. İçindeki köpeği çıkarıp başını okşadı.

"Onları her gün bahçeye salıyoruz. Ama buradakiler hasta olduğu için tekrar kafese koymak zorundayız. Onların iyiliği için."

Yüzüm asıldı. "Hasta mı? Onlara ne olacak?"

"Elimizden geleni yapıyoruz. Veteriner arkadaşımız her gün uğruyor. Ona dokunmak ister misin?"

Yutkundum. Cebimdeki telefonum titredi. Ama sonra bakmaya karar verip adama yaklaştım.

"Isırmaz değil mi?"

"Isırmaz. Sevilmek hoşuna gider."

Kollarımı köpeğe uzatıp yavaş hareketlerle kucağıma aldım. Ağzından inlemeye benzer bir ses çıkınca zarar verdiğimi sanıp korkuyla adama baktım.

"Sorun yok."

Köpeği ön bacaklarından kavrayıp havaya kaldırdım. Siyah gözleriyle masumca bana baktı.

"Çok tatlı. Adı ne?"

"Her gelen başka bir isim söylüyor."

"Tamam o zaman. Zeytin olsun." Zeytin'e sımsıkı sarılıp cebimden telefonumu çıkarıp adama uzattım. "Bizi çekebilir misiniz?"

"Tabi."

Zeytin'i son kez sevdikten sonra başka hayvanları da ziyaret ettim. Korktuğum kadar yokmuş. Onların bize ihtiyacı varmış.

Öğleden sonra eve döndüğümde duş aldım ve kendimi yatağa attım. Barınaktayken Soner yazmıştı. Ben de tebessüm ederek çektirdiğim fotoğrafı attım.

Ben : Keşke köpeğim olsa doktor.

Ah, hemen görmüştü.

Üsame : Sevdin mi hayvanları?

Ben : Aşık oldum. O köpek hasta biliyor musun? Çok üzüldüm.

Üsame : Umarım kurtulur.

Umarım.

Üsame : Kıyamam. Köpeğe yani.

Gözlerimi devirdim.

Ben : Ben de istiyorum. Kedi ya da köpek.

Üsame : Bende kedi var. Köpek sahiplenebilirsin.

Gülümsedim. Kedisi ikimizinmiş gibi konuşmuştu.

Ben : Hasta köpeği istiyorum.

Üsame : Sen önce kendine bakmayı öğren. Yarın iş aramaya gidecek misin?

Ben : Bilmiyorum. Çok üşeniyorum.

Üsame : Haber verirsin.

Ben : Veririm. Biliyor musun? Kaç gündür pek sigara içmiyorum.

Üsame : Güzel. Demek ki hiçbir şey vazgeçilmez değilmiş, değil mi Çilli?

Ben : Öyleymiş.

Üsame : Bana adresini atar mısın? Yani geldiğimde nerede buluşacağız?

Ben : Sen buraları bilmezsin. Ben seni almaya gelirim.

Üsame : La, versene sen adresini. Ben bulurum.

Adama bak ya! Sanki burada yaşayan kendisiydi.

Ben : Kaybolursan karışmam.

Adresi gönderdim.

Ben : Niye evimin adresini istedin ki?

Üsame : Annen her gün işte mi?

Sorumu görmezden gelmişti.

Ben : Evet. Beşe kadar.

Üsame : Tamam. Ben yatıyorum. İyi geceler Çilli.

Bokluk yapıp çekiliyordu.

Ben : Peki, iyi geceler Üsame.

Okundu.

Ah, pazara dört gün kalmıştı.

Dört gün.

Üsame.

🌙

"Çayı koydum Büşra kalk!" Kapının sesini duyunca ofladım. Bugün iş falan bakamazdım. Yastığı başıma bastırıp uykuma devam ettim. İki saat sonra uyandığımda demlenmekten suyu çekilen çayı ocaktan alıp tezgâhın üzerine bıraktım. Yeni bir çay demlerken sandalyeye oturdum. Wp ye girip Soner'e mesaj attım.

Ben : Günaydın Üsame.

Tuhaf bir şekilde çillerimi artık saklamıyordum. Çünkü onları görmek istediğini açıkça söylemişti. Telefon titreyince heyecanla mesaja baktım.

Üsame : Günaydın Çilli.

Kaşlarım havalandı.

Ben : Nereye gidiyorsun?

Üsame : Kardeşimle gezeceğiz.

Ben : Okulu yok mu?

