Ü90 🐾

Multi video ;Mustafa Sandal-Gel Bana 🎶

Keyifli okumalar 🌸

▪️

"Günaydın." diyerek boynuna sarıldım. Dün gece geç saatte beni eve bırakıp gitmişti. Barlas ve Eray'ı ise beni bırakmadan arabadan indirmişti. Onları sevmiştim. Çok samimi tiplerdi.

"Günaydın Çilli."

Geri çekilip yanağını öptüm. Gözlerini kapatıp gülümsedi.

"Oh, mis."

"Ben kahvaltı hazırlardım."

"Kahvaltıdan sonra seni bir yere götüreceğim."

"Nereye?"

Cevap vermeden ıslık çalmaya başladı ve arabaya bindi. Gözlerimi kısıp ona baktım. Acaba Asya'ya mı götürecekti? Yanına geçip oturdum ve kemerimi bağlayıp camı indirdim.

"Bizimkiler de gelmek istedi ama onlara başka zamana söz verdim."

"Gelseydiler keşke."

"Boşver. İşleri var zaten."

"Senin yok mu?"

"Ne olsun istiyosun Büş?" diye sordu gülerek. "İşim yok.

"Benim için aksatma işlerini."

"Yav yok. Olunca gidiyorum zaten."

"Tamam o zaman."

Kendi camını da indirdi ve saçlarımız uçuşmaya başladı. Radyoyu açtığında kendimi şarkı söylemek için hazırladım.

"Anne karnı huzur! Çocukluğumun sesi.
Senden bana, şimdi zamanı sızdıran."

Gülümsedim. Elimi tutup söylemeye devam etti.

"Şımartılmamış aşkın, sessizliğe yakın, kim bilir kaç yüz yıldır sarılmamış kolların, sisliydi kirpiklerin ve gözlerin yağmurlu, yorulmuşsundur, hakkını almış yılların.

Büşraa! Sen eski bir şarkısın.
Büşraaa, beni fark etme sakın, omzumda iz bırakma, yüküm dünyaya yakın,
Büşra, hep aklımda kalacaksın. "

Elini kaldırıp öptüm. Nasıl bir güzellikle birlikteydim böyle! Şarkıyı değiştirdi. Yüzünde hala gülümseyişinin izleri vardı.

Aşti yazısını görünce kaşlarımı çattım. "Nereye gidiyoruz?"

"Otogar. Bir misafirim var. Onu alıp öyle geçeriz."

Kafasını şarkıyla birlikte hareket ettirdiğinde gülmeye başladım. "Ah beline beline sarılamam." dedi düz bir sesle.

"Soner iyi misin?"

"İyiyim hayatım."

Hayatım.

Yerimde doğruldum. Bunu beklemiyordum.

"Öyle de güzel diyor, ince de belli." dedi şiir okur gibi. Başımı iki yana salladım.

"İyi olduğun konusunda şüpheliyim."

"Mutluyum, bunu görebiliyorsun değil mi?"

"Fazlasıyla."

Güldü ve yakasına astığı gözlüğünü taktı. "Geldik."

Kemerimi çıkarıp arabadan indim. Elini sırtıma koyup beni sola doğru çevirdi. Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Bunu kesinlikle beklemiyordum. Başımı yavaşça Soner'e çevirdim. Artık gülmüyordu. Başıyla anneme selam verdi.

Her şeye rağmen.

Soner'de uzaklaşıp anneme doğru yürüdüm. Elindeki valizi yere bırakıp kalan yolu tamamladı ve koşup bana sarıldı. Onu özleyebileceğimi düşünmemiştim. Hem de hiç.

"Anne, geleceğini söylemedin."

"Düne kadar benim de haberim yoktu. Ama elime bir fırsat geçti." Bakışları bir an Soner'e kaydı. "Ben de değerlendirmek istedim."

"Burada mı kalacaksın?"

Başımı iki yana salladı. "Sadece seni görmeye geldim. Akşam döneceğim. İş var biliyorsun."

"Benimle kalabilirsin."

Yanağımı okşadı. Yıllar sonra ilk kez anne şefkatiyle.

"Herkes mutlu olduğu yerde devam etmeli."

