Ü89 🐾

Multi video ;;Buray-Durduramadın Gitti Yarım🎶

Keyifli okumalar 🌸

▪️

"Gel."

Uzattığı elini hızlıca tuttum. Günler sonra ellerimiz birleşmişti. Nasıl da mutluydum, en büyük hayali annesine sarılıp uyumak olan bir çocuk gibi.

"Beni Altın ile tanıştıracak mısın?"

"Evet."

"Peki Zeytin? Onu da görebilecek miyim?"

Başını salladı. Zeytin'in adının geçmesi ikimizin de yüzünü düşürmüştü. Eve girdiğimiz anda nefis yemek kokuları burnumuza dolmuştu. Melek Hanım'ın sesi her yerdeydi.

"Buse? Berfin'i bırak da buraya gel!"

Berfin'i hatırlamıştım. En son geldiğimde o ve annesi de buradaydı.

"İyi akşamlar." dedim mutfağın önünden geçerken. Melek Hanım birbirine kenetli ellerimize bakıp gülümsedi.

"Hoşgeldin kızım. Bu arada arkadaşların odanda oğlum."

Başımı kaldırıp Soner'e baktım. Gözlerini devirip başını salladı.

"Mikroplara kaç kere dedim ben yokken girmeyin diye."

"Hazine mi var odanda?" diye sordum merdivenleri çıkarken.

"Altın var." dediğinde gülümsedim. "Kedi korkuyor onları görünce. Hele Eray."

Merdivenlerin karşısındaki odaya girdiğinde elimi ayırdım. İlk defa arkadaşlarını görecektim. Yuvarlak çift kişilik yatakta yatan adamı görünce hemen Soner'in yüzüne baktım.

"Lan gevşek, ayağındakileri çıkaraydın." diyerek arkadaşını ayak bileğinden çekip yatakta oturur pozisyona getirdi. Sırıtmaya başlayan arkadaşı yataktan kalkıp Soner'i omzundan itti ve bana doğru geldi.

"Baktık seni bize getirmiyor, biz gelelim dedik." Elini bana uzattı. Yüzüme sahici bir gülümseme yerleştirip elini tuttum. Kıvırcık saçları vardı ve ben kıvırcık saç sevmezdim. "Eray."

"Büşra."

Yüzümü yüzüme yaklaştırdığında istemsizce geriledim.

"Hani çilleri yok bunun." dediğinde Soner onu ensesinden tutup kenara itti.

"Mesafeni koru. Parfümümü yine boşaltmışsın üzerine."

"Yemedik be. Hava baya sıcak aga. Akşam çıkalım."

"Nerde o şeref yoksunu?"

"Balkonunda." dedi ve yatağa oturdu.

"Barlas! Altın'ı içeri sok. Atıyo kendini çekirge gibi. Kırılacak bir yeri."

"Çocuğun olsa bu kadar düşünmezsin amına koyayım."

Barlas odaya girdiğinde göz göze geldik ve dudaklarını sımsıkı kapattı. Onun da saçları uzundu ama kıvırcık değil hafif dalgalıydı. Soner'in saçlarını böyle düşünemiyordum.

"Merhaba yenge."

Yenge mi? Utanıyordum zaten. Acaba ayrılıp barıştığımızı bilmiyorlar mıydı?

"Merhaba."

Kediyi Soner'in kucağına fırlatıp bana doğru geldi. Barlas ve Eray birbirine çok benziyordu.

"Demek Soner'ime o şarkıları öneren sensin?" Elini uzatmak yerine bana sarıldı. Şaşırsam da gülerek karşılık verdim. "Kafa dengimi buldum aga."

"Barlas elin boş mu geldin?"

"Ne getirecektim ki?"

"Sana gelirken çizimleri getir dedim."

Barlas benden ayrıldı. "Unuttum desem inanır mısın?"

"İnanırım." Soner'in bıkkın sesine güldüm ve kucağındaki Altın'a uzandım.

"Gel bakalım güzellik."

Gözlerine aşık olmuştum. Soner'in ona gözü gibi baktığı belliydi. Çok temizdi.

"İnan o zaman kanka. Unuttum çünkü."

"Pişkin pişkin sırıtma bari."