Üsame : Sıkıntı olmaz. Sen hala bana haber vermedin.

Ben : Bugün evdeyim. Annemin tüm çabalarına rağmen ayılamadım.

Üsame : Yarın çıkarsın. Alışkınsın zaten boş durmaya.

Ben : Çok biliyon.

Wp den çıktığında ofladım. Kahvaltımı hazırladım ve bu sefer mutfakta değil, salonda yemiştim. TV'nin karşısında magazin haberlerine bakıp dört bardak çayı götürmüştüm. Bugün evde olacağıma göre biraz evi toparlayıp annemin gözüne girebilirdim. Önce mutfağı ve salonu topladım. Müziğin sesini son ses açıp odaları süpürürken arada telefonumu kontrol ediyordum. Hala mesaj atmamıştı. Sanırım kardeşi ile geziyordu. Öğleden sonra işleri bitirip duşa girdim. Belki biraz dolaşmaya çıkabilirdim. Saçlarımı hafif dalgalı bırakıp üzerime kotumu giydim. Ah, pazar! Çok az kalmıştı. Sırt çantamı alıp çıkmadan önce telefonumu kontrol ettim. Yazmıştı.

Üsame : Neredesin?

Ben : Evdeyim. Ama çıkacağım birazdan.

Üsame : Nereye?

Ben : Dolaşmaya. Unuttun mu artık programlı bir kızım 😂

Okundu.

Kaşlarım havalandı. E yazsana çocuk! Hala çevrimiçi.

"Soner şaka mısın ya?" Söylenerek kapıyı açtım. Kardeşiyle ise arayamazdım da. Neden cevap vermiyordu ki? Kapıyı arkamdan kapatıp kilitledim. Gözlerim hala ekrandaydı.

"Kalıbına tükürdüğümün herifi." diye çemkirdim telefona doğru.

"Kimin herifi?"

Telefon elimden kayıp yere düştü. Yeni bir hayal görüyordum sanırım. Ya da sadece duyuyordum, evet hayaldi. Yutkunarak başımı kaldırdım. Dudaklarım yavaşça aralandı. Fotoğraflardan fırlamış gibiydi. Onu fazla düşünüyordum sanırım. Başka bir açıklaması olamazdı.

"Şansıma seni makyajsız yakaladım Çilli." Dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. Sesi hep telefondan kulağımı doldururdu. Bu kadar yakından işitmek çok uzak bir ihtimaldi. En azından pazara kadar. Birkaç yüz kilometre kadar, birkaç saat kadar uzaktı.

Kıpırdayamadım. Ne yapacağımı bilemeden ona bakıyorken bana doğru bir adım atıp durdu. Gerçekten buradaydı. Sadece on metre ötemde, mavileriyle bana bakıyordu. Allah'ım, fotoğraftakinden daha yakışıklıydı. Saçları, bakışları, dudakları, kahretsin karşımda duruyordu ve ben dakikalardır salak gibi yüzüne bakıyordum.

"Çilli?"

Buradaydı, gerçekti.

Sırt çantamı yere atıp hesapta olmayan bir şey yaptım. Ona doğru koştum. Bunu bekliyormuş gibi kollarını kaldırdı ve göğüslerimiz birbirine çarptığında kollarını bana kenetledi. Fazla uzundu. Ama bunu sorun etmeden parmak uçlarımda yükseldim, o da bana doğru eğildi.

Kokusu bile aklımı çelebilirdi. Göz pınarlarımın yandığını hissettim. Derin bir nefes aldığını duyduğumda saçlarımı kokladığını düşündüm. Yanımdaydı, ona dokunuyordum. Bu ihtimal o kadar uzaktı ki, birazdan bir ağaca sarıldığımı fark edip krize girmekten korkuyordum.

"Çok güzel kokuyorsun." diye fısıldadı saçlarıma doğru. Konuşamadım. Asıl onun büyüleyici güzellikte koktuğunu söylemek isterdim. "Bir şey söylemeyecek misin?"

"Çok..."

"Çok?"

Burnumu çektim. Ağlamıyordum ama ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

"Çok güzel bir hismiş."

"Nedir o güzel olan his?"

Görmese de tebessüm ettim. "Hayallerinde dokunduğun insana sarılabilmek."

Sarılışı sıkılaştı.

"Evet Çilli, güzelmiş."

🌙

19, 20 ve 21. bölümlerin düzenlenmiş halidir.

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top