Ü76 🐾

Multi video ;Yıldız Tilbe-Ben Senin Var Ya 🎶

Keyifli okumalar 🌸

▪️

"Günaydın, ben Büşra. Siz kimsiniz?"

Kendime göz devirdim ve emniyet kemerini çıkardım.

"Kimsiniz mi? Ciddi misin?"

"Ne diyim Soner ya?"

"Günaydın, nasılsın falan?

"Sen diye mi hitap edeceğim?" diye sorduğumda elini yüzüne örtüp sabır dilendi.

"Kadın zaten görmeden gelinim diye benimsemiş. Bir de Melek Hanım de istersen."

"Annenin adı Melek mi?" diye sordum gülümseyerek. "Güzelmiş adı."

"İn hadi in."

"Kardeşin Yağmur. Babanın adı ne?"

"Alihan Beyler."

"Dalga geçme benimle." dedim ve arabadan indim. Evin kapısı açıldığında yutkunarak Soner'in yanına yaklaştım. "Soner kapı açıldı."

"Hey güzel Allah'ım, yine de şükürler olsun." Koluna dirsek attığımda sırıttı. Bakışlarım kapıya çevrildiğinde önce Yağmur'u gördüm. Koşarak yanımıza geldi ve Soner'e sarıldı.

"Kursa gitmedin mi?"

"Zaten yarın sınava gireceğim. Bir de kursa mı gideyim abi?"

"Sınavın yarın mı?" diye sordum. Başını sallayıp dudaklarını büzdü.

"Çok heyecanlıyım ya."

"Şşş, heyecan yok. Bayılıp kalırsan annemin ağzından duramazsın."

"Sanki duygularıma ben yön veriyorum." diyerek gözlerini devirdiğinde onu kendime benzetip güldüm.

"Şaka yapıyorum." diyerek kardeşini kolunun altına aldı. "Seneye bir daha denersin."

"Motive ediş şekline bak."

"Sen de ne akı beğeniyorsun ne karayı."

"Tamam tamam. Edebiyata başlama." dedi ve Soner'de ayrılıp bana sarıldı. "Annemler geldiğinizi duymadı sanırım. Ben pencereden yolunuzu gözlediğim için gördüm geldiğinizi."

Soner "Hadi içeri geçelim." deyince az önce bastırdığım heyecanım tekrar gün yüzüne çıktı.

"Arkadalar. Kahvaltıyı havuz başına hazırlattı annem. Büşra abla bir gör, annem mutfağa pek girmez ama senin için krep yaptı."

Soner bıyık altından gülerken dudağımı ısırmaya başladım. Evi anca inceleyebilmiştim. Sanırım Soner'in babası Ali Ağaoğlu ile iş yapıyordu. Evi çok güzeldi amk.

Arka bahçeye geldiğimizde kahvaltı masasının yanında ayakta dikilen bir kadın gördüm. Bir eli belinde masadaki yiyeceklere bakıyordu.

"Ay yok, Seher! En iyisi limonata da çıkar. Ya portakal suyu sevmezse?"

"Annecim?" Soner gülerek annesine doğru yürümeye başladığında ağzım şaşkınlıkla açıldı.

"Soner gitme. Soner? Bok ye." dediğimde Yağmur güldü. Annesi bize doğru döndü ve bakışlarını Soner'den ayırıp gözleriyle beni aradı. Yani sanırım bakındığı bendim. Gerçekten çok güzel bir kadındı. Kaç yaşında olduğunu bilmiyordum. Ama Soner'in 89 yılında doğan bir abisi olduğunu varsayarsak en az elli yaşındaydı.

Kahverengi düz saçlarını benim gibi salık bırakmıştı ve sade bir makyaj yaptığını buradan görebilmiştim. Soner kesinlikle annesine çok benziyordu.

"Hoşgeldiniz." diyerek kocaman gülümsedi ve Soner'i es geçerek bana doğru geldi. Birisi kollarımı kaldırabilir mi?

"H-Hoşbuldum." diyebildim kekeleyerek. Kollarını bana sardı ve eliyle sırtımı okşadı. Yavaşça kollarımı kaldırdım ve zayıf bedenine sardım. En son annemle ne zaman sarılmıştık acaba?

Geri çekilip yüzüme uzunca baktı. Haliyle bakışlarımı kaçırmıştım.

"Nihayet seninle tanıştık Büşra. Ben Melek."

"Çok memnun oldum."

"Soner kahvaltıya geleceğinizi söylediğinde dünyalar benim oldu." Koluma girdi ve kahvaltı masasına doğru yürümeye başladı. "Ne zamandır seni buraya getirmesini istiyorum."

"Aslında Soner'in bir suçu yok. Benim hazır olmamı bekledi."

"Artık istediğin zaman gelebilirsin."

Gülümsedim. O sırada kapıda bir adam göründü. Sanırım babasıydı. Soner'in neden bu kadar uzun olduğunun yanıtı karşımdaydı. Adam ak düşmüş saçlarına rağmen düzgün bir fiziğe ve yılların esir alamadığı bir karizmaya sahipti. Beni görünce arkasında birleştirdiği ellerini ayırmadan bana doğru yürüdü. Soner havuzun başında ne işin var ya! Heyecandan bayılacaktım. Ağzına tükürdüğümün çocuğu.

"E hani?" diye söze başladı babası. Ne hani? "Bana saçları pembe dediğinde metalci gelecek karşıma sandım."

Kaşlarımı çatıp Soner'i kötü bir bakış attım. Sırıttı.

"Ama hanımefendi olduğundan bahsetmedi." diyerek karşımda durdu. Allahtan diğer yanımda Melek Hanım duruyordu. Elini arkasından çıkardı avucunu yere çevirip elini bana uzattı. Buna çalışmamıştım. Elini öpmemi istiyordu. Titreyen elimi eline uzatırken Dudaklarım titredi. Babamın elini bayramlarda bile öpmezdim.

"Baba buna gerek yok." diyen Soner'e sarılmak istedim. Aklımdan geçeni okumuş gibiydi. Babası diğer elini kaldırıp onu susturdu. Eline dokundum ve başımı eğip öptüm. Alnıma dokundurduğum sırada bana sarıldı. Ne yapacağımı bilememiştim. Gözlerim dolmuştu.

"Hoşgeldin kızım." dediğinde ağlamak istedim.

Ben seni hiçbir zaman kızım olarak sevemedim.

"Hoşbuldum." dedim ama sesim fısıldar gibi çıkmıştı. Böyle sıcak bir ortam beklemiyordum. Babası ile ayrıldığımız sırada bakışlarım Soner'inkilerle kesişti. Yüzünde küçük ama anlamlı bir tebessüm vardı.

"Hadi masaya geçelim."

Herkes yerine geçerken Soner'in vardığını arkamda hissettim. Kulağıma doğru fısıldadı.

"Asıl şimdi şehrime hoşgeldin Çilli."

🌙

Selam. 🙏🏻

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Fikirlerinizi her yerden bana belirtebilirsiniz.

Çünkü her yerdeyim. 😂

Bu arada eğer wp grubuna katılmak için numara bırakmış ama hala alınmamış olanlarınız varsa  özelden bana ulaşabilir.

Görüşmek üzere. 💙

Bạn đang đọc truyện trên: AzTruyen.Top