"İşi bırak da," diyen Eray'a döndüm. "Olum hava 30 derece. Adana ile yarışıyoruz. Allah rızası için çıkalım akşam ya."

"Hayır mı dedik sana? Ne küçük Emrah'a bağlıyon?"

Eray, Soner'e sırıtıp bana baktı. "Çok tatlı dilli."

Aşağıdan bizi çağırdıklarında Altın'ı Soner'e teslim ettim.

"Ellerini yıka. Gerçi benim Altın'ı da yıkamam lazım Barlas'tan sonra."

Odadan çıkarken arkasına dönen Barlas ellerini şortunu cebine soktu. "İnsan en çok sevdiği ile uğraşırmış."

"Bir yürü git."

Arkadaşları aşağı inince tebessüm ederek Soner'e döndüm.

"Tahmin ettiğim kadar gerilmedim."

"Fırsat vermezler ki."

"Öyleymiş."

Altın'ı yere bırakıp bana baktı. "Özlemişim."

"Ben de." dedim sessizce.

Ellerini arkasında birleştirdi. "Ellerim müsait değil. Sana dokunamıyorum."

Gülümsedim ve parmak uçlarımda yükselip çenesini öptüm. Geri çekildiğimde o da gülüyordu.

"Dokunmak için ellere gerek yok Olric."

Eğilip burnunu benimkine değdirdi. "Haklısınız Efendimiz."

"Oğlum hadi!"

Aniden ayrıldık. Bir an annesi kapıdan bizi gözetliyor sanmıştım ama aşağıdan seslenmişti.

"Geliyoruz."

Ellerimizi yıkayıp aşağı indiğimizde herkes masadaydı. Sohbetli, eğlenceli bir akşam yemeği yerken keyif almıştım. Aklım ara sıra anneme gitse de, geldiğimden beri beni hiç aramamış olmasına çok şaşırmıştım.

"Alihan Amca biz biraz dolanacağız." diyen Eray'a baktım. Sesindeki çekingen tını dikkatimi çekmişti. "Yağmur da bizimle gelsin, kafası dağılır."

"Üç tane abisi olacak yanında, tabi gelsin." dediğinde Eray'ın kısa bir an düşen ama hemen toparlanan yüzüne baktım.

"Sizlere afiyet olsun." deyip ayaklandığında gözlerim Yağmur'a kaydı. Önce babasına gülümsedi, ardından bakışları Eray ile kesişince gözlerini kaçırdı.

Noluyo lan? Hemen Soner'e döndüm. Arkasından gidip bahçeye çıktığımızda elimi koluna koyup onu durdurdum.

"Soner?"

"Efendim Büş." Sırıtmak istesem de kendimi tuttum.

"Şey, sana Yağmur ile ilgili bir soru sormuştum ya? Sevgilisi yok ama sevdiği de mi yok?"

Bakışları arkadan yürüyen Yağmur ve Eraylara kaydı. Ardından önüne dönüp kolunu sırtıma doladı.

"Anlamamak mümkün mü Çilli?"

Çilli, günler sonra.

"Nasıl yani?"

"Eray ilk bana söyledi Yağmur'dan hoşlandığını."

"Ama biraz büyük değil mi? On yaş var aralarında."

"Eray, Barlas'ın kuzeni. Yirmi iki yaşında."

Beş yaş. Soner ile benim aramda da dört yaş vardı.

"Peki sen ne düşünüyorsun bu konuda?"

"Yağmur'un sınavı bitti, Eray'ın da okulu. İstediği zaman kardeşime söyleyebileceğini söyledim. Şu saatten sonra bir abi olarak ikisinin de yanında olurum."

Gülümseyip kolumu beline sardım.

"Çok iyi bir abisin."

"Peki iyi bir sevgili miyim?"

Gözlerimi kapatıp anın tadını çıkardım. "Bu dünya için fazla iyisin Üsame."

Özlediğim şeylerden birini yapıp saçlarımın üzerini öptü.

Şükürler olsun.

🌙

Selam. 🙏🏻

Yağmur ve Eray hakkında ne düşünüyorsunuz?

Eray ve Barlas'ın Hikayemiz girmesini nasıl buldunuz?

Fikirlerinizi bekliyorum. Görüşmek üzere. 💙

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top