Soner yaklaşıp valizimi yerden aldı. "Hadi bakalım, gidelim."

Sırf Muğla'ya gitmemem için annemi buraya getirten bir Soner'e sahiptim.

Annemin yanına arkaya oturdum. Dikiz aynasından Soner'e baktım. Gözlükleri olduğu için bana bakıp bakmadığını göremiyordum. Ama dudağının kenarı yukarı kıvrılınca gülümsedim.

Annemle beni kahvaltı için bir yere götürüp bıraktı. Annemi oturtup arabaya döndüm.

"Sen gelmeyecek misin?"

"Sizin konuşacaklarınız vardır. Tek dönebilir misin eve?"

"Dönerim."

"Yolu bulamazsan beni ara. Veya taksiyle git." Elimi arka cebine uzattığında onu durdurdum.

"Gerek yok. Zaten gidebilelim diye eve yakın bir yere getirmişsin belli."

Eğilip yanağımı öptü. "Ben şirkete geçeceğim."

"Hani işin yoktu?" diye sorduğumda arabanın kapısını açtı. "Soner? Bir daha işin varken yanıma gelmiyorsun."

Beni takmadan arabaya binip camını indirdi. "Dikkatli ol Olric."

Arkasından bakarken elim yine cebimdeki yüzüklere gitti. Bende olduklarını biliyordu. Ama hiç sormamıştı. Annemin yanına döndüm.

Aynı şeyleri konuşacağımızı biliyordum. Öyle de oldu.

"Benimle kalmaya devam edeceğini düşünmüştüm. Ama sen ondan kopamıyorsun."

"Sen de söyledin, herkes mutlu olduğu yerde devam etmeli."

"Keşke zamanı geri alabilseydim."

"Ama alamayız anne. Hiçbirini yaşanmamış sayamayız. Ben saymam."

Hala aynaya yapıştırılan yanağım gözümün önündeydi.

"Sana inanmadığım için özür dilerim kızım."

"Şimdi inanıyor musun?"

Yüzümü ellerine indirdi. Tabi ki inanıyordu. Pişmanlığı her hareketinden okunuyordu.

"Ben Muğla'ya dönmek istemiyorum. Ama eğer sen benimle burada kalmak istersen, Soner'in de benim de başımın üstünde yerin var."

Başımı iki yana salladı. "Bunu yapamam. En azından şimdi."

İçini kemiren pişmanlık, nasıl da okunuyordu yüzünden. Onunla akşama kadar oturduk. Sessiz kalsak da birbirimize baktık. Onu eve davet etsem de istemediğini söyledi. Biletini gelmeden önce almış bile. Onunla otogara geri gittim. Otobüse binmeden önce sanki son kez sarılıyormuş gibi sarıldı bana. Kokumu içine çekti, kokusunu içime çektim. Ağlamamıştım. Ama gözlerimde saatlerdir tuttuğum yaşlarımın kalıntıları vardı.

Annem gittikten sonra bir dolmuşa binip eve yakın bir yerde indim. Eve girdiğimde önce kapının dibinde duran valizimi gördüm. Ardından kulağıma bir havlama sesi geldi. Anahtarı yere fırlatıp slaona koştum. Ama o beni koridorun yarısında karşıladı ve kucağıma atladı. Sırtüstü arkaya düştüğümde hala sıkıca sarılıyordum.

"Oğlum, Zeytin'im." dedim yumuşak bedenini okşayıp. "Sen de mi özledin beni? Ben çok özledim."

Cevap olarak uludu. Gülümseyip başını öptüm. Yerden kalkıp onu salondaki koltuğun üzerine bıraktım.

"Soner mi getirdi seni? Ama ben ikinizi de yerim."

Yanına uzanıp ona sarıldım.

"Ona bir teşekkür borçluyuz, değil mi? Bizi tekrar bir araya getirdi."

Gözlerimi kapatıp başımı karnına yasladım.

Hatta iki teşekkür, annemi de bana getirdi.

🌙

Selam. 🙏🏻

Dün bölüm gelmediği için özür diliyorum. Hesapta olmayan şeyler oldu. Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Soner'e bir cümle bırakır mısınız? 😌

Görüşmek üzere. 💙

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top